40 yıl önce ağır bir hastalık geçirdi.
Öneri üzerine pek de inanmayarak bal, arı sütü, polen ve propolis kullandı.
Hiç beklemediği şekilde hızla ve tamamen iyileşti.
Prof. Dr. Rafet Gök, aslında ekonomi alanında kariyer yapmış bir bilim insanı.
Yıllar önce bal ile bulduğu şifa hayatının akışını değiştirdi.
O günden bu yana arılar ve mucizevi ürünlerine merak saldı.
Arıdaki şifanın peşine düştü, araştırmalar yaptı.
Arıların ürettiği bal, arı sütü, propolis ve polen ile özel karışımlar üretti.
Birçok insanın sağlığına kavuşmasına katkı sağladı.
Bilim insanlarının yüzyılın buluşu diye nitelediği doğal antibiyotik olan propolisi, içeriği hala tam olarak keşedilemeyen mucizevi arı sütünü, gerçek bal ve polenin şifasını tanıtmaya çalıştı.
İzmir’de emekli hayatı sürdüren Prof. Dr. Rafet Gök, sağlığını borçlu olduğu dünyanın en zeki hayvanı arıların dünyasını ve bu minik zarif hayvanların gizemli şifasını anlattı.
Sizi tanıyabilir miyiz? Arı, bal ve propolis hayatınıza nasıl girdi?
Ben Muğla Üniversitesi’nden emekli bir ekonomi profesörüyüm. Aslen Çorumlu’yum. 1973 yılında Tuzla Piyade yedek subay öğrenci okuluna asistan olarak gitmiştim. O zaman benim midemde, on iki parmak bağırsağımda 10 santim yara vardı. Her gün yedi ilaç kullanıyordum. Çok zayıflamıştım, bir gün yemekhanede doktor üsteğmen gördü beni ve siz bu ilaçları neden kullanıyorsunuz diye sordu. Ülser olduğumu söyledim, beni revire çağırdı. Röntgen sonuçlarına baktı, ameliyat olmanız şart dedi. Ben de düşünmek istedim. Ama ameliyat olmadım, aylar geçti ve sonra terhis oldum.
ARI SÜTÜYLE İYİLEŞTİ
Hastalık nedeniyle mi tanıştınız bal ve arı sütü ile?
Evet, Muğla Üniversitesi’ne tayinim çıktıktan sonra Muğla’da arı sütü ile tanıştım. O zamana kadar arı sütünün adını bile duymamıştım. Bir öğrencimin arıcılıkla uğraşan babası, “Oğlum arının ağzından çıkardığı bir ifrazat var, çok kıymetlidir. Bunu kullan, ülserine çok faydası olur” dedi. Tabii ben çok inanmadım. Bana bir kiloluk kavanozda bal, arı sütü, polen ve propolis karışımı yapmış, onu gönderdi. Kullanmaya başladım ve gerçekten üç, dört gün sonra faydasını görmeye başladım. Kusmam geçti, ne yesem çıkartıyordum. Ben Allah Allah diye şaşkınım ve ondan değildir diye direniyorum hala kendi kendime. Bir kavanoz balı bitirdikten sonra çok büyük bir rahatlama içine girdim ve 8 ay ara vermeden bu karışımı kullandım.
Bal, arı sütü, propolis ve polen karışımıyla mı iyileştiniz?
Tamamen iyileştim ve bir zaman sonra yolum düştü İstanbul’da Haydarpaşa’ya gittim. Askerde bana bakan o doktor üsteğmen yarbay olmuş, onu buldum. Tanıdı beni, “Ameliyata mı geldin” dedi. Film çekti, bir şey göremeyince hata oldu sandı. Bir kere daha film çekti ve hiçbir şey göremedi. “Hiç yara gözükmüyor, ülser kapanmış. Siz ne yaptınız böyle” diye şaşkınlıkla sordu. Ben de anlattım. O yarbay doktor da Muğla’daki o arıcı arkadaşa hasta göndermeye başladı sonra.
40 YIL ÖNCE BAŞLADI
Arılar ve bal konusuna fokuslanmış oldunuz böylece…
Tabii tabii. Ardından biz üniversitede dört doçent arkadaş bu işe yarı amatör, yarı profesyonel girdik. Okuduk, sorduk, inceledik, kullananlarla konuştuk. Yıl 1976, arı sütü, polen ve propolis ile ürünler yapmaya başladık. Sonra kimi ayrıldı, kimi başka yere tayin oldu gitti. Benim üzerime kaldı. Eşe dosta verdik, şifa buldular. Teşvikler aldık, “Aman devam edin” dediler.
40 yıl önce başladınız, şimdi ne aşamadasınız?
Evet, 40 yıl önce başladım. Türkiye’de bal ile arı sütü, polen ve propolisi karıştırarakürün hazırlayan ilk biz olduk. Dynabeilla markasıyla bal bazlı çeşitli ürünler hazırladık. Ama ben artık emekli oldum, şimdi oğlum Onur Gök, butik denebilecek bir çalışmayla benim bıraktığım yerden devam ediyor. Benim gibi arılarla yakından ilgili oğlum işi üstlendi, üretim ve satışla ilgileniyor. İşin sahibi oğlumdur, ben kendisine gönüllü danışmanlık yapıyorum. Ürünlerin tümü onaylı, analizli ve Tarım Bakanlığı ruhsatlıdır. Dynabeilla ürününü aktarlarda bulamazsınız, sadece eczanelerde satılıyor. Siparişe göre hazırlanıyor, sanayi ürün değildir. Günümüzde dürüst pazarlayacak insan bulmak zor, o nedenle internette dynabeille.com adresinden de satışı yapılıyor.
ARI GİBİ CANLI
Dynabeille’nin bir anlamı var mı?
Dyn, dinamizden geliyor. Abeille’ de Fransızca arı demektir. Arı gücü, arı canlılığı anlamına gelir. Bize baştan sanayi tipi üretim yapacaktınız, böyle tanınamazsınız demişlerdi. Böyle güdük kaldık, tanınmadık ama biz mutluyuz.
Destek bir ürün mü?
Vitamin yerine kullanılıyor ama insanlar tedavi edici özelliğini biliyor. İki grup insan kullanıyor bu tür ürünleri. Biri en alt tabaka, fakir fukara çok pahalı ilaçları alamadığı için bunu ilaç diye alıyor. Bir de en üst tabaka zenginler doping için alıyor. Ya çok pahalı ilaçlara ulaşamayanlar, ya da sağlığının kıymetini bilen zenginler alıyor.
Nasıl hazırlanıyor?
Krom nikel kazanlara gramajlar belirlenmiş olarak bal, propolis, arı sütü, polen konulur ve santrifüj kuvvetiyle karıştırılır. Aynı standartta el değmeden şişelere doldurulur. Çocuk dozu var örneğin hafif yapmak lazım. Ama ağır bir hastalıkta kişiye özel daha güçlü bir karışım hazırlarsınız. Ana maddesi baldır, arı sütünü bala koymazsanız bozulur. Bala koyarsanız yaşar, aksi takdirde arı sütünü buzdolabı dışında muhafaza edemezsiniz. Yani arı sütü baldan beslenir.
ÜRETİCİDEN TENEKE BAL ALIN
Çok ilginç, siz balı nereden temin ediyorsunuz?
Bal Muğla yöresinden alınıyor. 40 yıldır hep aynı üreticiden bal alırız. Gerçek baldır. Analizi olmayan bal alınmaz. Eğer bal alacaksanız dürüst üreticiden, yani kovan sahibinden paketlenmemiş teneke bazında bal alacaksınız. Mutlaka üreticiyi bulacaksınız. Televizyonda 10 liraya bal diye zehir satıyorlar. Sıvı balda her türlü hile yapılıyor. İlla birileri ölünce el konuyor. Türkiye’de bal çok tehlikeli.
.jpg)
BALDAKİ TEHLİKE
Neden?
İçinde yabancı madde oluyor. Eğer sağlıksız bir ortamda üretilmiş ise, yapısı bozuk ise insanları zehirler. Büyük firmalar balı büyük kazanlara dökerler, benmari usulü su içerisinde kaynatırlar. İçerisine de kristalize olmasını önlemek için ismini vermeyeceğim yabancı madde katarlar. Marmaris’in koyu renkli, neredeyse siyaha çalan çam balı olur kehribar sarısı. Görünüşü Erzincan’ın, Kars’ın çiçek balına dönüyor ama zehirdir.
HAKİKİ BAL KRİSTALİZE OLUR
Amaç ne bunda?
Amaçları balı daha akışkan, açık renkli yapmak ve şekerlenmesini önlemek. Bal kristalize olduğu zaman, yani şekerlendiği zaman sizi sahtekarlıkla suçluyorlar. Kötü bal deniyor, halbuki kristalize olan bal hakiki baldır. Arının beslenme koşullarına göre bal kristalleşebilir. Hava soğuktur bal kristalize olur, donar. Ben Paris’te hiç sıvı bal görmedim, raflarda hep kristalize bal satılıyordu. Sordum, biz sıvı bal yemeyiz dediler. Kaşıkla katı halde yiyorlar. Patojen madde taşımaz, kristalize olan bal sağlıklı baldır demişti Fransız bir yetkili. Çiçek, balı kristalize eder. Mesela gerçek çiçek balı kristalize olmuyorsa şüphe edin. İşlemden geçmiştir.
Kristalize olması aslında balın doğallığını mı gösteriyor?
Evet ama Türkiye’de bu tam tersi biliniyor. Mısır’da piramitlerde 7 bin yıllık bal bulundu ve bozulmamıştı. Bu da saf baldır.
PROPOLİS MUCİZESİ
Peki arının ürettiği propolis adlı madde nedir?
Propolis kovanı enfeksiyon ve bakterilerden koruyan, arının kovanın çatlaklarını dıştan ve içten sıvayarak kapattığı bir madde. İşçi arılar içeriye mikrop ve toz girmesini önlemek için propolis ile çatlakları sıvıyor. Propolis ile hem kovanı sterilize ediyor, hem de kovanın ısısını koruyorlar. Eski Yunan, Roma ve Mısır uygarlıklarında propolisin kullanıldığı bilinmektedir.
Arı propolisi nasıl üretiyor?
İşçi arılar propolisi çam, meşe, huş, okaliptüs, kavak, kestane gibi ağaçlardan ve bazı bitkilerin tomurcuk ve yapraklarından toplar. Arka bacaklarındaki polen sepetlerinde depo eder ve kovana taşır. Arı bu maddeyi salgıladığı aktif enzimlerle karıştırır. Propolis, reçinemsi kokulu ve rengi koyu kahve bir maddedir. Kahverengi topaklar halinde kovandan toplanır. İçinde 180 farklı bileşen tanımlanmıştır. Bu toplanan propolis eksi 300 derecede soğutulup, değirmende çekilerek toz haline getiriliyor.
KANSERE KARŞI ÇOK ETKİLİ
Mucizesi nedir propolisin?
İnsanları enfeksiyon hastalıklarına karşı korumada ve kanserde bir numaralı ilaç olarak kabul ediliyor. Normal antibiyotikten 70 kat güçlü, mükemmel bir doğal antibiyotik. Bağışıklık sistemini destekliyor. Vücut direncini yükseltiyor. Japon Kanser Araştırma Kurumu 1991 yılında propolisin kanserden koruyucu özelliğini açıkladı. Kanseri önleyici ve tedavi edici rolü olduğu görüldü.
Örneğin solunum yetersizliğinden öldü denen kişiler için çok üzülüyorum, çünkü inanıyorum ki propolis kullansalardı fayda görürlerdi. Özellikle astım, akciğer hastalıkları, koah, verem gibi hastalıklar vealerjiye çok iyi geliyor. Propolis özellikle enfeksiyon hastalıklarında tam tedavi edicidir. Kanserde çok etkilidir ama yeterli miktarda yeterli süre kullanılmalıdır.
Başka nelere iyi geliyor propolis?
Kadınlarda kemik erimesine çok iyi geliyor. 70 – 80 yaşında olup oturduğu yerden namazını kılan bayanların komşuya gezmeye gittiğini bile gördüm. 80 yaşındaki kişi ile 50 yaşındaki kişi için farklı miktarda kullanılır. Bal, polen, arı sütü ve propolis karışımı çocuklarda ruhsal, bedensel gelişim için faydalıdır. Uykusuzluk problemine iyi gelir. Sabaha kadar dolaşan insanların mışıl mışıl uyuduğunu gördüm.
ARI SÜTÜ REÇETESİ
Propolis dünyada da tanınıyor mu?
Propolis dünyada kanserin bir numaralı ilacı oldu. Türk Tıp Şurası arı sütü, polen ve propolisin tedavi edici özelliğini henüz kabul etmediği için resmiyet kazanmadı. Onu incelemeye sıra gelmedi diyorlar. Ben Fransa’da bulundum, orada doktor reçetede hastasına iki kutu arı sütü yazabiliyor. Devlet de bunu karşılıyor. Bizde yok maalesef. Tıp profesörü faydasını biliyorum ama söyleyemem diyor.
Gelelim arı sütüne, peki arı sütü aslında nedir?
Arı sütü, işçi arıların yutak üstü salgı bezlerinden çıkarttıkları jel kıvamında akıcı, kremsi beyaz bir madde. Arı, arı sütünü midesinde yapıyor. Yoksa dışarıdan topladığı bir şey değil, bitki özlerini arı sütüne çeviriyor. Kraliçe arıyı ve larvaları besliyorlar. Arı sütü yabancı dilde, kraliyet jeli olarak adlandırılır. Arılar arı sütünü sadece kraliçe arı ve arı larvalarının beslenmesi için üretirler. Yavru arılar sadece ilk üç gün arı sütüyle, daha sonra polen ve bal ile beslenirler. İşçi arıların ömrü 3 – 4 ay iken, hayatı boyunca sadece arı sütüyle beslenen kraliçe arı 3 – 4 yıl yaşar. Ve kraliçe arı kovandaki diğer arılara göre 6 – 7 kat daha büyüktür.
Arı sütünün özelliği nedir?
Arı sütü günde 3 bin yumurta yapan kraliçe arının besinidir ve besin değeri çok yüksektir. Amino asitler, vitaminler, yağ asitleri, çeşitli hormon, enzim ve mineraller içerir. Arı sütünün yüzde 3’ü literatürde hala bilinmeyen madde olarak geçer. O yüzde 3’lük bölümünün içeriği anlaşılamamıştır. En çok faydalı olan da o anlaşılamayan yüzde 3’lük kısım denir. Yani arı sütünün bileşenlerinin yüzde 97’si çözüldü, ne olduğu biliniyor ama yüzde 3’ünün içeriği hala bilinmiyor. Arı sütü insanlarda yumurta ve sperm kalitesini artırmada çok faydalıdır. Vücut enerjisi için de çok önemlidir. Antioksidan özelliğiyle serbest radikalleri bloke edilmesine yardımcı olabilir. Arı sütü özellikle kısırlıkta çok önemli başarı kaydediyor. Genetik olarak kanser riski taşıyanlara tavsiye edilmektedir. Ancak kullanırken doktora başvurmakta mutlaka fayda vardır.
Arı sütü nasıl toplanıyor?
İşçi arılar kovan içinde yüksük gibi yuvalar yapıyorlar. Kusarak o yüksükleri arı sütüyle dolduruyor, sonra da ağzını kapatarak koruyor. Biz insanlar da işte o arı sütünü o yüksük gibi yuvanın içinden enjeksiyonla çekerek topluyoruz. Yani insanlar kovandaki arı sütünü çalıyorlar. Dünyada en çok arı sütünü elde eden ülke Arjantin’dir. Türkiye’de kovan başına 25 gr. – 30 gr. arı sütü alınırken, Arjantin 300 gr. arı sütü alır. Suni kraliçe arı üretiyorlar.
Polen nedir o halde?
Polen de arının ayaklarıyla kovana getirdiği çiçek tozlarıdır. Çiçeklerin erkek üreme organlarından topladığı tozları ağzından çıkardığı salgıyla ayaklarına yapıştırır. Kovana girerken arının ayakları kurulan tuzağa çarparak polen parçacığı, polen topakları tuzağa düşer. Ama hepsini alırsanız arılar yeterince beslenemez ve ölür. O nedenle kovanda bir denge kurmak zorundasınız. Ne yazık ki bunu her arıcı bilemiyor ve arılar ölüyor.
DÜNYANIN EN ZEKİ HAYVANI
Arı günde ne kadar mesafe uçar?
Arılar için dünyanın en zeki hayvanı diyorlar. 10 kilometreden fazla uçtuğu söyleniyor. Göğe bin metre yükselir ve yuvasını tekrar bulur. Arının önüne yüz bin farklı kovan da koysan, kendi kovanını bulur. Eğer bulamaz ise başka bir kovana girerse öldürülür. Yabancı arıyı içeri alınmaz, yanıldığı zaman hayatıyla öder. Öldürüp dışarı atarlar.
Siz iyileştikten sonra da arı sütü ve propolis kullanmaya devam ettiniz mi?
Ben 40 yıldır kullanıyorum, bir gün grip olduğumu bilmem. Günde 15 gram saf arı sütü, 20 gram polen ve 10 gram da propolis kullanırım. Şeker hastası olduğum için iki kaşık yoğurda karıştırarak aç karnına yutuyorum. Lohusa anneler birkaç ay kullanacak, o bebek çok farklı olur. Bebeğin fiziksel ve ruhsal gelişimini destekler. Tavsiye ettiğimiz kişilerden vaktiyle ne mektuplar, ne dualar almışımdır. Sayın yetkili diye başlayan teşekkür, minnet mektupları gelmiştir.
SERDAR ORTAÇ İYİLEŞEBİLİR
Sağlıklı yaşam için herkese arı sütü öneriyorsunuz o halde …
Okuduğum kitaplara göre insan hücresi 60 defa bölünme olurmuş, bu esnada da özümleme yani gençlik devam ediyor. Hücre bölünmesi 60’ı tamamladıktan sonra ölüyor ve biz de buna yaşlılık diyoruz. Arı sütü, polen ve propolisin insan hücresinin hayatı boyunca 180 defa bölünmesini sağladığı ispatlanmış. Stres olmasa insan ömrünün üç katına çıkacağı iddia ediliyor. Bakü’de Müslimov adlı 168 yaşında bir kişinin tarlada çapa yaparken öldüğü belirtiliyor. Antropologlar inceliyorlar, bu adam 168 sene nasıl yaşamış diye ve sabah kahvaltısında ve bazen de gece yatarken kovan kırıntısı yediği anlaşılıyor. Uzun ömrünü buna borçlu olduğu ortaya çıkıyor.
Şifa arılarda gizli diyorsunuz…
Ben Allah’ın varlığına birliğine inanırım. Hiç kimse Allah değildir. Tüm bunlar vesiledir, şifa vesilesidir. Ama mesela gazetelerde şarkıcı Serdar Ortaç’ın MS hastası olduğunu okuyorum. İsveç şurubu, propolis ve polen kullansa çok fayda görür, tedavisi hızlanır. Keşke biri kendisine söylese. Ben ulaşamıyorum, üzülüyorum. Danışmak isteyenler bana her zaman başvurabilirler, memnuniyetle yardımcı olurum.
2
3
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri