RÖPORTAJLAR
6 Ekim 2017 Cuma

Her göreve hazırım...

Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar gazeteciler Fatih Yapar, Mehmet Karabel, Hanzade Ünuz ve Mehmet İşler’in sorularını yanıtladı.

Her göreve hazırım...

Karşıyaka’da her an karşınıza çıkabilir.

Kenti bisikletle geziyor.

Sokakta, vatandaşla iç içe olmayı önemsiyor.

Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar…

Ereğli’nin bağrından çıkmış bir Türkmen…

Kökleri Dulkadiroğulları Bekdikler’e kadar uzanıyor.

Bekdikleri “Savaşçı, dik başlı ve haksızlığın önünde diz çökmez” diye tanımlıyor.

Kelimenin tam anlamıyla siyasetin içine doğmuş.

Çekirdekten, babadan siyasetçi.

Genç yaşından itibaren CHP’de her kademede görev yaptı.

Babası Kenan Akpınar’ın “Siyasette para değil insan kazan” sözü kulağına küpe oldu.

Başkan Akpınar ile makamında yaptığımız sohbet ister istemez siyaset ağırlıklıydı.

Dinlenme odasında stres atmak için çaldığı baterisiyle Ege’de Sonsöz’e mini bir konser verdi.

Günü harika bir yerde tamamlayarak, Evrensel Çocuk Müzesi’ni gezdik.

Müzede dikkatimizi en çok dinazorlar çekti...

Siyasetten uzaklaşmayan sohbetin ardından dev dinazorların arasına korkusuzca atıldık...

HAYATIM SİYASETLE BAŞLADI

Rahmetli babamla çok yakın bir yaşam süremedik. Doğduğumda babam yoktu, cezaevindeydi. 16 Şubat 1969 tarihinde dövülen kamyon şoförü bir genci karakoldan kurtarmışlar. Günaydın gazetesinde Konya’daki bu olay konu edilmiş. Rahmetli babam ve arkadaşları cezaevine alınmışlar. 3 Nisan 1969’da da ben dünyaya geliyorum. Babam yok, siyasi olaylar olduğu için hapiste. Ben üç aylıkken çıkmış hapisten. Dolayısıyla benim için hayat siyasetle başladı. Yaşım ilerledikçe de babamla beraber olamadık, 1980’de tekrar cezaevine girdi, beş yıl hapiste kaldı. O yıllarda annem çok fedakarlık yaptı, hem babamız hem annemiz oldu.

Babam cezaevinden çıktığında birgün şehir restoranında oturduk, ben de 17 – 18 yaşında genç delikanlı olmuşum artık. Babam, "Bak oğlum birgün siyaset yaparsan siyasette para kazanmayı değil, insan kazanmayı öğren" dedi. "Siyasette kazanacağın para hiçbir işe yaramaz. Siyasette kazanacağın insanlar seninle beraber yol yürür ve o dostların faydasını görürsün". Çok önemli bir sözdü benim için. Bir sözü daha olmuştu: “Hayatta kimseye küfretme hakkını verme”. Başta ne demek istediğini tam anlamamıştım sonrasında çözdüm. Kimseye haksızlık yapma, hakkında kötü konuşturma, yalan söyleme, namussuzluk yapma. Bence babam bu sözleriyle siyaset yapmamı istediğini ama dost biriktirmem gerektiğini söylemek istemişti. Belediye Başkanlığı sürecinde işte o isimsiz kahramanlar, benim kazandığım dostlardır. Türkiye’nin dört bir yanından destek oldular, bu adam o görevde olmalı sahip çıkın pişman olmazsınız diye...

RUHUM İSYANKAR

Ben Ereğlili’yim, Türkmenim. Dulkadiroğulları’ndan Bekdik’im. Bekdik, yani pek dik, dik başlı anlamına geliyor. Bekdikler Dulkadiroğulları’nın savaşçı kanadıymış. İsyankar, gözü kara, cesaretli insanlarmış. Gerçekten de benim sülalem haksızlığın önünde diz çökmez. Haklı olduğu davada mücadele eden, boyun eğmeyen insanlardır. Benim de ruhumda bir isyankarlık var. Haksızlığa her zaman isyan etmişimdir. Bizim aile kararlı, emekçidir. İnsana saygı duyar, genlerinde insan sevgisi çok üst seviyededir. Yardımlaşma duygumuz çoktur, yufka yürekliyizdir. Vefalıyızdır, adam satmayız. Adam satmanın ne olduğunu bilmeyiz. Namuslu, yaşama doğru pencereden bakan insanların da hep yanında olmuşuzdur. Ben de bugün aynı şekilde devam ediyorum. Hayata doğru pencereden baktığınızda doğruluklar sizi buluyor ve şansa dönüşüyor. Yüreğinizdeki doğruluk size şans kapılarını açıyor.

BEN ANLAMAM, HÜSEYİN ANLAR

Ben siyasetin içinde yetiştim. Siyasette bir hedefiniz olmazsa siyaset yapmanın anlamı da olmaz. Ankara siyaseti yapmak, Ankara’da bulunmaktan öte ben siyaseti seviyorum. Türkiye siyasetini seviyorum. Başta şartlar ve beni destekleyen insanlar milletvekili olmam konusunda bir niyet belirttiler, ben de şansımı deneyeyim dedim. Listeye de girdim ama 2009 yerel seçimlerinde partinin il sekreteri olarak görev yaptım herhangi bir göreve talip olmadım. 2014 sürecine gelirken birçok insan ‘Sen parlamentoda değil sokakta olmalısın. Senin yapın yerel yöneticiliğe daha uygunsun başarılı olursun’ dediler. Bu konuda beni en çok Rıfat Nalbantoğlu telkin etmiştir. Ona hep belediye başkanı ol derlerdi, o da “Benim işim belediye başkanlığı değil o işi yapacak adam Hüseyin Mutlu Akpınar’dır" derdi. Çünkü benim sorun çözmede, insanlarla diyalogda, işten kaçmamamda, hızlı hareket etmemde onda hep böyle bir intaba bırakmışımdır. "Boşver milletvekilliğini sen belediye başkanlığını iyi yaparsın" diye bana ilk söyleyen da Rıfat Nalbantoğlu olmuştur.

SANA NE DEME HAKKI...

Hayatımın hiçbir döneminde korku ile yöneticilik yapmadım. Ne söylediğimin, ne yaptığımın farkında oldum. Ben Karşıyaka’nın şehri eminiysem ve Karşıyaka gibi ülke duyarlılığı yüksek olan kentte yapmam gerekeni yapıyorum. Eğer merkezi hükümet yerel yönetimlerle ilgili yaptırımlarda bulunuyorsa ve bu yaptırımlar kent halkını zora sokacak yaptırımlarsa burada itirazımı yaparım. Spor alanlarını ranta açıp konut alanına çevirmeye kalkıyorsa bu kentte yaşayan bir kişi olarak haklı itirazda bulunurum.

Karşıyakalılar’da bu noktadaki haklılığımızı görüp desteğini veriyor. Ben iftira atmıyorum, hakaret etmiyorum, doğru ne ise onu söylüyorum. Kıyafetime karışmasın diye “Sana ne” demek sonuçta Ankara’nın hedefine girme anlamına gelmez. Herkesin bir düşüncesi var, ben de yüzde 72 oyla seçilmiş, her on kişiden yedisinin oy verdiği bir belediye başkanıyım. O halkın ne istediğini çok iyi bilen, yaşam biçimine saygı duyan ve destekleyen biriyim. Vatandaşın temsilcisi olarak da yaşam biçimini değiştirmeye kalkanlara söz söyleme hakkım var.

5 GÜNDE 11 BİN ZİYARETÇİ

Karşıyaka Belediyesi olarak uluslararası projeler, kardeş kentlerle kurduğumuz iyi ilişkiler ile yerelde sergilenen sosyal, kültürel ve sportif çalışmaları nedeniyle Avrupa Şeref Bayrağı ile ödüllendirildik. Bayrağı Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkan Yardımcısı Valeriu Ghiletchi bizzat İzmir’e gelerek bize verdi. Bu bizim ve Karşıyakalı hemşerilerimiz adına onur ve gurur verici. Yine hayata geçirdiğimiz projelerle dikkat çekiyoruz. Belediye olarak Karşıyaka'nın Filizleri, Karşıyaka Belediyesi Oda Orkestrası (KODA), Evrensel Çocuk Müzesi ve Eğitim Kampüsü, Kısa Süreli Engelli Dinlenme Merkezi, Kadın Kooperatifi, Bilge Çınarlar Sağlıklı Yaş Alma Merkezi, Kapalı Yüzme Havuzu, Karşıyaka Efsaneleri Spor Tesisleri, Muharrem Candaş Spor Salonu, Atık Getirme Merkezi ve Çöp Transfer İstasyonu, Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı, Kent Koop Gıda Market, Evde Sağlık Destek Merkezi, Ücretsiz İnternet İstasyonları , Çocuk Kulübü ve Roman Kooperatifi gibi projelerle her alanda hizmet veriyoruz. Örneğin , geçen hafta açılan Evrensel Çocuk Müzesi ve Eğitim Kampüsü’nü 5 günde 11 bin kişi ziyaret etti. 

NEDEN CHP?

İzmirliler sadece kendi yaşadığı bölgeyle ilgilenmiyor. İzmir’de yaşayan insanlar Türkiye ölçeğine bakıyor. Türkiye’deki siyasi atmosfer ve yaşananlar İzmirliyi rahatsız ediyor. İzmirli ANAP’a, DYP’ye oy atmış bir seçmen yapısına sahip. AK Parti’nin siyaset yapma anlayışı İzmirliyi tedirgin ediyor, korkutuyor. “Ben yaparım, sen de bunu kullanırsın”. Ben yaptım, ettim, oldu anlayışı İzmirli’ye ters geliyor. AKP’nin mecbur kılma, baskı gibi İzmirli’nin ruhuna aykırı bir siyaset yapma anlayışı var.İzmirli özgürlüğüne düşkündür. İzmirli de haklı olarak kendine en yakın siyasi hareket olarak CHP’yi gördüğü için CHP’ye destek veriyor. Yoksa bugün AKP’nin içerisinde siyaset yapan birçok arkadaşımız İzmirli seçmene çok uzak insanlar değiller, örtüşüyorlar. Ama partinin Türkiye’de genel siyasetteki duruşu İzmirli seçmeni ürkütüyor. Bu da İzmirli’nin kenetlenmesine yol açıyor.

MEMNUNİYET YÜZDE 93’Ü GEÇTİ

Karşıyaka’nın beklentisi neymiş? Belediye başkanını çok daha fazla içlerinde, sokakta görmekmiş ben bunu anladım gelen yorumlardan. Kendi gibi yaşayan bir yerel yönetici özlemi varmış, ben onu yaşadım onu gözlemledim. Bisiklete binen, motora binen, yeri geldiğinde eşinin elinden tutup Bostanlı’da yemek yiyen, koruması olmadan rahatça gezen bir belediye başkanı Karşıyakalılar’a iyi geldi ki, memnuniyet oranı yüksek. Üçüncü yılda yapılan anketlerde Karşıyaka Belediye Başkanı’ndan memnuniyet yüzde 93’leri geçmiş durumda, biz de memnunuz bundan. Tekrar oy verir misiniz sorusuna ise yüzde 82 civarında olumlu yanıt alıyoruz. Vatandaşın belediye başkanına güveniyorum demesi çok değerli. İzmir genelinde tanınırlığımızın yüksek olmasında toplumun genelini ilgilendiren hizmetlerimizin büyük etkisi var. Üniversite öğrencilerimize verdiğimiz karşılıksız burs sonuçta İzmirliler’in tamamını ilgilendiriyor. Engelli dinlenme merkezi de ilk kez uygulanan bir hizmet, Evrensel Çocuk Müzesi de öyle. Kentlilik sorumluluğunun neticesi yurttaşların ilgisini çekiyor.

Memnuniyetsizlik az da olsa var, o da denizden çıkan taze balığa bayat diyen bir ekip. Onları ben değil kendileri bile memnun edemez. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz, kamu kaynaklarını çok iyi kullanıyoruz. "Ayağında ayakkabısı olmayan çocuğun rızkının savunuculuğunu yapacağız" sözümüzün gereğini yerine getiriyoruz. Temizlik konusu da vatandaş karar verdiğinde ortadan kalkar. Temiz tutmak için karar vermediyse... Kent temizliğini, işgaliyenin kalkması vatandaşın da istemesiyle olacak işler. Yoksa temizlik işçisi istediği kadar çalışsın vatandaş karar vermediyse olmuyor o iş.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN KARŞIYAKA’DAN ESİNLENEBİLİR

Sayın Addullah Gül belediyemizi ziyaret etti. Biz Karşıyaka olarak bu tür ziyaretlere yabancı değiliz. Daha önce de Dışişleri Bakanı belediyemizi ziyaret etmişti. 11. Cumhurbaşkanı sayın Abdullah Gül de bir törenle ilgili Karşıyaka’ya gelmişti. Kahve için makama davet ettik. Bizim biliyorsunuz bandomuz her Cuma saat 17.00’de belediyemizin önünde İstiklal Marşı’nı çalar. Bizim belediyeye varışımız tam o zamana denk geldi, sayın Gül kendisine özel selamlama olduğunu düşündü. Mütevazı bir insan, itiraz etti arabadan inmedi. Bir bando karşılaması gibi düşündü. “Lütfen bando çalmasın” dedi. Ben de sizin için özel değil, bu Karşıyakamıza özel bir durum her Cuma bayrak çekme töreni olur dedim. Ondan sonra arabadan indi, kendisi için özel olarak getirilmiş olsaydı arabadan inmeyecekti. Kahve sohbetinde Beşiktaş’ı konuştuk, eşim Kayserili hangi mahalleden onu konuştuk, kitaptan konuştuk. Kitap yazmamı çok enteresan buldu, “Yerel yöneticiler kolay kolay kendini yazmaz. Başkasına yazdırırlar. Dünyada örneği çoktur ama Türkiye’de azdır. Bu örneklerin içinde yer almanızdan memnun oldum” dedi.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan da ziyaret ederse kendisiyle de “Sana Ne” afişini konuşuruz, belediye başkanlarının yurtdışına çıkışı için İçişleri Bakanlığı’ndan izin alıp almamasını konuşuruz, yerel yönetimler yasa tasarısının bir an önce meclisten geçmesi gerektiğini kendi belediyeleri dahil çok ciddi ekonomik zorluklar yaşandığını konuşuruz. Karşıyaka ilkler kenti, Zübeyde Hanım annemizin de ebedi istirahatini geçirdiği kent. Mustafa Kemal Atatürk de Karşıyaka’yı İzmir’i sevdiği gibi çok severdi. İlk Cumhurbaşkanımızın Karşıyaka izlenimleri, sevdası yüksekti. Şimdiki Cumhurbaşkanı da ilk Cumhurbaşkanımızın birçok işlerini yaparken esinlendiği İzmir halkı ve Karşıyakalılar’dan ülkedeki siyaset tablosunu yumuşatmak için esinlenebilir. Çünkü Karşıyaka nezaketli bir kenttir. Kendisi gibi futbol oynamış, futbolculuktan gelen bir belediye başkanı ile futbol sohbeti etmek ister. Nasıl bir yere stadyum yaptıklarını görmek ister. Biz de gösteririz, anlatırız. Spor alanlarının nasıl konut alanına çevrilmeye çalışıldığını anlatırız.

ZARARSIZ STAT OLMAZ MI?

Stadyum konusunda en büyük sorun insanların rahat bir şekilde girmesi ve çıkması. Bu sağlanamıyor, özellikle takım otobüsü, itfaiye, ambulans, temizlik aracı gibi hizmet araçlarının girişlerinin sağlıklı bir şekilde yapılamayacağı görülüyor. İşin ilginci bu projeyi çizen genç mimar arkadaşın “Kente en az zarar vererek yapmak istiyoruz, itirazlarınızda haklısınız” ifadesi. Ben de kendisine “Neden zararsız yapmıyoruz, niye zararı konuşuyoruz” dedim. Stadyum planı 1952 yılında imar planına işlendiğinde çevresinde hiç konut yok. Şimdi arka tarafta taraftar giriş-çıkışı apartmanların bahçelerine yapılmış. Yarın o stat açılsa emniyet güvenlik şeridini alamayacak, alan yok. Acil müdahale araçları girip çıkamayacak, seyircinin ani panik halinde ciddi sıkıntı yaşanacak. Vatandaşımızın Allah korusun tırnağına bir şey olsa biz üzülürüz. Benim itirazım hep bu noktada oldu, yoksa benim stadtyuma itirazım yok. Biz o alanı 7/24 yaşayan, Karşıyakalı gençlere altyapıda hizmet verecek bir spor adası olarak düşünmüştük.

Aslında bu konuda yalnız kalmadım, iktidar milletvekilleri de dahil olmak üzere büyük destek aldım. Ama ifade eden sadece ben oldum. Yüksek sesle seslendiren sadece ben oldum. Şu anda TOKİ Başkanı samimiyse, kimseden korkmuyorsa odasında söylediği ifadeleri çıkar kamuoyuyla paylaşır. Kimsenin vicdanı oraya stat yapmaya el vermiyor. Ama ne yazık ki yapılıyor. Biz Örnekköy’de alan gösterdik, o bölgeyi hala öneriyorum. Ben kendini değil, kentini düşünen insanların bu projeye neden itiraz ettiğimizi anladığına inanıyorum. Neden bu kadar ısrar ettiklerini de anlamadım. Avrupa’da kent merkezinde stat var ama bütün planlama ona göre yapılmış, yaşam kalitesini bozmadan uygulanmış. Türkiye’de hadi yapalım, yapalım. Şuraya olsun, olsun mantığıyla günlük düşünüyoruz. Kentlerde yarını da düşünmelisin. İzmir'e bir stat yapılmış olsaydı talep edenler bu kadar ısrarcı olunmazdı diye düşünüyorum. Alan müteahhit firma da, biri yapma dese her an vazgeçecek pozisyonda. Niye böyle yapıyoruz gelin ortak akılda buluşalım. Ben Sayın Başbakan’dan da, Spor Bakanı’ndan da tek bir şey bekledim. Bu belediye başkanı neden bu kadar itiraz ediyor dinleyelim demediler. Görüşme talep ettim, ne yazık ki dönüş yapmadılar. AKP Genel Başkan yardımcısı Hamza Dağ'ı Örnekköy’de yaptığımız Karşıyaka’ın Efsaneleri Spor Tesisi’ne götürdüğümde "Ya biz burayı neden görmedik ki, niye söylemedin” dedi. Defalarca söyledim, dinleyip de bakmadınız. Bu iş kent adına dönmeli.

ANITTA SON DURUM

Şu anda 72 kazık çakıldı, anıt temelsiz bir yapının üzerindeymiş. 2 bin metrekarelik bir dolgu alanıyla yeni bir kent meydanı kazandıracağız. Kalıplar hazır, rölyef de hazırlanıyor. Duvarlar yapılıyor. Yeni yıla açmayı planlıyoruz. Çok kötü bir durumdaydı, bundan sonra Karşıyaka’nın kutlamalarını burada yapacağız. Projenin müellifinden izin aldık. Projeye karşı çıkanlar birilerini getirtip konuşturdular ama projenin gerçek sahibi izin verdi, her şeye itiraz eden anlayış buna da itiraz etti. Tamamlandığında ne yapmak istediğimiz çok iyi anlaşılacak.

MÜDAHALE ETMEM

Belediye Başkanı siyaset yapacak, yapmalı da. Eğer bir örgütün içinde siyaset yapıp gelmişse, örgüt belediye başkanının kapısını çalıyorsa o da düşüncesini paylaşmalı. Ancak bu ahlaklı bir şekilde olmalı, kamu gücünü kullanarak, insanlara payeler dağıtarak bir süreç yaşanmamalı. Ben örgütün içerisinde yıllarca bunla mücadele ettim, delege seçimlerinde belediye başkanlarının direkt kolları sıvayıp eline kağıt alıp yazıp çizdiği süreçlere karşı çıktım. Hala da doğru bulmuyorum. Bugün belediye başkanıyım hiçbir mahallede delege seçimine bir müdahalede bulunmadım. Sadece mahallesinde sözü dinlenen arkasından iyi konuşulan, partisini iyi temsil edecek kişiler olsun demişimdir. Belediye başkanını zorla sürece dahil etmeye çalışanlar var. Benim belediyede çalışıp parti üyesi olan bir arkadaşıma en ufak bir müdahalem, telkinim olmamıştır. Herkes düşüncesini özgürce kullanabilir. Örneğin bu hafta yapılan Bostanlı seçiminde belediyede çalışan insanlar bana bu sözleri söyleyen insanın listesini destekliyordu. Ben karışmadım bile ama insan da azıcık haya olur. Belli görevlerde bulunmuş kişilerin bu tür ifadelerde bulunması... Siyaset insanların birbirini karalaması değil, farklılığını ortaya çıkartarak insanlara bunu göstermesidir. Farklılığını çıkart ortaya yalanla, riyayla siyaset yapma. Ben iftira atarak, şantaj yaparak siyasi kariyer belirlemesi yapmam, kimsenin sırtından da beslenmedim. Açık sözlüyümdür haklıysam söylerim.

NE DİZ ÇÖKENLER GÖRDÜM...

CHP Karşıyaka İlçe Başkanı Uğur Yıldırım iki yıl önce de benim akrabamdı. İki yıl önce akrabam olmayan biri şimdi akrabam oldu. Uğur Yıldırım’ı destekleyen arkadaşlar şimdi böyle konuşuyor. Uğur Yıldırım iki yıl içinde ne yapmış ona bakacaksın. Başarısız mı olmuş, olmamış. İlçe başkanı işadamlarının önüne düşüp belediyede iş mi takip etmiş? Meclis toplantılarında komisyon seçimlerine mi karışmış? Grup toplantısında baskı mı yapmış? Komisyonlardaki dosyalar için yönlendirmede mi bulunmuş? Yapmış mı, yapmamış. Nasıl kötü yönetmiş, neyi eksik yapmış? Ee akrabası... İki yıl önce de akrabamdı, il kongresinde aynı masada oturdukları insanlar akrabası diyorlarsa, kurultay delegeliklerini yazarken de akrabam olduğunu unutmasınlar. Bize kaç il delegesi bize oy atacak pazarlığı yapılırken de akrabam olduğunu unutmayacaklar. Bu uğur Yıldırım’a hakarettir. Kim derse desin kişiliğine hakarettir. Bu insan emekli asker, eczacı, kendi ekonomik özgürlüğüyle siyaset yapan bir insan. CHP’nin programına tüzüğüne bağlı, partinin askeri olarak siyaset yapıyor. Benim askerim olarak değil. Demokrasilerde insanlar akrabalık ilişkileriyle değil yetenekleriyle değerlendirilir. 380 imza alıp tek aday çıkmış bir insanı bugün akrabası diye eleştirmek kişinin dönüp kendine bakması gerektiğini ortaya çıkarır. Kendine dönüp bakacak önce, bunlar doğru işler değil. Ben birçok insan gördüm akraba olup da çata çat kavga eden ama akraba olmayıp da belediye başkanı önünde diz çökeni de gördüm. Gidip biyat edeni de gördüm. Mesele akraba olmakta değil, kişilikte adam olmakta.

KOCAOĞLU KARAR VEREMEZ

Siyasette bazı işler vardır insanın aklına değil başına gelir. Ben görevimi, doğru olanı yaparım. Başıma tekrar gelirse yine en iyi şekilde yaparım. Buna ben karar veremem, aday olmak için kendi irademle çıktım aday adayı oldum ve aday gösterildim. Bugün benim belediye başkanı olduğum yerde aday olduğumu ifade etmem bir anlam taşımaz. Ona kent halkı karar verir. Biz artık hizmetlerimizle değerlendiriliriz. Aday olmamıza ya da olmamamıza topluma mal olmuş kişilerin tek başına karar verme şansı yoktur. Bu Aziz Kocaoğlu için de geçerlidir. Aziz Kocaoğlu ben aday değilim diyor, aday olup olmamasına sadece Aziz Kocaoğlu da karar veremez. Sonuçta zamanı geldiğinde yurttaş karar verecektir aday gösterilip gösterilmememize. Genel Merkez’de Genel Başkan MYK’da oturup tek başına karar vermeyecektir, yurttaşa soracaktır, yaptığı işlere bakacaktır, koltuğu doldurdu mu doldurmadı mı ona bakacaktır. Yoksa bana yakın, sana uzak bunun adamı şunun adamı, şunun eli ayağı düzgün, üst kimliği alt kimliği şu, akrabalığı bu, şurada doğmuş diye bakmayacaktır. Aziz Başkan’ı tabii ki izliyorum, takip ediyorum tecrübelerinden faydalanıyorum. İzmir gibi bir kentin 15 yıl belediye başkanlığını yapmak çok önemli. Şu anda mevcut bir belediye başkanımız varken çıkıp ben şu olacağım demek doğru değil. Belki de Karşıyaka’da bu işi benden çok daha iyi yapacak bir arkadaşımız çıkar, belediye başkanı o olabilir.

AKLIMA DEĞİL BAŞIMA GELİRSE...

Belediye Başkanlığı çok onurlu ve güzel bir görev, sonuçta kendimde o zindeliği hissettiğim sürece tabii ki yapmak isterim. İlçe adayı, büyükşehir adayı ekibiyle çıkmalı bu şehri kimle yönetecek onu söylemeli. Her şeyi halka bırakmak lazım, halk en iyisini seçer. Ama şöyle söyleyeyim, ben kendimi her göreve hazırlıyorum. Her göreve hazırım. Siyaset hedefsiz yapılmaz, hedefi olmayan siyasetçinin kendini gözden geçirmesi gerekir. Siyaset bir hedeftir. Ancak hedefe ulaşmak için evrensel ahlak değerlerinin dışında hareket etmemek, çirkin oyunlara alet olmamak gerekir. Benim meselem göreve gelmek değil, göreve geldikten sonra onu en iyi şekilde yapabilmek. Eğer yapamıyorsam Allah bana hiçbir göreve gelmeyi nasip etmesin. Oturduğun yere yakışacaksın, görevini yapacaksın. Ben kimleri gördüm vekil oldu, belediye başkanı oldu sonra sokağa çıktığında kimse suratına bakmadı. Allah bana o günleri yaşatmasın. Benim aklımda olan başıma gelecek mi bilmiyorum. Belki de benim aklımda olan başkalarının aklında yok. Ben şuraya adayım, buraya adayım demiyorum. Aklıma değil başıma gelirse yaparım diyorum.

 

 
'Bir deli Başkan geldi...'
 
'İhaneti gördüm ama bende sabır çok'
YORUMLAR
Toplam 22 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
FERDA 12 Mart 2018 Pazartesi 13:49

Adam özverili, Adam vicdanlı, Adam merhametli, Adam başarılı, Adam tokgozlu, Adam halkçı,halkın bizzat içinde korkusuz çünkü korkmasini gerektirecek bir geçmişi yahut bugünü yok. Olumsuz yorum yapanlar öncelikle ellerini vicdanlarına koymalı ve gözlerini kapatıp gerçeğe odaklanmaya calismalidirlar. Yasadigi kente, sorumlusu oldugu ilceye ve Atatürk değerlerine bu denli icten bagli kac yonetici gördünüz?

Yorumu oyla      9      5  
Pinat 7 Ekim 2017 Cumartesi 08:03

Dolu Dolu CV mi?Anlamadik hangi cv ?mezunuiyeti ...Uzmanligi?? Projeleri ?Zubeyde Ana Nikah Evi(Bildigimiz Nikah Salonu) Ataturk Spor Salonu(Bildiginiz Arena)Mavisehir Saglikli yaslanna Evi(Bildiginiz Bilge Cinarlar)Sadece yerini tasidi.Bilim muzesi bunda adini degistirdi.Sadece Sosyal tesislere marketler ilave etti..Soyleyin baska proje proje soyleyin..Opera simdimi yapildi..Gittigi yerlerde 2014 te yaiplan operamiz diye bahsediliyor ?????? Avrupa odulu zaten onaylanmisti odulun kendisini almak ona nasip oldu..Kitap yazdi istanbul bilbordlarinda ..Bu ne ya??Devam devam Genel Merkez yakinda gerekeni yapacak buna inaniyoruz..

Yorumu oyla      11      5  
Erdal sefer 7 Ekim 2017 Cumartesi 02:43

Kimin nasıl ve kim tarafından geldiği çokta önemli değil öyle veya böyle orada bir emek var, bir mücadele var. Önemli olan kısım geldikten sonraki bölüm de neler yaptığınız. Rahmetli babanız söylediği sözler özelikle günümüzde az rastlanır karakterlerdir. O sözlere sonsuz katılıyorum. Ayrıca tebrikler gerçekte karşıyaka her geçen gün başarıya koşuyor.

Yorumu oyla      11      5  
ali 7 Ekim 2017 Cumartesi 02:08

Başkan beyi bu akşam gerçekten ailesi ile birlikte yürürken gördük. Bi tanesin başkan

Yorumu oyla      11      5  
7 Ekim 2017 Cumartesi 00:24

Büyükşehir belediye başkanlığı hayali bile olamaz bunu geçelim.karşıyakada bu dönem kendisi için bile zor atanmayabilir.

Yorumu oyla      11      5  
Oğuz 6 Ekim 2017 Cuma 22:45

Burdan olumsuz yorum yapan arkadaşlara birşey söylemek istiyorum lütfen biraz araştırın da konuşun başkan neler yapmış diğer belediyeler ne yapmış nankörlüğün lüzumu yok karşıyakayı karşıyaka gibi kaliteli bir başkan yönetiyor bu da bizim şansımız.

Yorumu oyla      11      5  
Sedat Ulaş 6 Ekim 2017 Cuma 20:45

Alta gelen muhalif yorumların da bi zaman aşımı olmalı. Tam ne güzel bir röportaj diye okurken..Yok baskan ordanmış yok burdanmış. Ülkece kafayı yedik sanırım. İcraat mı laf mı önemli? Son zamanlarda yapılan hizmetleri görmeyip de şu güzelim röportajı bile siyasete alet eden yorumcular siyaseti de hastalık hastası argümanlarla kirletmeyelim artık. Ne üretildiğiyle ilgilenin artık...Gayet başarılı bir başkan olduğunu düşünüyorum..

Yorumu oyla      11      5  
Buse 6 Ekim 2017 Cuma 20:34

Dediklerinizde ne kadarda haklısınız tek kelimeyle daha iyi yerleri bile hakediyorsunuz halkın başkanı..

Yorumu oyla      11      5  
Yıldıray bulut 6 Ekim 2017 Cuma 19:32

gelmiş geçmiş en iyi başkan gurur duyuyorum seninle.. Başarılarının devamını diliyorum..

Yorumu oyla      11      5  
Murat 6 Ekim 2017 Cuma 19:04

Cok güzel bi konuşma olmuş. Herşeyi açık açık anlatmış. Hüseyin başkan halkın içindesin hep böyle devam et. Burda kötü yorum yazanlar ya akepelidir yada chp içerisinde adamcı.

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
'Bir deli Başkan geldi...'
Kemalpaşa Belediye Başkanı Arif Uğurlu gazeteciler Fatih Yapar, Mehmet ...
2019'da adayım ve kazanacağım
Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş gazeteciler Fatih Yapar, Mehmet Karabel, ...
'Yorulmak bilmiyoruz...'
Hayallerini gerçekleştimek için 7/24 koşturan Bornova Belediye Başkanı ...
 
İnadına süsleneceğiz...
Hanzade Ünuz, Fark Yaratanlar’da “Süslü Kadınlar Bisiklet Turu” nun ‘Uçuşan ...
Hedefimiz ilk 500
Hanzade Ünuz, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Kasman ...
Teknesiz deniz istemiyorum
Hanzade Ünuz Fark Yaratanlar’da İzmirli Poseidon Mühendislik ve Gemi İnşaatı ...
 
'İşte o kadın benim...'
Hanzade Ünuz, protokol Başkan eşi olmayı reddeden Neptün Soyer ile İzmir ...
YUJ Var, YUJİST Var...
Hanzade Ünuz, Fark Yaratanlar’da Benan Bilek ile tasarımcı Ayça Yersu’yla ...
İzmir harekete geçsin...
Hanzade Ünuz Fark Yaratanlar’da Biva Mimarlık’ın sahibi Vahap Yılmaz ile ...
 
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Çoban ateşini 'topuklu' yaktı!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva