RÖPORTAJLAR
20 Mart 2012 Salı

Hedef, her 4 kişiden 3’ünün oyunu almak

Belediye başkanlarının 3’üncü yılı 29 Mart’ta dolarken, Egedesonsöz ekibi olarak ‘Başkanlarla Başbaşa’ sohbetlerine, Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak ile devam ediyoruz.

Hedef, her 4 kişiden 3’ünün oyunu almak

Başlarken…

Belediye başkanlarının 3’üncü yılı 29 Mart’ta dolarken, Egedesonsöz ekibi olarak ‘Başkanlarla Başbaşa’ sohbetlerine, Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak ile devam ediyoruz.

Ve Karşıyaka durağımızda sohbete, ilk kez soru sor(a)madan başlıyoruz.
Bir süredir İzmir basınını Karşıyaka’da planladığı kentsel değişim/dönüşüm projeleriyle bilgilendiren Başkan Durak, basın gruplarına defalarca anlatmasına karşın duyduğu heyecan ve şevki hiç kaybetmeden/duraksamadan ‘Karşıyaka hayali’ni bize de aktarıyor.
Böylece sohbetimiz, ‘önce siz beni dinleyeceksiniz’ formatıyla başlıyor…
 
Dijital fotoğraflar, çarpıcı anketler, üç boyutlu görüntülerle görsel bir sunum yaparken…
Daracık sokaklar, nefes almayan, birbirinin üzerine yatmış/binmiş binalar, tepeden bakınca baklava tepsisini andıran iç içe geçmiş evlerle… İzlerken bile iç karartan görüntülerle üzerimizde istediği vurucu etkiyi yapan Başkan Cevat Durak, Alaybey, Bahariye, Tersane, Bahriye Üçok, Tuna ve Donanmacı olmak üzere 6 mahalleyi kapsayan kent dönüşümünün gerekliliğini; teknik bilgiye hakimiyetiyle de iyice pekiştiriyor.
Hayal ettiği yeni Karşıyaka’yı o kadar güzel, o kadar etkili anlatıyor ki; bir yanıyla güzelim yalıların ‘modernlik’ masalıyla nasıl da vahşice/cahilce katledildiği canlanıyor gözümüzde, bir yanıyla da yenilendikten sonra ilçenin her sokağında imbatın esintisinin hissedileceğini, yeşille mavinin hiç olmadığı kadar bir hoşlukla/dengeyle buluşacağını hissettiriyor.
Yeraltı otoparkları, deniz müzeleri, yeşil alanları, kültür merkezleri, bahçeli ayrık nizamda binaları, küçük meydanları, oturma grupları, su oyun alanları, her şeyden önce de güvenli, depreme dayanıklı sağlam/sağlıklı binalarıyla bambaşka, gecesiyle gündüzüyle ayrı renkte İzmir’in cazibe merkezi olacak ultra bir ilçeden, Karşıyaka’dan bahsediyor Başkan Durak.
 
Birinci etabı 50, ikinci etabı 20, üçüncü etabı ise 23 hektar olmak üzere toplam 93 hektar alanı, daha anlaşılır bir ifadeyle toplam 20 futbol sahası ya da 2 tane fuar alanı büyüklüğündeki alanları kapsayacak bir dönüşüme; bir saate yakın elindeki dijital kalemle işaret eden… Fotoğraflarla, 3 boyutlu hazırlanmış projelerle de bu değişimin ne kadar gerekli olduğunu kanıtlayan Başkan Durak’la, bu çarpıcı sunumdan sonra, 8 yıllık Karşıyaka Belediye Başkanlığını konuşmaya başlıyoruz.
 
Ümit Yaldız, Fahrettin Dokak, Gönül Soyoğul ve Can Özlü’nün sorularıyla; dünü/bugünü ve yarını, siyasetteki hedefleri üzerine Cevat Durak…

 
 
EGEDESONSÖZ: Cevat Durak deyince akla inşaat gelecek gibi görünüyor. Yeni yasayla birlikte bunun önü açılacak. Karşıyaka’da inşai bir yoğunluk yaşandı siz geldiğinizden bu yana. Anlattıklarından hareketle, önümüzdeki süreçte sizin gündeminizde dönüşüm ve yenilenme olacak diyebilir miyiz?
 
 
CEVAT DURAK: Öyle değil. O zaten yapmam gereken. Nasıl ki çöpü topluyorsam, temizlik yapıyorsam bu birinci derecede görevim. Her belediye başkanı mutlak teknik bilgilerle donatılıp kent yenileme ve kentsel dönüşüme ağırlık vermeli. Birisi sosyal projelerle birisi fiziki yapıyla anılır. Fiziki yapı olması gereken. Benim belediyem çok değişik bir belediye. 13 binada, yüz m2’lik alanda, A müdürlük başka binada, B müdürlük başka binada. 13 binada hizmet verilmeye çalışılıyordu. Önce onları derleyip toparlamam lazımdı. 300’ün üzerinde memurum vardı. Memurların biri 17 yıllık, diğeri 20 yıllık ama birbirlerini tanımıyorlar. 17 yıl ve 20 yıl içinde birbirini tanımayan iki memurun başarılı olmasını beklemek mümkün değil. 2- Şantiye, barakamsı yapılar içindeydi. Affedersiniz, hayvan bağlasanız durmaz diyorum. Bu bulunduğumuz yer çöplüktü, çöpü temizledim, çok lüksü olmayan ama ihtiyaca cevap verecek hale getirdim. Bütün bunları çözmek, teker teker yapabilmek kolay değil. Maaşları ödeyemeyen bir belediyeden bahsediyorum. Bu belediyeden buralara gelmek kolay değildi. Geliri olmayan bir belediyesin, bölgesel sorunların var. Daha birkaç yıl öncesine kadar merkeple çöp toplanan bir belediyeden bahsediyorum. Bugün gelinen nokta çok büyük bir başarı. Gelinen bölge çok büyük gelişmelere namzet olan bir bölge.  Kadrolu eşeklerimiz var, düşünün. Geldiğimizde kaldırdık o eşekleri. O günlerden bugünlere geldik. Aracınız yok, çok geri kalmış bir bölgesiniz. Her yağmur sonrası her tarafınızı sular basıyor. Yani böyle bir bölgeden bahsediyoruz. Öyle kolay yapılmadı bunlar, kolay aşılmadı. Dere ıslahları yapıyorsunuz, sizin göreviniz değil ama taş kırıyoruz bir yerlerde getiriyoruz o taşlarla istinatlar yapıyoruz. Böyle başladık biz. Bunu yapmazsan diğer faaliyetleri de yapamazsın. Opera binası yapmak bir maharet değil. Bina yaparsınız ama onun içini de doldurmanız lazım. Benim opera binam yok satıyorsa, insanlar bir yıl önceden dolduruyorsa ve program içine girmek istiyorsa, bu çok ciddi bir olay. Bir gereksinimi de birlikte çözüyorsunuz orda. Yaptığım kültür tesislerini her bölgeye dağıtarak yaptım. Bir kısmı belki Bayraklı’da kaldı ama ihtiyaçtır. Bölgesel anlamda bunları çözmek çok önemli. Ben bölgesel olarak bütün her bölgeme kültür götürdüm ve içlerinde de şu anda etkinlikler var. Her gece üç dört bölgede etkinlik yapılıyor. Bunları yapabilmek çok önemli. Bina yapıyorum, inşaat mühendisiyim, teknik bir insanım, yapmak tabi ki çok önemli. Koskoca bir binayı 4-5 senede yapıyorsunuz siz, 3-6 ayda bir tane bina koyuyorsunuz ortaya. O başka bir meziyet.

 
 
Ben her tarafta oldum. Esnafla yan yana geldim, oturdum pazaryerlerini yaptım; hangi tarafta ne sorun var, hepsini biz yaptık. Biz hiç bir yerde geri kalmadık ki. Sadece sosyal alanda değil, kültürel alanda, sanatta hep öndeyiz. Biz hiç durmadık. Bugün Türkiye’de diyelim ki sayılı 5 belediye varsa onun içinde Karşıyaka Belediyesi her zaman önde. Ben 3 kere yılın belediye başkanı ödülünü, kültürel faaliyetlerden dolayı aldım; ki, hiçbir şeyi olmayan belediyeden bahsediyorum. Ben burada bir misyon koydum. ‘Biz kültür sanat ve turizmde öne çıkacağız’ dedim. Benim misyonum burada.
Strateji planlarımızı yaptık, stratejik planların içine tüneli de koydum; herkes güldü o zaman bana. Yani burada Allah var Aziz Başkan arkamda durdu. Şehir Plancıları Odası ne gerek var dedi böyle bir projeye. Planlar anlatılırken, ihtiyaç olduğu bugün daha çok konuşuluyor. Her ne kadar anılan projeler gerçekleşmese de olacak bir gün.
Stat… Biz gelinceye kadar kimse düşünmemiş, her şey olmuş bitmiş, biz ondan sonra yoktan var ettik. Ceber araziden stat yeri çıkardık. Planladık büyük bir mücadele sonrası.
Üniversite kimsenin aklına gelmedi, üniversite yerini getirdik koyduk.
Marinayı belki kimse düşünmedi, biz marinanın mücadelesini verdik, ortaya koyduk.
Tramvay bugüne kadar hep konuşuldu. Aziz Başkan her zaman söylüyor sağ olsun; ‘tramvayın babası’ diyor Karşıyaka için. Doğru. Tramvayın babasıyız biz ama bizim tramvay projemiz bekliyor orda. Konak’ta sorunlu bir bölge var, o sorunlu bölgenin tramvay projesini onaylıyorlar. Niye? Hedef Karşıyaka çünkü.
Ben her konuda girdim. Turizmi aştım. Butik müzeler yaptım. 5-6 butik müze ile yola çıktım. hedefim 7-8’e çıkmak. Yapacaklarım var.
 
EGEDESONSÖZ: 2009 sonrası hızlı yatırımlar yapılacakken önce bölünme, sonra Büyükşehir’le yaşanan sorunlar hızınızı kesti mi?
 
DURAK: İlk bir yıl sıkıntı yaratsa da onu çok hızlı şekilde telafi etmeye çalışıyorum. Önümüzdeki süreç içinde sosyal proje vardı 41 tane.. Onları toparlamaya çalışıyorum. Hızlı da gidiyoruz. Bir şeyler yapıyoruz, durmuyoruz. Arka arkaya geliyor projeler. Lunapark; yine insanların yeşille buluşacağı bir proje hayata geçirilecek.
 
EGEDESONSÖZ: En fazla büst, heykel, anıt... Ağırlığı nereye verdiniz, hangi alanda öne çıktınız genel hatlarıyla? Sizin fiziki proje anlamında öne çıkan 808 konut, pazaryerleri, opera binanız, spor salonunuz var.
 
DURAK: Yola çıkarken bu kente hizmet etmiş insanlar vardı. Piriştina öldü, kimisi heykel yapmaya kalktı, bunlar ciddi şeyler. Ben hiç unutmuyorum. 15 gün önceydi. Buca’da bir araya geldik. Rahmetli Piriştina, özellikle bir başkana söylemişti. Birkaç meclis üyesi istemişti listesine koyması için. Koymayınca baya bir sitem etmişti ama bir baktım o başkan ilk önce büst yapan arkadaş o oldu. Şimdi düşünüyorum bazı şeyleri de aklıma şu geliyor. Geçmişte yapılanları unutamayız. Dönüp baktığımızda geride bir sürü arkadaşımız iyi şeyler yapmış. Hep onların bıraktığı yerlerden biz almışız, bir şeyler yapmışız. Birisi daha fazla yapmış, sonunda bir hizmet vermiş. Doğduğunuzdan ölünceye kadarki süreçte bir belediye size hizmet veriyor. Yaptıklarını unutmamak, onları en azından basit de olsa bir heykelde isim olarak anmak. Sadece Ahmet Piriştina değil, diğerleri de ilerde hatırlansın dedim. Bir kültür merkezi bir şey yaparsam rahmetlinin ismini veririz ama diğerlerini de unutmamak lazım diye düşündüm; yerel yönetimler anıtı yaptım. Cumhuriyet tarihinden bu tarafa bütün belediye başkanlarımızı unutmamak adına onu yaptım.
Sonra ikinci aşamasında… Burada hizmet vermiş valilerimiz, kaymakamlarınız unutulup gidiyorlar. Onları yine cumhuriyet tarihi ile özdeşleştirdik. Dünya barış anıtını anlamlı gördük. İzmir’in simgesi olsun istedik saat kulesinden sonra... Üç yüz metrelik bir yol ile, oradaki kafeleri, kuş bakışı, eşsiz manzaraya kavuşmanız... Her şeyden önce o anıtın çevresinde konutlar vardı. 11 tane bina yıktım onu yaparken. Oralardaki gecekonduları kaldırdım ve yeşillendirdim orayı. 65 dönüm bir alanda da yeşil çalışması var orada. Onun hemen alt tarafında da bin konutluk Ilıca Vadisi projemiz var, projemiz de hazırdır. Tapu sorunu yoktur, hemen çözülecek projelerden bir tanesidir o. O bölgenin ıslahıdır aslında. Barış Anıtı da ayrıca bir anlam kattı oraya. 1 Mayıs’ta yaşadıklarımız, ölenlerimiz anısına bir anıt yapıldı. Gene onun hemen yanında Sivas’ta yakılan 35 canın anılmasını sağlamak adına anıt var. Gelecek kuşaklara bazı şeyleri bırakmamız lazım. Bir anıt daha yapılacaktı ama yarım kaldı. Onu şu anda Fotoğraf Müzesi’nin yanına yapıyoruz, ihale aşamasında o.
 

 
EGEDESONSÖZ: Bütün bu saydıklarınız arasında, yapmaktan en çok keyif aldığınız iş hangisi?
 
 
DURAK: Hiçbirini ayırt etmedim. Her işin ayrıcalığı var, çünkü hepsi insana yapıldı. Şunu ayırayım dediğim zaman 250 proje yapmışım. 150’ye yakın park var, hepsinin başka anlamı var. İnsana yapıldığı için hepsi bana zevk veriyor. Bizzat gezmek onları kontrol etmek o kadar güzel şey ki, ondan zevk alıyorum. İnsanların yararlandığını görünce hoşuma gidiyor. En son kadın heykelini açtık, çok anlamlıydı. Sıradan bir kadın günü kutlaması yapmadık biz. Kadınlara hiç unutamayacağı bir hediye verdik. Saymakla bitmeyecek kadar çok şey yaptık. Hep önümüze baktık. Bunlar bitiyor; bitenleri konuşuyoruz ama gelecekteki projeleri fazla konuşmuyorum ben. Yaptıkça onlar ortaya çıkıyor. Her yıl en az 30-40 proje rahat yapıyorsunuz.
 
 
EGEDESONSÖZ: Karşıyakalıların size yansıyan en fazla şikayetçi oldukları konu/konular neydi göreve ilk geldiğinizde? Ve bu şikayetleri gidermede neredesiniz?
 
DURAK: İlk başta temizlik ile ilgili şikayetler vardı. İkinci üçüncü yıl azaldı. Şu anda temizlikle ilgili güncel sorunlar belki... Bunların dışında çöp bidonları dolmuştur. süpürgeci hastalanmıştır... Onun dışında şu konuda şikayet alıyorum diye bir şey yok. İlk geldiğimizde park yapılması talebi çok fazlaydı, çünkü yeşil alanımız çok zayıftı. Ortalama yüzde 1,7 m2’ydi. Avrupa’da 6-7 kişi başına metre düşerken bizde bu oran 1,7...  Şu anda 4,5 metreyi yakaladık, hedefimiz 7 metreye çıkmak. Yeşili artırmak bu kent yenilemelerin içinde de ana tema; özellikle yeşilin artması... Kişi başı yeşilin Avrupa standartlarına çıkartılması, havadaki karbon gazının düşürülmesi ve bunların altına imza attım ben. İlk belediye başkanıyım. Avrupa’dan 3 bin belediye başkanı var ama Türkiye’den ilk bendim. Bunlar cesaretli kararlar. Kolay uygulayamayacağınız şeylerdir bunlar. Yani Aliağa'daki o baca gazının absorbe edilmesi, filtreye kavuşturulması valiliğin sorunudur, Büyükşehir’in sorunudur, il çevre müdürlüğünün sorunudur. Ne yazık ki kimse onu görmez, o yetmezmiş gibi oraya bir de termik santral kuruyorsunuz... Ben müdahilim, oraya dava açanlardan biriyim. Çünkü onun çok daha farklı şekilde elde edebilecek sistemleri var. Sürdürülebilir enerjiler bunlar. Bunların toparlanması çok önemli. Arkanızda altın madeni. Bunları tabi kabul etmiyorum ben.
 
 
EGEDESONSÖZ: Karşıyaka’yı tarif ederken yılların ihmal edilmişliğinin altını çizdiniz.. Otel yok, stat yok… Adeta bir otel kent profili çizdiniz. İhmalin nedenini sorguladınız mı?
 
 
DURAK: Ben altını çizmedim, öyleydi. Hiçbir şey yoktu. Başında bu yola çıkarken Piriştina ile oturduk konuştuk. Yıllarca ihmal edildiğini, kendisinin görevde olduğu dönemde Karşıyaka’ya yatırım yapamadığını, konuştuğumuzda öğrenmiştim. ‘Ama bu dönem inşallah Karşıyaka’ya yatırım yapacağım. Projelerimizin hepsini birlikte harekete geçireceğiz. Karşıyaka’yı yeniden yaratacağız’ dedi. Söz vermişti ancak ömrü vefa etmedi. Aziz Başkan’la olmaması gereken bir yarış içine girdik. Keşke olmasaydı, ben istemedim ama o zamanki parti içindeki çelişkiler iki taraflı yarışa çevirdi olayı ki; hiç doğru değildi. Keşke olmasaydı. O günden sonra da sürekli bir alternatif aday konumunda tutulduğumuz için, bazı problemleri yaşadım. Diyaloglarda eksiklik oldu. Aslında 2009’a geldiğimizde, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu vardı. O gün Aziz Başkan, eşi ve ben eşimle birlikte şöyle bir kenara çekildiğimizde bazı şeyleri konuşmuştuk. Seçimlere yaklaşık 4,5 ay vardı. Sıkıntılı bir süreçti. O gün kendisine bir şey söyledim. Başkanım arkanızdayım, ailecek arkandayım. Birlikte bu işleri aşacağız. İnşallah bu süreçte, inşallah siz Büyükşehir, ben de Karşıyaka Belediye Başkanı olarak göreve devam edeceğiz diye arkasında dik duran, tek duran kişi olarak kendisiyle bunları konuşmuştuk. O gün yapayalnızdı, kimse de yoktu. Bu konuda o günün Genel Başkanı da bana şunu söylemişti: ‘Çok partili ile görüştüm ama partisini en çok seven, partisini en çok düşünen kişi olarak seni gördüm’ demişti. Katkım olduğu için seviniyorum. Her arkadaşım Büyükşehir Belediye Başkanı olabilir. Herkes! Ama yapmak, onu götürebilmek, taşıyabilmek çok kolay değil. Aziz Başkan sırası geldiği zaman çok stresli dönemler yaşadı. Onun her zaman yanında olmak istiyoruz fakat, sıkıntıları birileri yaşatıyor. Parti içinde, partinin çevresinde dolaşan arkadaşlar sıkıntıları yaratıyorlar. Bizim hiç böyle bir sıkıntımız olmadı. Ama şunu umuyorum. Önümüzdeki süreçte de o konuda sağlıklı kararlar verir devam ederse de arkasında duracağımı, buradan hepinize söylüyorum. O konuda geri adımım yok. Ben bir kamplaşma içine girmedim.
 

Örnekköy’de hem şık, hem ihtiyaçlara cevap verecek ferah/yeşil bir çalışma alanı yaratan Başkan Durak’la, deprem sonrası gerekecek malzemelerin depolandığı hangarı da gezdik. Çadırdan battaniyeye, iletişimi sağlayacak kesintisiz araçlardan jenaratöre, akla gelebilecek her türlü ihtiyacın depolandığı bu hangarın yanında Türkiye’deki depremlerde yapıların nasıl un ufuk olduğunun fotoğrafları da vardı ki… Başkan’ın ‘kent dönüşümünün niçin acil olduğu’ anlatımının en çarpıcı görselleri olarak hepimizin kanını dondurdu…



EGEDESONSÖZ: Seçim sonrası kamplaşmış gibi gözüktünüz ama… Operasyon sürecinden itibaren ise Aziz Bey’in arkasında dik duran belediye başkanlarının başında geliyorsunuz. Ne değişti?
 
DURAK: Ben bir kamplaşma içine girmedim. Seçim bitti, 12 Haziran seçim sonrası bir beyanat. 5-6 belediye başkanı arkadaşımız ile ilgili; işte kavgaya tutuşuldu, şu yapıldı, bu yapıldı gibi, hiç hak etmedikleri halde, o arkadaşlar düşük alınan oyların sebebi gibi ortaya kondu. Belediye başkanıdır; artıyı eksiyi sağlayacak kişi odur, partisine bir oy fazla sağlayacak kişidir. İl ya da farklı yer. O konuda o gün yaşanmaması lazımdı, yaşandı. Ben de o konuda şunu yapmaya çalıştım. Arkadaşlar da gitti il başkanını ya da bir başka arkadaşı, genel başkana şikayet ettiler. Bir kopuş süreci yaşanacağına o arkadaşlarla biraraya geldik. İsmine 8'ler dediler, 10'lar dediler. Oradaki sayı 15-16’ydı. Hepsi aynı sıkıntıları yaşıyordu. Biraraya gelelim, birlik olalım. Aziz Başkan’ı çağıralım, tekrar toparlayalım. Çünkü partinin birlik beraberliğe ihtiyacı var. Belediye başkanlarının daha çok üretmeleri için Aziz Başkana ihtiyaçları var gibi konuşmalar yapıldı. 13-14 madde sunuldu, mecliste konuşuldu. Bazı şeylerin bir kısmı aşıldı, inatlaşmaya döndürüldü. Randevu verdi/vermedi gibi, uzun süreli gerginlik yaşandı. Bunu yok saymak doğru değil, yapıldı. Tartışma ortamı getirildi. Burada şunu yapmak lazım. Ben kendi bölgeme bir çivi daha çakmak için uğraşıyorum, yani bir proje daha hayata geçirebilir miyim diye. Diğer arkadaşlarım da aynı düşünde içinde. Burada Azizci, Azizci olmayan gibi bir kamplaşma içine girmedik. Bürokrat arkadaşları da kim yönlendirir? Başkan yönlendirir. Başkanın o konuda bazı şeyleri belediye başkanları ile birlikte yapmasıydı bizim temel arzumuz. Oradaki bürokratlara kızmak veya bir şey söylemek şansımız yok. Ama şunu da bilmeleri lazım. Oradaki bürokratların hiç biri belediye başkanlarının üzerinde değil; onu görmeleri lazım. Onu kim yaratır? Büyükşehir Belediye Başkanı söyler. ‘Arkadaşları dinleyin, alın bilgileri’ der… Benim bugüne kadar Büyükşehir’den bir tane bireysel isteğim olmamıştır, olamaz da. Hep istediğimiz şeyler Karşıyaka'nın, kamunun istediği şeylerdir. Diğer arkadaşlarımızın farklı istekleri olduysa onu bilemem de genelde isteklerimiz, kamunun isteklerine yönelik cevapları yerine getirmektir. Bunun dışına çıkmamız mümkün değildir. Bunun yolu da birlik beraberlikten geçiyor.
 
EGEDESONSÖZ: Stadyum tartışması için ne diyeceksiniz?
 
DURAK: O tartışmanın içinde de ben yoktum. Stadyumla ilgili bir farklı olay var. Orada da Kulüp Başkanı kendilerine bir yer getiriliyor, spor tesis alanı olarak tespit edilen bir alanın cinayet olarak söylenmesine tepki göstermiştim ben. Yanlıştır. Böyle demeci kamuyouna verdiğiniz zaman insanlar sanki burada bir şeyler dönüyormuş gibi anlarlar.
 
EGEDESONSÖZ: Karışık kuruşuk işler varmış gibi…
 
DURAK: Bakanın biri çıktı karışık kuruşuk iş dedi. Aslında hiç öyle birşey yok. İnsanlar talepte bulunur. Alanın beşte birini konut alanı ya da ticaret alanı olarak düşünüyor olabilir. Beşte birini Büyükşehir’e bağışlıyor, beşte üçünü de kulübe bağışlayarak, böyle bir çözümü getirmek istiyor. Arzu edebilir, isterse gider kendisi bir stat yapar, başka şehre de yapabilir. Bu alan spor tesis alanı olarak tasdikli arkadaşlar. Yani bunu cinayetle suçlamak çok doğru değil. Sanki bir imar değişimi, farklı bir şey yapılıyormuş gibi!
 
EGEDESONSÖZ: Rant varmış gibi algılandı.
 
DURAK: Rant da olabilir. Oturursunuz buna karşılık verirsiniz. 20 dönümlük yerin karşılığında başka bir yer gösterilir. Oturulur ona farklı bir yer gösterilir, takas yapılır ama bunu bir cinayetmiş gibi ortaya atıp, Bakan’ın söylediği gibi karışık kuruşuk hale getirirseniz… Kamuyouna yanlış bilgi verildi ve ben de kulüp başkanının o iyi niyetle yapılan basın tanıtım toplantısında söylenenlerin... Hak arayışı içinde ben de vardım. Kulüp Başkanını da yalnız bırakmamak adına açıkçası ona bir cevap verdim. Ve o cevabımdan sonra da Aziz Başkan saygı duyduğunu söyledi ve kapattı olayı. O da Aziz Başkan’ın büyüklüğüydü.
 
EGEDESONSÖZ: Spor imarlı tek arazi
 
DURAK: Hazır onlar. Onlar da 6 sene önce büyük kavgalar neticesinde yakaladığım yerler. Çok kolay olmadı ama şunu söyleyeceğim. Biz kamuya dönük yapıyoruz her şeyi. Bireysel hiçbir şey istemedim. Karşıyaka’da 8-10 tane çalışma gitmiştir, hepsi kamuya dönüktür.
 
EGEDESONSÖZ: Piriştina’nın vefatı sonrası adaylıkla başlayan, sonrasında zaman zaman gerginleşen ilişkileriniz… Spor tesisi açılışındaki zehir zemberek açıklamalarınız… Nasıl açıklayacaksınız bugün bunları?
 
DURAK: Aziz Başkan’a yönelik bir şey söylemedim. Üretkenliğin artık başlamasını, insanların proje açıklamasını doğru bulmadığımı söyledim. Bakan’a da söyledim. Kim Karşıyaka’ya bir şey yapmadıysa ona söyledim.
 


EGEDESONSÖZ: Aziz Beyle aranızda her ne yaşandıysa yaşandı ama her zor durumda onun yanında oldunuz. Büyükşehir operasyonunda da… Son olarak da bandolu bir karşılama yaptınız. Cevat Durak’la Aziz Kocaoğlu arasında beyaz bir sayfa açıldı gibi algı var, ne dersiniz?
 
DURAK: 5 yıl önce belediye binamın açılışında Genel Başkan, Aziz Kocaoğlu ve Genel Sekreterimiz gelmişti. Aradan 5 yıl geçti. 5 yıl sonra Karşıyaka Belediyesi’ne geldiği için, hem ona bir moral olsun diye açıkçası o bandonun nedeni… Yoksa normal bir belediye ziyaretidir, girer koltuğa oturur, o kentin başındaki insandır. Gayet doğaldır onunla birlikte olmamız.
 
EGEDESONSÖZ: Olması gerektiği yere geldi sanki ilişkiniz…
 
DURAK: Karşıyaka’nın geri kalmışlıklarının içinde bunlar yatıyordu. Hiçbir şey yapılmadı, yıllarca bütün yatırımlar o tarafa gitti. Daha sonra da işte Narlıdere dahil olunca, Karşıyaka çok geri kaldı. Tam bir uyuyan kent. Yatırım almıyor, hiçbir şey almıyor. Gönlünü hoş tutacak hiçbir şey yok. Karşıyakalılık aidiyetini yeniden aşılamaya çalıştım ve başarılı da olmaya başladım. Bir Karşıyaka çekim olayı var. Karşıyakalılık olayı başladı. Bu kötü değil, bu benim arzu ettiğim bir şey. Karşıyaka’da yaşayan insanları Karşıyaka şemsiyesi içine almak… Bunu başarmaya başladım. Başardım da…
 
EGEDESONSÖZ: Uyuyan kente, ihmal edilmişliğe rağmen nasıl oluyor da Karşıyaka, Ak Parti’nin en korktuğu ilçelerin başında geliyor?
 
DURAK: Karşıyaka aynı Karşıyaka ama hızlı bir değişim yaşanıyor. Yani yollarıyla altyapısıyla yüzlerce sokakta çalışıyorum şu anda. Cevat Durak herkesle oturup çay içmiyor ama yaptığı çalışmalarla sürekli mahallelerin içinde. Her mahallede bu yılki planlamalar içinde belli sokaklarda geniş bir çalışma var. Her tarafa girip çıkıyoruz. Yaptığım kültür evleri semt merkezleri, parklar.. İlk başta park istiyorlardı, park yaptım. Sonra spor aletlerini koydum, herkes bana deli dedi, kızdı. Sonra o spor aletleri yayıldı. Şimdi yürüyüş yolları istemeye başladılar. Toplumda da bir değişim var, sürekli kendini yeniliyor.
 
EGEDESONSÖZ: CHP’nin oylarını nasıl buraya çıkardınız? Merkez sağı mı aldınız?
 
DURAK: Her kesime gittim, ayrım yapmadım. Buradan oy alırken, özellikle sol kesimden oy almak için çalışma içine girmedim. Her tarafa eşit yaklaştım, kimseyi dışlamadım. Kamplaştırmadan, küfreden arkadaşlarımı da görmemezlikten gelerek oturdum çalıştım. Hedefim yüzde 70- 75.
 
EGEDESONSÖZ: AKP, İzmir’in yolu Karşıyaka’dan geçer, İzmir’i almak kolaydır dedi. Karşıyaka’nın hedefteki ilçe olması size ne hissettiriyor? Ak Parti’nin aradaki oy farkını düşürmeye yönelik çalışmalarını nasıl karşılayacaksınız?
 
DURAK: Kilit ilçede olmak sorumluluğumuzu artırıyor. Keşke karışılmayan, göze batmayan bir ilçe olsak. İster istemez beni rahatsız ediyor. İzmir’de 30 ilçe var.  Karşıyaka’nın hedef olması doğru değil ama hedef olmaktan da korkmuyoruz. Geldiğim günden beri bu baskı olunca, çok korkmuyorum. Sürekli incelemeler, sürekli kontrol altına alınınca, biz de emin adımlarla yürüdük. Daha çok hizmet ederek, daha çok araç gereç… Her tarafa ulaşmaya çalışıyoruz
 
EGEDESONSÖZ: Yüzde 65 duruyor mu peki?
 
DURAK: Tabi, daha fazlası var. Yüzde 70-75 arası... Her dört kişinin ikisinin oyunu almış durumdayım; hedefim, her dört kişiden üçünün oyunu almak.
CHP’nin kalesi değiliz. Belediye olduğundan beri dört parti vardı, ben beşinci olarak geldim. Kazanamazlar, o kadar basit değil. Kısmet olursa, partimde o konuda sıkıntı olmayacaksa üçüncü dönem isterim. Tabi ki yıpranmadan önemli. İnsanların karşısına başınız dik çıkıyorsanız, kimsenin başını öne eğdirmediysem, bunlar çok önemli. Bir belediyeye bir evden iki çocuk girmemiş olabilir. Bir belediye başkanına bu konuda kızmış olabilirsiniz. Ya da geldiniz yasal işlem yapıyoruz, 900 tane ruhsatlı yerimiz var. 15 bin tane esnafımız var. Geri kalanlar ruhsatsız. Birinci etapta ilk 5 yılda beş bindi. Şimdi on bine çıkartmaya çalışıyoruz. Kademe kademe ruhsata bağlıyoruz her yeri. Çok kolay işler değil, karşınıza insanları alıyorsunuz ama teker teker bunları çözmeye başlayınca Karşıyaka da huzur bulmaya başlıyor. Herkes kaydını yakalıyor. Pazarları aldım ıslah ettim, ilk başta kıyamet kopuyordu. Aldım hepsinin kaydını vergi dairesine gönderdim. Siz bunları yaparsanız başarılı oluyor ama tepki alıyorsunuz. Arkanızdan konuşan, vurmak isteyen, en ufak yaptığınız işlemde ‘ertesi gün leşini ortaya koyacağım’ diyen insan var.
 


EGEDESONSÖZ: Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım size geldi ve ona Karşıyaka adına
projeler sundunuz. Üzerinden epey geçti o sunduğunuz projelerin, hiç hareket var mı?
 
DURAK: Bakanlık valilik kanalıyla istedi, biz de verdik. Projelerin kendilerine ulaştığını biliyorum, zaten kendileri de açıklıyorlar. Şimdi zaten bu projeler, marinadır, tramvaydır, Büyükşehir de takip ediyor bunları, hükümet de takip ediyor. Üniversite geliyor Medikal ile birlikte biliyorsunuz. Orası ile ilgili de ilginç bir konu var, anlatayım. Geldik kucağımızda bir proje. Başlamış, ihalesi yapılmış, temeli atılmış bir proje. Karşıyaka belediye sarayı projesi yapılıyor üç kat. Yaklaşık kullanım alanı on bin kusur m2 olan bir inşaat.. Trilyona yapılmış bir ihale, eski parayla. Uğraştım iki üç ay, çevirdim ettim, meclis salonunu büyütmek istedim olmuyor. Bir de 4-5 yıl sarkarak yapılmış. Yani bu yıl diyelim ki işlerin kabasını yapacağız, önümüzdeki yıl sıvasını yapacağız, önümüzdeki yıl bilmem ne yapacağız. Ne olacak, 2009 seçim yılında bitirsem taşınacağım. Bitiremezsem ben belediye başkanı değilsem, başka bir başkan gelirse, bitirirse taşınacak.
Ne yapabiliriz dedik, oturduk burayı değerlendirdik. Şu anda belediye binası olan yerin tahsisini aldım. Yer bizim değildi, Milli Emlak’taydı. Oradaki yerimiz 6-6,5 trilyon lira yapıyor. Bunun bir buçuk harcadığımız bir para vardı oraya. Üstüne bir farklı para koymadan oradaki parayla kendi binamızı yaparız diye bir maliyet çıkardık. O bedelin karşılında kendi binamızı yaparız diye orayı satılığa çıkardık. O sırada da böyle bir kararı verdik. Müteahhit de anlayış gösterdi. Sonunda geldiğimiz noktada bu işe devam etseydik Medikal’in olduğu yerde 21 trilyonu buluyordu. Parasız bir belediye olarak orayı yapmış olacaktık. İlk etapta düşündük kaynak yasa diyor ki bunun karşılığına bir bedel koyarsınız, o bedele göre bunu yaparsınız. Bütçede gösteremediğiniz hiçbir şeyi yapamazsınız. Oturduk orayı sattık. O günün DYP’si, MHP’si, DSP, AKP, KASİAD gibi çeşitli STK’lar eylem yaptılar, belediyenin önüne kara çelenk koydular, belediye başkanını protesto ettiler. Tabi biz bildiğimiz yolda yürüdük. Mecburduk çünkü. Anlattık ama anlamak istemediler. İki ay önce metro istasyonunun orda üçüyle biraraya geldik. Başkanım ne güzel oldu dediler. Karşıyaka’ya yakıştı. Ama dedim siz kara çelenk koydunuz o zaman. İleriyi görmek çok önemli, biz ileriyi gördük. O günün şartlarında o belediye binasını yapma şansımız yoktu. Belki görecektim belki görmeyecektim, belki hala sarkmış olacaktı. Hızlı kararlar verip, ayağınızı yorganınıza göre uzatmanız çok önemli.
 Arkas’la bir voleybol tesisi yaptık. Kız yurdu yaptık, açılışını yapamadık. Yeri bağış olarak aldık kötü mü yaptık? Medikal geldi, çeşitli dedikodular yapılıyor. Herkes bir şey söylüyor ama halk yararlanıyor oradan. Bir başka yerde yeşil alan karşılığında 800 konutun olduğu yerde takas etmişler. 4 tane parselimiz gitmiş bizim Mavişehir’de. Oturdum iptal etim, meclis kararları alınmış falan. O günün parası ile 1 milyon lira karşılığında Latife Hanım Köşkünü çözdüm. Aldım, belediye bütçesine kattım ve işimi çevirdim.
 
 
EGEDESONSÖZ: Nasıl kaynak yaratıyorsunuz yatırımlarınız için?
 
DURAK: İlk geldim temizlikten girdim işe. Yılda ortalama 20 trilyon lira sadece temizliğe veriyordum. Sayıyı hemen düşürdüm; 450 kişi çalışırken 300 kişiye çektim. Sadece çöpten 10 milyon lira tasarruf yaptık. Eğer bunları yapmasaydık bugün batan bir belediyeydik. Menemen gibi borçlu bir belediyeydik. Ya da katrilyonluk Şişli gibi borçlu bir belediye başkanı olurduk. Bu kadar yükten sonra, 40-50 milyon liraya yakın zarar etmemize rağmen, bu belediye borçsuz bir belediye. Çalışırsanız oluyor. Kaynakları ayırdım. Kent şirketi rantabl değil. Her yıl ikibuçuk- üç milyon lira takviye ediyorsunuz. Tekrar elden geçirdim. Nerede hangi kaynağım var. 50 m2daire yapar mı, onları almaya çalıştım. Satış politikalarını değiştirdim. Belediyenin kaynaklarını rantabl kullanmak üzere yeniden şekillendirmeye başladım. Ürettiğimiz kaldırım taşlarını başka yerlere vermek yerine, bize de yetmiyor, ihale ile alıyoruz. Yeten bir malzeme değil, dışardan almak zorundayız.
Ayrışma sonrasında 400’ün üzerinde fazla işçimiz var bizim. Kimseyi ekmeksiz bırakmamak için çıkış yapamadık. Yavaş yavaş kendiliğinden düşer diye bekliyoruz. Aslında sorunlar çoğunlukla belediyelerde aynı. Rantabl olmayan iş yapımı var. Son dönemde özellikle yetişemediğimiz yasa değişiklikleri. Yetkilerin elimizden alınması, kaynağı olmayan, üretmeyen belediyelere dönüştürmemiz…. Herkes konuşuyor ama Belediye Gelirler Yasası hala yok. İşte temizlikle ilgili global bir çözüm ürettiler; temizlikten işte arsa bedeli üzerinden ya da bila bedel üzerinden bir değer alınsın… Öyle bir bedel alamıyorsunuz, kıyamet kopuyor alırsın/alamazsın diye. Bazı belediyelerde 8 kuruş, bizde 4,6 kuruş. Kimi abartılı dedi, kimi farklı yazdı kıyamet koptu. Vatandaş haklı ya da her belediyenin maliyeti yüksek. Ayda 800 bin lira toplamanız gerekiyorken 400 bin 500 bin liraya düşüyor. Yasal olarak uyarılarınızı gönderiyorsunuz, haciz işlemlerini yapıyorsunuz ama evleri falan yıkmanın zaten mümkünü yok.
 
 
EGEDESONSÖZ: Bayraklı ayrışması sonrası çeşitli sancılar yaşandı.. O bölgeler ile ilgili geçiş süreci tamamlandı mı? Bir de Çiğli ile ilgili sürekli sınır sorunlarınız var…
 
DURAK: 1992 yılında belediye başkanı arkadaşın önünü açmak adına ilçe kararı alınıyor ve Çiğli ayrılıyor ama Çiğli hala ne kadar ilçe oldu 20 senede, bakmak lazım. Ayrışmasının sonrasında da, buna rağmen ne yazık ki yıllarcadır süren bir dava süreci yaşıyoruz. Biz dava açmıyoruz, biz onun peşinde koşmuyoruz. Bizim yapmak istediğimiz şey şu. Şu andaki ilçe sınırları ile ilgili gidin, sınırlarınızda kalın biz de sınırlarımızda kalıyoruz, üçlü kararnameden, bakanlar kurulundan, meclisten ne çıktıysa biz buna rıza gösteriyoruz. Biz Çiğli’den yer talebinde bulunmuyoruz ama ısrarla orada bir hastalık var. Kim gelirse gelsin iyi niyetle başlıyorlar ama sonunda Karşıyaka’ya hep davalar açılıyor. Biz biraz bıraktığımız zaman da bakıyoruz davanın şekli tartışılıyor, tekrar biz başlıyoruz ayrı davalar açmaya. Karşı karşıya geliyoruz sonra, halbuki hiç gerek yok.
Bayraklı’da da şu anda herhangi bir şey yok, ayrışma sonrası eski araç verildi/yeni araç verildi tartışması başladı. İşçi yasada olmadığı için haklı olarak orada Bayraklı Belediyesi karşı duruşta oldu. Ben kendim işçi alacağım, söz verdim dedi. İşçi o tarafa aktarılamadı, aktarılamayınca bugüne kadar hizmet veren arkadaşlarımız burada kaldılar. İster istemez biz de hizmet alımları ile yaptığımız için temizlik olaylarını Kent şirketinde oluyor bu. Sayısal olarak alan ve nüfus düştüğü için düşüşe geçiyorsunuz. Yani 200 kişi ile yaparken yarı yarıya nüfusunuz gitmiş, arazinizin yüzde 65'i gitmiş, sayınız yüze düşüyor. Sayısal rakamları 27 Nisan itibariyle düşürmeye başladık. 2-3 gün zaman tanıdık. Belki o iki günde Bayraklı ile görüşmemizde bir aşılma olur, şirket ikiye bölünür diye düşündük, olmadı. Büyükşehir uzakta durdu, parti de beni yalnız bıraktı o dönemde. Sendika tamamıyla oyun oynadı. AKP'nin kongrelerine gitti bu arkadaşlar. Aynı sendika ile gelip özür dilediler. Yapılanları tekrar anlatmak çok kolay değil. Yıprattılar. Bunun tabi içinde, özellikle ilerde Büyükşehir’de aday olur düşüncesiyle, önümüzü kesmeye dönük yapılan çalışmalardı bütün bunlar. Keşke olmasaydı bunlar. Çoğu amaçlı yapıldı, onu biliyorum. O zamanki genel başkanımız bu olay için ‘Karşıyaka’nın suçu değildir, belediye başkanımızın da suçu değildir. Yasada eksiklik olmuştur, bu konunun aşılması konusunda tekrar yasanın düzeltilmesi gerekir’ dediği günden sonra olay daha da iyi anlaşıldı. O güne kadar ben çok yalnız bırakıldım. O günün il başkanı da o günün Büyükşehir Belediye Başkanı da gerçekten bu konuda daha farklı olabilirlerdi diye düşünüyorum. Sonuçta yaşadık, bitti; çok anlatmak doğru değil.
Bayraklı tarafındaki 8-9 mahalle, ‘Biz Karşıyakalıyız’ diyor. 2 kuşak öncesi babası, dedesi Soğukkuyu’da doğmuş ama Bayraklı’ya verilmiş. Girne Bulvarı’nın gelirken sol tarafı Bayraklı’ya verilmiş, sağ tarafı Karşıyaka. Acayip bir görüntü, halbuki karşıdan baktığınızda doğal olarak ormanla ve askeri bölge ile ikiye ayrılıyorsunuz… Doğalı odur aslında ama seçim, siyasi erk uğruna bu yapıldı. Acısını şimdi orada yaşayanlar çekiyor. O günlerde yapmış olduğumuz ilk kamuoyu yoklamasında o bölgedeki referandumda halkın yüzde 99,5'u Karşıyaka’dan ayrılmak istemedi. Hiç umursamadılar. Çünkü güçle yönettikleri için çoğunluk ve azınlık olayı olarak baktıkları için, o bölgede yaşayan insanları görmediler bile. Şimdi pişman olduklarını söylüyorlar ama iş işten geçti tabi.

 
 
EGEDESONSÖZ: Nasıl bir tahminde bulunuyorsunuz önümüzdeki yerel seçimle ilgili olarak?
 
DURAK: Geçen dönemki başarıya yakın bir başarı yakalarız. Hemen hemen aynı başarıyı yakalarız. Bizim çalışmamız çok önemli. Bütün arkadaşların tekrar kol kola girmesi, Büyükşehir üzerindeki baskının bir an önce eksilmesi ve Büyükşehir Belediye Başkanı’nın  başımızda olduğu bir çalışma ile hızlı bir şekilde bütün bölgelerimizde, ne yapmamız gerekiyorsa, halka daha fazla giderek, hizmetleri aksatmadan, insanlara doğruyu anlatarak götürmemiz lazım. Ne kadar hızlı davranırsak o kadar güzel şeyler yaparız diye düşünüyorum. Bir geçiş süreciydi; bu seçimde Türkiye genelinde beklenen başarının olmayışı belki sıkıntı yaratsa da... Onun getirdiği sıkıntılar var ama bu süreçler çabuk geçiyor, çabuk bitiyor. Önümüzde yerel seçimler başlıyor. Bu tabi genel seçim atmosferi ile aynı olmaz hiçbir zaman. Yerel seçimlerde adaylar çok önemli. Adayların getirecekleri, yapacakları, katacakları çok önemli. En kötü aday bile bugün yüzde 5 sinerji sağlar. Seçimle ilgili risk azaltmak adaylardan geçiyor.
 
 
 
EGEDESONSÖZ: İlçe örgütlerinin desteği önemli. İlçe kongreleri yaklaşıyor, beklentiniz?
 
DURAK: Sağlıklı çalışan bir ilçe yönetimi istiyorum. Belediyeye müdahil olmayacak. Belediye ile örgütü bir potada tutabilecek, ilçe ile belediyeyi karıştırmadan toparlayabilecek bir ilçe yapısının oluşmasını istiyorum. Geçmiş yıllarda yaşadım, inşallah önümüzdeki süreçte de böyle bir yapıyı aşarız. Ben ilk geldiğim geçmişte, 2007 yılı sonunda yapılan kongre sürecinde hiç müdahil olmadım. Delege dahi olmadım, çekilmiştim, ilçe kongresine dahi katılmamıştım. 2009 yılına gelindiğinde benimle yürümeyen bir ilçem vardı. Yani kendim o konuda bir şeyler aşmaya çalıştım. 2004'te ilk adaylığım sürecinde sadece ilçe başkanı bize yakın bir arkadaşımızdı, ilçe yönetimi karşımdaydı. Ne yazık ki talihsizliğim hep bu oldu. Diliyorum ki bu dönemde, bunlar olmaz. Bu dönemde daha farklı bir çalışma ortamı içine gireriz. Birbirimize çok fazla ihtiyacımız var. Şu aşamada bir sıkıntım yok ama bir süreçtir bu. İnce çizgilerimiz var bu konuda. Belediyede bugüne kadar olduğu gibi parti ile birbirinin içine girmemesi lazım, yoksa sıkıntı olur. Zaten uygulamalarınız sosyal demokrat uygulamalar. Sosyal belediyecilik yapıyorsunuz; ister istemez bütün bunların hepsi sizin partinize artlar getiriyor. Bir de bunun üzerinde oturup da farklı bir görev yüklenirseniz olmuyor. İnşallah çok büyük farklılıklar yüklenmez.
 
 
EGEDESONSÖZ: Operasyonlar, müfettiş baskıları korkutuyor mu, hizmetlerinizi aksatıyor mu?
 
DURAK: Korkmuyorum. Arkadaşlarımın çoğuna kefil olurum. İnsandır hata yapabilir ama bilerek hata yapıldığını düşünmüyorum. Hiçbir arkadaşımın bilerek yanlış yapacağını düşünmüyorum. Eksik olabilir ama kimse kendi cebine bir şey koymuyor ve kimsenin boğazından haram geçmiyor, onu biliyorum. En azından onu büyük ölçüde sağladık. Bireysel hatalar olabilir, suçlusu varsa gereken yapılır. İşler yavaşlıyor tabi, biraz etkiliyor. Daha hızlı mesafe alacakken, üç ayda yapacağınız iş 6 ay sürüyor, 1 sene sürüyor. Bir sıkıntı yaşıyorsunuz. Hepimiz için aynı şeyler söz konusu. Bütün belediyelerin Büyükşehir’deki  dosyalarını inceliyorlar. Her belediyede mutlaka yanlış yapılmış şeyler görebilirsiniz ama yasalar vardır, o yasalara herkes uymaya çalışır. Ufak tefek yanlışlar olabilir, evrak eksikliği olabilir ama bunlar da yani suç unsunu olacak şeyler değil diye düşünüyorum.
 
EGEDESONSÖZ: Kılıçdaroğlu ile ilişkileriniz nasıl, sıkıntı yaşıyor musunuz?
 
DURAK: Benim bir sıkıntım yok. Ben Kemal Beyin bu konuda daha yapacağı çok işin olduğunu görüyorum. Yolun daha başında ve çok stresli bir süreci geçti Kemal Bey. Bence parti içinde şu anda güçlü konumda. Yeni dönemdeki PM ve Kurultay sonrası partinin gelişmesi yönündeki engelleri kaldırabilirse, önemli bir mesafe alacağı görüşündeyim. Parti içindeki kavgaların bir kısmı erken başlamıştır. Orada bir değişim yaşanmıştır. Düne kadar a kişi ya da b kişiyi destekleyen ... ekolündedir. O insanların biranda, partide yeni bir değişim yaşanınca sanki önleri açılmış gibi saldırıyorlar. Aslında başarılı olan belediye başkanımıza tabi ki sahip çıkmamız lazım. Kamuoyunda her zaman her belediye başkanının yerine bir bölgede olduğu gibi bizim bölgemizde de oynayan arkadaşlarımız olacaktır. Sırası geldiğinde de arkadaşlarımızın çekilmeyi de bilmesi lazım. İlelebet bu makamların sahibi değiliz. Ben bir dönem daha olabilir diye düşünüyorum ama ondan sonraki süreçte görev yapmak çok şık da değil. Biraz daha gençlerin önünü açmak lazım ki, partide başka şeyler de olabilsin. Biz hedef koyduğumuz projelerin bitmesinin peşindeyiz. Üreten bir insan olduğum için, o projelerin çok hızlı hayata geçmesini sağlamam lazım. Bir insanın belediye başkanı olması için en an 3-4 sene uğraşması gerekiyor, verimli olması için. Son seneye geldiğinde de zaten seçim süreci; ancak ikinci döneminde üretken olabilir. Biz belki biraz fazla üretiyoruz çalışıyoruz. Daha hızlı koşmaya çalışıyoruz, insanların beklentisi bitmiyor bizden. Onun için daha fazla hizmet istiyor. Önünüze bakıyorsunuz, yüz tane daha yeni proje var. Yani bin bir arayış içinde değilim. Onları hayata geçirmeyi yakalayabilirsem güzeldir benim için.
 
 
EGEDESONSÖZ: 10 yıllık belediye başkanı olacaksınız, iki yılın sonunda. Tüm İzmir’i yönetecek güçte hisseder misiniz kendinizi?
 
 
DURAK: Şartlara bakmak lazım. Bunların konuşulması doğru değil. Kesinlikle böyle bir şey düşünmüyorum. Aziz Başkan’la birlikte yürüyoruz. Aziz Kocaoğlu olduğu sürece düşünmüyorum ama enerji mutlaka vardır. Olmaması mümkün değil. İnsanlar her zaman hedeflerini bir üst noktada tutmaya çalışır ama bu demek değildir ki aday olacak. Önemli olan bu konuda karar vermesi gereken arkadaşlarımızdır. O doğru kararı verip bizi yönlendirmeye çalışmasıdır. Doğru olan nedir? En az altı ay öncesi, 7-8 ay öncesi böyle bir kararın verilip adayın hazırlanmasına yönelik bir sürecin başlatılmasıdır. .
 
 
EGEDESONSÖZ: Diyelim ki koşullar sizin iç dünyanızdaki hedefe uygun düştü; Aziz Bey aday olmadı. Ön seçim de yok, siz aday gösterildiniz.. Seçimi alma noktasında nereden başlardınız?
 
 
DURAK: Şimdi ben ne başkan adayıyım, ne de başkanım. Karşıyaka Belediye Başkanı’yım. Karşıyaka ile ilgili sorun, cevaplandırırım. Bana tuzak sorular sormayın!
 
EGEDESONSÖZ: Siz, son yaşanan süreçlerde de Deniz Baykal’ın yanından ayrılmadınız... Ayrışmaların yaşandığı süreçte risk değil miydi bu tavrınız?
 
DURAK: Sayın Baykal benim dostumdur. Yanında oluşum, samimiyetten ve vefadandır. Kemal beyin de yanındaydım hep. 12 Haziran’da son noktayı buradan koydu. Hep genel merkez politikası izledim ben, politikamı genel merkez üstüne kurdum. Hiçbir zaman parti içinde sağ kanat- sol kanat içine girmedim. Hep düzgün yapmaya çalıştım, hep dik durdum, hiç yalpa yapmadım. Genel Başkanım kimdi, Deniz beydi; onun arkasında durdum. Altan Öymen’di onun arkasında durdum. Erdal İnönü oldu, onun arkasındaydım... Ben siyasette zikzak hiç yapmadım ve buraya geldiğimde de şu anda benim liderim kim? Kemal Kılıçdaroğlu, ben onun arkasındayım.
Deniz Bey’le görüşüyoruz, konuşuyoruz. Dost olarak ve abi kardeş olarak konuşuyoruz. Benim iki çocuğumun da düğününde bulundu. Oğlanın sünnetinde bile bulundu. Kendisiyle sürekli birlikte oldum. Partimin kuruluşundan bugünlere kadar, her zaman birlikteydik. Bir dosttur, bir vefadır. Şu anda genel başkan değildir, Antalya Milletvekilidir. Her gün gelse her gün karşılarım. Bunu farklı şekilde benden beklerseniz vefasızlık beklersiniz. Öyle bir insan değilim. Ben dost dediğim insana, ölümüne kadar dostum derim. Şimdi genel başkanım Kemal Bey ve ben o liderin arkasından gidiyorum. Hata yapmam, zikzak yapmam, dostuma dost gözüyle bakıyorum ve sonuna kadar da öyle giderim. Bunu ben parti içindeki tüm arkadaşlardan da böyle bekliyorum. Biz bunu beceremediğimiz için, bugün kavgaların içindeyiz. Bunu becerebilsek zaten, sorunları aşmış olacağız. Bir sorun yaşandı bitti. Önder Bey, dünyanın en iyi insanlarından biri ama şu anda yaşadıkları, o gün yaşadıkları, bugün geldiği konum farklıdır. Önder Bey bugün genel sekreter değildir, milletvekili değildir ama o da gelse, ona da saygı da kusur etmem. Çünkü onunla da iyi günlerim, kötü günlerim oldu. Ben çok eski bir partiliyim, yıllarca uğraş verdim. 7-8 sene ilçe başkanlığı yaptım. Kenara koymak için uğraşanlar oldu. Onlar partili olsaydı bu sıkıntıyı yaşamazdık. Bizim en büyük sıkıntımız o. Vefa ile dostluk ile particiliği, parti ile parti içinde olması gereken insanların nasıl olması gerektiğini ayıramayan arkadaşlarımız var. CHP’de yaşayan insanların CHP’li gibi davranması lazım. Erdem çok önemli. Çalmayacak, hırsızlık yapmayacak, bütün bunları yakalamak çok önemli. Atatürk ilkelerinden ödün vermemeye çalışıyorum. Kendi partimin bana gösterdiği sosyal demokrat çizgiden ayrılmadan, sosyal demokrat belediyeciliği uygulamaya çalışıyorum. Kolay bir iş değil, onu biliyorum. Cumhuriyet ilkelerinden ödün vermemeye çalışıyorum. Yaptığım iş bu. Ben bunu yaptığım sürece başarılı olacağım. Benim en ufak bir zikzağım onları üzer.
 
 
EGEDESONSÖZ: Seçime 2 yıl kala hangi projeler üzerinde çalıştığınızı sorarak bitirelim bu uzun sohbeti…
 
DURAK: Ahmet Taner Kışlalı Parkı çalışmasının düzenlemesini yapıyoruz. Yürüyüş yolları olacak, kauçuk tabanlı çok büyük bir parkur yapacağım 3 km. Lunaparkın olduğu alanda, 20 dönüm ihalesi yapıldı 20 Şubat’ta, sözleşmesini bekliyoruz. Burada 110 araçlık yeraltı otoparkı, spor sahası içinde var. Burada yılın 12 ayında hizmet verecek aş evi var 250 kişilik. Hayır işi yapılacak. Ramazan ayında çadırlar açılıyor, açtırmayacağız; hepsi orada yapılacak.
Butik… fakir çocukları giydiriyoruz oradan, 7 yıldır çalışıyor bu. Ne ihtiyaçları varsa karşılıyoruz; onu da buraya alacağım. Yine aynı yerde, eski lunaparkı çağrıştırsın diye mini trenli. 500 m2 alanda da çocuklara yönelik lunaparkımız var. Yan tarafında içinden sular geçen kafeteryamız var. Öbür yan tarafında da normal kafeterya. Bir tarafında futbol, voleybol, basketbol sahaları, soyunma odaları içinde. Bir fil restoran var, çocuk restoranı. İçinde satılan her şey fil şeklinde. Sandviçler, sandalyeler de fil... Burası 20 dönümlük bir alan organik tarım yapılan yer gibi düşünüyoruz çevresini. Şehrin içinde üzüm yetiştiriyoruz.
Eski düğün salonunun olduğu benim de evlendiğim yer… Orda bir yerimiz var. Çok büyük bir alan değil ama 175 kişilik bir tiyatro salonu yapıyoruz, Ziraat Bankası’nın köşesi. Gerçek belediye yerimiz. Burada bir tiyatro binasının da 29 Mart’ta ihalesi yapılacak.
Yamanlar Dağında sağlıklı yaşam köyü tabiat parkı hazırlığımız vardı. Orayı hazırlıyoruz şimdi. Nisan sonlarıydı aldık orayı. Orada 50 küsur tane bungolov var. 80-100 yataklı otelimiz var. Yüzme havuzları, aklınıza ne geliyorsa. Burası kışın da gidip kalınabilecek bir yer. Oradan işe gidip gelebileceksiniz, yaklaşık 15 dakika. 16 projenin içinde o da var. Açık hava tiyatromuz var bir tane. Gürültü yönetmelikleri çıkınca onun üstünün kapatılması gerekiyor. Açılır kapanır yapacağız, ucuz proje değil. 1,5 milyon lira maliyeti var.
Zübeyde Hanım’da spor salonu ve yüzme havuzu yapacağız. Spor salonu için Arkas’la anlaşmak üzereyiz. Onu Arkas’a yaptıracağım, yarı olimpik yüzme havuzu, spor salonu ve sağlık merkezini biz yapacağız.
Bir yüzme havuzu da Arkas’ın arkasında yapıyoruz. Bunların hepsi iki yılda bitecek projeler. Zübeyde Hanım’da pazaryerimiz var. Onun da ihalesi çıkmak üzere. Onun boşalttığı alana da Zübeyde Hanım Mahallesi Meydanı yapacağız. Hem pazaryeri yapacağız, yer altı otoparkı ile iki milyon lira orası. Böyle projeleri teker teker ihale aşamasına getirdik.
Şantiyeye deprem sistemi kuruluyor, burada tsunamiyi anlatacağız. Smilatörümüz var, depreme dönük eğitim verebilecek her şey var. Yangın kaçış koridoru yapıyoruz. 85 milyon liralık yatırımlar bunlar… Önümüzdeki yılın ortalarına kadar bitirebilirsem iyi...

 
Her belediye başkanının gönlünde Büyükşehir vardır
 
Yönetmeye değil halkı örgütlemeye geldim
YORUMLAR
Toplam 43 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
eski karşıyakalı 13 Aralık 2012 Perşembe 16:40

cevat durak çok çalışıyor parkeler çok satsın diye iki, metre genişliğindeki sokaklara bile kaldırım yapıyor.

Yorumu oyla      13      5  
eski dost 3 Mayıs 2012 Perşembe 23:42

sayın baskan'ın anlatmadığı ama gelir gelmez hayata gecirdiği önemli bir projesi daha var.beraber yola cıktığı siyası arkadaslarını ve belediye görevinde başarılı,nüfuz sahibi,belediyeciliği halka hizmet olarak sayan,sosyal adalaetten yana olan personelini bertaraf ederek,gormedim duymadım bilmiyorum ekibi ile "tek adam"anlayışını izmire ve izmir siyasetıne kazandırmıştır.tebrik ediyorum..

Yorumu oyla      17      7  
c.b 28 Nisan 2012 Cumartesi 14:24

evet kesınlıkle cevat +adnan alabaya oy vermeyecegım.

Yorumu oyla      23      7  
Serdar BUCALI 24 Nisan 2012 Salı 13:41

Belediyecilik ideoloji değil hizmet yeridir.Partiyi boşverin etrafınıza bir bakın.Seçim taahhüdü olmasına rağmen Çarşı girişine araçlar için bir alt geçit bile yapamayan zihniyet için nasıl olurda süper projeler yaptı diyebiliyorsunuz.Arkadaşlar partiyi boşverin,çalışana destek olalım,çalışmayana güle güle demeyi bilelim artık.Siyasetçilerde hiçbir yerin kale olmadığını öğrensinler.Bu ayrımsız BÜTÜN PARTİLER için geçerli olmalıdır.İnanın işte ozaman vatandaş gerçek gücünü gösterebilir ancak.

Yorumu oyla      23      7  
Misafirrrrrrrrr 22 Nisan 2012 Pazar 23:10

İşi yerine gelen över işi yerine getirilmeyen döver amaaa başkan CEVAT DURAK kimseyi dinlemeden yoluna devam eder bunları dinleyecek takip edecek zamanı yok zaten bunlarla ugraşacak olsa bu güzellikleri yapamaz zaten.yıllardır Karşıyakalıyız diyenler gözünüze dizinize dursun iktidar olamyan bir partinin belediyesinde yapılanları görmek istemiyorsunuz çünkü işinize gelmiyor kimbilir ne istedinizde olmadı YAZIKLARRRR olsun yaaaa dışardan gelen insanlar karşıyanın farkını anlıyorlarrrrrrrrrrrrr

Yorumu oyla      17      18  
karşıyakalı 16 Nisan 2012 Pazartesi 03:37

karşıyakada otursanızda kazanırsınız,ama tekrar aday yaparlarmı bilemem.oğlu babasının mesleğini yapıyor normaldır,bizler eski karşıyakalıyız dünüde biliriz bugünüde,,,,,,anlatabildimmi.

Yorumu oyla      24      13  
goddar 15 Nisan 2012 Pazar 18:52

Kardeşim ister sevin ,ister sevmeyin adam çalışıyor.Gidin Yamanlar mesire alanının üstlerini bir görün nasıl olmuş.Büyükşehirin imkanı onda olsa İzmiri uçurur

Yorumu oyla      18      20  
tırıvır 14 Nisan 2012 Cumartesi 14:13

Karşıyakadan önseçime girse, eşi ve çocuklarından acaba oy alabilecek mi? Hiç sanmıyorum.

Yorumu oyla      29      10  
İsmail 13 Nisan 2012 Cuma 12:19

sana büyükşehir yakışır başkan

Yorumu oyla      18      22  
ASLAAA 11 Nisan 2012 Çarşamba 22:26

ASLAAAAA ASLAAAAAA

Yorumu oyla      23      10  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Her belediye başkanının gönlünde Büyükşehir vardır
Ümit Yaldız, Fahrettin Dokak, Gönül Soyoğul ve Can Özlü’nün sorularını ...
Müfettişlere yolu açan, bizimkiler…
Egedesonsöz ekibi Ümit Yaldız, Fahrettin Dokak, Gönül Soyoğul ve Fatih ...
Büyükşehir için yanıp tutuşmuyor; ölüp bitmiyorum
Egedesonsöz'ün Başkanlarla Başbaşa yazı dizisinin ilk durağı Konak Belediye ...
 
İzmir’in patronları almayı seviyor, vermeyi bilmiyor
Yazarımız Gönül Soyoğul’un ‘Patron Gözüyle İzmir’ röportajları serisinde ...
İzmir denince, göbek atıyorum
Gönül Soyoğul’un İzmir iş dünyasıyla yaptığı röportajların bugünkü konuğu, ...
AKP’yi destekleyenler, bariz kayırılıyor!
Son yılların en çok tartışılan kenti İzmir’le ilgili iş dünyasına mikrofon ...
 
Artık o koltuğa talip olmam, arayışa girmem sözkonusu olamaz
CHP’ye 18 yıl genel başkanlık yapan ancak Mayıs 2010’daki beklenmeyen ...
İzmir 40 fırın ekmek yedirmeli!
İzmir’in önde gelen işkadınlarından, yaptığı projelerle herkesin takdirini ...
Doktorlukla yetinmedi; 10 parmağında 10 marifet
Bir doktor düşünün, kitapları elden ele dolaşıyor. Tenis oynuyor, dalgıçlık ...
 
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Erken seçim hangisine yarar?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Endüstriyel futbol öğütüp yutuyor!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva