RÖPORTAJLAR
22 Mayıs 2012 Salı

Cenazem kalabalık olsun yeter!

Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol göreve geldiği günden bu yana geçen 3 yıllık süreci değerlendirdi. Koltuğa oturduktan sonra ilçeye kattıklarını, Gaziemir’in değişen yüzünü ve bundan sonrası için planlarını anlatan Başkan Halil İbrahim Şenol, Ümit Yaldız, Fahrettin Dokak ve Fatih Yapar’ın sorularına yanıt verdi.

Cenazem kalabalık olsun yeter!

Söze Gaziemir’in tarihçesine Şenol’un penceresinden bakarak başlıyoruz…
Gaziemir’in eski adı Seydiköy... Hepsi birbiri ile akraba insanlardı. Genel seçimlerde eskiden CHP hep birinci parti çıkardı ama yerelde sağ kökenli arkadaşlarımız belediye başkanı olurdu. Bu da köklü akrabalık ilişkilerinden kaynaklanıyor. Biz de 2004’te bu yüzden yola çıktık. Gaziemir’de, Balkan kökenli insanlar çoğunlukta. Bosna Hersek’ten gelen var. Makedon var. Bulgaristan ve Yunanistan da var. Esas itibariyle zaten buranın kuruluşunda kökler bu yerlerden gelenlerdir. Akrabalık ilişkileri çok fazla ve ileri seviyede. Sıcak ve samimi. Onun için bunu aşamıyoruz. Sol sülaleden bir kız almış eniştemiz sağ kökenli olduğu zaman akrabalık ilişkilerinden dolayı oyunu ona veriyor. Yerelde böyle bir şey vardı. Tabi ilçenin nüfusu artında yapı da değişti. Biz bunu 2004 yerel seçimlerinde bile yıkıyorduk. Az kalmıştı ama olmadı. Zaten seçimi de 2 bin 300 oy ile kaybetmiştim. Çok kısa bir süre idi ve yetmedi. Sonrasında devam eden beş yıllık süreçte hiçbir şeyi kaçırmadık. Her yere gittik. Acı günde tatlı günde insanlarımızın yanında olduk. Sonrasında da 13 bin oy farklı belediye başkanı seçildim. İyi bir fark bu. Yaklaşık 3 bin oy geriden gel ve 15 bin oy fark at. Bu durum gerçekten çok önemli. Tabi ki bu başarı sadece benim değil. İlçe başkanımım, parti yönetiminin ve ekibimindir aynı zamandı. Onların çok büyük katkıları oldu. İyi savaştılar. Beş yıl boyunca biz oturmadığımız gibi onlar da kesinlikle oturmadılar. Böyle bir başarı geldi. Şimdi bana göre, daha büyük bir sorumluluk aldık. 60 yıl sonra gelirsem ve ilk seçimlerde de gidersem o çok kötü bir olay olur. Bunun sorumluluğunu çok ağır bir şekilde hissediyorum. Onun için bırakmamak adına ki ben zaten oy farkının yerel seçimlerde daha da artacağını düşünüyorum. İlişkilerimizi çok iyi tutuyoruz. Düğün dernek, cenaze törenleri ve farklı etkinliklerde hep vatandaşımızın yanındayız. Ben kolay kolay düğün, etkinlik ve insanların yardıma ihtiyaçlarının olduğu anları kaçırmam. Çağrıldığım her yere gitmeye çalışırım. Belediye başkanı olmanın da avantajları var. Daha önce hiç işadamı ve başka alanlarda çok fazla insan tanımazdım. Belediye başkanlığının verdiği durum ile çevremiz de genişledi. Yerel seçimlerde ben o yüzden farkın açılacağını düşünüyorum.

 
 “Gaziemir için ‘büyüyor’ dediniz. Artık burası ‘Seydiköy’ değil. İzmir’in gelişen yerlerinden bir tanesi. Burası nereye doğru gidiyor, bir kimliği var mı?
Bizim nüfusumuz her geçen gün artıyor. Buraya gelen vatandaş da zaten daha çok ekonomik olarak rahat insanlar. Eğitim seviyesi de yüksek. Planlanması da bu doğrultuda. Burada havalimanı, ESBAŞ, askeriye, konutlar var. Bu da bizim için avantaj. Burada sanayi var ama bu sanayi bacasız sanayi. Ağır sanayi değil. Fabrikalar artıyor. Zaten fabrikaların da çoğu yurt dışına çalışıyorlar. Oradan da yabancılar geliyor. Gaziemir bir sanayi, protokol, eğitim ve Yeni Fuar Alanı’nın da gelmesiyle turizm kenti olacak. Aynı zamanda doğal güzellikleri ve yeşil alanları ile kafa dinleme, tatil kenti. Özellikle işi dışarıda olan insanlar burada kalıyorlar. Gaziemir huzur, emniyet ve sakinlik açısından çok ön sıralarda. Hafta sonu ilçemiz sınırlarında bulunan piknik alanları ve rekreasyon alanları nedeniyle 10 bin kişi bulunuyor. İlçemizdeki yeşil alanların yüzde 65’i orman arazisi. Karadeniz’deki ilçelerden sonra en şanslı 5-6 ilçeden birisiyim herhalde. Bu da tercih nedenlerimiz arasında yer alıyor. Askeri bölge var. Tahtalı Barajı’nın koruma havzası hemen yanımızdan başlıyor. Havalimanı da yeşillik açısından bize büyük olanak sağlıyor. Buranın ilk yerlileri bu konudan muzdarip ve dertli. Çünkü arsaları para etmiyor. İlçenin yukarılarına doğru sıkıntı var. Aynı konudan ben de dertliyim ama mutluyum. Çünkü çocuklarımıza bırakacağımız en güzel şey ne? Toprak, hava, su yani yeşillik. Gaziemir’in çocukları o yüzden çok şanslı. Şu ana kadar ilçede 40 bin adet fidan diktim. 12 bine yakın evlere meyve ağacı dağıttım. Yine 3 bine yakın fidanımız bekliyor. Mevsimi geldiği zaman onları da dağıtacağız”
 
 
*Gaziemir’in nüfusu şu anda ne kadar?
“Ben 2009’da aday olduğumda Gaziemir’in nüfusu 80 bin kişiydi. Sonra Sarnıç’ı bağladılar. Oradan da 30-35 bin nüfus geldi. Nüfus bir anda 115 bin oldu. Görevde olduğum iki buçuk yılda da bunu 25 bin daha arttır. Nüfusu bulursunuz. Yerel yönetim ve belediye başkanı olarak bu kadar insanın yolunu yapacaksınız, yeni alanları planlayacaksınız. Bir de eski sistemi devam ettireceksiniz. Gerçekten zor. Biz daha önce ekonomik olarak çok iyi bir ilçe değildik. Şu anda baya bir toparladık. Şimdi paramızı da borcumuzu da iyi biliyoruz. Kimse yakamıza yapışmıyor. 30 yılda, 40 yılda alınan kadar bu belediyeye araç gereç aldım. Belediyenin bir tane bile şantiyesi yoktu. Ben dört tane şantiye kurdum. Yine burada fidanlıklar yaptık. Ben göreve geldiğimde belediyenin kayıtlı bir tane bile ağacı yoktu. Geldiğimde hiçbir malın demirbaş kaydı yoktu. Şimdi her malzemenin üzerinde kayıt numarası ve nereye ait olduğu, yeri belli. Belediyeyi bile satsanız satabilirdiniz çünkü kaydı yoktu. Şimdi oturduğumuz sandalyeye kadar kayıt var. Belediye artık kurumsallaştı. Bunu da kimse bozamaz.
 
*Gaziemir son yıllarda yatırımcıların yeri oldu. Konut fiyatları arttı. Sizin de ‘yatırım yapın’ çağrınız var. Sebebi nedir?
Bu kent gerçekten çok pahalı. Benim annemin şu anda yaşadığı evin arazisini büyük paraya alabilirsiniz ama şu var. İki kattan fazla yapamıyorsunuz. O da pahalıya geliyor. Havalimanından kaynaklanan kot yani yükseklik değerleri nedeniyle binaların durumunda bir sabitleşme oluyor. Ayrıca kimse orman alanlarını, zeytinlikleri kesemiyor. Bu bölgedeki akciğer korunuyor. Böylece yapılan inşaatların maliyeti yükseliyor. İlçe sınırlarında bir milyon 200 bin TL'ye satın alınan villalar var.
 
*60 yıl sonra gelen bir iktidar olarak ekip kurmakta zorlandınız mı? Genelde belediye başkanlarına yönelik ‘ekibini kuramadı’ eleştirileri olur. Siz üç yılın sonunda ‘ekibimizi kurduk’ diyebiliyor musunuz?
Kesinlikle ekip anlamında hiç zorlanmadım. Eksiğimiz var mı? Var muhakkak. Bu da her belediyede olduğu gibi. Konak Belediyesi’nde 20 yıl farklı görevlerde çalışınca sıkıntı olmadı. Konak, benim için okul oldu. Başkan seçildim. Şunu tanıyım, buna bakayım gibi bir derdimiz olmadı. Başkanlığımın ikinci günü işe başladım. İki belediye bölünürken (Konak-Karabağlar) bu durumu çok iyi izledim. İyi tanıdığım arkadaşlarımı, çalışkanlıklarını dürüstlüklerini bildiğim arkadaşlarımı yanıma aldım. Bu tür bölünme ve ayrışmalarda genelde dürüstler hep kıyıda kalır. Şu anda iyi bir ekibimiz var. Hepsi çalışkan insanlar. Çalışırken saatlerine bakmıyorlar. Gönül daha çok şey yapmak istiyor ama belediyelerde bazı şeyler maddiyata dayanıyor. Yoksa kafamda acayip projeler var. Ama şu var. Hayal ettiğimiz birçok işi başardığıma inanıyorum.
 


* Siz belediye başkanları arasında yerel yönetim tecrübesi en fazla olan bir belediye başkanısınız. Buraya aday olduğunuzda başka bir belediyenin belediye başkan yardımcısıydınız. Bunun avantajlarını gördünüz mü?
Tabi ki bunun avantajını çok gördüm. Belediye içerisinde basamakları birer birer atlayarak geldim. Bunun müthiş faydasını gördüm. Yabancılık çekmedim. Zaten kenti tanıyorum. Burada doğdum ve büyüdüm ve yaşıyorum. Nerede ne eksik ve yapılması gereken var hazırlıklarını yapmıştık zaten. Özellikle parasal konularda sıkıntı çektim. Dünya kadar borç vardı. Şimdi bu durum iyi hale geldi. Şu anda memura bir lira borcum yok. İşçiye maaşı dışında veremediğim bir ikramiye kaldı. Onu da en kısa zamanda vereceğim. Belediye saat gibi çalışıyor. Eskiden belediyede bağış adı altında para alınıyormuş. Şimdi ben bir lira bağış bile almıyorum. Kimseyi ‘bağış yapacaksın’ diye zorlamıyorum
 
*Neden bağış almıyorsunuz?
Gerek duymuyorum.
 
*Bağış karşılığında bir şey ister diye mi almıyorsunuz?
Alınan her bağışın arkasından muhakkak birileri bir şey ister. Bu duruma düşmemek adına bu işlere hiç girmiyorum. Eğer belediyenin parasına iyi sahip olur, onu iyi yönetirseniz tabi ki belediyeler borçlu olacak. Bunun önüne geçmeniz mümkün değil ama iyi işler yaparsınız. Önce paraya sahip olacaksınız. Onu iyi tutacaksınız. Bir de yedirmeyeceksiniz. Müteahhitlere, oraya buraya parayı vermezseniz belediyelerin paraları her zaman kendine yeter.
 
*İller Bankası nüfus artışına göre para gönderiyor. Nüfusunuzun artışı size katkı olarak geri dönmedi mi?
Bize kötü bir sürpriz oldu. Yapılan çalışma sonrasında nüfusumuz düştü gibi göründü. Sebebi de şu. Beyana dayalı nüfus sayım sistemi şimdi Adrese Dayalı Nüfus Sayımı’na geçti. Bundan önce tüm askeri birliklerde yer alan onbaşı ve erler benim nüfusuma kayıtlıydı. Ben bunlardan para alıyordum. Şimdi onlar geldiği memleketlerinde sayıldığı için para alamıyorum. Ama ben oranın çöpünü alıyorum, asfaltını atıyorum. Nüfus sayım düştü. 10 bin nüfus artışı beklerken 3 bin sayı da düştüm. Komutanlar dışında kalanlar için geçerli bu durum. Biz er, erat'tan çok iyi para alıyorduk. Para gitti ama verilen hizmet devam ediyor.
 
*Hem 2004 hem de 2009 seçim beyannamesinde Gaziemir için koyduğunuz hedefler vardı. Bu beyannameler içerisinde yapamadığınız kaç madde kaldı?
Bu kent fiziki olarak gelişiyor. Fiziki olarak gelişmesinin yanında insanların dinleneceği, eğleneceği, kafasındaki sorunları boşaltacağı yerler, sosyal donatı alanları olması gerekiyor. Onlar çok önemli. İzmir'in en büyük rekrasyon alanı benim sınırlarım içiresinde. Hem de 657 dönüm. Ama bir türlü Orman Genel Müdürlüğü’nü aşamıyorum. Milli Emlak'ı aşamıyorum. Parası ile istiyorum vermiyorlar. 'Kiralayayım' diyorum onu da yapmıyorlar. Siyasi olarak engelleniyorum. Şahin Tepesi denilen yer. İzmir'de böyle bir yer yok. Keşke önceki belediye başkanı (Adnan Yüksel'i kastediyor) isteseydi alırdı. Ama insanın iş yapmaya şeyi olmayınca olmuyor. Aziz başkan da bu durumdan yılmış. Bana 'Ben bu işten artık yıldım' dedi. Çünkü rekreasyon alanı belli bir büyüklüğü geçince İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin oluyor. Bana 'Sen al ben yapacağım herşeyini' dedi. Ama ben de alamıyorum.
 
*Buradan o zaman AK Parti'nin siyasi temsilcilerine ve milletvekillerine çağrıda bulundunuz mu?
 
Yaptım. Yapmaz mıyım? Onlardan katkı bekliyorum. Zaten bu konuyu meclis üyelerine de söylemiştim. Ankara'dan milletvekillerinden de destek bekliyorum. Bu Gaziemir'in yani İzmir'in işidir. Ben, bu konuyu ilettim. İktidar partisinin ilçe başkanına bir dosya verdim. Bu yerin planları, dosyaları ve fotoğraflarına kadar her şey vardı. Şu ana kadar bir şey çıkmadı. Halka şikayet ettiğimde ters tepebilir. Ben sonuna kadar alttan alan bir adamım. Bundan 10 gün önce Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar'a da dosya gönderdim. Bana 'konuyu ve dosyasını gönder yardımcı olacağım' dedi. Ben de gerekeni yaptım.
 
*Onlara bu katkılarından dolayı bir plaket verirsiniz herhalde?
Plaket değil onlara Anadol marka araba bile veririm vallahi. Bu proje gerçekleşirse inanın İzmir buraya akacak. Öyle güzel projesi var ki. Sadece Gaziemir değil tüm İzmir faydalanacak.
 
*Geçen sürede yatırımlara baktığınızda 'Havacılık Yüksekokulu' dediniz geldi. Yine 'hastane' dediniz o da yapılıyor. Bunun dışında 'dersane' dediniz o da oldu. Yapamadığınız var mı?
Yüksekolun fakülte olması ile ilgili çalışmalar sürüyor. Hastaneyi Temmuz Ayı'nın sonunda açacağız. GAZİGEM'de yani dersanede 2 bin 100 öğrenci var. Her yıl oraya 5 milyon TL para aktarıyorum. Başarıları da çok iyi. Geçen yıl Anadolu Liseleri'ne girişte yüzde 95 başarı elde ettiler. Ben bunu duyunca hopladım yerimden. Kendi kendime 'nasıl oldu bu' dedim. Şu anda 59 öğretmenin maaşlarını belediye olarak ben ödüyorum. Orada eğitim alacak kişinin Gaziemir'de oturması önemli. Zaten maddi olanakları belli. Zengin adam belediye dershanesine gelmez.
 


*G
ıda Bankası diye bir sosyal sistem var. Nasıl işliyor. Belediyeden para mı aktarıyorsunuz?
Hiçbir şekilde belediyeden para aktarmıyorum. Adı da iyilik bankası. Sadece üyelerimin ve normal vatandaşlarımın bağışları ile gidiyor.Verilenler ikinci el de olsa fark etmez. Bankanın atölyeleri var. Yıkama yerleri var. Yeni malzeme de gelse önce yıkanıyor, ütüleniyor ve ihtiyaç sahibine veriliyor. Bayramlarda kuyruk oluyor. Çok fakir bir aile geldiğinde mobilyasına kadar buluyoruz. Verdiğimiz kim ise onun komşusu bile bunu görmüyor. O konuda çok hassasız.
 
*Teşhir edip reklamını yapmıyorsunuz yani.
Bizim insanımız onurludur. Bu onuru kırmamak lazım.
 
*Gaziemir bu kadar gelişim gösteren bir kent. İşsizlik oranının hiç hissedilmediği bir kent olsa gerek…
Yanlış bir tespit. Burada işsizlik var. Göreve geldiğim günden bu yana kadar 3 bin 100 kişiyi işe soktuk. Ama elimde 6 bin tane cv var.
 
*Diğer belediye başkanlarında çok daha fazla ama…
Evet diğer yerlere göre sayı bizde az olabilir. Her yerde 'işçi aranıyor' diye pankartlar var burada. Burada sorun tek başına işsizlik değil. İş beğenmeme sorunu var. Adamın birini tam yedi farklı yere gönderdim. Baktım bilgisayar bilgisi yok. İş becerisi de yok. Yani bu zamana kadar hiç bir işte çalışmamış. Tabi yedi yere de gönderince kızıyorum da. Bana dönüp 'başkanım bu işi mi layık gördün' diyor. Kursa bile gitmemiş ama işi beğenmiyor. Benim yapacak bir şeyim yok. Herkes belediyede çalışmak istiyor. Öncelikleri bu.
 
*Burada yine yatırımlarınızda bir tanesinde cami vardı galiba…
Hayır. Cami yaptırmadım. Türkiye'nin en modern camisine belediye olarak yer verdik. Belediyenin arsasıydı. Çok değerli bir arsayı verdim. Yine başka bir yerde bir cami yeri daha verdim.
 
*Yine de ilçe müftüsü ile aranız bozuk. Anlaşamıyorsunuz nedense…
Olsun ama hocalarla aram çok iyi. Cami hocaları ile uyumlu çalışıyoruz. İmamlar beni çok seviyorlar. İmamların duasını alıyorum.
 
*Gelinen noktada halkın desteğinde artma ya da azalma görüyor musunuz. Bunu nasıl ölçüyorsunuz. Bir anket çalışmanız oluyor mu? Yarım seçim olsa durum nedir? Genel seçimlerin sonuçları ilçede durumun hiç de iç açıcı olmadığını gösteriyor.
Valla ben yerel seçimlerde 13 bin oy fark attım. Bu oranın aşağı yukarı 20 bin oy fark olacağını düşünüyorum. Genel seçime rağmen bu kadar iddialıyım. Genel seçimlerde çok iyi tanıdığım, kemik CHP'liler bile MHP'ye oy verdi. MHP'nin 4 bin olan oy oranı burada 14 bin oya çıktı.
 
*CHP'liler, MHP'yi mecliste barajı aşsın diye mi destekledi?
Aynen öyle. MHP'ye geçici oy verdiler. Benim MHP ile aram çok iyidir. Onlar bana söz verdi. Bana 'başkan siz genel seçimlerde bize destek verdiniz. Yerel seçimlerde oylarımız size' dediler.
 


Anket yapt
ırıyor musunuz?
Yaptırmadım ama bu yıl iyi bir anket çalışması yaptırmakta fayda var. Biz Gaziemir'in Aktepe-Emrez Mahalleleri'nde çok kötü düşüşteyiz. Niye? Orayı kentsel dönüşüm alanı ilan ettik. Üç yıldır çivi çakamıyoruz. Proje, Ankara'dan onay bekliyor. İmarlı yerlere bile ruhsat veremiyoruz. Vatandaşlarımız mağdur oldular. Orada sıkıntılarımız var. Zaten orada oy oranımız düşüktü biz orada aslında patlama yaptık. Bize hiç bir şey çıkmıyordu. Tabi ki vatandaşımız görmeden inanmaz. Bu önümüzdeki yerel seçimlerde oradan kötü bir sonuç çıkacağını düşünüyorum. Bu Aziz Başkan için de geçerli. Bir dahaki yerel seçimlerde ise kim gelirse gelsin oy patlaması bekliyorum. Orada kent oluşacak. Yeşil alanları, oturma yerleri olacak. Bunu insanların yaşaması gerekiyor.
 
*Parti içi siyasette farklı kulvarlarda olmanıza rağmen Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile hiçbir belediye başkanının olmadığı kadar iyi diyaloglarınız var. Aziz Kocaoğlu sevdası en yüksek belediye başkanı kim diye sorsalar İzmir'de 'Halil İbrahim Şenol' çıkar. Bunun esbabı mucizesi nedir?
Benden daha iyi ilişkide olan belediye başkanları da çoktur. Öyle demeyelim yine de. Sonuçta aynı hedefe koşuyoruz. Aynı kulvardayız. Parti için, vatandaş için koşuyoruz.O yüzden koşarken birbirimize çelme takmamız, omuz atmamız doğru birşey değil. Mühim olan bayrak yarışını beraber götürmektir. Aynı partiyi temsil ediyoruz.Bu işler inanıyorum ki kavga ile çözülmez.Bir tek aklımızı kullanacağız, yöntemini bileceğiz, söylemeyi bileceğiz. Ama saygısızlık yapmadan. Bunların hepsi çözülür
 
*Birçok belediye başkanı farklı farklı toplantılar yaptı. Tabi onların arasında siz yoktunuz ama Aziz Kocaoğlu ve bürokrasisinden şikayet ettiler. Siz bu güne kadar hiç sorun yaşamadınız mı yoksa paylaşmıyor musunuz?
 
Yok. Tabi bürokrasi ile her zaman sorun yaşanır. Ben kendi bürokrasimle bile sorun yaşıyorum. Büyükşehir'de, devlet bürokrasisinde sorunlar yaşıyorum. Bürokrasi zaten sorun yaratmak için vardır. Çözüm yapmaktan çok. Ben bürokrasiden geldiğim için biliyorum. En azından onları anlıyorum, Dillerini biliyorum. Yaklaşımım ona göre oluyor. Bağırıp çağırmıyorum. Bir de bürokraside şöyle bir şey var. Bu aslında çok tehlikeli bir durum. Bürokrasi belediye başkanını ya da herhangi bir kurumun başındaki kişiyi kullanır, kullanmaya çalışır. Bizim o avantajımız oldu. Bir plan geliyor önüme. Bürokrat 'bunun dışına çıkamayız' diyor. Bilmezsen çıkamazsın. Ama bürokrata 'kardeş bunu bir de şöyle düşünün ve çalışın' dersen o da 'vay be adam birşey biliyor' der. Bürokrat işte böyle birşey. Bürokrattan daha az birşey bildiğini hissetirirsen yandın. Az çok birşey biliyorsan, onun dediğinin dışında başka bir şey söylüyorsan zaten o uyanır.
 
*O zaman isyan ateşini yakanlar bu farkı anlayamadılar o zaman. Aziz Kocaoğlu bir sorun değil anlamı çıkıyor…
Bilmiyorum. Ben kendimi anlattım. Onlar için bir şey söylemem söz konusu değil. Bunların biliyorsunuz bir kısmı balıkçı oluyor, bir kısmı etçi. Ben vejetaryenim. Sonuçta hepsi bizim. Tabi ki Obama ile kavga de edilmez.
 
*Aziz Kocaoğlu’ndan memnun musunuz? İlçenin her tarafında afişleri var?
Çok. Ben çok memnunum. Bize çok büyük katkıları oldu. Belediye bütçesi ile yapamayacağımız işleri başardık burada. Üst geçitlerim oldu, kanalizasyon ve altyapı ihtiyaçlarım giderildi. Şimdi yeni fuar alanı geliyor. Daha ne isteyim Aziz Kocaoğlu’ndan. Belamı mı isteyeyim? Şimdi belediye binamız da yapılıyor.
 
*Eşiniz Birsen Hanım siyasetle uğraştı. Halen daha Gıda Bankası’nın başında bulunuyor. Eşinizin bu çerçevede sizinle yol arkadaşlığı yapmasından mutlu musunuz? Katkısını ne derecede hissediyorsunuz? Birsel Şenol’un sizin için eşten öte ne anlamları var?
Biz ayrıca çok iyi arkadaşız, dostuz. Evliliğimizde 30 sene olmuş. Çok büyük katkıları oldu bana. Çok da yoruldu. Benden önce yani adaylıktan önce de partide görev alıyordu. 10 yıl ilçe yöneticiliği yaptı. Gıda Bankası ve siyaseti bir arada yürüttü. En sonunda itiraf ettirdim. Bıraktırdım. İşini severek yapıyordu. Bu dönem son kongrede bıraktı. İl delegesi oldu. Şimdi gıda bankasında görevini sürdürüyor. Herkesin arkasında öyle bir eş olsun isterim. Gerçekten bu güne kadar hiç birbirimizi kırmadık. Güzel bir yaşantımız oldu. Siyaseti seviyor. Hedefleri daha yüksek. Rakip olarak görmüyorum ama o yerini sevmez. Belki İl’de siyaset yapmak ister. İşini severek yaptığı için siyasetten de zaten kopma şansı yok.
 
*Kent ile ilgili eve gittiğinizde fikir alışverişinde bulunur musunuz?
Tabi hangi muhabbete başlarsam başlayayım mesele kısa zaman sonra belediyeye, siyasete geliyor. Ya ona gündüz belediye ve siyaset ile ilgili bilgiler aktarılmıştır. Ya da kendisi içindedir. Muhakkak tartışıyoruz. 20 dakika normal bir muhabbet olsa bunun bir saati siyaset oluyor

*Bu bir şans mı sizce?
Beni anladığı için ben de rahatım. Onun anlattıklarını da ben anlıyorum. Anlatma şansım oluyor. O da sıkılmıyor. Ben rahatım.
 
*Parti içerisinde yapısal değişiklikler var. Yeniden aday olma konusundaki fikriniz nedir?
Şunu söylüyorum. Namusumla beş yılı tamamlayayım. Burası çok önemli… CHP’ye zarar vermeden bu işi şimdi tamamlamak istiyorum. Öncelikli olarak burada ‘kaybettiren’ olmamak için var gücümle çalışıyorum. Allah korusun. Siyasetçiler genelde ‘ben aday değilim ama halk istedi’ der. Biz de öyle diyeceğiz.

 
*Partinin tabanı ister de tavanda bir sıkıntı var mı? Tavanla yani yeni CHP yönetimi ile ilişkileriniz ne durumda?
Bir sıkıntım yok. Bir entegrasyon sıkıntısı da yaşamadım, yaşamam.
 
*Beraber yola çıktığınız eski İlçe Başkanı Yüksel Demirsoy ile sonradan yollarınızı ayırdınız. Yine bir araya gelme durumunuz var mı? İlişkileriniz ne boyutta. Tamamen koptunuz mu?
Yok. Eskisi kadar bir araya gelemiyoruz ama ben her gördüğüm yerde öperim ‘başkanım’ der hal hatır sorarım. O da bana ‘abi’ der. Ama siyasette bazen mutlak dostluk da yok. Mutlak düşmanlık da... Yollar ayrılabilir. Biz böyle bir şey yaşadık. Daha doğrusu ben yaşamadım da Yüksel başkanım bize gönül koydu. Milletvekilliği listesine giremeyince bizim yeterince çalışmadığımızı söyledi. Böyle bir gönül kırgınlığı oldu. Aslında çok uğraşmıştım ama olmadı. Bunun sebebi olarak bizi gördü. Bir kırgınlık oluştu. Onu atamadık ama gördüğümüz yerde insani ilişkilerimiz devam ediyor. Siyasette fikirler ayrılabilir ama önemli olan temelde çok kesin bir şekilde ayrılmamaktır. Zaten karşıma da çıkmaz. Yani gelip de ‘buradan aday olayım’ demez.
 
* Beş yıl daha belediye başkanlığı yapmanızı gerektirecek işler nelerdir?
Kentsel dönüşüm benim için çok önemli. Bu dönüşümün İzmir’in önünü açacağını düşünüyorum. En uygun alan bende 13 bin konut, 50 bin nüfus. Yeni evler yapılacak. İnsanlar evlerine geçecek. İnsanlar bunu görmek istiyor. Sosyal donatı alanları ile daha iyi olacak. Serbest bölge, havalimanı da var. Ben şu anda istediğim rekreasyon alanını hayata geçirsem bu kent uçar. Burada lüks konutlar yapılıyor. İzmir içerisinde burası depreme en dayanıklı yer. Binalar son 10 yılda yapıldı. Çok huzurlu bir kent... Burada olay olmuyor. Gece vakti kızlarımız dışarıda gezebiliyor. Buraya gelen emniyet müdürleri olay olmadığı ve huzurlu olduğu için hep terfi alıyorlar.  Kentsel dönüşüm için bir beş yıl daha istiyorum. Bizim zaten kent olarak yapılaşmamız sınırlı. Sarnıç, havalimanı ve Tahtalı Barajı var. Bizim nüfusumuz 230 bin civarında biter ve kapanır. Biz bu rakama da 5 yıl içerisinde ulaşırız. Şu anda bile binlerce bina yapılıyor. Burada 200 tane müteahhit çalışıyor. Peynir ekmek gibi satıyorlar. Hem de büyük fiyatları. Özellikle eski Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura döneminde imara açılan üst bölgelerdeki alanlarda villalar yapılıyor. Bir müteahhit oraya villalar yapmış. Bana, ‘bir tanesini 1 milyon 200 bin TL’ye sattım’ dedi. Ben de ona ‘Hangi manyak parayı verdi?’ dedim. O da ‘başkanım artık satmayı bıraktım. Neden biliyor musun? 12 adet villa yaptım tam 150 kişi aradı. Çünkü bir villa için 2,5 milyon TL istesem verecekler. O yüzden satışı durdurdum. Biraz daha geçsin o fiyatlara satacağım’ dedi. Böyle bir şey olur mu ya?
 
*Peki sizin belediye başkanı olarak ekonomik tablonuz nasıl. Son üç yılda hesaplarınızda bir hareketlilik, kabarma oldu mu?
Bakın size bir şey anlatayım. Ama iyi duyun. Geçen gün bir yere oturduk. Parayı benim vermem lazım üzerimde para da yoktu. Ayın daha başıydı. Şoföre kartı verdim ‘git oğlum şuradan 500 TL çek’ dedim. Sonra gitti ve yanıma tekrar geldi. Bana herkesin içinde ‘başkanım hesabınızda sadece 10 lira var’ dedi. Allah belamı versin. Sekiz bin TL aylık gelirim var ama kendimi kredilerden bir türlü kurtaramıyorum. Bir tane evim var. 1995 yılından bu yana kooperatif evi. Emekli olduktan sonra 30 bin TL’lik ikramiye ile araba aldım. Ama eşimin adına... Arabayı da oğlum kullanıyor. Bir de babadan kalma iki daire bir dükkanda 4’te bir hissem var. Çünkü iki ablam, annem ve babam var. Mal varlığım işte bu. Gittikçe de azalıyor.
 
*Siyasette belediye başkanlığı ya da üst makamlarda oturanların işleri açılıyor. Yaptıkları iş alanlarından farklı alanlara geçiyorlar. Başka sektörlerde yatırımlar yapıyorlar. Sayın Başbakan da gıda firmalarının dağıtım işlerini yapıyor. Size ‘şurada bir iş yapalım’ teklifi yok mu? İlçede 1,2 milyon TL’ye daire satılıyor. Müteahhitliğe girmeyi düşünmüyor musunuz? Siz, eşiniz ya da oğlunuz bu tür bir çalışma yapmıyor mu?
Oğlum şu anda okuyor. Tabi ki böyle teklifler çok geliyor. Ama Allah korusun bizim öyle bir düşüncemiz olmaz. Zaten ticareti de bilmem. Belediye başkanlığından önce iki tane dükkan batırdım. Parayı bilmem. Bilemiyorum ama çok çabuk dağıtıyorum. Sonra da kendimiz bu durumlara düşüyoruz işte.
 


*Geçmişten bu yana parayı sevmeyen bir yapınız var o zaman?
Şu var yani. Dünyaya nasıl geliyorsunuz? Çıplak. Giderken de çorap bile giymiyorsunuz. Yine çıplak gidiyorsunuz. Ama geriye şunu bırakmak lazım. Onur ve haysiyet bırakmak lazım. Arkanızdan insanlar küfür etmemeli. Cenazem kalabalık olsun benim tek düşüncem odur. Götüremiyorsun ki bir şey. Ne götüreceksin? 20 tane dükkanın var, çiftliğin, araban var. Olsa ne olur ki.
 
*Şehir merkezinde kalan askeri kışlalarla ilgili düşünceler var. Onların şehir dışına çıkartılması alanların ise TOKİ’ye verilip konuta açılması ile ilgili. Önümüzdeki günlerde havalimanı da bu durumda olursa siz bu duruma nasıl bakarsınız?
Biz, olduğumuz sürece imar planlarında değişiklik yapmayız. Ama bizden sonra ne olur bilemem. Ben böyle olmasına üzülürüm. Sonuçta para bazen insanları bozuyor. Para insanı bozan bir şey. Yeşil alanları imara açarlarsa gelecek nesiller için üzülürüm. Zaten bizim yaşımız geldi. Şurada en fazla 20 yıl daha yaşarız.  Merkezi hükümet de havalimanı ile ilgili karar veremez. Burada uluslar arası kanunlar var. Sivil havacılık uçuş yükseklikleri ve alanlarını belirliyor.  Gaziemir’in yüksek yerlerindeki binalardan birini yıksanız yerine yenisini yapamazsınız.
 
*Gaziemir’de bir tarih fışkırıyor. Gazi Umurbey’in heykelini diktiniz. Sonra ‘Homeros Bornova’nın değil bizim’ dediniz. Balkanlardaki ilk Pomak devletini kuran ve orada devlet çalışması yapanlar arasında dedeleriniz bulunuyor. Başkanlık genetik mi?
Tarihte zaten Timraş yani Pomak Cumhuriyeti var. Beni zaten Halil İbrahim olarak değil Timraşlı Şah İsmail’in torunu olarak bilirler. Timraş zaten Bulgaristan’da bir yerleşim yeri. Şu anda zaten asimile olmuşlar. Özellikle yaşlılar çok iyi Türkçe konuşuyorlar. Gençleri asimile etmişler. Dedelerimiz de eski çağlardan beri zaten siyasetle uğraşmışlar. Bilmiyorum genetik mi ama siyaseti biz de çok seviyoruz.
 
*Son olarak belediye başkanlarının en muzdarip olduğu konulardan biri olan müfettiş meselesi var. Müfettişlerle sizin aranız nasıl?
Müfettişlerle aram çok iyi... Beni hiç yalnız bırakmıyorlar. Eksikliklerini hissetmiyorum. Geldiklerinde genelde iyi rapor veriyorlar Ama sayın bakana rapor gittiğinde (İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin) ‘her ne kadar müfettiş bir şey bulmasa da soruşturma izni verilmesine’ diye karar veriyor.  Geçenlerde savcılığa gittim. En az kaçak yapı bende... Mevcut binaların yüzde 10’u gibi bir kaçak yapım var. Türkiye’nin yüzde 60’ı zaten kaçak... İstanbul ve Ankara buna da dahil. İkisi de aynı durumda. Beni binalardan değil bakanlık oluru ile bir binanın çatı eğiminden yargıladılar. Bir vatandaş dubleks binasının üzerindeki çatıyı 80 santim yükseltmiş. Birisi şikayet ediyor. Eski haline getirmemize rağmen mahkemeye çıktık. Büyük ihtimal ben de Aziz Başkan gibi 23 Nisan Şenlikleri nedeniyle yargılanacağım. Çünkü şenliklere getirdiğimiz hiçbir sanatçı için ihaleye çıkmadık.  Biz de o maddeden gideceğiz herhalde
 
*Peki bu duruma sokaktaki vatandaşın reaksiyonu nasıl? Aziz Kocaoğlu ve belediyeye yönelik yapılan çalışmalar da var.
Vatandaş bunu çok iyi görüyor. Yapılanların kasıtlı olduğunu biliyorlar. Bu siyaseten yapılmışsa bile ters tepecektir.

 
'İzmir'de sağlık çıtasını yükselttik'
 
Kara kutu değil, CHP’nin en genç il başkanıyım
YORUMLAR
Toplam 8 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
sait 10 Nisan 2013 Çarşamba 20:12

gaziemir'in yolları bozuk, Sarnıç kaçak inşaat merkezi olmuş nedense zabıta görmezlikten geliyor bu kaçak yapıları??? hiç durmuyor halen devam ediyor kaçak yapılaşma!!!

Yorumu oyla      22      7  
SEYDİKÖYLÜ 25 Mayıs 2012 Cuma 10:10

Sayın Başkanım etrafınız sizi hayal aleminde gezdiriyor.Dönün bakın kendinize ne hale geldiğinizi görürsünüz,bizler 2009 un kahramanı HALİL İBRAHİM'i geri istiyoruz, sen bu hallere düşecek adammıydın.YAZIK.........

Yorumu oyla      38      10  
ONUNCU KÖY 25 Mayıs 2012 Cuma 09:34

Başkanım.Size inanıyorum ama güvenemiyorum.Çünkü etrafınızı bal yapmayan eşekarıları ile sarıcıarılar sarmış.Kovanı ele geçirmişler balarılarını kovana sokmuyorlar.Tozşekerden bal yapmaya çalışıyorlar.

Yorumu oyla      35      8  
seydiköylü 24 Mayıs 2012 Perşembe 10:43

teşekkürler başkanım.ücretsiz kurs alan 2000 öğrencinin ve ailelerinin hayır duaları size yeter.

Yorumu oyla      23      26  
gaziemir gaziemir 23 Mayıs 2012 Çarşamba 20:00

tebrikler başkan bide gaziemire deniz getirirseniz tam olacak geriye bişey kalmayacak sizden sonra gelenler de iskeleyi yapar

Yorumu oyla      42      15  
gaziemirli 22 Mayıs 2012 Salı 19:47

eski dostlarınızdan bir çoğu sizin vefasızlığınızdan dolayı cenazenize katılmayacı bellide yeni dostlarınız olan işverenlerden kimler katılır bilmem.

Yorumu oyla      53      18  
HELAL OLSUN SANA BAŞKAN 22 Mayıs 2012 Salı 12:10

TEBRİKLER ÖLÜME GİDERKEN NE GÖTÜRÜYORUZ ? ÇOK ETKİLEYİCİ OLMUŞ BAŞARILAR BAŞKAN

Yorumu oyla      34      59  
Gerçekler 22 Mayıs 2012 Salı 12:09

Başkan iyi reklam yapmışsınız ama gerçeklerle 2014 te yüzleşeceksizniz.

Yorumu oyla      87      28  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
'İzmir'de sağlık çıtasını yükselttik'
Medical Park İzmir Genel Müdürü Veysi Kubba, İzmir’de sağlıkta devrim ...
'Bizi artık Atatürk bile kurtaramaz!'
Berhan Şimşek İstanbul İl Başkanlığı görevinden uzaklaştırıldıktan sonraki ...
Erkek ıslah evi açmayı düşünüyorum
Karabağlar Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduktan 3 yıl sonra, ilk kapsamlı ...
 
İzmir pasta fırınından ekmek çıkartıyor!
Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı (ESİAD) Bülent Akgerman, ...
Yönetmeye değil halkı örgütlemeye geldim
Egedesonsöz ekibi Ümit Yaldız, Fahrettin Dokak, Gönül Soyoğul ve Can Özlü’nün ...
Hedef, her 4 kişiden 3’ünün oyunu almak
Belediye başkanlarının 3’üncü yılı 29 Mart’ta dolarken, Egedesonsöz ekibi ...
 
Her belediye başkanının gönlünde Büyükşehir vardır
Ümit Yaldız, Fahrettin Dokak, Gönül Soyoğul ve Can Özlü’nün sorularını ...
Müfettişlere yolu açan, bizimkiler…
Egedesonsöz ekibi Ümit Yaldız, Fahrettin Dokak, Gönül Soyoğul ve Fatih ...
Büyükşehir için yanıp tutuşmuyor; ölüp bitmiyorum
Egedesonsöz'ün Başkanlarla Başbaşa yazı dizisinin ilk durağı Konak Belediye ...
 
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva