RÖPORTAJLAR
3 Ocak 2014 Cuma

Ben halkta örgütlendim

Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya, semt evleri projesine katkı koyan yaklaşık 6 bin kadın gönüllü ile birlikte ilçeye sokak sokak hakim olmanın yanı sıra yüzde 46'lık CHP Balçova ilçe kadın üye oranıyla Türkiye rekoruna imza atmış.

Ben halkta örgütlendim

Gözümle görmesem inanmazdım. Başkan Mehmet Ali Çalkaya, kelimenin tam anlamıyla Balçova'nın içine işlemiş. Sanki bütün Balçova ile tek tek tanışıyor. Balçovalılar sokakta, parkta, pazarda ya da bir kafeteryada karşılaştıkları Çalkaya'ya, yakın bir ahbaplarını görmüş gibi içten bir gülümsemeyle selam verip, el sallıyorlar. Kimse önünü kesip, yakasına yapışıp şikayet sıralamaya başlamıyor. Aksine hal hatır soruyor, sohbet ediyor ve ardından herkes yoluna gidiyor. Her gün karşılaştıkları bir arkadaş gibi ilişkileri. Balçovalılar ile ağbi kardeş olmuşlar adeta. İşine sefertasıyla evden yemek getiren, pazardan alışverişini yapan Başkan Çalkaya'nın önde gelen özelliği ise örgütçülüğü, sokağa hakimiyeti ve kadının siyasetteki verimliliğini keşfedişi. Balçova'da CHP'den 3. dönem Başkanlığa yelken açan, nevi şahsına münhasır kişilik Mehmet Ali Çalkaya ile hayatı, kenti, siyaseti velhasıl her şeyi konuştuk...




Nasıl bir ailede yetiştiniz?

Babam çiftçiydi, Torbalı'da tarlalarda çalışarak büyüdüm. Bugüne tırnaklarımla geldim. Ailem CHP'liydi. Dedelerim ocak başkanlığı yapmış. Babannem 104 yaşında öldü, hacıydı ama Ulus gazetesinin köşe yazarlarını okurdu. Vatan gazetesinde Nihat Behram'ın yazdığı Darağacında Üç Fidan'a birlikte ağlardık. Babam da CHP'de aktif olarak siyasetin içindeydi ve hayali benim siyaset yapmamdı. Lise yıllarımda Lise-Der'i Torbalı'da ben örgütledim. Marjinal sol bir çizgideydim.

Niye marjinal?

Babamdan daha ileri olmak için herhalde. Öyledir ya hep, çocuklar babalarını geçmek ister. Ben de babamdan daha ileri bir solcu olmak istedim sanırım. İlk tutuklandığımda liseye gidiyordum, 17 yaşımdaydım.

Sebep neydi?

1975 yılında 1 Mayıs'ta köyde duvara yazı yazdım, afiş astım diye. Yedi arkadaştık, bizi tutukladılar. Karakolla adliyenin arası uzaktır Torbalı'da, ibret olsun diye hepimizi zincire 
bağlayarak ip gibi dizdiler, öyle götürdüler.

TARLADA İŞ YAVAŞLATMA

Korktunuz mu?

Yok daha da bir gururlandım. O hava farklı, o dönemler farklıydı (gülüyor). Bu tutuklanmanın ardından 1975 yazında olmalı, bizim tarlada işçilere iş yavaşlattırdım. Sloganımız bir günlük yövmiye ile bir kilo et alınmalı idi, oysa yarım kilo et alınabiliyordu. Akşamüzeri babam gelip, pamuk balyalarının azlığını görünce eline sopa alıp beni kovalamıştı (kahkalar) ama kaçtım. Ama buna rağmen babam benim aktif siyaset yapmamı hiç engellemedi.

Üniversite yıllarına gelirsek...

Lisede duvara yazmışlardı, Ankara Ticaret Turizm'i tercih edin, orada faşist işgal var diye. Sırf o yüzden üniversite için Ankara'ya gittim, kayıt oldum. İzmir'de Halkın Kurtuluşu içinde siyaset yapıyordum, Ankara'ya da siyaset yapmaya gittim. Okulu kazandığım ilk gün Kemeraltı'ndan yeşil parka, boğazlı siyah kazak aldım. Postalım ve kot pantolonumla Ankara'ya hazırdım (gülüyor).

Hedef neydi demeyeceğim bu durumda...

O yıllarda kafamda Deniz Gezmiş olmak vardı. Türkiye'de bir değişim istiyordum. 1976-77'de arkadaşlarım burada faşist çok var dedi, ben de örgüt öyle dedi diye o okulu yazdım. İlk 6 ay sonunda Komite Başkanı olmuştum. 12 Eylül'de tutuklandım, 20 yaşındaydım. Yaklaşık iki yıla yakın Mamak'ta cezaevinde yattım. Köyde "Evren bunları asacak" diye söylentiler çıkınca annem de, babam da hastalandı. Ama babam bir gün bile bana "Sen beni mahvettin" demedi.


"BABA, SEÇİMİ BEN KAZANDIM"

Babanız Belediye Başkanı olduğunuzu gördü mü?

Başkanlığımı göremedi. Salı günü mazbata alacaktım. Babamın siyaset dostu Tayyip Şengül aradı, o gün babam rüyasına girmiş. "Bu oğlan seçimi kazandı, gelip bana bir dua etmedi" demiş. Hakikaten babam siyaset yapmamı istiyordu ve ben belediye başkanı oldum. Mazbatayı alacağım Salı günü sabah erkenden mezara gittik, dua ettik. "Baba" dedim, "Seçimi ben kazandım". Duygulanmamak elde değil... (gözleri yaşarıp, susuyor)

Hapishanede neler yaşandınız?

12 Eylül'den sonra hapishane çok zor, eziyetli geçti. Dışarıda sol fraksiyonlar birbirimizi yiyorduk ama içeride gördük ki, bize bizden başka dost yok. Küçük nüanslar yüzünden ayrışarak siyaset yapmanın yanlışlığını gördük. Birlikteliğin ne kadar önemli olduğunu içeride farkettik. Ayrıştığımız müddetçe bir güç oluşturamadığımızı gördük. Aslında 12 Eylül'deki sol demokrasi güçleri, devrimci yurtsever güçler ortak bir noktada bir araya gelebilseydi belki Türkiye bugün bu hallere gelmezdi.

YANLIŞTA UZLAŞMAM

Bugünkü siyasetinize yansıyor mu o günler?

Yansımaz mı... En başta sabretmeyi öğrendim. Mücadeleden yılmamayı öğrendim. Ben tavizsiz siyaset yapıyorum. Yanlışta uzlaşmam. Günlük çıkarlar için hayatta taviz vermem.

Peki üniversite bittikten sonra...

1983 yılında bitirdim. Sabıkalıydım. Öğretmenlik sınavına girdim, kazandım atamadılar. Banka sınavlarına girdim, sabıkanız var imkansız. Kuşadası Tusan'ın patronu sabıkama rağmen beni işe aldı, 'ama bıyıklarını keseceksin' dedi. Böyle ağzımı dolduruyordu bıyıklar (gülüyor). Günde 16 saat çalışmaya başladım. 5.5 sene bulaşıkhaneden, çamaşırhaneye, kat temizliğinden muhasebeye bütün birimlerde çalıştım. Sonra da bin yataklı aynı işletmede 5.5 sene genel müdür yardımcılığı yaptım. Başka bir otele genel müdür olarak transfer oldum. 1993 sonunda da, Balçova Termal'e Genel Müdür olarak geldim. 2004 Şubat ayına kadar 11 yıl Genel Müdürlüğe devam ettim.

PİRİŞTİNA İSTEDİ

Balçova Belediye Başkanlığı'na nasıl aday oldunuz?

Rahmetli Ahmet Piriştina istedi. DSP'den CHP'ye geçtiğinde "Benim adayım olur musun?" diyerek, Balçova'da Belediye Başkanı olmamı istedi. 2004 yılında 9 aday vardı, beni çıkarmazlar dedim. "Sen bana bırak" dedi. Tombaladan aday oldum yani, şimdi öyle diyorlar ya (gülüyor). Yıllarca kullanmadığım izin günlerim için şirketten ayrılırken 17 bin 500 lira aldım ve tüm seçim çalışmalarını o parayla tamamladım.

Turizm sektörüyle belediyecilik benzeşiyor mu?

Aynı. Biri mikro anlamda hizmet sektörü, diğeri makro anlamda hizmet sektörü. Otel müşterisi verdiği paranın karşılığını hizmet olarak istiyor, seçmen de verdiği oyun karşılığını istiyor. İkisi de insanı memnun etmek üzere kurgulanmış bir iş. O nedenle hiç zorluk çekmiyorum.

Hiç, "Nereden kalkıştım bu işe" dediniz mi?

Bir şey söyleyeyim mi, ben 10 yıldır hala işim gece 10'da bile bitse Termal'e uğrar bir çay içer evime öyle giderim. Yani ben Termal'i seviyorum. Sağlık turizmini başlatan ve en iyi şekilde yapan bir oteldi Termal. Ben yüzde 83 dolulukla, ciddi bir kar marjıyla bıraktım. Ben Balçova Termal Otel'i çok önemserim. Orada çok da deneyim kazandım. İl Genel Meclisi üyeleriyle çalışınca, siyasetin ne olduğunu öğrendim. Orası siyasetin harmanlandığı bir yer. Zorlandığım olmuştur ama ben hayatta hiç pes etmedim. Hayatta her şeyi tuttum, kopardım. Ya koparım, ya da koparırım. Pes etmem.



YEMEK MASASI SİYASETİ

Başkan olmak sizi değiştirdi mi?

Hayır, ben klasik Belediye Başkanı gibi yaşamıyorum. Sabah işe geliyorum, işten çıkıp eve gidiyorum. Yemek masalarında siyaset yapmıyorum. Kadının belki de siyasete giremeyişinin temel nedenlerinden biri budur. Ben gece geç saatlere kadar yemek masalarında siyaset konuşmuyorum.

Kadının siyasette, sol siyasette yeterince yer alamaması...

Temel nedenlerinden biri erkek erkeğe oturup gece geç saatlere kadar balık restoranında yapılan siyasi sohbetlerdir. Kadınlar sabah 02.00'lere kadar o ortamda olmak istemiyor. Ben 2004 yılında Balçova'da kadınları, gençleri örgütleyeceğim dedim ve bunu yaptım.

Günlük temponuz nasıldır?

Ben her gün 8 saat uyumaya dikkat ederim. Prensip olarak akşam yemeklerimi kesinlikle evimde eşim ve çocuklarımla yerim. Bu düzende hiç fire yoktur. Bir zorunluluğum varsa, önce evime gider ailemle yemeğimi yer, ondan sonra bulunmam gereken davete giderim.

GENEL MÜDÜRÜ DIŞARI ATTIM

Başkan olduktan reaksiyonlarınız değişti mi?

Belediye Başkanı agresif diyenler var ama ben normal vatandaşa yan gözle bile bakmam. Ancak kentin rantından faydalanmak isteyen öyle güçler var ki, sizin üzerinize çıkıp "Ben seni ezerim, ben şuyum buyum" diyenler var ki, orada taviz vermem. Parlarım, güç ne ise gösteririm. Belediyenin üzerinde güç oluşturmaya çalışanlara karşı alabildiğine agresif olurum. Onda hiç tereddütüm yok.

Alabildiğine derken...?

Tepki koyuyorum, tepkim bana gösterilen baskıya göre değişiyor. Öyle tepeden "Bana şu ihaleyi vereceksin" dediklerinde..

Bu kadar açık gelenler oluyor mu?

İşte iki ay önce gelen oldu. Ben de karşımdaki sertleşince, aynı şekilde karşılık veririm. Elim armut toplamaz, gel beni ez diye beklemem. İmar müdürümle küstahça konuşan güçlü bir AVM'nin genel müdürünü tekmeleyerek dışarı attım. Ama sonra o şirketin CEO'su beni aradı ve "Arkadaş hata etmiş" dedi, özür diledi.

En çok nerede zorlandınız?

Güçlerle oynamayı sevmem. O benden güçlü, onun yanına gideyim işlerini sevmem. Böyle bir felsefem var benim. Partide de herkes, "Ben A'yım gel benle siyaset yap" diyor. Ben de A, halk diyorum. Ben halkta örgütlendim. İşte hemşeri diyor, eş dost diyor. Ben sokaklarda kendim, tırnaklarımla örgütlendim. Şu gücü ben temsil ediyorum diyenlerle hiç masaya oturmadım. "Arkamda 5 bin kişi var, benimle uzlaş" diyor. Ne uzlaşacağım, ben vatandaşın kendisiyle uzlaşıyorum zaten. Güç, halktır.


EŞİM BENDEN İYİ TANINIYOR

Eşiniz de size destek oluyor...

Eşim 10 yıldır her gün doğumda, ölümde hep vatandaşın yanındadır. Geçmişte politikayla uğraşmış biri değil ama o da siyasete alıştı. Eşimin tanınırlılığı Balçova'da benimle yarışacak rakiplerden, bir çok siyasiden daha çok çıkar. Balçovalılar eşimi, benden daha iyi tanıyor. Ortalama günde 10 ev geziyor.

Nasıl?

Semt evlerimiz var yedi tane. Onlar düzenliyor, bugün beş hasta ziyareti, bir doğum, bir taziye diye listeyi çıkarıyorlar. Ayda en 150 ev ziyaret ediyor, hatır soruyor. Bu 10 yılda 15 bin ev ediyor. Şaka filan değil...

Kaç konut var Balçova'da?

40 bin konut var. Eşim bu 40 bin konutun yaklaşık yarısına girip çıkmıştır. 78 bin nüfusumuzun 62'bini seçmen olarak oy kullanıyor.

BENİ BEN YAPAN EŞİMDİR

Nasıl tanıştınız eşinizle? 
İkimiz de Tusan'da çalışıyorduk. Ben Genel Müdür yardımcısıyım, eşim Fatma Hanım ön büroda çalışıyor. Bana yabancı kız arkadaşlarımdan gelen mektupları tercüme ederdi.

Sevgililerinizin mektubunu çevirirken, eşinizi mi kandırdınız?

Ben onu ikna ettim. O benim her şeyimi biliyordu (gülüyor). O mektuplar da hala durur. Ama beni ben yapan eşimdir. 25 yıllık evliyiz, iki oğlumuz var. Her ay maaşımı alırım, sigara paramı alıp, gerisini karıma veririm. Bütün hesabı, kitabı o yapar. Ben hayatımda parayla ilgili bir şey bilmem. Elimde tutmayı da beceremem. O yüzden evde ekonomi ve içişleri eşimdedir.

Sosyal belediyecilikten ne anlıyorsunuz?

24 Ocak 1980'te Türkiye özelleştirilmeye başladığı günden itibaren, eğitim gibi, sağlık gibi bazı 
ihtiyaçları kamunun diğer ayağı belediyelerin de ele alması gerekti. Biz mesela Balçova'da 2 bin 200 sosyal güvencesi olmayan aileyi biliyoruz. Biz onların eğitimine, sağlığına, güvenliğine destek veriyoruz. Her yıl 2 bin çocuğu giydiriyoruz. Türkiye'de bir belediyenin en iyi örgütlendiği yer Balçova'dır. Bu kadar net söylüyorum. Benim her semt evinde sokak sokak, bina bina kimdir, ihtiyaçları nedir kayıtlıdır. Biz, bir kenti tanıyabilecek en iyi örgütlenmeyi yaptık. Bende 410 tane sokak var, 400'ün üzerinde gönüllü sokak sorumlularımız var.


GÖNÜLLÜ ORDUSU

Partili mi bu kişiler?

Hayır illa partili olmak zorunda değil, ama tabi demokrat nitelikli kişiler. Bizim semt evi örgütlenmesi çok farklı, zor gününde yanında olduğunuz kişi gelip ben senin gönüllün olmak istiyorum diyor. Sokağındaki sorunları o haber veriyor. Sokağın sorunlarını semtevine taşıyor. Abartısız şu anda semt evlerimizde aktif 6 bin kadın vardır. Bir aktivite olacak desem, bir telefon ile yarım saat içinde 2 bin kadın toplarım. "Başkanın bize ihtiyacı var" der ve gelirler.

SOSYAL POLİTİKALARDA HIZ KESMEK YOK

Kıblemiz insan diye bir sözünüz var...

İnsanın kutsallığı anlamında kullanıyoruz. Belediyecilikte insan önemli bir faktör. Siyasetin ana malzemesi de insan zaten. Biz belediyenin gücünü hep insan için kullandık. Aday olup tekrar Başkan seçilmem halinde sosyal politikalardan ödün vermeyeceğim. Göreve geldiğim günden beri bir hususun altını özellikle çiziyorum. İsterseniz caddeleri bir santim altınla kaplayın. Orada yaşayan insanlar mutlu olmadıkça bir anlamı yok. Hangi okulun başı sıkışırsa, yakacakları biterse onların yanlarında olacağız. Evine tüp alamayan vatandaşın yanında olacağız. Balçova’da yaşayan herkesin hizmetlerden eşit yararlanması için şimdiye kadar nasıl çalıştıysak bundan sonra da aynı tempoyla çalışacağız.

HİÇ SIFIR ARABAM OLMADI

Neden siyaset yapıyorsunuz, belediye başkanlığı maaşı özel sektöre göre çok daha az?

Seviyorum. İnsanı sevdiğim için siyaset yapıyorum. Ben bu ülkenin insanını seviyorum, benim ideallerim var. Ben 17 yaşımda darağacına çıkmayı göze alacak kadar bu ülkeyi seviyorum. Genel müdürlük yaptığım dönemde iyi paralar kazandım. Evimi, arabamı aldım. Başka bir şeyim de yok. Benim hiç sıfır arabam olmadı, birinci el arabaya binmedim. Hep ikinci el. Ben hiç sıfır arabası olamayan bir adamım. Çok güzel bir evde oturayım diye bir hayalim olmadı. Ben şu anda iki oda, bir salon bir evde oturuyorum. Her hafta Üçkuyular pazarına gider, alışverişimi kendim yaparım.

İŞE SEFERTASIYLA GELİYOR

Neden Üçkuyular pazarı, Balçova değil?

Çünkü Balçova'da zabıta peşimde geziyor, torbamı taşımak istiyor. Pazarcı para almak istemiyor. Bu sefer ben 3 liralık sebze için tezgaha 5 lira atıyorum. Bana daha pahalıya patlıyor. O nedenle Üçkuyular pazarında kendi başıma istediğim gibi rahat alışveriş yapıyorum.

Yemek yapar mısınız?

Gastronomiye ilgim var. Bütün yemekleri bilirim, çok iyi pişiririm. Haftasonları iki, üç yemek yaparım. İşe her gün sefertasıyla yemek getiririm. Keyif alıyorum. Pazar günleri başka işim yoksa evimde mutfağa girer, yemek pişiririm. Ben çizginin dışında yaşıyorum.

ALO BAŞKAN, EVİM SOYULDU

Kolay ulaşılabilir bir Başkan mısınız?

Balçova'nın yarısı telefon numaramı biliyordur herhalde. 10 yıldır numaramı değiştirmedim. Açamadığım telefona mutlaka geri döner ararım. Evim soyuldu diye geceyarısı 02.00'de arayan olur. Ben de mecburen emniyeti ararım. Vatandaş sonra sabah 05.00'te teşekkür etmek için geri arar. İçimden bari sabah 09.00'da arasaydın derim uykulu uykulu...


SPOR, ÇOCUK SUÇ ORANINI DÜŞÜRDÜ

Başkanlıkta sizi en çok ne yordu?

İş bulmam için bana gelenler, iş isteyenler. Çocuğuna iş bulamadığın babayı gördüğünde onun ezikliğini yaşıyorsun. Onun dışında insanlara hizmet etmekten keyif alıyorum. Okullarda yaptığım işlerden, gecenin 12'sine kadar şu spor sahasından yararlanılmasından keyif alıyorum. Mazbatamı aldıktan 10 gün sonra emniyet müdüründen 10 ile 22 yaş arası çocukların suç oranını istedim. 2003-2004 yılları arasında 78 çocuk suç işlemişti. Yaptığımız spor sahalarında şimdi 7 bin çocuk spor yapıyor. 2009'da bir daha sordum, bu yıl kaç çocuk suç işledi diye? Beş yıl sonra suç işleyen çocuk sayısı 3'e düşmüştü. Ben işte bundan büyük keyif alıyorum. Ayrıca 15 beden eğitimi öğretmenine de iş vermiş oldum.

EN ÇOK CHP'Lİ KADIN BALÇOVA'DA

Balçova semt evleri öyküsü çok çarpıcı...

Ben kadınları örgütleyeceğim diye yola çıktım. Semt evleri adı altında örgütledim. Balçova'da ciddi bir kadın hareketi başlattım. Bu hareket partiye de yansıdı, Türkiye'de CHP örgütleri içinde en yüksek kadın üye sayısı yüzde 46 ile Balçova'da.

SİYASETTE KADIN FARKI

Amaç ne burada?

Kadını siyasete sokmak. Kadınla birlikte siyaset eve giriyor. Kadınlar siyaseti küçük menfaatler üzerine kurgulamıyor. İlkokul mezunu olmayan üç çocuklu Diyarbakırlı bir kadın beni yolda yürürken durdurdu, "Ben çocuklarıma park istiyorum" dedi. Önce çocuğuna park istiyor, bakın bu kadın gözü. Bu, kadının içgüdüsel refleksi. Kadın kentin fotoğrafını doğru çekiyor. Doğru öneriyle geliyor.

İNCİRALTI EL DEĞİŞTİRİYOR

EXPO sonrası İnciraltı planlarında durum nedir?

Bence adaylıklar kesinleştikten sonra ilk iş Aziz Başkan ile oturup bir hedef konmalı. EXPO yasasının işlerliği kalmadı. EXPO için kamuya terklerden ayrılan 900 bin metrekarelik alan duruyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın hazırladığı 4 milyon metrekarelik bir alanı kapsayan İnciraltı planı şu anda boşlukta. 200 bin metrekare ticaret alanı oradan kaldırılmalı. Adil olacak isek hızla yeniden planlanmalı. Konut, otel, sağlık tesisleri SPA'lar, geriatri merkezlerinin yanı sıra eğitim kampüs alanları da yaratılabilir, yurtlar yapılabilir. Geciktikçe vatandaş arazisini ucuza elden çıkarıyor, şu anda İnciraltı'nda arazilerin üçte biri el değiştirdi. İnciraltı, kentin ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde turizm amaçlı planlamalıdır. Burada ekonomi ve ticaret olacak, artı değer olacak. Ama bunu paylaştırmayı bileceğiz. Burada doğacak rahatlık, kalite, yeşil alan ve ticari ranttan belirli bir zümre değil, herkes faydalanacak. Bizim rant anlayışımız ile iktidarın rant anlayışı bu noktada farklı.

Balçova, AVM'ler ve akmayan trafik desem...

Metro tamamlanınca trafiğin yüzde 80'i azalacak. Mevcut işletmeler 1998 yılında 10 bin metrekarelik parsellerle ticaret alanı yapılmış. Üçkuyular'da pazaryerini de kapsayan AVM'nin 2.5 emsal ile ticaret alanı olarak belirlenmesi de 1998 yılına denk geliyor. Bugün hayır diyemiyorsunuz. Özfatura döneminde imzalamış, vermiş, kimse de itiraz etmemiş.

Üçkuyular pazaryeri üzerine kurulacak ünlü İstinye Park'tan bahsediyorsunuz...

Pazar yerinin bulunduğu alanın sahibi Doğuş Grubu kendi malı 20 bin metrekarenin kullanımına yıllardır izin vermiş. Şimdi toplam 40 bin metrekare alan üzerine inşaat yapacaklar.

İyi ama pazar yeri nereye taşınacak?

Balçova viyadüklerin altında 10 bin metrekarelik bir alan var. Üçkuyular pazar yeri buraya alınabilir ama Ulaştırma Bakanlığı şu anda olumsuz yanıt verdi. Belki İnciraltı planlamasında kamuya terk edilecek alanlar kullanılabilir. Örneğin Çeşme otobanına çıkan bölüme taşınabilir. Çevre yoluyla bağlantılı olduğu için orada çok rahat ulaşımlı, modern bir pazar yeri yapılabilir.

HEDEF YÜZDE 70'İN ÜZERİNDE OY

Sayın Başkan, adaylıklar açıklanmak üzere eli kulağında...

Ben tek başıma gittim, ilçeye sade bir şekilde başvurumu yaptım. Artık adayların bir an önce açıklanması lazım. Benim adaylığım kesinleşirse ilk yapacağım 223 sandık sorumlusu ve sokak sorumluları ile toplantı yapmak. Ev toplantılarımız zaten başladı. Yıl içi çalışmalarımız zaten ortada. 30 Mart'ta yüzde 70'in üzerinde oy ile yarışı tamamlarım.

İleriye yönelik hayalleriniz nedir?

Beş yıl sonra bu işi noktalayıp, Urla'da bir tarım arazisi satın alacağım. Gideceğim tavuk besleyip, yumurta toplayacağım. Keçi besleyip süt sağacağım. Ciddi söylüyorum, hedefim bu.

Son soru, bir gün Büyükşehir Belediye Başkanı olurum diyor musunuz?

Şöyle... Ben siyasetin çok uzun vadeli planla yapılacağına inanmıyorum. İnsanları Büyükşehir'e konjonktürler getirir. Çok büyük hedeflerim yok. 32 yıldır aralıksız çalışıyorum, beş yıl sonra 37 yıl olacak.

Ama bütün bir şehri yönetmek de keyifli olsa gerek...

Beş yıl sonra konjonktür ne olur, Türkiye nereye gider belli değil. Şu anda hedefim kendim değil. Ama bu ülkede sosyal demokrasinin iktidar olması için elimden ne geliyorsa yaparım. Bu konuda 70 değil, 90 yaşıma kadar yaşıyorsam firesiz çalışırım. İlla yönetici olacağım diye bir hedefim yok. Yöneticiliğe doydum. Egomu tatmin ettim. Siyaset egosuz olmaz ama o egoyu kontrol ettiğin müddetçe büyürsün. Egonu kontrol edemezsen bitersin. Ben adaylık için hiç Ankara'ya gitmedim, 2004'te gitmedim, 2009'da da gitmedim, şimdi de gitmedim. Ankara'ya gitmeyen tek belediye başkanı benim. Egoma fren koyuyorum. 

 
İzmir'de seçimin anahtarı Karşıyaka
 
İzmir'in köylerini kalkındırmaya adanmış bir hayat
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Atilla pasin 5 Ocak 2018 Cuma 20:00

Kendisiyle barışık; geçmişiyle , duruşuyla geleceğini belirleyip hedefine yönelen ,eskimeyen değerli bir yol arkadaşımla dostları olarak hep gurur duyduk.hep öyle kal.mehmet ali başkan..izmir seninle..

Yorumu oyla      11      5  
munzur 25 Şubat 2014 Salı 14:40

tunceliler derneğine gelir aslım dersimli der çorumlulara gider çorumlu olur başkan ne iş?balçova tık ileri gitmiyor.bizden sana oy yok.marjinal solum diyorsun ama şu an tam bir kapitalistsin başkan.

Yorumu oyla      13      5  
ayşe 24 Ocak 2014 Cuma 15:03

nedeni ne olursa olsun "bir insanı tekmeledim" diye röportaj veren birini belediye belediye başkan adayı yapmak CHP ye yakışır mı? O zaman mecliste tekme atan AKP lilerden ne farkımız kalır?

Yorumu oyla      16      10  
İSMAİL 8 Ocak 2014 Çarşamba 18:28

DÜN BALÇOVANIN DERNEK BAŞKANLARI İL BAŞKANINI ZİYARET ETİ VE ŞUNU İL BAŞKANINIA SÖYLEDİLER SAYIN ÇALKAYAYI ASLA İSTEMİYORUZ DEDİLER BİZDE BURDAN DİYORUZKİ SAYIN ÇAL KAYA ASLA HALKIN İCİNDE SOKAKTA GÖREMESİNİZ VE ASLA DERNEKLERDEN VE SOKAKTAN KOPUK

Yorumu oyla      25      14  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İzmir'de seçimin anahtarı Karşıyaka
40 yıllık Karşıyakalı, 40 yıllık CHP'li Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat ...
Benim gerçeğim kanunlardır
Vali Mustafa Toprak, İzmir'e bir geldi, pir geldi. Göreve başladığı ilk ...
2014’ün sorumluluğu bana ait!
Yazarımız Gönül Soyoğul, hem partisi, hem de kendisi için önemli olan ...
 
İzmir'de Gezi ruhu var
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun danışmanı, İzmir Akdeniz ...
Kafamdaki başkan profili…
CHP Genel Merkezi’nde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile EGE TV’nin prestij ...
Aziz Bey, Gökçek taktiği güdüyor
AK Parti İzmir’in Patronu ile seçim ve gündem üzerine… Gönül Soyoğul sordu, ...
 
Yıkıntıların arasından yeni bir şey doğacak
Gezi sürecinde ülke çapında ‘üne kavuşan’ Anti-Kapitalist Müslümanların ...
''Göreve her zaman hazırım''
İzmir sanayisinin önde gelen isimlerinden biri olan Meba Reklam Yönetim ...
EXPO'dan kovulurlardı!
İzmir Mimarlar Odası Başkanı Hasan Topal, Uluslararası Sergiler Bürosu ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva