RÖPORTAJLAR
16 Eylül 2013 Pazartesi

Aziz Bey, Gökçek taktiği güdüyor

AK Parti İzmir’in Patronu ile seçim ve gündem üzerine… Gönül Soyoğul sordu, Ömer Cihat Akay yanıtladı…

Aziz Bey, Gökçek taktiği güdüyor

İki yıl önce, 2011 seçimlerinden kısa bir süre sonra bir araya gelmiştik Ak Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay’la. Ramazan ayıydı ve iftardan sonra eşi Serpil Hanım’ın da katıldığı sohbette, Narlıdere’de bir çay bahçesinde epey siyaset kaynatmıştık.
O gün bugün, tekrar görüşsek de uzun bir söyleşi yapmamıştık Başkan Akay’la.
Yerel seçimde sular ısındıkça, CHP cephesinde kaynama arttıkça, bekledim ki AKP de biraz ısınsın, hiç değilse ilçelerde kimlerin adaylık başvurusu yapacağı belli olsun… Ama bir sessizlik, bir sessizlik… Herkes karnından konuşuyor, ‘adaylık’ deyince ses veren yok!
Dayanamayıp Ömer Bey’i aradım, her zamanki zerafetiyle ‘hay hay’ dedi, sözleştik. Öğle saatinde AKP İzmir İl Binası’nda buluştuk.
Elbet ki tek gündem maddeli bir sohbetti bu.. Ve İki yıl önceki sohbetimizden farklı olarak, bu kez geçmiş bir seçimi değil, hem CHP, hem de AKP için büyük önem taşıyan 2014 Mart seçimlerini, Ak Parti cephesinden masaya yatırdık.

(Bu sohbet gerçekleştirilirken AK Parti’de 21 Ekim olarak belirlenen adaylık başlangıç süresi henüz belirlenmemişti, bilginize…)


GÖNÜL SOYOĞUL: CHP’de adaylık süreci oldukça gürültülü-patırtılı… Siz de ise neredeyse ‘tık’ yok!  Bir ara konuşmalar ‘Binali Bey mi Ertuğrul bey mi?’ sorusu ekseninde dönüyordu, şimdilerde 5 isim sayabiliyorsunuz. Niye böyle?
ÖMER CİHAT AKAY: Bizim yaklaşık 8 ay evvel genel başkanımızın, başbakanımızın artı ondan bir gün evvel yaptığımız il başkanları toplantısında teşkilat başkanımız Ekrem Erdem Bey’in il başkanlarına tavsiyesi şu oldu: Biz adaylarla ilgili süreci başlatmadan evvel hiç kimsenin bu konuda çalışma başlatmasına sıcak bakmıyoruz! Bunu 28 Nisan’da Kızılcahamam’da il başkanları ve ilçe başkanlarıyla olduğumuz toplantıda da dile getirdiler: “Sürecin başlamasıyla ilgili bize işaret vermeden hiç kimse çalışma yapmasın.” Olası ilçe başkanlarının adaylığı konusunda da aynısını söylediler. Bu teşkilatın, teşkilat başkanımızın, partimizin üst yöneticilerinin almış olduğu bir prensip karardır. Şu anda teşkilatlarımız ona uyuyor. Biz de danışma toplantılarında bütün arkadaşlarımızın demokratik haklarını kullanabileceklerini ama parti disiplini açısından da bu süreç başlamadan ya da işaret verilmeden hiç kimsenin bu konuda ortaya çıkıp ‘ben adayım’ demesine sıcak bakmadığımızı ifade etmiştik.

SOYOĞUL:
Bu kararın nedeni ne sizce?
AKAY: Neden böyle? Şimdi ilçe başkanları da belediye başkan aday adayı olabilirler. Yani şu anda teşkilatın içinde olmayan birisi aday adayı olarak ortada çalışma yaparken ki, biz bunu nereden fark ettik? Milletvekillerine yapmış olduğumuz karınca modeli çalışmalarında özellikle Kemalpaşa’da yaptığımız çalışmanın hemen ertesinde milletvekilleriyle biz kahvaltılı bir toplantı yaptık. Dedik ki, ‘Arkadaşlar Kemalpaşa’yı değerlendirin’ … Bütün milletvekillerinin sanki ağız birliği etmişçesine söyledikleri şuydu: Hangi milletvekili nereye gittiyse falanca aday olsun, filanca aday olsun, filanca aday olursa Kemalpaşa’ya aday olsun... Böyle bir spekülasyon durumu ortaya çıkmış. Dedik ki, ‘Arkadaşlar, bu konuda genel merkezin tavrı belli. Hiç kimsenin işaret etmeden aday olarak çıkması, ‘ben aday adayıyım’ diye ortada dolaşması, teşkilatların bu konuda bir çalışması yapması veya empoze etmesi çok doğru bir şey değil’ dedik. Ve o konuda da uygulamayı başlattık. Bütün ilçe başkanlarımızın az evvel ifade ettiğim gibi gerek toplantılarımızda gerek basın yoluyla arkadaşlarımıza bu mesajı verdik. Şu anda bütün arkadaşlarımız prensip kararına uyuyor. Hatta cumartesi günü yaptığımız 47. İl danışma toplantısında da ben arkadaşlarıma bu konuda gösterdikleri hassasiyetten dolayı teşekkür ettim. Şu anda İzmir’de ilçelerdeki aday adaylarıyla ilgili bir çalışma yoktur. Belediye meclis üyeleriyle ilgili bir çalışma yoktur. Genel merkezimiz vereceği işaretle, tarihten itibaren görevi gereği istifa etmesi gerekenler varsa istifa ederler. Ama biliyorsunuz Sayın Başbakanın en çok önem verdiği konulardan bir tanesi kamuoyu araştırmalarıdır. Çok sık anket yaptırır. Kendisi değerlendirir, o ilçede kimin ismi öne çıkıyorsa veya illerde kim öne çıkıyorsa bunların belli süreçteki performansını takip eder. Ve bunlar şimdi genel merkezimizde done olarak saklanıyor. Tahmin ediyorum bir müddet sonra bunlar bizim önümüze de konacak. İl başkanlarına, milletvekillerine de sorulacak filanca ilçede kimin adaylığı uygun olur. ‘Hangi adayla, nasıl kazanırız’ın araştırmasını yapıyorlardır. Gerek yerel yönetimler başkanımız Menderes Türel bey, gerek teşkilat başkanımız, gerek seçim işleri başkanımız bu konuda çalışmalarını yapıyor. Biz o tarihi bekliyoruz sadece. O tarih geldiği andan itibaren genel merkezimiz adayların müracaatını alır, aday adaylarının müracaatını biz alırız, değerlendirmesini yaparız. Temayül yoklaması mı yapılacak, kanaat önderlerine mi müracaat edilecek, demografik yapı dediğimiz derneklere, sivil toplum kuruluşlarına mı müracaat edilecek, aday kim olsun veya belediye meclis üyelerine tavsiyeniz var mı diye… bu çalışmaları biz halkla ilişkiler başkanlığımızla yapıyoruz.

SOYOĞUL: Tarih belli değil, işaret fişeği atılmasını bekliyorsunuz ama siz çalışmalara devam ediyorsunuz.
AKAY: Evet biz çalışmalara devam ediyoruz.

SOYOĞUL: Çalışmalarınız ne peki? Bütün ilçeler için adaylarla ilgili done biriktiriyorsunuz herhalde. Genel Merkez  ‘ne diyorsunuz’ dediğinde, önlerine ne koyacaksınız?
ÖMER CİHAT AKAY: - Benim orada üç tane prensibim olacak. Ben bunu sayın Başbakanımıza da arz edeceğim. Geçmişte şöyle bir sıkıntı olmuş. Bir adam ‘Ben belediye başkan aday adayıyım’ diye müracaat ediyor. Aday adayı diye müracaat ettiği zaman belediye meclis üyeliğini garanti gibi görüyor. Mesela milletvekili adaylığında da… Adam affedersin belli bir miktar yatırıyor, milletvekili aday adayı oluyor. Aday olmayacağı da belli ama ne yapıyor, ‘ben milletvekili aday adayıydım’ diyor; kamuda belli bir noktadaysa kademe yükselmesi gibi bir talebi oluyor. Ben teşkilattaki arkadaşlara şunu söyledim. Bunu da inşallah genel merkeze kabul ettirebilirsem benim en büyük idealim bu. Falanca şahıs belediye başkan aday adayı olarak müracaat ediyorsa, bu arkadaş bilecek ki, belediye başkanlığına aday değilse, aday olamazsa belediye meclis üyeliğine de aday olamayacak. Neden? Aday adayı olacak diğer belediye meclis üyelerinin önünü kesiyor. ‘Ben belediye başkanı olamayacağım ama meclis üyeliğini garanti ederim.’ Böyle bir şey ortada… İki, teşkilatın içinden arkadaşlar olacak. Yani ağırlık teşkilatın içinden olacak.



SOYOĞUL: Diyelim ki ‘A’ ilçesinde çok iyi bir insan var. ‘Halk çok seviyor biz bunu aday gösterelim’ diye bir öneri önünüze geldiğinde…
AKAY: Onu da ifade edeceğim. Bizim ilçe kongrelerimizde genel merkezimizin verdiği bir şablon vardır. Yüzde 30 gençler, yüzde 30 kadınlar olacak. Yüzde 30’u üniversite mezunu olacak. Şablonu biz uygun olursa inşallah belediye meclislerinde uygulayacağız. İki, o ilçenin demografik yapısını çıkarttık biz. Yani o ilçede falanca memleketten ne kadar insan var? Ben biraz sonra onun tablosunu size göstereceğim. O ilçelerde ağırlıklı olan memleketli kimse, hemşeri dernekleriyle görüşerek bana potansiyel 10 tane isim verin diyeceğim. Bunlardan uygun gördüğümüz birkaç tanesini buraya monte edeceğiz. Sivil toplum örgütlerine ki bu ticaret odası olabilir sanayi odası olabilir veya farklı dernekler olabilir; onlardan da talep alacağız. Ama aldığımız her talebi mutlaka koyacağız diye bir kaide yok. Uygun gördüğümüz, teşkilatın kabul edeceği, yani hemşerileri tarafından kucaklanabilecek ve bize oy potansiyeli sağlayabilecek arkadaşlarla bir meclis yapmak istiyoruz. Bizim çalışmalarımız bu şekilde. Bunların çalışması bu şekilde devam ediyor.

SOYOĞUL: Üçüncü prensibiniz ne?
AKAY: - Üçüncüsü de; bu dışarıdan gelecek arkadaşlarla ilgili. Örneğin çok iyi harita mühendisidir, şehir plancısıdır… Bu arkadaşların da mecliste olmasında yarar gördüğümüz insanların da biz mutlaka bu mecliste yer almasını istiyoruz. Üç ve en önemlisi inşallah yapabilirsem genel merkeze kabul ettirebilirsem; belediye başkan adayımız ‘üç tane arkadaşımla çalışmak istiyorum, belediye meclisine gelsin’ diyor. Biz ne yapıyoruz o üç arkadaşı yazıyoruz. Şahıs belediye başkanlığını kazanamıyor. O üç arkadaş partiye dışarıdan geldiği, parti aidiyeti olmadığı için; parti aidiyeti ve çalışmalarından kopuyor… Bunu şu an mevcut ilçelerdeki belediye meclis üyesi arkadaşlarımızda gördük. Falanca aday iki tane isim verdi, belediye başkanlığını kazanamadı. Getirdiği iki arkadaş benim ilçedeki arkadaşıma belediye meclisinde hakaret etti. Neden, çünkü bu arkadaşların parti aidiyeti yok. Ona diyeceğiz ki kardeşim ne kadar buranın kontenjanı… Sen belediye başkanlığını kazanırsan üç kontenjanın var. İki tanesini sen koyacaksın bir tanesini il ya da teşkilat koyacak. Sen kazanırsan bu arkadaşlar seninle beraber meclise gidecek. Sen gitmiyorsun bu adam gidiyor iki gün sonra partiden kopuyor. Benim oyumla başka partiye hizmet ediyor. Bu üç ana kriteri inşallah biz genel merkeze sunmak istiyoruz. Kabul edilirse, edilmese bile biz uygulamayı bu şekilde yapmak istiyoruz İzmir’de. Geçmişte zararını gördük bu sefer görmek istemiyoruz. İlk sorunuza dönersek…. Şu anda sanki AK Parti’de çalışma yokmuş gibi gözüküyor ama bu çalışmayı tabanda yapıyoruz. İlçelerimizde yapıyoruz. Her 15 günde ilçe başkanlarımızla toplantı yapıyoruz. Her ay ilçe danışma toplantılarını yapıyoruz. Her ay il danışma toplantılarını yapıyoruz. Bunların hepsi istişare toplantılarıdır. Bunların hepsini değerlendirip inşallah genel merkezimize gerek aday adaylarıyla ilgili olsun, gerek belediye meclis üyelikleriyle olsun çalışmalarımızı sunacağız. 

SOYOĞUL: Tarihli ilgili bir tahminiz var mı? İşaret fişeği ne zaman verilir. Aralık’ı mı bulacak?
AKAY: O konuda genel merkez bir tarih belirlemedi. Sayın Başbakan’ın 12-13 Ekim tarihlerinde İzmir’e ziyareti var. Bu konuda yerel yönetimler başkanlığımız bir çalışma yapmış olabilir. Bizden zaman zaman ilçelerde adı geçen arkadaşlarla ilgili isim istiyorlar. Belki hiç olmayacak arkadaşların da ismi düşüyor. Onların da ismini biz zaman zaman genel merkeze paylaşıyoruz. Yerel yönetimlerden sorumlu koordinatör vekilimiz var. Yani bir ilçeden 10 kişinin adı da geçse yani bu x makamında da olsa adını veriyoruz. Ama çok kuvvetli adayların da ismi gidiyor. Bunlar da aday olabilir diyoruz. Bunlarla biz seçime gidersek kazanabiliriz diyebildiğimiz insanlar da oluyor. Biz bunları çalışma olarak genel merkeze bildirdik. Belki o gönderdiğimiz arkadaşların hiçbirisi olmayabilir. Bu listenin dışından da birisi gelebilir. Sonuçta genel merkezimiz de bir çalışma yapıyor. Bizim gönderdiğimiz isimlere milletvekilleri çok sıcak bakmayabilir. Veya milletvekillerinin aklından geçen birileri olabilir. Sonuçta bize o ilçede 1 oy fazla kim kazandırabilecekse muhakkak biz o arkadaşımızı seçeriz.

SOYOĞUL: Bu konuda Kılıçdaroğlu da aynısını söylüyor; ‘kim bana 1 oy fazla kazandıracaksa adayımız o olacak’ diyor. Bu da İzmir’de seçimin kıran kırana geçeceğinin işaretlerinden biri, ne dersiniz?
AKAY: - İzmir’in büyük ilçeleri hariç 6 metropolün dışındaki ilçelerde belediye başkanlıkları 300-500 oyla seçilecek. Fark böyle olacak. Bunun örneğini biz 2009’da gördük. 8 oyla Kiraz’ı kaybettik biz. 75 oyla Bayındır’ı aldık. 13 oyla Karaburun’u kaybettik. Böyle bıçak sırtında derler ya bıçak sırtında seçimler olacak. Karabağlar, Bayraklı, Bornova, Buca, Konak, Karşıyaka… Oralarda fark atacağız inşallah.

SOYOĞUL: Karşıyaka mı? İki yıl önce yaptığımız röportajda  ‘Karşıyaka’da 90 bin, Çiğli’de 20 bin, Konak’ta 34 bin fark yedik’ demiştiniz.. Nasıl kapanacak bu fark?
AKAY: 172 bin farkımız vardı toplamda.

SOYOĞUL: Bu farkı kapatabildiniz mi? Böyle bir tahmininiz var mı?
AKAY: Şimdi bu genel seçimlerle ilgili bir sonuç. Ama yerel seçimlerin özelliği farklıdır. Orada adayınız önemlidir. Artı oradaki belediye meclisinin yapısı önemlidir. Adayınız iyidir ama öyle birisini koyarsınız ki meclis üyesine belki adayınızdan daha fazla sürükleyici olabilir. Orada da yapacağınız kadro önemlidir. Büyükşehir belediye başkan adayının sürükleyici olma özelliği vardır ki, biz bunu Sayın Kocaoğlu ile gördük. Yani kazanma ihtimali olmayan birçok yerde Aziz Kocaoğlu ile birlikte seçimi kazandı. Örnek mi istiyorsunuz? Bayraklı, Karabağlar...


SOYOĞUL: Siz, iki yıl önceki röportajda ve sonrasında da değişik yerlerde yaptığınız konuşmalarda, ‘Yerel seçimde 15-20 arası ilçeyi almamız’ lazım dediniz. Bu tahmininizde bir değişiklik, artı-eksi var mı?
AKAY: Biz 2011 Haziran seçimlerinde 11 ilçede birinci çıktık. Bergama’da, Menemen’de, Ödemiş’te, Kiraz’da, Tire’de, Torbalı’da, Karabağlar’da, Bayraklı’da, Buca’da ve Kemalpaşa’da birinci parti çıktık. Bizim orada en büyük dezavantajımız 5 buçuk ay kala benim il başkanı olarak, o teşkilatlarla seçime gittik. Şimdi o teşkilatlarda revizyon yapıldı. Artı sayın bakanlarımızın İzmir’le ilgili yapmış olduğu çalışmalar son derece yararlı oldu. Teşkilat açısından da İzmir açısından da yararlı oldu. Dolayısıyla bizim konumumuz çok farklı hale geldi. Ben hala o iddiamdayım. Hatta geçen gün il danışma toplantısında Erol Kaya vekilim en az 20 tane ilçeyi bize hedef gösterdi. Ben şu anda inanıyorum ki, mükemmel bir belediye başkan adayımız bakın bu iddiadan ötedir, ben 20 ilçeyi rahatlıkla kazanabiliriz diye düşünüyorum.

SOYOĞUL: 20 ilçeyi kazanırsanız ki siz diyordunuz ki ‘Büyükşehir arkasından gelir.’ Gelir mi?
AKAY: Burada bütün ilçelerdeki 1370 tane köy şimdi mahalle oldu ama bütün her yerden oy kullanacaklar. Bergama’nın bir köyünden bir insan da büyükşehire oy verecek, aynı zamanda Bergama’ya verecek. Ödemiş’in dağ köyündeki insan da hem Ödemiş’e, hem Büyükşehire oy verecek. Siz bütün ilçelerde 5’er bin farkla seçimi kazanırsınız veya 1000’er oy farkla seçimi kazanırsınız ama bir tane ilçede 30 bin fark yerseniz Büyükşehir belediye başkanlığını kaybedersiniz. Yani bu önemli... O açıdan bahsetmiş olduğunuz açıyı daraltmak mecburiyetindeyiz.

SOYOĞUL: Bugün bir gazetede, Başbakan’ın özelikle çok istediği illeri sayıyordu. Diyarbakır, Antalya, Eskişehir ve İzmir… Bu illeri çok istediği ve buralara özel bir çalışma yapılması gerektiği yazıyordu haberde… Bu konuda sizden öneriler toplanıyor mu şu anda Genel Merkez’iniz?
AKAY: - Biz bunları zaman zaman ilgili büyüklerimizle görüşüyoruz. Tabii siz seçime giriyorsunuz, amacınız nedir? 30 tane Büyükşehir belediye başkanlığını da kazanmak. Sayın Başbakan’ın 9 Haziran kongresinden evvel görevi ikinci sefer tebliğ ettiğinde bana söylediği şuydu: “Yerel seçimlerde İzmir’de başarılı olmak mecburiyetindeyiz. O bize genel seçimlerde başarıyı getirir!” Örnek mi? 94 yerel seçimlerinde Sayın Başbakan İstanbul’dan Büyükşehir Belediye Başkanı olması Refah Partisi’nin iktidarını getirdi. Yerel seçimleri kazanmanız vatandaşa hizmet noktasında daha avantajlı duruma getirir sizi… Konya’da neden çok başarılı oluyoruz biz? Kayseri aynı, Gaziantep aynı. Hep buralarda AK Parti’nin yerel yöneticileri var. Dolayısıyla AK Parti’nin genel seçimlerde oralardaki oy oranı da çok yüksektir. İzmir’de biz AK Parti belediyeciliğini tanıtabilirsek fırsat olursa, biz genel seçimlerde daha başarılı oluruz. İcraatınızı insanlar birebir görme fırsatı yakalıyor. Dolayısıyla yerel seçimler bizim için önemli. Özellikle genel seçimlere gitmeden evvel bizim İzmir gibi, Diyarbakır gibi, Adana gibi tekrar Antalya gibi kazanamadığımız Büyükşehirleri kazanmak, genel seçimlerde başarıyı getirir…

SOYOĞUL: Yani AK Parti bir defa İzmir’i alsa bir daha başka partiyi tercih etmez diyorsunuz…
AKAY: - Kesinlikle. Diyoruz ki bu dönem AK Parti belediyeciliğine fırsat versin, inanın başka yere oy vermez. Bursamız var, Konyamız var. Gaziantep’te Celal Doğan gibi bir efsaneyi arkadaşlarımız geçti. İki dönemdir arkadaşlarımız var. Niye? Hizmeti görüyor insanlar..

SOYOĞUL: Verdiğiniz örneklere rağmen, İzmirli niye bu kadar direniyor sizce?
AKAY: İzmirli 2011 seçimlerine kadar böyle bir direniş gösterdi. İdeolojik olarak bakıyordu olaya diye düşünüyorum. 35 proje açıklanmasından sonra İzmirliye verilen mesajların İzmirli tarafından çok iyi algılandığını tahmin ediyorum ve İzmirli bizim yüzde 29-30 bandındaki oyumuzu yüzde 37’ye çıkardı. Bunda belli faktörler var. Bakanlarımızın aday olması, milletvekillerinin aday olması, teşkilatların özveriyle çalışması… Bunların hepsi başarının anahtarıdır. Bu seçimlerde de ben inanıyorum ki biz olaylara ideolojik olarak değil de hizmet anlamlı vatandaşa bir şeyler anlatabilirsek aynı başarıyı tekrar yakalayabiliriz diye düşünüyorum. Yakalayacağız inşallah…

SOYOĞUL: Belki bir mesafe almıştınız ama Gezi yaşandı biliyorsunuz. İstanbul’da Gezi’yi başlatan en önemli nedenin, yerel yönetimlerin halka dayatması olduğu söyleniyor. Vatandaşın görüşü/katılımı sağlanmadan ‘bu yapılacak/yap’ mantığına da bir tepki Gezi. İzmir bu yaşananlardan sonra bile AKP’yi yerelde iktidar yapacak oyu verir mi sizce?
AKAY: -Sizin Gezi olaylarının arkasını çok iyi okumanız lazım. Size birkaç tane örnek vereceğim. Gezi olaylarının çıkış sebebi Gezi Parkı’ndaki üç tane ağacın sökülmesi miydi? Bu şekilde gösterildi mi topluma? Oradaki ‘Topçu Kışlası’nın değiştirilmesi veya yıkılması’ diye geldi. Bütün Türkiye’de bir buçuk milyon insan bu eyleme katıldı. Tespit yapıldı. 81 vilayetin 78’sinde bu tür eylemler yapıldı. Ben şimdi size soruyorum. Gaziemir’deki fuar alanı yapılırken kesilen ağaçlarla ilgili İzmir kamuoyunun fikri alındı mı? Veya ne bileyim açılacak yollarla ilgili, kesilecek ağaçlarla ilgili kaç kişini fikri alındı? Çuvaldızı başkasına batırırken iğneyi önce kendimize batırmamız lazım. Burada amaç üç tane ağacın sökülmesi yerinin değiştirilmesi değil. Oradaki amaç sandıkla alt edemediği iktidarı, alanlara insanları indirmek suretiyle devirebilir miyim düşüncesiydi. Bunu çok iyi okumak lazım... Bunu Sayın Başbakanımız izah etti. İngiliz lobisinden bahsettik, Alman lobisinden bahsettik hatta hatta olimpiyatların Türkiye’ye verilmemesi noktasında Avrupa’nın çalışma yaptığını bahsettik. EXPO’yla ilgili çalışmalar dedik. Yani bugün Dubai’yi destekleyen İngiltere İzmir’in EXPO’yu almasını ister mi? Ama Türkiye’de kargaşa çıkarmak suretiyle iki milyon sahte Twitter hesabı çıktı. Üçüncü boğaz köprüsünün yapılmasına karşı çıkışın sebebi siz zannediyor musunuz ki Yavuz Sultan Selim ismiyle ilgili! Kanal İstanbul projesine resmen karşı çıkmayı istemeyen insanlar, üçüncü havaalanı yapılmasına resmen karşı çıkamayan insanlar Alman lobisinin desteğiyle İstanbul’a yapılması suretiyle Almanya’nın elinde bulunan hava alanı hegemonyasının Türkiye’nin eline geçeceğini bilmiyorlar mıydı? Kanal İstanbul projesiyle Montrö Boğazlar Antlaşması’nın lağvedileceğini ve dünyanın hiçbirinde yoktur Süveyş Boğazı’ndan geçerken para alınır, Cebelitarık’tan geçilirken para ödenir ama İstanbul Boğazı’nda ödenmez. Kanal İstanbul projesini siz yapın Türkiye’nin 80 milyon dolar ya da milyar dolar karı olacak. Bunların hepsinin olmaması noktasında dış güçlerin etkisi var. Türkiye’deki çözüm sürecini baltalama olaylarını, Suriye’deki olaylar… Bunlar esas incelenmesi gerek konulardı. Ne oldu üç tane ağacı kestiren arkadaşlar. Bir müddet sonra gittiler. Hiç kimsenin umurunda mıydı üç tane ağaç? Her gün İzmir’de binlerce ağaç kesiliyor. Koç üniversitesi yapılırken ormanı katlettiler bu çevreci arkadaşlar neredeydi?

SOYOĞUL: Gezi konusunda söylediklerinize hiç katılmıyorum, çok farklı düşünüyoruz. Amacım sizinle Gezi’yi tartışmak olmadığı için seçimle ilgili sorularıma dönüyorum. Siz iki yıl önce  yaptığımız röportajda seçim için çalışmayan meclis üyeleriyle, partililerle ilgili bir çalışma yaptığınızı, raporlar hazırladığınızı ve Ankara’ya gönderdiğinizi söylemiştiniz. Ben de size sonucu sormuştum. Seçim öncesi gündeme gelecek demiştiniz. Bütün meclis üyelerinizle ilgili, milletvekilleriniz de buna dahil mi bilmiyorum ama sizin hazırladığını bir karne var değil mi? Bu seçimde aday olacak kişilerin önüne o karne mi gelecek?
AKAY: - Milletvekillerinden önce siz açtınız, oradan geçeyim. Bizim AKBİS diye bir sistemimiz var.



SOYOĞUL: Evet o sistemi biliyorum. Kim nereye katıldı, neler yaptı, performansı ölçülüyor…
AKAY: Bizim il danışma, ilçe danışma toplantılarımız 1 yıl önceden planlanır ve genel merkeze sunulur. O program çerçevesinde biz çalışmalarımızı yaparız. Milletvekillerimizin illerinde yapmış oldukları çalışmalarda da milletvekilimiz der ki, ‘Ben bugün Tire’ye gittim falanca köyleri ziyaret ettim’. Bu çalışmaları biz AKBİS’e gireriz. Kendisi de giriyor bunları ama teyidini ilden almak suretiyle… Milletvekili performansını genel merkez tuşa bastığı zaman görüyor. Örnek veriyorum Ali Aşlık vekilim bir hafta içinde nerelere gitmiş, onu görüyor. Belediye meclis üyelerimizle ilgili ilçelerde belediye grup başkan vekili arkadaşlarımıza veya ilçe başkanı arkadaşlarımıza talimat verdik. Kimler belediye meclisindeki toplantılara katılıyor, kimler partinin yapmış olduğu çalışmalara katılıyor. Kimler aidatını veriyor. Parti aidiyeti budur. Sadece partiye üye olmak değildir. Partinin verdiği görevleri yapıyor mu, köy ziyaretlerine gidiyor mu, vatandaş ziyaretini yapıyor mu, çalışmalara katılıyor mu diye biz yerel yönetimlerden sorumlu il başkan yardımcı Kenan beye böyle bir talimat verdik. Bütün ilçelerdeki meclis üyelerinin devam karnesini bize çıkarttı. Büyükşehirle ilgili kim ne kadar grup toplantısına, kim ne kadar meclis toplantısına katıldı hatta kaç dakika katıldığına kadar. Adam geliyor grup toplantısına kendini gösteriyor imzayı atıp gidiyor. Notu var ama onun bizde. Bu karne yarınlarda mutlaka ve mutlaka masaya yatırılacak. Gönül Soyoğul tekrar belediye meclis üyesi adayı mı? Kardeşim gel bakalım Gönül Hanım, sen 5 yılda ne kadar parti programına katılmışsın, ne kadar grup toplantısına katılmışsın, ilçende yapılan faaliyetlere ne kadar katılmışsın? Biz her hafta ilçe yönetim kurulu toplantılarımıza bir belediye meclis üyesinin katılması talimatını verdik. Niye, mecliste neler oluyor anlatması için....

SOYOĞUL: Bu değerlendirmeleriniz sonucu önümüzdeki seçimlerde mevcut meclis üyelerinizden en az yüzde 30’u  değişir mi?
AKAY: Değişir. Şu anda mevcut 193-194 büyükşehir meclis üyesi seçilecek. Yeni yasayla beraber... Bunların otuz tanesi belediye başkanıdır. Birisi büyükşehir belediye başkanıdır. Geriye ne kalıyor 160... 160 tane belediye meclis üyesi bu ilçelerden gelecek olan. İlçelerden almış olduğunuz oy oranına göre veya bir iki tane veya yerine göre üç tane belediye meclis üyesi... Yani il genel meclisini düşünün. Burada iş yapabilecek arkadaşlarımızı mutlaka biz bu ilçelerin başına koymak zorundayız. Bunu değerlendirirken de geçmişte yapmış olduğu çalışmalarıyla ilgili bir şey koymuş olacak. Çok mükemmel bir insan olabilir. Belki benim abim olabilir ama 5 sene içindeki performansı iyi değilse, biz o arkadaşı bir daha değerlendirmeyiz. Bize partimize katkı sağlayacak, çalışmalara destek olacak, partimizi temsil etme konusunda istikrarlı olan arkadaşlarla yapacağız biz bunu. Yani ben sadece şahsın adını yazmışım o arkadaşı belediye meclis üyesi yapmışım ama belediyeye herhangi bir katkısı yoksa o arkadaşı değerlendirmeyiz. Örnek veriyorum Mehmet Müezzinoğlu bizim bölge başkanımızdı. Seçimden evvel. Bana dedi ki, başkan getir bir bakalım. Bana bir tane isimden bahsetti. Falanca milletvekili bunun alınmasını istiyor dedi. Ben atanarak gelmiş olduğum yönetimin 18 aylık performansını çıkarıp gitmiştim. Gönül Soyoğul toplantılara ne kadar katılmış, aidatını ödemiş mi ödememiş mi, 18 ay içinde 8 ay adam toplantıya gelmemiş? Bir isim söyledi. Başkanım dedim buyurun arkadaşın karnesi bu... ‘Koyun derseniz yönetime koyayım’ dedim. Baktı, ‘Tamam başkanım’ dedi. Bunlar bizim için bir kriterdir. İş yapanla yapmayan arasındaki en önemli farkı en iyi şekilde göstereceğiz.
Artı, bizde vefa duygusu diye bir şey vardır. Partiye geçmişte çok emek vermiş arkadaşlarımız veya mevcutta emek vermiş arkadaşlarımız var. Gecesini gündüzüne katarak koşuyor koşuyor koşuyor. Bu arkadaşın beklediği bir belediye meclis üyeliği vardır. O arkadaşımız orada varken hiç emek vermemiş alnının terini akıtmamış bir arkadaşımızı koyarsak küskünlüğe ve kırgınlığa yol açıyoruz. Biz bunu yapmak istemiyoruz. Onun için üstüne basarak söylüyoruz. Geçmişte yaptığımız hataları biz bu dönem yapmazsak daha başarılı oluruz. Bir arkadaşımız hak ediyorsa, ‘Buyur kardeşim bu makam senindir…’ Ama hiç hak etmemiş tepeden inmiş… Örnek veriyorum adam Karşıyaka’da oturuyor Kiraz’da belediye meclis üyesi. Bu adam gidemez ki Kiraz’a zaten. Beydağ’da oturan mesela bir arkadaşı onore edeceğim diye Konak’tan belediye meclis üyesi yapıyorsun. Bu adam toplantılara gelemez. Konak’ın derdini bilemez. 



SOYOĞUL: İlçe yönetimleriyle, zaman zaman sizinle de ilgili dile getirilen bir eleştiri var. İzmir’de muhalefet görevini yeterince yerine getiremediğiniz eleştirisi…  Ne diyorsunuz buna? Mesela ben kendi ilçem Buca’da sizin ilçe yönetiminin sesini duyduğumu söyleyemem. Bu bir taktik mi, bir eksik mi?
AKAY: - Buca’dan örnek verdiniz. Buca’dan gireyim ben de... Bizim Buca’da muhalefet yapmamıza gerek yok ki. Zaten CHP kendi muhalefetini yapıyor. Öyle değil mi? Belediye meclis üyeleri şu anda belediye başkanıyla kavgalı... (gülüyor) Bunu latife olarak söylüyorum. Biz o konudaki görevi ilçe başkanımıza verdik. Meclisteki arkadaşlarımıza verdik. Ve büyükşehir belediyesi grup başkanvekilimiz Kenan Çakar’a verdik. Bakın, Kenan Bey bir çalışma yaptı. Milletvekili arkadaşlarımıza burada kahvaltılı bir toplantıda brifing verdi. Yani Büyükşehir Belediyesi’nin 2004’ten 2013’e kadar… Mesela 2009-2013 yılları arası Aziz Kocaoğlu son dönemde belediye başkanı adayı olarak tekrar ortaya çıktığında neler yapacağını vaat etmiş ve neleri yapmamış? 2009 seçimlerinden önce seçim beyannamesinde 37 adet proje yapılarak tamamlanmış. 62 adet proje halen devam etmektedir. 152 adet proje işlem görmemiş, yapılmamıştır. Örnek mi istiyorsunuz? Bir tane sayfayı açarak söylüyorum.(Kenan Çakar’ın hazırladığı rapordan okuyarak) Organik ve ekolojik tarımla ilgili kentte yapılacak çalışmalarla ilgili proje numarası 148, 149 ve 150. neler olmuş? ‘Yapılmadı’ diyor. Bu proje yapılmamış. Balçova, Buca ve Bornova’da organik pazar yeri kurulacak. Bazı yerlerde devam ediyor. Tarımsal araştırmalarla ilgili Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile yerel tohumların korunup, geliştirilmesi için tohum bankası projesi. Yapılmamış. Yapılan yapılmayanlar diye biz bunları çıkarttık. 2009-2014 arası Aziz Kocaoğlu’nun bir yerde karnesi bu… 
Başka bir madde açayım size... Otoparklarla ilgili, kent trafiğiyle ilgili, atıklarla ilgili... İzmir daha yeşil olacak. 186 ve 187 no’lu projeleri Aziz Kocaoğlu’nun yenilenebilir yeşil alanlar, parklar yapılmadı. Bunlarla ilgili çalışmaları büyükşehir grup başkanvekili arkadaşımıza yaptırdık. Bunları biz inşallah bu dönemde getireceğiz. Artı büyükşehir’in 2004’ten 2013’e kadar yapılan çalışmalarla ilgili, fuarlarla ilgili bütün çalışmaları, neler söylendi neler yapılmadı bunların hepsini, ESHOT’la ilgili, İZELMAN’la ilgili… bakın bunların hepsi rakamdır. Örnek veriyorum 2004’te su üretimi 204.160 satılan su oranı 107 kayıp-kaçak oranı yüzde 47. Geliyorsunuz bu sayfaya, oran azalmış. Bunların hepsi rakamsal olarak çıkartıldı ve bu veriler sağlıklı verilerdir. Biz bunun muhalefetini yapıyoruz. Rakamsal olarak bir şeyler verebilirim. 2005’te çıkan yasayla büyükşehir belediyesinin geliri artıyor. Gerçekleşen bütçe 2004’te 393 milyon iken 2012’de 1 milyar 150 milyon TL. Ve hükümetten aldığı paralar yüzde 90. Sadece yüzde 10’u Büyükşehirin kendi imkanlarıyla… Yüzde 90’ı Ankara’dan gelen paralar. Hani Ankara bize yardım etmiyor diyor ya; bu rakamlar Büyükşehirin kaynaklarından alınmış rakamlar. 2004’te çalışan personel sayısı 14 bin iken 2012’de bu sayı 22 bine çıkıyor. Belediyede aynı işi yapan kişiler arasında büyük ücret farklılıkları var. Aynı işi yapan İZELMAN personeli 1000-1200 lira par alıyor İZULAŞ personeli 1800-2000 arası para alıyor, ESHOT personeli 3000 lira civarında para alıyor. Eşit işte eşit ücret olmuyor maalesef. 

SOYOĞUL: Bu Aziz bey zamanında mı oldu? Ondan önceki dönemlerde eşit işe eşit ücret vardı da Aziz Kocaoğlu mu bu dengeyi bozdu? Bunu mu kastediyorsunuz?
AKAY: - Biz 2004-2013 arası konuşuyoruz. Biz taşerona engel olacağız diyoruz ya çalıştırıcı işçileri İZELMAN’a alıyor, oradan değişik şeylere vermek suretiyle cüzi miktarda asgari ücrette insanları çalıştırmak suretiyle buradan bir şeyler yapmanın gayreti içinde bulunuyor. Taşeron sistemi sona ermiyor. Hala belediyenin pek çok hizmeti taşeronlar vasıtasıyla yürütülüyor. İZELMAN da işçileri sömüren en büyük taşeron şirket. İZELMAN işçileri yaptıkları işe göre belediye kadrolarına alınmalı ve ücretleri arttırılmalıdır.

SOYOĞUL: Taşeronun tamamen kalkması için hükümetin yasa çıkarması gerektiğini biliyorsunuz sanıyorum…
AKAY: İZELMAN alıyor taşeronu. Ve işçiler arasında aynı işi yaptırıyor. ESHOT işçisine ayrı para veriyor, İZELMAN işçisine ayrı para veriyor…

SOYOĞUL: Buradan çıkardığım sonuç, sizin seçim stratejinizin aşağı yukarı belli olduğu.
AKAY: - Belediyenin yapmadığı icraatlarla ilgili… Şahıslarla ilgili bir meselemiz yok bizim.



SOYOĞUL:
Sizin Aziz Bey’le ilgili genel üslubunuzun nazik olduğu konusunda herkes hemfikir. Keza Aziz Başkan da size karşı saygılı bir üslup kullanıyor. Benim demek istediğim, seçim stratejinizin genel hattı şu: 2009 seçimlerinde İzmir büyükşehir, belki ilçe belediyelerinde de başkan ne vaat etmişti, ne kadarını yerine getirdi?
AKAY: Büyükşehir için yaptığımızın aynısı ilçeler için de yapacağız. Falanca ilçedeki belediye başkanı, başkan olmadan önce hangi taahhütlerde bulundu… Bunu oralardaki arkadaşlara görev olarak verdik biz. Neleri taahhüt etti, neleri yaptı, neleri yapamadı? Aynısını, minimize edilmişleri Torbalı’da çıkaracaklar, Karabağlar’da, Bayraklı’da çıkaracak arkadaşlarımız… Biz halkın karşısına çıktığımız zaman ‘Ey millet, bakın bu başkan size bunu taahhüt etti, bunları bunları yaptı, bunları yapamadı’ şeklinde somut olarak bir şeyler koymak zorundayız. İnsanlara hayal veya yalan bir şeyler yapmak istemiyoruz.

SOYOĞUL: Neler olabilir başlıklarınızda mesela?
AKAY: İzmir’de 2005 yılında başlayan Üçyol-Üçkuyular 5 km’lik metroya bugüne kadar vagonları hariç 3000 milyon lira para harcanıyor. Bitiş tarihi belli değil ve Türkiye’nin en pahalı metrosunu İzmir Büyükşehir Belediyesi yapmakla meşgul... Diyor ya, ‘Biz metroyu ucuza mal ediyoruz’ bu kadar para harcamış ama daha ortada bir şey yok. Körfez meselesi var, trafik sıkışıklığı var. Otoparka şimdiye kadar toplanan para, otopark gelirinden toplanan para 70 milyon TL. Sadece 14 milyonunu harcamışlar. Şu anda 56 milyon para kasada mevcut. Bu paranın faizi zaten bu kadar yapıyor. İki tane otopark yapıldı. Bir tanesi Üçkuyular Pazaryeri diğerinin de Alsancak’ta temeli atıldı. Bir de Kültürpark’ın içindeki otopark var. 560 araca bir otopark düşüyor İzmir’de. Otopark fakiri olan bir ilde yaşıyoruz. Ondan sonra sokaklarda trafik sorunu niye çözülmüyor. İnsanların temel ihtiyaçlarını karşılamazsanız bu sorunlar artarak devam eder. Bir yağmur yağdığı zaman İzmir’in sokaklarını alt yapı eksik olduğu için veya yapılmadığı için göl haline geldiği gibi.

SOYOĞUL: Bugüne kadar AKP’nin İzmir’de yürüttüğü muhalefetle ilgili sorduğum soruya dönersem. İlçelerde iyi muhalefet yapılmadı eleştirilerini çok kabul etmiyorsunuz anladığım kadarıyla. Ya da bu önümüzdeki dönemde aday adaylıklarında belli olacak!. Başarısız bulduğunuz ilçeler yok mu? Sizin muhalefetiniz açısından söylüyorum.
AKAY: Mutlaka vardır. Bu açığı kapatacağız. Geçen gün basın mensubu bir arkadaş ‘Her ilçede CHP’nin bu kadar aday adayı çıkartmasına nasıl bakıyorsunuz?’ diyor. Bizim bir şey söylememize gerek yok. CHP’nin içindeki arkadaşlar bile belediye başkanından çok memnun değil ki değişmesini istiyorlar. Biz de değişmesini istiyoruz. Ama sadece ismin değil partinin de değişmesini istiyoruz.

SOYOĞUL: Peki siz ne yapacaksınız? Ömer Cihat Akay olarak sizi önümüzdeki seçimlerde bir yerden aday olarak görecek miyiz? Gerçi biliyorum sizin teşkilatta emir veriliyor, görev veriliyor siz öyle yapıyorsunuz. Bunu talep etme durumunuz olmuyor ama…
AKAY: Gönül Hanım, o konuda gerek eşimle, ailemle, gerek yakın çevremle konuştum. Ben sayın Başbakanımızın 2010 sonunda vermiş olduğu görev neticesinde il başkanı olarak bu göreve atandım. Şu anda il başkanıyım. Ama sayın başbakanımız, parti büyüklerimiz bizi başka yerde değerlendirmeyi uygun görürlerse, onların talimatları doğrultusunda bir yerde belediye başkan adaylığı olabilir. Olmaz demiyorum.

SOYOĞUL: Peki büyükşehir için Binali Bey’in ismi mi ağır basıyor şu anda?
AKAY: O konuda bizim çok şey söylemememiz şık olmaz. Teşkilat terbiyesi açısından… Sayın bakanımızın İzmir’e, Türkiye’ye yapmış olduğu icraatlar hiç kimse tarafından inkar edilemez. Sayın bakanımızın İzmir’den aday olması çok büyük bir şanstır. O imkanı bize verirlerse, biz onur duyarız. Ama Binali Bey olmazsa başkası olmaz mı, olur. Sonuçta biz bu makama layık görülecek kişi için inşallah elimizden geldiğince, terimizin son damlasına kadar elimizden geleni yaparız. Bu konudaki takdir sayın Başbakanımızındır. Bakanım uygun görürse aday olur. Binali Bey olmazsa da olmaz diye bir kuralımız yok. Başka bir adayımız da olabilir.

SOYOĞUL: İzmir adayınız ne kadar geç çıkarsa, sizin için dezavantaj değil mi? Kaydetmeniz gereken mesafe düşünülürse… Binali Yıldırım ismi tanınıyor ama onun dışındaki adayın daha fazla zamana ihtiyacı olmaz mı sizce?
 
AKAY: Taha Bey’in İzmir’le ilk tanışması 2004 seçimlerinde oldu. Ak Parti adayı olduğu seçime 34 gün kala ilan edildi. Dezavantajlı tabi. İkinci adaylığında ilk seçimden dolayı tanınmışlığı vardı. Burada tabi strateji önemli. Aziz Kocaoğlu niye aday adayı olmadı diyoruz. Düşünmüyor mu, düşünüyor mutlaka ama o da konjonktürü kolluyor. AK Parti’den kim aday çıkarsa ona göre aday çıkar ortaya. Bir süre önce ‘‘Ben Binali beyi istiyorum karşıma’’ dedi. Bu bir Melih Gökçek taktiğidir Aziz Kocaoğlu için.

SOYOĞUL: Nasıl bir taktik bu?
AKAY: Sayın Melih Gökçek 2009’da aday değildi. Murat Karayalçın’ı istiyorum karşıma dedi. Ve CHP Murat Karayalçın’ı aday yaptı. Aziz Bey de aynı taktiği uyguluyor. Aziz Bey’in neden aday adayı olarak başvurmadığını bana sordukları zaman, ‘O potansiyel adaydır’ diyorum. Yani aday adayı olarak kendisini lanse etmesi çok şık değildir dedim. Realite budur. Konya’da Tahir başkan AK Parti’nin belediye başkanıysa, aynı zamanda potansiyel adaydır. Tahir aday olmayacağını söylerse, yoruldum derse, başkası çıkar ortaya. CHP’de şu anda büyükşehir belediye başkan aday adaylarının ortaya çıkması bana kalırsa Aziz Bey’i rencide etmiştir.

SOYOĞUL: Başbakan’ın 12-13Ekim İzmir ziyareti kesin mi? İçeriği ne ziyaretin, kimi adaylar açıklanabilir mi?
AKAY: Şu anda bize genel merkezin ve başbakanımızın bize verdiği tarih bu. Bizim şöyle bir programımız var. Taslak olarak biz başbakanlığımıza özel kalem müdürüne gönderdik. Eğer cumartesi günü miting yapmayı uygun görürlerse, o zaten AK Parti mitingi olmayacak. Bu bir açılış seremonisi olacak. 200-250 bin kişilik bir kalabalık düşünmüyoruz. Onu yapmayız. Resmi açılış olduğu için 100-120 bin kişilik düşünürüz. Eğer o akşam Başbakanımız münasip buyururlarsa sivil toplum örgütleriyle, basın dünyasıyla, iş adamlarıyla veya hemşeri dernekleri olabilir bunlar. Başbakanımızın mesaj verebileceği bir akşam yemeği düşünüyoruz. Yaklaşık 1000 kişilik. Ertesi gün de teşkilatlarımızla kahvaltı düşünüyoruz. İlçe kadın kollarımız, gençlik kollarımız, il yönetim kurullarımız, milletvekillerimiz belki belediye meclis üyelerimiz olabilir. Böyle bir basına kapalı teşkilat içi bir toplantı…daha sonra Bergama olabilir, Bakırçay havzası olabilir veya uygun görürlerse Küçük Menderes ilçe ziyaretleri olabilir. İl binamızı açtık Aralık’ta gelmediler. İl binamızda ağırlamak isteriz. Bayraklı’da yeni binamızı açtık. Belki orada mini miting yapabiliriz. Böyle taslak olarak belirlenen bir programımız var. O program çerçevesinde kendisinin de uygun göreceği bizden talep edeceği programlar olabilir.


SOYOĞUL: Seçime teknik olarak nasıl hazırlanıyorsunuz peki?
AKAY: Şu anda bizim teşkilatımızın çalışmalarıyla ilgili bilgi vereyim. Sandık bazlı çalışma yapıyoruz. Sandık bazlı çalışma şudur: İzmir’de 10 bin 488 tane sandık vardır. Her sandıkta ortalama 300 tane seçmen vardır. O sandıkta kaç tane üyemiz varmış. O üyeler kaç tane, çalışma yapmak suretiyle partimize ne kadar üye kazandırırlar. Sandık görevlisi, bina sorumlusu, salon sorumlusu… bunların hepsinin çalışmasını şu anda yapıyoruz. Sandık bazlı çalışma yapmamızın bir diğer özelliği de bize üye kaydıdır. Yani ben şimdi İzmir’de 1124 nolu sandıkta Türk Koleji’nde oy kullanıyorum. Benim sandığımda kaç oy çıkmış partime? 55 oy çıkmış. Kaç tane üyem var bu sandıkta. 12 tane. Demek ki benim 40-43 tane potansiyel üyem var. Bunun çalışmalarını yaptırırım, bu 55 oyu nasıl artırabilirim. X hanım bizim partimizin üyesidir de eşi değildir. Bu şekilde biz sandıklardaki çalışmaları yapıyoruz. Şu anda İzmir’de sandıklara, bina sorumlusu, alan sorumlusu, ilçeler toplamı olmak üzere yüzde 89’a geldik. Ve şu andaki üyemizde 389 bin 500. Yani 390 bine dayandık. Bu sayıyı 395 bine çıkarmayı hedefliyoruz. Biz 2011 genel seçimlerine giderken 210 bin üyemiz vardı. Bu üyelerin bir kısmı mükerrerlikten dolayı silindi. Yaklaşık 175 bine düştü. 175 binin üzerine biz ilaveten 390 bin üye sahibiyiz. Bu 1 üye çarpı 3 demektir. Bu da 1 milyon hazır oy demektir. Büyükşehir belediye başkan adayının tespit edilmesi, ilçelerdeki adayın tespit edilip adaylığının ilan edilmesi, artı yapılacak seçim çalışmalarıyla beraber, biz İzmir’de Allahın izniyle büyükşehir belediye başkanlığını kazanırız. Biz kavgayla gürültüyle bunu yapmıyoruz. İzmir basınından biz şunu istiyoruz. Olaylara objektif, tarafsız baksınlar. Bunu ben Gönül ablama da söylerim Ümit Bey’e de söylerim. Böyle tek bir gözlükle falancanın yaptığını tu kaka olarak göstermek… Başkalarının yaptığını, saygı duruşunda yapılan saygısızlığı hiçbir basın mensubu bahsetmedi İzmir Fuarı açılışında. Biz hiçbir partiyi hiçbir partiliyi orada yuhalamadık. Kahrolsun demedik. Biz bakanımızla beraber alana girdik arkadaşlarımız Bakan’ı alkışladı ve CHP’liler yuhalamaya başladı. 5 dakika evvel Kılıçdaroğlşu girdi. Hiçbir arkadaşımız yuhalamadı. Basın bundan bahsetmiyor. Biz kendi misafirimize sahip çıktık. Kahrolsun Kılıçdaroğlu demedik. Biz basından bunu görmek istiyoruz. Bizim kusurumuz vardır ama başkasının kusurunu görmeden hep bizim kusurlarımızı ortaya çıkarmak doğru değil. Biz İzmir’de gerilim siyaseti yapmak istemiyoruz. İcraat odaklı, proje odaklı konuşmak istiyoruz.

SOYOĞUL: Son soruyu içimizdeki Suriyelilerden sorayım. Ne diyorsunuz Suriyeli mültecilerin İzmir’de seçmen yapılacağı iddialarına?
AKAY: Suriye’den normal yollardan gelenlere geçici vatandaşlık numarası veriliyor. Bu geçici vatandaşlık numarası onun kaçak olmadığının bir delili. Yarınlardan hastaneye gittiği zaman o numarayla hizmet verilir. Kaçak yollardan gelenlere bu imkan sağlanmıyor. Türkiye’de sıkıntı çeken onlar. Bir insanın bir yerde vatandaş olarak oy kullanabilmesi için o yerde en az 3 yıl oturması lazım. Veya o ülkenin 3 yıldır vatandaşı olması lazım. Suriye’den gelenlerin daha 1 yıl oldu. Böyle bir imkan var mıdır? Nüfus Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı buna karşı çıkar. Kesinlikle böyle bir şey yoktur. Bu iddiaların hiçbir dayanağı, karşılığı yoktur.

 
Yıkıntıların arasından yeni bir şey doğacak
 
Kafamdaki başkan profili…
YORUMLAR
Toplam 8 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Gaziemirli 29 Eylül 2013 Pazar 15:12

Burası bitmiş başkan bune cematçılık bıktık vaaz dinkemekten allah aşkına bu başkanı al sabır sabrımızı taşırıyor gitsin siyaseti konyada yapsın

Yorumu oyla      14      7  
İZMİRLİ 25 Eylül 2013 Çarşamba 13:34

İZMİRDEN AK PARTİYE ½40 OY CIKAR ½60LA AZİZ KOCAOĞLU GELECEK BOŞA TIRMALAMAYIN

Yorumu oyla      15      12  
İbrahim Tatlı 18 Eylül 2013 Çarşamba 13:40

AK Parti’den kim aday çıkarsa ona göre aday çıkar ortaya. Bir süre önce ‘‘Ben Binali beyi istiyorum karşıma’’ dedi. Bu bir Melih Gökçek taktiğidir Aziz Kocaoğlu için.Bu sözlerinizden anlaşılan Aziz Kocaoğlu'nun karşına kim çıkarsa çıksın mağlubiyet yaşar...Melih Gökçek gibi herkesi sandığa gömer.Acaba yanlış mı anladık ? Yoksa bu ifadeler size ait değil mi ?

Yorumu oyla      19      12  
Ahmet Yorulmaz 18 Eylül 2013 Çarşamba 13:29

'O üç arkadaş partiye dışarıdan geldiği, parti aidiyeti olmadığı için; parti aidiyeti ve çalışmalarından kopuyor… Bunu şu an mevcut ilçelerdeki belediye meclis üyesi arkadaşlarımızda gördük. Falanca aday iki tane isim verdi, belediye başkanlığını kazanamadı. Getirdiği iki arkadaş benim ilçedeki arkadaşıma belediye meclisinde hakaret etti'Diyorsunuz.Dönemin il Başkanı Aydın Şengül'dü yani siz bir anlamda 2009 yerel seçimlerinin sabote edildiğini kabul ediyorsunuz.Sizi kutlamak lazım dürüstsünüz

Yorumu oyla      16      6  
17 Eylül 2013 Salı 16:10

İZMİRDE HER ŞEY OLUR AK PARTİ OLMAZ İZMİR AK PARTİYE ASLA OY VERMEZ GÖRÜRSÜNÜZ

Yorumu oyla      24      16  
ENES YALÇIN 17 Eylül 2013 Salı 09:59

Beyaz AKAY konuşuyor ama:1.Karabağları Bayraklıyı KOCAOĞLU sayesinde CHP kazandı diyorsun.Ayıptır.Gider HOTAR Nükhetin müsteşar yardımcısı TOPALOĞLU Sıddık ını aday yaparsan tabi ki kazanamazsın.Adam gibi aday koymazsanız yine kazanamayacaksınız.2.Belediye başkanı adayımız meclis üyeliği için kontenjan adayı gösteriyor sonra kendi kazanamadığında bu seçilen meclis üyeleri partiye muhalefet ediyor diyorsun.BE ADAM Ne diye böyle adamlara referans olan bir adamı aday gösteriyorsunz?Sorarlar böyle!

Yorumu oyla      22      6  
izmirli 17 Eylül 2013 Salı 09:09

sayı ömer cihat akay üye sayısını 395 bine çıkarmak istiyor bu güzelbir arzu ama naylon üye naylon hayal omasın

Yorumu oyla      22      8  
izmir cadısı 16 Eylül 2013 Pazartesi 23:47

çiğli berbat başkan

Yorumu oyla      19      10  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Yıkıntıların arasından yeni bir şey doğacak
Gezi sürecinde ülke çapında ‘üne kavuşan’ Anti-Kapitalist Müslümanların ...
''Göreve her zaman hazırım''
İzmir sanayisinin önde gelen isimlerinden biri olan Meba Reklam Yönetim ...
EXPO'dan kovulurlardı!
İzmir Mimarlar Odası Başkanı Hasan Topal, Uluslararası Sergiler Bürosu ...
 
Tayyip Bey’in ‘Karizmam çizildi’ diye hissetmemesi imkansız
Uzun süredir görmediğimiz kadar şiddetle karşı karşıyayız. Ya gazlanıyoruz, ...
DTO yeni başkanı denizciliğin rotasını çizdi
Geçtiğimiz ay gerçekleştirilen Oda seçimlerinde Deniz Ticaret Odası (DTO) ...
Önceden ‘ithal’ diyorlardı şimdi ‘gel yönet’ diyorlar!
CHP’nin ulusalcı milletvekilleri arasında yer alan en önemli isimlerden ...
 
Palavrayı bırakın, gerçek İzmirli yok!
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı’ndan İzmir ve İzmirlilik üzerine ...
Öcalan’ın Kürt halkının dostu olmadığını Kürtler anlayacak
Yazarımız Gönül Soyoğul, Ak Parti İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay’la ...
Türklerle Kürtler arasında hiçbir problem yok!
CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, Egedesonsöz’e kent ve ülke gündemine ...
 
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Çoban ateşini 'topuklu' yaktı!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva