RÖPORTAJLAR
27 Temmuz 2015 Pazartesi

Tekere çomak soktum

Ege’de Sonsöz Sohbetleri’ne konuk olan Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş gazeteciler Ümit Yaldız, Fahrettin Dokak, Gönül Soyoğul, Fatih Yapar ve Hanzade Ünuz’un sorularını yanıtladı...

Tekere çomak soktum

Konuşurken gözleri dolan bir Başkan görmeyeli çok olmuştu.

Duygularını, heyecanını kaybetmekten korkan bir Başkan...

Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş.

Sema Pekdaş’ın İzmir Baro Başkanlığı’ndan ayrılıp Konak Belediye Başkanlığı’na seçilmesinin üzerinden yaklaşık 1.5 yıl geçti.

Hukukçu kimliği ile siyasi kimliğini adapte etmeye çalışan Sema Pekdaş, Konak’ta kendi deyimiyle kurtlar sofrasında oturuyor.

Başkanlık koltuğunda bütün hayatı boyunca hiç söylemediği kadar “Hayır” demek zorunda kalmış...

Hayatında hiç etmediği kadar çok küfür etmiş...

Ama aslında işini neşeyle yapmak isteyen, akıllı, açık sözlü Başkan.

Hatta şişkin kadrolar ve hantal bürokratik yapıyı “Belediyenin yarısı çalışmıyor” diye eleştirecek kadar kadar açık sözlü.

Ağlamak sızlamak yerine, “Kalan sağlar bizimdir” anlayışıyla pratik çözümler üreterek yoluna devam etmeyi seçmiş.

Sinir bozucu, bitmez tükenmez meclis tartışmalarına farklı bir pencereden bakarak, “Mecliste atışmak hoşuma gidiyor. Kuru kuru ‘evetle’ geçmesin. Azıcık tadı olsun” diyor.

Yaptığı işe neşe katmayı ve polemiği seviyor.

Kadın Başkan olmanın verdiği avantajla insana dokunmayı ve vatandaşla diyoloğu çok önemsiyor.

Siyaseti ve belediyeciliği her geçen gün daha iyi öğrenen hukuk insanı Sema Pekdaş, bakalım kurtlar sofrasının her daim açık olduğu Konak’ta, Sınır Tanımayan Rant’a karşı vermeye kararlı olduğu mücadelede nasıl yol alacak?

Hepbirlikte göreceğiz...

Ege’de Sonsöz Sohbetleri’ne konuk olan Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş gazeteciler Ümit Yaldız, Fahrettin Dokak, Gönül Soyoğul, Fatih Yapar ve Hanzade Ünuz’un sorularını yanıtladı...

 
EGEDESONSÖZ: İzmir’in merkez ilçesi Konak’ta Başkan seçildiniz. Nasıl bir duygu, ‘İyi ki buradayım’ diyor musunuz? 

PEKDAŞ:
Yaptığım hiçbir işten pişmanlık duymadım. İyi ki bu işleri yapıyorum diyorum. Ben hep heyecanı olan bir insanım. O duygumu da hiç kaybetmek istemiyorum. Her gün yeni bir şey öğreniyorum. ‘İyi ki bu işe girmişim’ diyorum. Konak İzmir’in en eski yeri. En sorunlu bölgeler olduğu için de geçmişte çok da ilgilenilmemiş. Eskiyle uğraşıyorsunuz, yaptığınız iş hiç göstermiyor. Eski bir şeyi temizlersiniz temizlersiniz, temizliğiniz göstermez. Ama yeni bir şey yaparsanız daha zahmetsiz, pırıl pırıl gözükür. Konak ihmal edildikçe problemleri büyümüş. Planları yok buraların. Kemeraltı koruma planları mesela. Kemeraltı devam ediyor, Basmane, Küçükada... İzmir Tarih projesini büyük bir gayretle götürüyor Büyükşehir Belediyesi. Bu kentin kimliği üzerinden bir algı yaratmaya çalışıyor. Biz de gücümüzce katkı sunmak istiyoruz. Koruma planlarının yapılması lazım. Büyükşehir 5 binlikleri yapmış, biz Konak Belediyesi olarak binlik planları yapmamışız. 

EGEDESONSÖZ: Yağmur yağdığında araçlar yolda sürükleniyor… Plan yapmak yeterli mi?

PEKDAŞ:
Plan yapmak yeterlidir. Kentsel dönüşüm yasası, afet riski altındaki yerlerin dönüşümünü düzenleyen 6366 sayılı yasa bunu mümkün kılan bir yasa değil. Ama bizim ıslah planlarını uygulanabilir imar planlarına çevirmemiz gerekir. Jeolojik etüdü yapılmamış yerler var. Plan yapmak için öncelikle jeolojik etütlerini yapmak zorundasınız. Nerede heyelan var, nerede aktif fay hattı var… Şimdi Büyükşehir Belediyesi jeolojik etütleri tamamlamak üzere ihaleye çıktı. Gürçeşme plansız duruyor, Yeşildere aksı plansız duruyor. Tepecik plansız duruyor. Hali hazır planı olmayan mahallerimiz var bizim. 

ESKİ İZMİR’İN BÜYÜK SORUNLARI

EGEDESONSÖZ: Daha önce birçok belediye başkanı görevdeydi… Neden yapmadılar?

PEKDAŞ:
Konak’ın sınırları büyüktü ve boş alanlar vardı. Onları planlamak ve göstermek daha kolaydı. Burası eski ve çok zor bölgeler. Sosyal doku anlamında da zor bölgeler. Sürekli göç alan bölgeler. Kentte yaşadığının farkında olmayan insanlar. Ama siz şehrin merkezini düzenlemediğiniz sürece kent haline getiremezsiniz. 24 kilometrekare bir alanımız var Konak’ta. Ve tamamı böyle bölgeler. Biz zorunlu olarak buraları düzeltmek  zorundayız. İzmir’in en eski yerleşim yeri. İzmirliliğin ortaya çıktı yerler, kentin ruhu buralarda yaşıyor. Eski iki katlı İzmir evlerinin olduğu yerler. Dokuyu korumanız gerekiyor. İyileştirmelere gidilerek sorunları çözmek lazım.

EGEDESONSÖZ: Siz Konak’ı eski şehir olarak mı görüyorsunuz?

PEKDAŞ:
İzmir kent kimliğinin yaratıldığı yer olarak görüyorum. Elbette eski yerleşimden kaynaklanan pek çok eser var burada. Eski İzmir burası. İzmir’in eski şehri burada. İzmir’de kent ruhun ortaya çıktığı, yaşadığı yer.

AYRIMCILIK YAPILIYOR

EGEDESONSÖZ: Makam odasınızın 100 metre gerisinde izbe görüntüler, insanın yürümeye çekindiği bambaşka bir dünya. Suriyeliler de eklendi buna…

PEKDAŞ:
O bölgelerde sıkıntılar olduğu doğru. Daha öncesinde de Afrikalılar var. Bu da ülkenin genel siyasetinden kaynaklanan sıkıntılarla ilgili bir durum. Basmane meydanında havuzun içinde çocuklar, çimlerde yatan insanlar var. Biz hizmetleri en etkili şekilde gerçekleştirmek durumundayız. Bunun için de işbirliği şart. Ama bizde birlikte işbirliği yapma kültürü yok.

EGEDESONSÖZ: Valilikteki kaynakların size aktarılmadığı yönünde açıklamanız oldu. Ayrımcılık yapıldığını düşünüyor musunuz?

PEKDAŞ:
Yapılıyor. Biz 2015’te Valilik’teki fona 5 milyon lira para aktardık Konaklı’nın emlak vergilerinden. Fondan bize 1 milyon 250 bin lira geldi. Üç projemize destek verdiler.

EGEDESONSÖZ: Ne kadar olmalıydı?

PEKDAŞ:
En az 10 milyon lira gelmeliydi. Ben İzmirli’nin, Konaklı’nın parasını bile alamadım.

EGEDESONSÖZ: Restore edilecek bina çok diyorsunuz…

PEKDAŞ:
Tabii çok. Ben ne kadar para aktardığımı biliyorum. 2 bin 500 tescilli yapı var. Bu tescilli yapıların hepsinin restorasyona ihtiyacı var. Tescilli bölgelerimiz var. Özel proje alanlarımız var.

EGEDESONSÖZ: Bir kısmı yıkılıyor…

PEKDAŞ:
Yıkılıyor. Bu kış çok yağmur yağdı. Her yağmurda yüreğim ağzımda durumdaydım. Bu binalar boşaltılmış binalardı, bu binalara Suriyeliler geldi. Yaşayanlar da var. Ve yağmurda çöken binalarımız oldu. Hiçbir ölüm olmadan bir bu kışı atlattık ama nasıl atlattık. 


ÇÖP ZENGİNİ KONAK

EGEDESONSÖZ: Sokağa çıkma fırsatınız oluyor mu?

PEKDAŞ:
Sürekli sokağa çıkıyorum.

EGEDESONSÖZ: Vatandaştan nasıl talepler, tepkiler alıyorsunuz?

PEKDAŞ:
Herkes ‘iş’ diyor. Elime kağıt tutuşturuyorlar, ‘oğluma, kızıma iş’ diye. Gelen mesajlar, özel görüşme istekleri hepsi iş. Çöp sıkıntıları var. Bu bölgeler temizlik araçlarının dolaşması açısından çok zor bölgeler. Aklımda kaldığı kadarıyla İzmir’in en küçük ikinci ilçesiyiz biz 24 kilometrekare alanla. 9 kilometrekare de Balçova. Ama en çok çöpü biz topluyoruz. Günde en az 650 ton evsel atık topluyoruz. Hastane atıklarını falan saymıyorum. Bizden sonra Bornova 450 ton çöp topluyor. 216 kilometrekareye yakın Bornova’nın yüzölçümü. Bizim 10 katımız ama bizden daha az çöp çıkıyor.

EGEDESONSÖZ: Kaldırım işgalleri konusunda…

PEKDAŞ:
İşgaller en fazla Alsancak bölgesinde ve Mithatpaşa Caddesi’nde.

EGEDESONSÖZ: İş çığırından çıktı…

PEKDAŞ:
Çıktı.

İŞGAL HAK DEĞİLDİR

EGEDESONSÖZ: Belediyenin kaldırımına çim saha döşüyorlar artık...

PEKDAŞ:
Bir tarafıyla da esnaf hiç iş yapamıyor şikayeti var. İşgal hiçbir zaman hak değildir. Bunu hak olarak görüyorlar. İşgal, kamunun bazı işlere müsamaha göstermesi demektir.  Kamuya ait şu kadar yeri sen kullanıyorsun ve biz buna müsamaha gösteriyoruz demektir işgalin adı.

EGEDESONSÖZ: Belli bir ücret ödenilir, belli bir yer kullanılır…

PEKDAŞ:
Gibi deniliyor. Hayır. Sen kullandığın için kamuya zarar veriyorsun, ‘onun bedelini öde bakalım’ diye. Yoksa bir hak gibi değil. Sen kamunun hakkını kullanıyorsun diye para alınır. Peşin alınmaz işgaliye. Sonradan alınır. Biz şimdi zabıtlara ‘Bu işgal hak değildir. Yayalara, konutlara zarar veriyorlar. Bu zararı önlemek için siz görevinizi yapmak zorundasınız’ diyoruz. Buradaki üstün yarar hangisindedir? Yaya ve mesken sahibinde mi, yoksa o esnafta mı? Bütün işgalleri kaldırıyorum da çok abartılı bir şey. Haritalar üzerinden çalışmaya başladık. UKOME ile birlikte götürüyoruz bunu. Ne kadarı tolere edilebilir bir işgaldir. Onu belirlememiz lazım.

EGEDESONSÖZ: Konak’ta düzeni ne zaman görebiliriz?

PEKDAŞ:
Büyükşehir Belediyesi ile birlikte çalışıyor bizim zabıtamız. Biz birlikte çalışmaya başladıktan sonra hem Kemeraltı’nda, hem de Alsancak bölgesinde işportayı önemli ölçüde azalttık. Bu bir başarıdır. İşgal seviyelerini de daha nitelikli olarak belirleyeceğiz.

POLEMİKLERLE UĞRAŞMAM

EGEDESONSÖZ: Konak Belediye başkanları arasında Şube müdürü, Kültür müdürü denilenler oldu. Size ne diyorlar, ne desinler?

PEKDAŞ:
İnanarak çalıştı, heyecanını hiç kaybetmedi ve çalışkandı. İşini doğru dürüst yapmaya gayret etti desinler.

EGEDESONSÖZ: Hakan Tartan ile ilgili polemik yapmamayı seçtiniz. Niye?

PEKDAŞ:
Konak’ın o kadar çok işi var ki, geriye dönük tartışma yaratmanın çok anlamlı olduğunu düşünmüyorum. Ben iş yapmaya geldim. Sızlanmaya da, şikayet etmeye de gelmedim. Belki onlar bir süreç işidir. Ben belli meşruiyetlerimi kazandıktan sonra… Polemiklerle uğraşmanın bir anlamı yok. Önce iş.

YÜRÜTME VE MECLİS SINIRI

EGEDESONSÖZ: İzmir’in meclis anlamında en hareketi yeri Buca’ydı. Bu dönem Buca’nın ününü Konak almaya aday gibi görünüyor. 4 yıl zor mu geçecek?

PEKDAŞ:
Zor geçmiyor. Belediyeler başkanlık sistemine göre oturmuş yapılar aslında. Öyle şekillenmiş yapılar. Meclisin görüşleri önemlidir ama meclisin asıl görevi bir bütçe yapmaktır, plan yapmaktır. Asli görevi budur. Ben meclisin görevlerine karışmıyorum. Şu komisyonda bu olsun, bu komisyonda bu olsun diye bir şey söylemedim. Sizin kanunen yetkiniz budur. İster bunu, ister şunu seçersiniz.
Benim görevim yürütmede. Ben yürütme görevimi pek çok organla danışarak, görüşerek yaparım ama yürütmeyle meclis arasında da sınırı çizerim. Meclis kararı beğenmiyorsa görüş oluştursun. Geçirsin diye de özel çabalar sarf etmiyorum doğrusu. Başkanla takışmak amacıyla kente yapılması gereken şeylere hayır diyorlarsa bunun hesabını meclis verir. Her şey o kadar belli ki. Benim meclisle şu an öyle bir sıkıntım da yok.

KARIŞMAM, KARIŞTIRMAM

EGEDESONSÖZ: Peki örgütle Başkan ilişkisi nasıldır sizin kafanızda?

PEKDAŞ:
Ben örgüte hiç karışmıyorum. Örgütü dizayn etmek gibi bir görevim yok. Belediye Başkanının işi kent ve belediyedir.

EGEDESONSÖZ: Örgüt size karışmaya kalkıyor mu?

PEKDAŞ:
Onu da karıştırmıyorum. Tabii örgütü dinlemek başka bir şeydir. Katılımcılık diyorsunuz, elbette.

EGEDESONSÖZ: Başkanla meclis, başkanla örgüt arasında bir çizgi var.

PEKDAŞ:
Kırmızı çizgileri var. Olmalı da zaten.

EGEDESONSÖZ: Peki kongre sürecinde…

PEKDAŞ:
Kongre sürecinde de sürecek bu tavrım. Ama ilkesel olarak görüşlerimi bildiririm. Görüş bildirmek CHP’li olmaktan kaynaklanan hakkımdır, sorumluluğumdur. Ama Ayşe olsun, Fatma olsun diye değil.



ÖRGÜT BİZE AYNA OLSUN

EGEDESONSÖZ: Bir profil var mı kafanızda? İlçe yöneticisi böyle olmalıdır, başkan şöyle olmalıdır gibi.

PEKDAŞ:
Genel merkezin ilçedeki temsilcisidir ilçe başkanı ilçe örgütü. Dolayısıyla parti politikalarının burada hayata geçmesini sağlayan bir ekip olmak zorunda. Parti politikalarını anlatan, yerelde de partiyle ilgili konuları derleyip, toparlayan, rapor eden olmalıdır. bizim politikalarımızın da, genel merkezin temsilcisi olarak anlatılmasını sağlamak olmalıdır. 

EGEDESONSÖZ: Yani örgüt sizin faaliyetlerinizin tanıtılmasında aracı olmalıdır.

PEKDAŞ:
Tabi. Bize ayna olmalıdır. ‘Şunu yanlış yapıyorsunuz, şurada böyle bir tepki var’ diye. Güzel yaptığımız işleri söylemelidir, yanlış yaptığımız işleri söylemelidir. Bizim yaptığımız işlerin kamuoyunda yayılmasını sağlamalıdır. Neden bazı şeylerin yapılamadığını anlatmalıdır.

ÇOK KÜFRETTİM

EGEDESONSÖZ: Büyükşehir Başkanı Aziz Kocaoğlu size pozitif ayrımcılık yapıyor mu? 

PEKDAŞ:
Aziz beyin gücünü hep arkamda hissediyorum.

EGEDESONSÖZ: Size çok çeşitli talepler geliyordur, hepsini dinliyor musunuz?

PEKDAŞ:
Tabii dinliyorum ve yapabileceklerim varsa, yapılması uygunsa, hakkaniyete giriyorsa yapıyorum. Olmazsa da, olmaz diyorum. Hayatımda en fazla ’Hayır’ kullandığım dönemdir bu. Ben hayatımda hiç bu kadar ‘Hayır’ demedim. En çok küfrettiğim dönem bu. 

EGEDESONSÖZ: En çok neye kızıyorsunuz?

PEKDAŞ:
Çok deliriyorum. Önceleri çok sinirleniyordum…

EGEDESONSÖZ: Ağladığınız da oldu…

PEKDAŞ:
Sinirden gözlerimin dolduğu oldu. Böyle bir şey olmaz. Siyaset bu değil. Ve ben bu duygularımı da kaybetmek istemiyorum aslında. Hiçbir şeyden etkilenmeyen, ruhsuz bir şey olmak istemiyorum. Ama şimdi daha az sinirleniyorum. Böyle bir yapı var. Malzeme bu diyorum. 

ATIŞMAK HOŞUMA GİDİYOR

EGEDESONSÖZ: AKP ile diğer muhalefetin mecliste ve dışarıda size karşı tavrı…

PEKDAŞ:
İyiler.

EGEDESONSÖZ: Zaman zaman Ömür Şanlı’yla…

PEKDAŞ:
Ömür Şanlı söylüyor. Saçma sapan söyledikleri oluyor, ben de düzeltmeden geçemiyorum. Tabi o da zorlanarak söylüyor fark ediyorum. Bazı şeyleri söylerken zorlanarak söylediğini fark ediyorum. Bizim meclislerimiz keyifli geçiyor.

EGEDESONSÖZ: Hareketli geçtiği kesin…

PEKDAŞ:
Ben de keyif alıyorum. Şimdi ben ayağıma top geldiğini hissediyorum ve o topu değerlendiriyorum. Söylemem gereken şeyleri söylüyorum. Atışmak, tatlı tatlı laf söylemek hoşuma gidiyor. Meclisler kuru kuru ‘Evetle’ geçmemeli. Azıcık rengi, tadı bir şeyi olması lazım.

KADIN BAŞKANIN AVANTAJLARI

EGEDESONSÖZ: Kadın Başkan olmanın avantajları veya dezavantajları neler?

PEKDAŞ:
Avantajları çok fazla. Belli bir yaşı da geçmiş olmanın verdiği bir avantaj belki bu. Ben genç bir kadın olsaydım, dezavantajı daha çok olurdu. Bunu hiç tartışmıyorum. Belli bir yaştan sonra daha cinsiyetsiz hale geliyorsunuz. Bu bir gerçeklik, hem erkekler hem de kadınlar açısından. Daha pişmiş oluyorsunuz, cinsiyetler çok da önemli olmuyor. Ben kadın kimliğimi hiçbir zaman inkar etmedim. Kadın duygularıyla bu işi yapmanın da önemli olduğunu düşünüyorum. Kapıya kadar gidiyorum, uğurluyorum, buyur ediyorum. Bu çok karşılaşmadıkları bir şey. Şaşırıyorlar. Bunlar benim tarzım.

EGEDESONSÖZ: Peki dezavantajları…

PEKDAŞ:
Yok. Dezavantaj görmüyorum. Hukukçuluğumun da avantajını kullanıyorum.

POLEMİKTE İYİYİM

EGEDESONSÖZ: Baro Başkanlığı size ne kazandırdı?

PEKDAŞ:
Çok avantajını yaşıyorum. Polemikte iyiyim. Avukatlığın getirdiği bir şey. Polemiği seviyorum.

EGEDESONSÖZ: Baro Başkanı olmanızdan dolayı Konak’ta atılan her adım adalet yönünden sorgulanıyor. Bu sizi baskı altına alıyor mu?

PEKDAŞ:
Adaletli kararlar verdiğimi biliyorum. Kişisel husumetlerim olmadı.

EGEDESONSÖZ: Peki Baro başkanlığı mı, Belediye Başkanlığı mı desek?

PEKDAŞ:
Baro Başkanlığı daha zordu. O dönem çok zor bir dönemdir. Yasalar değişiyor, operasyonlar, Türkiye’nin her yerinde davalar. Ergenekon, Balyoz… Çok hızlı bir süreçti.

EGEDESONSÖZ: 2019’u sormak için erken mi?

PEKDAŞ:
2019 diye bir şeyim yok. Ben şu an işimi iyi yapmaya bakıyorum. Ben hiç öyle plan yapmadım hayatımda. Günü yaşadım.

KATILAŞTIM

EGEDESONSÖZ: Başkanlık sürecinden önceye göre daha mı hoşgörülü oldunuz? İnsanları daha anlamaya…

PEKDAŞ:
Yok. Daha anlamıyorum. Bazı yerlerde daha katı oldum. Belediyenin işleyişi konusunda içeride personelle, bürokratlarla… Şimdi bizim de iki şapkamız var. Bir belediyedeki bürokrasinin başı, bir de kenti temsil ediyorsunuz.

EGEDESONSÖZ: Belediyede öncelikli hangi sorunu tespit ettiniz…

PEKDAŞ:
Belediyeler çok hantal yapılar. Çok şişkin kadrolarla çalışıyoruz. Hantal yapılarda iş üretmek çok daha zordur. Siyasetle iç içe bu kurumlar. Hem halkın kendisine ait hissettiği bir kurum olması lazım, hem de bir kamu kurumu olduğunun bilinmesi lazım. 



UMURSAMAZ BÜROKRATLAR VAR

EGEDESONSÖZ: Bürokratınızdan ne bekliyorsunuz?

PEKDAŞ:
Ciddiyetle bu görevi yapmak zorunda. Bizdeki bürokratlarda şişkin kadrolar olması ve siyasetin etkisinin fazla olması nedeniyle kendisini hep güvencede hisseden çalışanlar var. Yaptığı işi umursamayan, gelen hemşeriye saygı duymayan bürokratlar var. İşe ilişkin doğru cevaplar vermeyen, geciktiren, umursamayanlar var. Kendi işini zamanında bitirmeyenler var. Sonuçta bizim kenti yeniden üretmek gibi bir görevimiz var.

EGEDESONSÖZ: Bana ayak uydursunlar diyorsunuz.

PEKDAŞ:
Bunu istiyorum. Biz çok az çalışanla, çok fazla iş yapmaya çalışıyoruz. Kadrolar çok şişkin.

BELEDİYENİN ANCAK YARISI ÇALIŞIYOR

EGEDESONSÖZ: Belediyenin kaçta kaçıyla çalışıyorsunuz aktif olarak?

PEKDAŞ:
Ben temizlik çalışanlarına sonuna kadar teşekkür ediyorum. Çok zor iş yapıyorlar ve çok iyi çalışıyorlar. Zabıta niteliği itibariyle belediyenin kolluk gücü. Bundan kaynaklı, geçmişten gelen yapılar nedeniyle sıkıntılar var. Ama onlar için de bir belediye ruhu yaratmak lazım. Biz birlikteyiz ve birlikte üretiyoruz. Çalışmayan memurlarımız var. Belediyenin ancak yarısına yakınıyla çalışıyorum sayılır.

EGEDESONSÖZ: Zabıta Kıbrıs Şehitleri’nde gece 11’de tavla oynuyor... 

PEKDAŞ:
Zabıta resmi kıyafet giyecek dedik, hepsi isyan etti. Sivil kıyafetli olunca her yerde kaynayabiliyor.

EGEDESONSÖZ: Sema Pekdaş Konak Belediyesi’nde yalnız mücadele ediyor gibi…

PEKDAŞ:
Hayır. Hiç yalnız değilim. Ben iyi bir ekip getirdim. Barodan arkadaşlarımı getirdim, başka belediyelerden, eski arkadaşlarımı getirdim.

EGEDESONSÖZ: Meclis, çalışmayan memurlar, sistem…

PEKDAŞ:
Bütün belediyelerde, kamu kurumlarında bu sıkıntı var. Ben bunu sadece bizim belediyenin sıkıntısı olarak anlatmadım. Genel yapımız böyle bizim. Çok çalışkan bir ekibim var fakat belediyede böyle bir hantal yapı da var maalesef. Çalışanlara acıyorum.Zoruma gidiyor yani. Hantal yapı zoruma gidiyor. Neden çalışmadan maaş alsın insanlar? İçime dokunuyor bu.

EGEDESONSÖZ: Somut projeler anlamında, belediye binası ve hizmet binası dışında şu anda elle tutulur bir şey var mı? Bunları gerçekleştirmek için bütçeniz var mı?

PEKDAŞ:
Bu seneki tahmini bütçemiz 230 milyon lira. İstihdam giderleri, maaş, vergiler, SGK primleri ıvır vızır dörtte üçüne yakını gidiyor. Bir yılda 50 - 60 milyonla ne yaparsak onu yapacağız. Çok az bir bütçe.

EGEDESONSÖZ: Kadınlar için neler yapıyorsunuz?

PEKDAŞ:
Bizim semt merkezlerimiz var. Ve ben sadece el işi yapmıyorum orada. ‘Bizim çocuklar’ diye bir proje yapıyoruz anne ve çocuklarla birlikte. En iyi yaptığımız işlerden birisi o. Çocuklara aktif iletişim, kendine güven, ilişki kurma eğitimleri veriyoruz en sorunlu bölgelerimizde. Agora’da, Ballıkuyu’da, Gürçeşme’de, Gültepe’de yaptığımız eğitimler bunlar. Drama, resim, fotoğraf, müzik çalışmaları yapılıyor. Çocukların dilleri değişiyor, tanımları değişiyor.

EGEDESONSÖZ: Şiddetle mücadele için…

PEKDAŞ:
Onları yapıyoruz zaten. Bizim danışma merkezlerimiz var, psikolojik danışmanlık veriyoruz hukuki danışmanlık veriyoruz. Sığınma evimizi yaptırıyoruz.

HERKESİ DİNLİYORUM

EGEDESONSÖZ: Konaklı kadınların sizden ekstra bir beklentileri olduğunu hissediyor musunuz?

PEKDAŞ:
En azından rahat iletişime geçmek gibi bir sorunları hallolmuş durumda. Herkesi dinliyorum. Ben her yere gidiyorum.

EGEDESONSÖZ: Geçenlerde Ege mahallesi ile ilgili bir problem…

PEKDAŞ:
Mahallelinin çoğunluğu imzaladı. Çok istiyor. Projeler çok güzel ama herkesle anlaşarak yapılması lazım. Karşısında muhatap olarak belediyeyi görünce bir yer istiyorsa, iki yer istiyor. Belediyenin de elbette bekleme, sabretme durumu var. Ondan sonra gerçekleşmiyorsa vazgeçer.

EGEDESONSÖZ: Ulaşılabilen bir başkan mısınız?

PEKDAŞ:
Öyle olduğumu düşünüyorum. Benim boş vaktim yok ama bir şey olunca geri dönüyorum. Ben maile gelenlerin büyük çoğunluğunu okuyorum.


KURTLAR SOFRASI

EGEDESONSÖZ: Şimdi siz başkan olurken dirençle ve taarruzla karşılaştınız, ‘PKK’nın temsilcisi’ diye suçlandınız. Bu noktada size geri dönüşler oluyor mu ‘haksızlık yaptık’ diye.

PEKDAŞ:
Çok fazla insandan ‘Özür dileriz. Haksızlık yaptık’ dönüşünü aldım.

EGEDESONSÖZ: Siz atlatabildiniz mi?

PEKDAŞ: Ben belediyelerin kurtlar sofrası olduğunun farkında değilmişim. Kentin rantını dağıtıyorsunuz aslında siz. Sonuçta bir rant var. Ekonomik dil olarak söylüyorum. İmar planları değişiklikleriyle, projelere verdiğiniz onaylarla, ruhsat verirken veya vermezken… Bundan nemalananlar da var. Olumlu ve olumsuz beslenenler. Siz burada hepsinin tekerine çomak sokuyorsunuz.
Çok fazla ilişkiniz yok bu çıkar çevreleriyle. Tamamen dışarıdan geldiniz burada hukuk, adalet diyorsunuz. Doğrudan iletişime geçemeyeceklerini de biliyorlar. Maalesef akşam yemeklerinde, otel odalarında birlikte olabilecekleri insan da değilsiniz. Öyleyse bunu kaçırtmanın yolunu bulalım. Bunları buralardan uzaklaştıralım çırpınışlarıydı onların hepsi.
İktidarı seven kesimler var. Ben bazı eski başkanların tesadüfen yazılarını okuyorum ‘Ben başkanlığı çok seviyorum, özlüyorum’ diyen var. Başkanlık benim için keyifli, onurlu bir iş ama bu aynı zamanda sorumluluk. Statü bunlar. Hiçbiri meslek değil. Herkesin seçilebilme hakkı vardır. Herkesin seçilebilme hakkı yoktur diyorlar.
O yüzden de bir direnç ve taarruzla karşılaştım. Direndim, bazen kendime öfkelendiğim zamanlar oldu. Özellikle annem babam çok üzüldü. Kendi üzüldüğüm hiçbir şey değil. Bana şimdi bazen mesela sporla ilgili konularda ‘Bu sizi yıpratır. Bunu yapmayalım’ diyorlar. O kadar yıpratıldım ki, ‘Taarruz etseler ne olur, etmeseler ne olur’ diyorum. Beni şerbetlediler.

EGEDESONSÖZ: Hakimlerle ilgili söyledikleriniz şu anda…

PEKDAŞ:
Ne kadar gerçekçi olduğu gözüktü. Gidiş oydu. Hakimlerde türban serbest bırakılacaktı. Ben biraz erken öten horozdum belki. Bu olmaz diye anlattım. Cübbenin önünde düğme olmaz. Bunu o zaman da anlatıyordum şimdi herkes kullanıyor bunu.

EGEDESONSÖZ: O konjoktürde farklı yorumlandı…

PEKDAŞ:
Kasıtlı yapıldı. Anlamadıkları için falan değil. O tartışmaları çok içeriden biliyordum. Adalet Bakanlığı toplantılarına gittim, HSYK, akademi toplantılarına gittim. Yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını savunmak içindi benim tavrım. Türbanlı hakim ve savcı olmaz. Benim derdim buyken bambaşka bir yere götürüldü. Bunu kullandılar, çarpıttılar.

EGEDESONSÖZ: Anneniz babanız ne dedi?

PEKDAŞ:
Bir gün annem ‘Eve gidip yatma’ dedi. Korktu.

EGEDESONSÖZ: O dönemde bu tartışmaların yaşandığı oy oranıyla bu son dönemde…

PEKDAŞ:
Farklı. AKP’nin en çok oy kaybettiği ilçe Konak oldu. Benim karşımda bir tanesi iktidar partisinin milletvekiliydi, bir tanesi de hali hazırda belediye başkanıydı. İki iktidar odağına karşı ben zavallı Sema’ydım.

EGEDESONSÖZ: Çok tanınmadığınız bir ilçede…

PEKDAŞ:
Evet. Konak zor bir ilçe.

EGEDESONSÖZ: Belki de hayatınızda uğradığınız en büyük haksızlıktı…

PEKDAŞ:
En büyük haksızlıktı bu. Umarım benim üzerimden faydalı bir tartışma da yaşanmıştır diye düşünüyorum. Ben yara aldım ama bazı şeylerin de görünmesini de sağladım.

 
Terim için de, korkan, sinen insanlar için de üzülüyorum!
 
Koltuk akla değil, başa gelir
YORUMLAR
Toplam 19 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Mustafa Soydan 29 Temmuz 2015 Çarşamba 00:34

İşporta ve işgallerle ilgili cesur çalışmalarınızdan dolayı sizi kutluyorum. Yüksel Çakmur'un minübüsleri kaldırma cesaretinden sonra sizinki 2. Önemli çalışma. Ancak Mithatpaşa da işgal aynen devam etmekte.Zabıta geliyor işgaller kaldırılıyor, hemen arkasından işgal devam ediyor. Seyyar satıcılar ise özellikle ara sokaklarda bağıra bağıra satışlara devam ediyor.Bu konularda da azminizle başarılı olacağınıza inanıyorum. Çalışmayan personele ise hakkımızı helal etmiyoruz.Saygılarımla..

Yorumu oyla      13      9  
Kenan Ata 28 Temmuz 2015 Salı 11:45

Konak Belediyespor Bayan Futbol takımını kapatıp gelirlerini Göztepe'ye aktarmaya çalışmak. Bir bayana, kadın belediye başkanına yakışmadı.

Yorumu oyla      20      7  
izmirli 27 Temmuz 2015 Pazartesi 23:43

Kov başkan kov çalışmayanları kov elini tutan mı var.

Yorumu oyla      17      6  
Atatürkçü 27 Temmuz 2015 Pazartesi 18:58

Ben İzmir'de yaşayan bir yurttaş olarak sayın Sema Pekdaş'ın çalışmalarını beğeniyorum. Kendisi BARO Başkanı iken bazı eleştirilere maruz kalmıştı ancak belediye başkanlığı görevini takip ettiğim kadarıyla çok iyi yürütüyor. Bu yürekli duruşunu devam ettirmesini temenni ediyorum. İzmirliler olarak bizler Atatürk'ün çağdaş Türkiye'sine yakışır bir kenti ancak el birliğiyle kurabiliriz. Eleştirmek yerine sahip çıkalım, lütfen.

Yorumu oyla      19      15  
yeşildereli hakkı 27 Temmuz 2015 Pazartesi 18:41

Benim en çok merak ettiğim konulardan birisi de yeşildere deki hayvan pazarı tabi ki bir yeşildereli olarak bu konuda bir açıklama bekliyoruz başkanımızdan çok sıkıntı çekiyoruz o dönem hijyen , koku , trafik bir çözüm bekliyoruz başkan dan yeşildere halkı olarak.

Yorumu oyla      19      5  
Rüya 27 Temmuz 2015 Pazartesi 18:34

Keşke bu kadar cesur açıklamaları diğer siyasetçiler de yapabilse. Onlar da arı kovanına çomak soksalar keşke

Yorumu oyla      17      15  
ibrahim 27 Temmuz 2015 Pazartesi 16:38

giriş bölümünü okudum, devam etmek içimden gelmedi.

Yorumu oyla      28      10  
27 Temmuz 2015 Pazartesi 16:12

Ne güzel anlatmış Başkan, böyle devam

Yorumu oyla      18      18  
Doç.Dr.Levent Köstem 27 Temmuz 2015 Pazartesi 15:25

Geçen dönem Buca belediyesi tartışmalı idi ve tartışanların ve itiraz edenlerin başında da ben ve arkadaşlarım geliyordum. Nedeni işte Sema hanımın söyledikleri idi zaten. Başkanın dürüst bir yönetim oluşturamaması , uygun insan kadrosu yapamaması, belediye başkanının komisyonları dahi belirleme içgüdüleri, ilçe yönetimini, delegeleri dahi organize etme hastalığı idi. Sema hanımın dediği gibi belediye başkanının görev ve yetkileri var, meclisin görev ve yetkileri var. Sema hanım çok güzel anlatmış olması gerekeni yapıyor. Şimdi Konak ta neye itiraz ediyorlar artık çok takip etmiyorum bu tip meclisleri ama bizim itirazımın aynen Sema hanımın hukukusal çerçevede söyledikleri idi. Çok güzel röportaj olmuş. İnşallah bir çok başkan örnek alır. Dizayn etme hastalığından vazgeçerler .

Yorumu oyla      21      16  
NAİME 27 Temmuz 2015 Pazartesi 15:09

Kendisine yakışan bir röportaj yapmış. Doğru ve dürüstçe kutluyorum başkanımı.

Yorumu oyla      23      19  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Terim için de, korkan, sinen insanlar için de üzülüyorum!
Gönül Soyoğul sordu, Fatih Terim yazısı nedeniyle Vatan Gazetesi'ndeki ...
Babamı şimdi anlıyorum...
Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, Gazeteciler Ümit Yaldız, Fahrettin ...
Yamanlar riske değer mi?
Jeoloji Mühendisleri Oda Başkanı Alim Murathan, Başkan Kocaoğlu’nun “Amacınız ...
 
Popülist olmadım, olmayacağım
Ege’de Sonsöz Sohbetleri’ne konuk olan Başkan Aziz Kocaoğlu gazeteciler ...
Millet AKP'ye 'dur' dedi!
Hanzade Ünuz, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile 7 Haziran ...
'Kazanan' bir avukatım
Hanzade Ünuz, CHP İzmir 1. Bölge milletvekili adayı avukat Murat Bakan ile konuştu...
 
Başbakanımızın talebesiyim
Hanzade Ünuz, AK Parti İzmir 2. Bölge milletvekili adayı İbrahim Turhan ...
Bir basamak sonrasını düşünmem...
Hanzade Ünuz, MHP Grup Başkan Vekili ve İzmir milletvekili adayı Dr. Oktay ...
Soma bende yara oldu, kalbimde bir yara…
Facianın ilk gününden itibaren Soma’da olan, bir yıldır gazetesi ile Soma ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu saatte 'vicdan ittifakı' olur mu?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İzmir kimin ya da neyin kalesi?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Erkek dediğin öldürür
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Foça, Tire, Çeşme ve Dikili de MHP diyecektir
Kemal ARI
Kemal ARI
Oyumuz, onurumuz ve özgürlüğümüzdür...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Tunç Soyer yeni bir yola çıktı
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Diktatör
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Sağduyu marifeti ile seçebilmek…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Son hafta
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Sosyalistler pes etmeyin!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva