RÖPORTAJLAR
18 Nisan 2015 Cumartesi

İşin sırrı samimiyette

EgedeSonsöz Sohbetleri’ne konuk olan Tunç Soyer, gazeteciler Fahrettin Dokak, Ümit Yaldız, Gönül Soyoğul ve Hanzade Ünuz’a “Yeni Seferihisar”ı anlattı...

İşin sırrı samimiyette

İzmir’de yeni bir yaşam alanı yaratıyor.
“Başka bir hayat mümkün” sloganıyla yerel değerleri öne çıkaran, çağın ayırt edici özelliği olarak yaratıcılığı merkeze koyan bir anlayışı var.

Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer Citto Slow (Sakin Şehir) kavramıyla Türkiye’yi tanıştıran isim.

İkinci dönem belediye başkanlığı görevini sürdüren Başkan Soyer, Seferihisar’ı Türkiyenin gündemine taşıyan kişi oldu. Belediye Başkanlığını, “Ben bu iş için doğmuşum” diyecek kadar çok sevdi.

Seferihisar’da yaratmayı hedefledikleri yeni bir model ile bir zamanların sessiz ilçesini 

Türkiye’nin yeni yaşam alanı yapmayı hedefliyor.

EgedeSonsöz Sohbetleri’ne konuk olan Tunç Soyer, gazeteciler Fahrettin Dokak, Ümit Yaldız, Gönül Soyoğul ve Hanzade Ünuz’a “Yeni Seferihisar”ı anlattı... 

 
EGEDESONSÖZ: Seferihisar’ı bir “Yaşam Odası” yapmak istiyorsunuz. “Yaşam Odası” nedir size göre?

SOYER:
Biz Türkiye için de, İzmir için de bir yaşam odası olmaya çalışıyoruz. Bunun mümkün olduğunu göstermek istiyoruz. Bu olabilir. Anadolu’nun her yerinde yaşam odaları kurulabilir. Yaşam odasından kasıt insanların bir arada yaşama kültürünü hazmettikleri, birbirlerine sevgiyle saygıyla yaklaşabildikleri, yaşam kalitelerinin yükseltilebildiği bir alan yaratmak, üretim yapan insanların önünü açmak.
Aslında biz değerler üzerinden var olmaya çalışıyoruz. Yani demokrasi, özgürlük, katılımcılık, şeffaflık, kardeşlik gibi erdemlerin hayata geçirilmesinin mümkün olduğunu göstermek istiyoruz. Bunun için çalışıyoruz ve onun için yaşam odası diyorum. Başka bir hayatın mümkün olduğunu gösterecek bir zemin yaşatmış oluyorsunuz. Omurga bu, temel bu. Bunun üzerine sayısız proje koyabilirsiniz. Türkiye dışındaki gündemi takip etmek önemli bir ipucu, çıkış noktası. İnsanlık neyle ilgileniyor, gündemleri nedir, biraz dışarı çıktığınızda başka bir perspektif de edinmiş oluyorsunuz. IBM’in 2014 yılında Dünya Patent Enstitüsü’nden aldığı patent sayısı 6 bin. Ericsson öyle, binlerce… Çağın ayırt edici özelliği yaratıcılık. Bu çağ bilgi çağı filan değil, yaratıcılık çağı. Kişileri, kentleri, ülkeleri diğerlerinden farklı kılan şey ne kadar yaratıcı oldukları. Dolayısıyla en yüksek değer yaratıcılık. Biz ne yazık ki bu konuda çok gerilerdeyiz. Arada uçurumlar, okyanuslar var. Çok zavallı bir noktadayız.

“BELEDİYE BAŞKANI OLMAK İÇİN DOĞMUŞUM”

EGEDESONSÖZ: Siz bu farklı bakış açınızı Seferihisarlılar’a nasıl anlatıyorsunuz?

SOYER:
Aslında formül çok basit, samimiyet. En ketum insanları bile samimiyetle aşabiliyorsunuz. Ben bu işi çok seviyorum. Ben belediye başkanı olmak için doğmuşum diyebilecek kadar. O kadar çok severek yapıyorum. Dolayısıyla anlaşılmak için bir dil bulmakta güçlük çekmiyorum. Herkesle aynı derinlikte konuşmak gerekmiyor. Sırrı samimiyette, siz gerçekten değer veriyorsanız o onu anlıyor. Değer vermiyorsanız da anında anlıyor. Değer verdiğinizi anlıyorsa sizi dinlemeye başlıyor. Seferihisar çok kapalı, çok sert bir taşra kasabasıydı. O kadar kapalıydı ki, kadınların çarşıda gezmesi bile…

DOĞRU ÖNDERLİK, DOĞRU HARİTA

EGEDESONSÖZ: Gerçekten mi?

SOYER:
E tabi, 6 sene öncesinden bahsediyorum. İnanılmaz kapalıydı. Yerleşik nüfus kendi içinde kapalı ve son derece muhafazakar bir topluluktu. Şimdi bu kırılmaya başladı, özellikle de biz bunu kadınlarla başlattık. Kadınlar toplumu değiştirmeye başladılar. Çünkü biz kadınlara para kazandırmaya başladık. Onların ekonomik özgürlükleri geliştikçe toplumu da geliştirmeye başladılar. Bu aslında bir mucize. Bu kadar kısa bir sürede Seferihisar’da bu kadar büyük bir değişim. İnsanların logosu salyangoz olan, amblemi citta slow olan bir yerel kalkınma projesini sahiplenmesi ve büyük bir çoğunluk tarafından benimsenmesi, uyum göstermeye çalışması aslında büyük bir mucize. Bu Seferihisarlılar’ın başarısı, tabi ki benim de payım var ama Seferihisar’da değişmeye açıkmış. Doğru bir önderlik ve doğru bir yol haritasıyla… Demek ki bu mümkün, Türkiye’nin her yerinde mümkün olabilir.


GELECEĞİN DÜNYASI, YEREL DÜNYA OLACAK

EGEDESONSÖZ: Siz farklı bir yerel yönetim modeli mi oluşturuyorsunuz?

SOYER:
Tam da böyle. Arkadaşlarımızla dünyadaki yerel yönetim modellerini araştırıyoruz. Örneğin okulların tadilatı gerekiyor, bütün veliler belediye başkanına geliyor. Diyemiyorsun, bunun bir Bakanlığı var. Yerel yönetim son derece değerli bir yönetim modeli. Dünyada da yerel yönetimlerin ağırlığı giderek artıyor. İklim değişikliği için bile geçen sene ilk defa Polonya’daki zirveye belediye başkanlarını davet ettiler. Türkiye’den de biz gittik. Çünkü merkezi otoritelerin vereceği kararlarla iklim değişikliğiyle mücadele edilemeyeceğini anladılar. Ben geleceğin dünyasının yerel bir dünya, kentler dünyası olacağını düşünüyorum. O nedenle Türkiye’de yerel yönetimlerle ilgili tez elden yepyeni bir yasal düzenlemenin yapılması gerekir.

KÖYLERİ KORUMAK ZORUNDAYIZ

EGEDESONSÖZ: Örneğin hemen yarın ne yapılsa sizi rahatlatırdı?

SOYER:
Gelir kaynaklarının çoğaltılması lazım. Bütünşehir yasası aslında tamamen tersi bir mantıkta yapıldı. Sözde yerelin önemini artıran bir yasal düzenleme ama tam tersi sonuçlar doğurdu. Çünkü bir gecede 16 bin köyü kapattılar. Hepsi mahalle oldu. İlçe belediyelerin yetkilerini büyük ölçüde Büyükşehir’e aktardılar. Biz şimdi orada şube müdürü gibiyiz.

EGEDESONSÖZ: Geleceğin Köyleri projesi başlattınız, ne aşamaya geldi?

SOYER:
Teos’ta toplandık, bütün muhtarlarımız dövizler kaldırdılar. 1.180 köy muhtarı bizim manifestomuzu imzaladı. Ama biz Seferihisar ölçeğiyle daha fazlasına gidemiyoruz. Kendi ölçeğimizde köylümüzü yaşatmaya çalışıyoruz. Bu Türkiye için o kadar büyük bir travma ki, baltayla kestiler. Farkında değiller 4 sene içinde bu insanlar emlak vergisi, çevre vergisi ödeyecek, hayvancılık yapamayacak. Artık Beyler köyünde de vatandaş ağıl kuramayacak. Artık köy yumurtasını, köy düğünü, köy sofrasını unutun. Bunlar hayatımızdan çıkıyor. Köyü bitirmek, küçük üreticiyi btirmek istiyorlar. Tarım sadece büyük üreticinini yapacağı bir sektör olsun isteniyor.Dünyanın en eski köyünü kuran bir coğrafyada yaşamakla övünürdük, 16 bin köyü bir gecede kapatan bir sicile sahip olduk. Köyleri korumak zorundayız, köyler bizim hem geçmişimiz hem de geleceğimiz. Bizi yaşatacak olan köydür.

EGEDESONSÖZ: Bütçeniz de azaldı…

SOYER:
Bütçemiz de azaldı, yetkimiz de azaldı. Mezarlığımız var, Büyükşehir’e bağlı. Su öyle. Vatandaş vefat ediyor, araba ihtiyacı var. O kadar saçma ve akıl dışı bir düzenlemeyle var olmaya çalışıyor. Bu da hantallığı getiriyor, çözümsüzlük ve sıkıntı getiriyor. Vatandaşta Osmanlı’dan gelen Şehremin olayı var. Karı koca kavga ediyor bana geliyor arayı düzelt diye. İnsanlar belediye başkanına çok büyük görevler addediyor ve çözüm bekliyor. Sen de o Milli Eğitim’in, iZSU’nun, bu ESHOT’un, öteki Büyükşehir’in diyemezsin, o zaman sen niye oturuyorsun orada? Bu konuda bir yasa taslağı hazırlayıp milletvekillerimize sunacağız. Bir iki ay daha sürer çalışmalarımız...


ALTERNATİF YEREL YÖNETİM TASLAĞI

EGEDESONSÖZ: Bu Bütünşehir’e alternatif mi olacak?

SOYER:
Bütünşehir’e alternatif değil, Türkiye’deki yerel yönetim mevzuatına alternatif. İçinde Bütünşehir de var, belediye yasası da var. Örnekleri inceliyoruz, bütün ülkelerdeki yerel yönetim mevzuatlarını araştırıyoruz. Kendi özgün koşullarımız içinde çalışacağız, sonunda bir yasa taslağı haline getiririz, bir yasal düzenlemenin gerekçesini oluştururuz.

EGEDESONSÖZ: Bütçe durumunuz nasıl, sıkışık diye biliyoruz…

SOYER:
Olmaz mı? Çok sıkışık. Proje bazlı destekler buluyoruz ama yetmiyor. Pazaryerinin üstünü panel kapladık, 1 milyon liralık bir işti. 800 bin lirasını İzmir Kalkınma Ajansı’ndan aldık. Projelerimizi finans edecek kaynak arıyoruz sürekli. Benim 5 senelik deneyimimden çıkardığım derslerden biri her kentin kendi doğal, tarihsel, kültürel envanterini çıkarması lazım. Kaynak bunun üzerine gelecek. Biz neye sahibiz, kentimizin doğal zenginlikleri nelerdir? Önce bunları tespit etmeliyiz, stratejik plan daha sonra yapılmalı. Bizim elimizde şimdi 365 gün boyunca Seferihisar’da ne yetişiyor, nerede yetişiyor, niye oklu kirpi var gibi düzenlenen envanterler, yapılacak planın altlığını oluşturuyor. Niye orada enginar yetişmez ? Şu nedenle gibi...

EGEDESONSÖZ: Belediyenin mallarını sattığınız yönünde eleştiriler var...

SOYER:
Her şeyi sattı gibi laflar var. Bizim buradaki kriterimiz, gerçekten belediyenin işletemeyeceği, yatırım yapamayacağı yerleri satmak istiyoruz ve sattık. Çünkü buralardan artı değer üretilmesi, yatırım yapılması lazım. Ama biz yapamıyoruz, hem mevzuat gereği, hem de gücümüz olmadığı için yapamıyoruz. Dolayısıyla biz bunu satmasak Seferihisarlı’nın hayatını, yaşam kalitesini yükseltecek bir etki yaratamayacak. Tercihen yatırımcıya uzun vadeli yap illet devret kiralayın diyoruz, yatırımcı ben buna girmem diyor. Dolayısıyla biz satış yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğim. Mesela mandalina işleme tesisi satın aldık sattığımız başka bir yerle. Onu birliğe devrettik, şimdi birlik ihracat yapıyor. Dolayısıyla mal sattırmam lafı, bir popülist siyaset söylemi ve doğru değil.

EGEDESONSÖZ: Köy mallarını satmıyorsunuz ama...

SOYER:
O bizim bir gecede bize devredilmiş bir mülk, onun arkasında o köyün dedesinin atasının emeği var. IMC denilen bir şey var. Yasa bana bu yetkiyi veriyor diye bunu satmam gibi vicdansız bir şey olabiir mi? Köylünün kendi eliyle yaptığı 82 dönüm bağ bize devroldu, herkesin ağzının suyu akıyor. İlk yaptığımız iş köylüye kooperatif kurdurduk ve o bağı köylüye devrettik.

DEĞERİMİZ 3 MİSLİ BÜYÜDÜ

EGEDESONSÖZ: Daha çok kazandırmak derken, Seferihisar’ı kurtarmak derken önce Seferihisarlılar’ı kurtarmak mı hedefiniz?

SOYER:
Seferihisar’ın toplam değeri yaklaşık 3 misli büyüdü. Bu büyüme sadece gayrimenkul sahiplerine yansımadı, esnafın ticaret hacmine de yansıdı. Köylünün, üreticinin ticaret hacmine de yansıdı. Hakim değerler tabi dayatıyor. Mandalina bahçeleri kalksın, oralara apartman dikilsin, daha çok iş merkezi yapılsın diye… Hakim kalkınma anlayışı bunu gerektiriyor. Biz de diyoruz ki, bu kalkınma metodu sizi aslında yoksullaştırıyor ve mutsuz ediyor. Ama hayat her gün bizi doğruluyor, başka türlü bir kalkınma mümkün. Turizm illa 5 yıldızlı olmak zorunda değil. Sektör sadece bundan ibaret değil, başka türlü bir turizmin alıcısı da var. 


CİTTA SLOW BAŞARISI

EGEDESONSÖZ: Bir değişimden, farklı bir bakıştan söz ediyorsunuz…

SOYER:
Hakikaten bu değişim sadece Seferihisar ile sınırlı kalmayacak sonuçlar doğurdu. Citta Slow’lar Türkiye’de şu anda 9’a ulaştı. Bekleyen sayısız başvuru var. Sakin Şehir adını büyütmeye çalışırken görüyorum ki, bizim Seferihisar için ürettiğimiz model her biri için uygulanabilir bir model olabilir. Çok basit sırları var. Üreticiyi, yerel üretimi teşvik etmek. Biraraya gelmenin gücü. Şimdi Citta Slow’larda üretilen ürünleri bütün Türkiye’ye satacağız.

EGEDESONSÖZ: Yerel yönetimleri hiç kale almayan bir merkezi yönetim gelip sizin enginarların üstüne getirip RES kuruyor ama…

SOYER:
Aynen öyle. Ama biz bunu yapacağız ki nerede, kimle mücadele edeceğimizi bileceğiz. Şimdi orkinos çiftliği örneği. Ne demiştik, burası turizm merkezi dedik ve mücadele ettik. Onlar RES diyecekler biz mücadele edeceğiz. Kazanırız, kazanamayız onu bilemiyorum. Biz o mücadeleyi vermek zorundayız. Ama o mücadeleyi verirken arkada bilimsel bilgilerle yanıt veriyorsunuz.

ÇEVRE BAKANLIĞIYLA ÇEVRE MÜCADELESİ

EGEDESONSÖZ: Orkinos çiftliklerinde son durum nedir?

SOYER:
İptal ettirdik.

EGEDESONSÖZ: Faaliyette değiller mi şu anda?

SOYER:
Faaliyetteler tabi ki. İptal ettirdiğimiz raporun üzerine gittiler yeni bir ÇED raporu aldılar ve kurdular. Biz o raporu da iptal ettirdik. Şimdi yeni bir ÇED raporu almak zorundalar.

EGEDESONSÖZ: En son iptal edildi değil mi?

SOYER:
Şu anda bizim yürütmeyi durdurma aldığımız bir ÇED raporuna dayanarak hala üretim yapıyorlar. Kanuni değil, dayandıkları ÇED raporu Danıştay tarafından iptal edildi.

EGEDESONSÖZ: Savcısı, polisi yok mu buna dur diyecek?

SOYER:
İnşallah bu memlekette hala hukuk vardır.

EGEDESONSÖZ: Hangi firma bu ?

SOYER
: Başaranlar firması.

EGEDESONSÖZ: Hayatı en çok ne zorluyor bu noktada?

SOYER:
Büyük otoriterinin bu tür yatırımları koruyor olması. Adı Çevre olan bir Bakanlığa karşı çevre mücadelesi veriyoruz. Bu absürd bir durum. Bizim ÇED raporunu defalarca iptal ettiriyor oluşumuz çok hüzün verici. Bakanlık bana kardeşim burada yapamazsın demeli. Roller tersine döndü, biz Çevre Bakanlığı’na sen çevreyi korumuyorsun diyoruz.  O da sen gelişmeyi istemiyorsun diyor…

ÜÇÜNCÜ DÖNEMİ DÜŞÜNMÜYORUM

EGEDESONSÖZ: Başkan ikinci 5 yılı düşünmez, ilk 5 yılda yapacaklarını yapmıştır diyorduk…

SOYER:
Üçü düşünmüyorum, çok net. Çok kesin. Hakikaten bunu genelde de doğru bulduğum için söylüyorum. Bir Belediye Başkanı için iki dönem uygun bir süredir. 5 yıl az bir süre.  İnsan şunu hissediyor, vatandaşın olumladığını görüyorsun. Bunun tek parametresi vatandaş, vatandaş takdir etmediyse, geçmiş olsun. İkinci dönem benim için destek ve olumlama anlamına geldi.

EGEDESONSÖZ: Belediye Başkanı olmak için doğdum demiştiniz…

SOYER:
Aynen öyle ama süresinin 10 yıl olduğunu gördüm. Ondan sonra ben olmaktan çıkarım.

EGEDESONSÖZ: Tuvali değiştirmeyi düşünüyor musunuz? (Kahkahalar)

SOYER:
Montaigne’nin Denemeler’ini tekrar ve çok çarpılarak okuyorum. Orada “Aslolan kendi hayatımızdır. Onun üzerine şan, şöhret, para hepsi etkinliktir. Aslolan hayattır” diyor.

EGEDESONSÖZ: Siz başka hangi etkinliklerde bulunacaksınız? Biz onu merak ediyoruz…

SOYER:
Her şey olabilir. Aslolan benim kendi hayatımdır. “Bir insanda bütün insanlık hallerini görebilirsin” diyor Montaigne. Ben kendimde şunu gördüm, “Evet ben Başkan olmak için doğmuşum” dedim. Ama bunun süresi 10 yılı aşarsa kendimde başka bir insan daha görürüm. Optimum süresinin 10 yıl olduğunu düşünüyorum. Aksi iktidar zehirlenmesidir. Orada durmak lazım. Belki arkadan gelen gençlerin söyleyeceği yeni şeyler var. O zaman bu kentin önünü kapamaya başlarım.




ÜRETEN SEFERİHİSAR

EGEDESONSÖZ: Peki 4 yıl sonra Seferihisar ne olacak?

SOYER:
Seferihisar çok iyi olacak, toplam 10 senede çok muazzam bir değişim yaratmış olacak. Örneğin bir arada yaşama kültürü. Farklılıklarımızla bir arada yaşamaya tahammül ettiğimiz ölçüde zenginleşmişiz. Seferihisar Buluşmaları’nda böyle yola çıktık. Bu demokratikleşme demektir, sığ gündemden uzaklaşmak demektir. Örneğin MHP Seferihisar’da meclis üyesi çıkartamadı. Biz de bunun eksikliğini hissettik. Ben MHP ilçe Başkanı ve yönetim kurulu üyeleriyle meclis gündem taslağını görüşüp, görüşlerini, katkılarını alıp meclisi ondan sonra yapıyoruz. Küçük üreticinin örgütlenmesi de önemli. 4 sene sonra Seferihisar kooperatifler cenneti olacak. Bu sene mandalina üretici birliği Almanya’ya mal sattı.

EGEDESONSÖZ: Dört yıl sonra…

SOYER:
Dört yılsonra tohumları çeşitlenmiş ve üretilebilir hale gelmiş bir Seferihisar olacak. Burada çok önemli bir şey var. Köylünün tarlasıyla kentlinin sofrası arasında sımsıkı bir bağ olmalı. Bu bağ koptuğunda her ikisi de yoksullaşıyor. Aksi takdirde sadece GDO’lu yiyeceğiz. Endüstriyel tarımla üretilmiş ürünler yiyeceğiz.

TERMAL MÜJDESİ

EGEDESONSÖZ: Termal kaynaklar ne durumda?

SOYER:
Kuyu açtık, 1.180 metrede 80 derecede suyumuz var. Dahası Karayolları’ndan, AYKOME’den dağıtım şebekesinin onayını aldık. Biz bu yaz üç tesisi termal su vermeye başlıyoruz. Termal günübirlik tesis de yapacağız. Daha sonra ikinci aşamada ise sitelere de vereceğiz. Hatta bir adım daha attık, Sığacık bölgesinde de su bulacağız. MTA’dan Sığacık ile ilgili arama ruhsatı aldık. Eğer orada da sıcak su bulursak…

EGEDESONSÖZ: Seferihisar’a yerleşme talepleri artıyor diye duyuyoruz…

SOYER:
Dün 30 yıldır Atlanta’da yaşayan bir çiftten mail aldım. 2016 sonunda Türkiye’ye göçmeyi ve Seferihisar’a yerleşmeyi düşünüyorlarmış. Böyle örnekler çok artmaya başladı. Doğa aşığı, belli entelektüel seviyede insanlar Seferihisar’ı tercih etmeye başladı.

EGEDESONSÖZ: Seferihisar’ın yazını mı, kışını mı seviyorsunuz?

SOYER:
Ben Seferihisar’ın yazına da, kışına da aşığım. Bizde müthiş bir iklim var. Ne Çeşme’nin sert rüzgarı, ne Antalya’nın nemi var.

EGEDESONSÖZ: Otopark probleminiz ne olacak?

SOYER:
Nihayet çözülecek. Aziz Bey’le görüştük. Pazaryerinin arkasında bir yeraltı otoparkı yapılacak.

EGEDESONSÖZ: Aziz Kocaoğlu ile aranız nasıl? Adınız Büyükşehir adayı olarak da geçmişti…

SOYER:
Bu geçen 6 yılda Aziz Bey ile benim tek bir kötü anım yoktur. Ne ona karşı bir saygısızlık yapmışımdır, ne onun beni kırması söz konusudur. Asla. Biz bu 6 sene içinde hiçbir kötü anı yaşamadık.

EGEDESONSÖZ: Pozitif ayrımcılık var mı size karşı?

SOYER:
Öyle bir şey de yok, tersi de yok. Bu konu çok spekülatif, kafalarda çengel vardır, “Ona on vermiş baba ya…” diye konuşulur. Ama ben Aziz Bey’in hiç kimseyi ayırdığını düşünmüyorum.

 
Kadın başkan farkı
 
Üzerime beton dökseler...
YORUMLAR
Toplam 8 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
20 Nisan 2015 Pazartesi 08:48

seferihisar kadar köhne yer görmedim.yazın sitelere tekli saatlerde dolmuş çalışıyor kışın hiç araç yok. Burası ne biçim yer?

Yorumu oyla      14      8  
Bostanlı 20 Nisan 2015 Pazartesi 08:13

Keşke sayın Tunç Soyer İzmir Büyüşehir Belediye Başkanı olsa idi, herşey daha düzgün olurdu.

Yorumu oyla      14      8  
AMA... 19 Nisan 2015 Pazar 16:12

Seferhiasr merkezi beton yığını ile dolmuş sayın Başkan.Ne biçin sitislov bu?

Yorumu oyla      14      8  
19 Nisan 2015 Pazar 12:10

çok başarılı buluyorum kendisini

Yorumu oyla      18      13  
18 Nisan 2015 Cumartesi 23:32

çok saçma orda yaşamasak neyin ne olduğu bilinmeyecek. daha kanalizasyon gelmedi ulamışa. birileri başkana seferihisarın sığacıkdan ibaret olmadığını söylesin

Yorumu oyla      19      9  
Faruk Tekin 18 Nisan 2015 Cumartesi 21:55

2019'da başkanlık yakışır Tunc Soyer'e ama yedirmezler.

Yorumu oyla      24      11  
sedat avcı 18 Nisan 2015 Cumartesi 18:00

merkezi yönetimin yapması gereken işlere syunduğunuz zaman asıl yerelde yapılması gerekenleri yapamazsınız.seferihisarın sınırlarını bilmek önemli.örneğin sakızağacı mevkiinde sorunlar ayyuka çıktı.

Yorumu oyla      19      10  
18 Nisan 2015 Cumartesi 16:21

2019'da İBB Başkanı olur mu ki?

Yorumu oyla      24      14  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kadın başkan farkı
Hanzade Ünuz Fark Yaratanlar’da İzmir’in ilk kadın Gazeteciler Cemiyeti ...
Lozan Türkiye'nin tapusudur!
Hanzade Ünuz, Fark Yaratanlar’da 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün kızı ...
Ben hep şef olmak istedim
Hayat öyküsünden pasajlarda “Annem hayatta olsaydı müzisyen olamazdım” ...
 
AKP iktidar olursa çok acılar çekeceğiz
Soyoğul sordu, CHP İzmir Milletvekili, aday adayı Moroğlu yanıtladı…
Hayallerim bile realisttir!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda 11. yılını dolduran Aziz ...
'Leydi değilsen, hiç şansın yok!'
CHP’nin İzmir’deki ilk kadın belediye başkanı ve milletvekili aday adayı ...
 
2018'de rafineri tamam, 2019'da...
Türkiye’de ve uluslararası arenada enerjinin güçlü oyuncuları arasına ...
Sertel'le yarışa Nietzsche yorumu: Amor fati!
Gönül Soyoğul sordu, önseçime girme tercihiyle dengeleri değiştiren Mustafa Balbay yanıtladı.
HDP olmasa, AKP İzmir’de 1. parti!
Gönül Soyoğul sordu, Alaattin Epözdemir merak edilen 'seçim' sorunlarını yanıtladı.
 
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Fenerbahçe ne istiyor?
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Yarattı... Veda ederken ağlattı!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Memleketin birinde insan manzaraları(!)
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Tükeniş!
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Kara kaplı defter!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Nereden nereye?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çanakkale artık barışın merkezidir!
Kemal ARI
Kemal ARI
'Cehennem savaşı'nda ne yediler ne içtiler?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bölgecilik, mezhepçilik ve inşaatçılık...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Unutulmazlar...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva