'Yorulmak bilmiyoruz...'

Bornova’nın genç Başkanı Olgun Atila.

CHP’li Başkan Atila makam koltuğunda 3.5 yılı geride bıraktı.

Aklını ve yüreğini dinleyen bir yönetim anlayışıyla Bornova için hizmet verdi.

“Bornova Bizim Evimiz” sloganıyla yola çıktı.

Günde 1.5 milyon nüfusu ağırlayan Bornova’yı Türkiye’ye tanıttı.

Türkiye’de futbolun ilk kez oynandığı Bornova’ya yeni bir stadyum kazandırdı.

Bornova Stadı İzmir’de Süper Lig maçlarının mabedi oldu.

Olgun Atila birlikte yönetime, ulaşılabilir olmaya özellikle önem veren genç kuşak yöneticilerden.

Ekibiyle birlikte şeffaf yönetim anlayışıyla çalışıyor.

“Hayır Cephesi’ni güçlendirecek bir oy bile önemlidir” diyor.

2019 yerel seçimlerine Aziz Kocaoğlu Başkanlığında girmenin avantajlı olacağını düşünüyor.

Yorulmak bilmeyen “Çalışkan Başkan” olarak anılmayı arzu ediyor.

Hayallerini gerçekleştimek için 7/24 koşturan Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila geçen 3.5 yılı Ege’de Sonsöz’e değerlendirdi.

A’dan Z’ye içini döktü...

BORNOVA BİZİM EVİMİZ...

“Ben siyaseti hiçbir zaman bir meslek gibi görmedim. Ama ortaokul yıllarımdan beri siyasete karşı ilgim merakım da vardı. O yıllardan arkadaşlarım bunu bilir, “Olgun mutlaka siyaset yapar” derlerdi. Birgün taşın altına elini sokmak gerekir diye düşündük. Ailem de bu düşünceme destek olmuştur. Babam Halil Atila bugüne dek hep dost, insan biriktirmiş, Bornova’da sevilen yardımsever bir işadamı. Hep iyilik ekmişler, bu bizim için büyük bir avantaj. Bunu hem adayken yaşadık, hem de şimdi mükafatını görüyoruz. Biz ‘Bornova bizim evimiz’ diyoruz, doğru yolu bilimsel yöntemlerle belirlerken onların düşüncelerini, görüşlerini alıyoruz. Bornovalı hemşerilerimizin düşüncelerini de sürece katıyoruz. Hem aklımızın, hem de kalbimizin istediği yönde ortak akılla karar vermeye çalışıyoruz. Vatandaşlarımızın da görüşlerini alıyoruz. Biz bu kenti 10 kişi 20 kişi yönetmiyoruz, en az 100 bin kişi yönetiyoruz, Bornovalılar ile yönetiyoruz.”

VATANDAŞ GÖRÜŞÜ ÖNEMLİ

“450 bin nüfuslu bir kentte yaşıyoruz. Günde 1.5 milyon kişi Bornova’dan hizmet alıyor. Biz vatandaşlarımızın görüşlerine çok önem veriyoruz. Vatandaşların projelere anlık katılımı da çok önemli. Örneğin Naldöken sahamızın ölçüsü biz projeye başlarken farklıydı. Orada yaşayan bir hocamızın sosyal medyadaki yorumu dikkatimi çekti, hemen teknik arkadaşlarla biraraya geldik. Yorumunun haklı olduğunu ve bu projenin Bal ligi ve 3. Lig’den faydalanması açısından ufak bir tadilatla daha faydalı olacağını gördük. Ben hocamıza teşekkür ediyorum, onun sayesinde Bornova daha iyi bir sahaya kavuştu. Ufak bir dokunuşla sportif açıdan daha faydalı bir projeye dönüştü.”

TÜRKİYE’YE ÖRNEK

“Bornova Türkiye için önemli bir örnek. Türkiye’nin özlem duyduğu yönetim şeklini Bornova’nın tüm sokaklarında uyguluyoruz.Halkımızın görüşleri bizim güç kaynağımızdır. Açık ve şeffaf biçimde sosyal medyadan ya da telefon ile her zaman ulaşılabiliriz. Hiç kimseyi kırmadan dökmeyen bir ülke özlemimiz var, çok şükür biz vatandaşımıza dokunarak bunu başarıyoruz. Bütün siyasi partilerle uyum içinde çalışıyoruz, elele veriyoruz. Herkesi kucaklıyoruz, huzur ve bereket içinde çalışıyoruz. Bir saniyemiz yok ki Bornova için düşünmeyelim. Bizim için en önemli sıfat çalışkan olmaktır. Eşim Hikmet Hanım da Bornova’da doğmuş büyümüş biri olarak çalışmalar hakkında görüşlerini her zaman belirtir, eleştirisini yapar. Çok dikkatli ve titizdir. Ben de kendisinin eleştirilerini dikkate alırım, yaptığı yorumlar bizim için önemli bir beslenme kaynağı. Yüzde yüz katkı koyuyor. Eşim hem anne olarak, hem de bir işkadını olarak başarılıdır. Danışmanlarımız kuvvetli yani...”

30 İLÇEYİ DE ALIRIZ

“Her türlü seçim önemli. 81 vilayette 60’a yakın belediye çıktığında 2019’da yapılacak genel seçimlerde “Hayır Cephesi” daha moralli bir seçime girer. Bu önemli. Ama neticede her seçim önemlidir. Her seçimde ülkenin ya da o kentin beş yılını belirliyor. Sandık beş yılda bir geldiğinde herkes dikkatli olmalı. Kişisel beklentiler kenara konmalı, toplumun istediği fotoğrafı ortaya koymak hepimizin birinci görevi. Hayır’dan kazandığımız bir üslup var, uzlaşma siyaseti. Tabii tüm bunları belediyecilik hizmetleriyle buluşturmak da çok önemli. Ben CHP’li sosyal demokrat belediyecilik anlayışının Türkiye’nin bir ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Büyükşehir Belediyesi’nin tarafsız hizmet anlayışının toplum tarafından kabul gördüğüne ve kaybedilen ilçe belediyelerin CHP tarafından kazanılacağına inanıyorum. Hata yapılmazsa 30 ilçeyi kazanacağımızı düşünüyorum. Aziz Kocaoğlu’nun Başkanlığında girilecek bir seçimin de hepimiz açısından daha avantajlı olduğunu görüyorum. Seçmenler açısından daha büyük güven oluşturacaktır. Ama neticede takdir parti büyüklerindir, en büyük takdir de halkındır. Halkın iradesine saygı duymak gerekir.”

YAPACAK ÇOK İŞ VAR

“Ben Bornova’da hizmet etmekten büyük mutluluk ve onur duyuyorum. Doğup büyüdüğüm bir kentte hizmet etmek gelebileceğim en ulvi görev. Aileme bırakacağım çok büyük bir miras. Bornova’daki her gelişme bizi çok mutlu ediyor. Her şeyden önemlisi insanlarımızın hayatına dokunmak, faydalı olmak, kentin ekonomisini, spor kültür hayatını geliştirmek, katkıda bulunmak bizi çok mutlu ediyor. Doğrusu bu anlamda yorulmak bilmiyoruz. Bir taraftan tasarruf edip, bir taraftan da var olan projeleri güçlendirip yeni projeler katarak hayallerimizi gerçekleştiriyoruz. Ama tabii daha yapacak çok işimiz var. 35 müdürlüğümüzle birlikte yenilikçi projelerle çalışıyoruz.”

BİR SENEDE 10 SENELİK GELİŞİM...

“Bizim Bornova Stadı’nda yapılan portatif tribün dışında bir projemiz vardı. İçinde futbol müzesi olan, 7/24 yaşayan bir sosyal tesis kompleksi düşünmüştük. 350 kişilik konferans salonu da olacaktı ama Göztepe’nin şampiyonluğu, Süper Lig’e çıkması olağanüstü hale yol açtı. O nedenle geçici ve acil bir çözüme gittik. Bu noktada da başarılı olduğumuzu düşünüyorum. En azından hem Göztepe’ye, hem de Altınordu’ya en iyi şekilde hizmet veriyoruz. Bu stadyum sayesinde Altay ve Karşıyaka kulüplerimiz de İzmir’de maç yapabiliyorlar. Eğer bu stat olmazsaydı Göztepe ve Altınordu Atatürk stadında maç yaparlardı. Altay ve Karşıyaka’da maalesef İzmir dışına çıkmak durumunda kalabilirlerdi.

Bizim hayal ettiğimiz Bornova Aziz Kocaoğlu Spor Kompleksi tamamlandığında içinde eğitim faaliyetlerinin de yapıldığı 7/24 yaşayan bir tesis olacaktır. Şunu da açıkyüreklilikle söylemek istiyorum, Bornova Aziz Kocaoğlu Stadyumu sayesinde İzmir’de bir senede üç stadyumun temeli atıldı, iş teslimi yapıldı. Bu yeterli mi? Değil. İzmir’in daha çok spor kompleksine, salonuna, stadyuma ihtiyacı var. Biz İzmirliler olarak vergimizi en iyi şekilde ödüyoruz, yurttaş olarak karşılığını da istemek hepimizin hakkı. Ne kadar çok salonumuz, stadımız olursa sporu 7/24 yaşarız, pek çok branşı hayal ederiz. Hayaller gerçekleştiği zaman da daha çok sporcu yetişir.

Bornova’daki stadyum sayesinde Naldöken, Doğanlar, Pınarbaşı, Işıkkent mahalleleri hem ekonomik hem de sosyal anlamda değişime uğruyor. Bölgede bir senede 10 senelik gelişim sağlandı. Bornova Stadyumu Türk sinema tarihindeki Eşkiya filmi gibi öncü bir rol oynamıştır. Eşkiya filmi ile Türk sinema seyircisi tekrar yerli filmleri izlemeye başlamıştır. Bornova Aziz Kocaoğlu Stadı’nın da İzmirli’nin makus talihini yendiğini düşünüyorum. İlk senesinde şampiyon çıkardı, bir takımımız Play Off’a gitmenin direğinden döndü.”

BİZ İZMİRİZ

“Biz bütün kulüplerimizle ilgili olumlu düşüncelere sahibiz. İyi düşünürseniz iyi şeyler olur. Takdir kamuoyu ve spor kulüplerinindir. Kulüplerimize en iyi şekilde ev sahipliği yapmak bizim için onurdur. Tribünlerimiz bütün renkleri barındırıyor. Bütün kulüplerimize ev sahipliği yapmanın Bornova insanının misafirperverliğine yakıştığını düşünüyorum. Türkiye’de futbolun ilk oynandığı kent olan Bornova’da böyle bir tarihi sorumluluğumuz ve misyonumuz var. Böyle tarihi bir şansın Bornova’da olmasından büyük mutluluk duyuyorum. Bu stadı korumak hepimizin görevi. Kırılan koltukları kulüplerimiz tamir yapıyor, dolayısıyla kulüplerimizin bütçesinden harcama yapılıyor. Hepimizin varolan bütün materyalleri en iyi şekilde kullanıp sorumlulukla sahip çıkmamız gerekir. Cüzi ve zor şartlarımızı en iyi şekilde kullanmalıyız. Maçlara eşlerimiz ve çocuklarımızla gitmeliyiz. Biz İzmiriz, biz Bornovayız. Biz bunu örnek kent olarak hizmetlerin kullanımına verdiğimiz değerle ortaya koyarız.”

YALNIZ DEĞİLİZ

“Farklı partilere mensup vatandaşlarımızın da çok yüksek oranda teveccühünü alıyoruz ve bu bizi şaşırtmıyor. Çünkü bizim üst kimliğimiz Bornovalı olmak. Biz hayatı birlikte paylaşıyoruz, acıları güzellikleri birlikte paylaşıyoruz. İyi günümüzde kötü günümüzde birbirimize sahip çıkıyoruz, bunu çok defa gördük. Dersanelerin KHK ile kapatıldığı dönemde muhtarlarımızın, velilerimizin bize sahip çıkması, desteği, Belgem’e sahip çıkması, Bornovalı çocuklarımıza sahipsiz bırakmaması geleceğimizde bize destek olmaları bizi çok mutlu etti. Yalnız olmadığımızı hissettik.”

KIRMIZI ÇİZGİM...

“Biz seçilmiş belediye başkanlarıyız ve toplumun tüm kesimlerine eşit hizmet götürmek zorundayız. Bir taraftan da bir partinin üyesi olarak vatanımıza ve partimize olan borcumuzu, doğrularımızı söyleme gereği duyuyoruz. O nedenle delege seçimlerinin yapıldığı bu süreçte arkadaşlarımıza lütfen herkes mahallesinde uzlaşsın diyoruz. Türkiye olağanüstü bir dönemden geçiyor, ayrışmak kavga etmek yerine, bir ve beraber olma gereği var. Ayrıca bizim genel kurullarımız sadece rekabetin olduğu, belediye başkanlarımızın, milletvekillerimizin, parti yöneticilerimizin güç kaybına uğradığı değil, güç aldığı moralli çıktığı kongreler, kurultaylar olması gerektiğine inanıyorum.

Parti yönetimine katılma, delege olma arzusu şüphesiz çok kutsaldır. Benim kırmızı çizgim ise CHP Genel Başkanı, Büyükşehir Belediye Başkanı, MYK üyeleri, il ve ilçe başkanları ve belediyelerimiz hakkında olumsuz fikir üreten, partinin büyümesine olumsuz katkı koyan insanların delege olmamasıdır. Aksine partiye emek verenlerin, sandıkta bekleyen partinin değerlerinin delege olması, partinin yönetim kurullarında yer alması bütün arzum ve dileğimdir. Arzum tek adayla ve uzlaşıyla bütün mahallelerden çıkması ve yukarıya tecelli etmesidir. 45 mahalledeki faaliyetleri tek tek takip ediyoruz, katkı konabilecek nokta varsa koymaya çalışıyoruz. Ama arkadaşlarımızın iradesine her zaman saygı duyuyoruz. Bana fikrimi sorduklarında, ‘Hangi liste sizin açınızdan uygundur’ diye sorarım. Oluşabilecek en güzel fotoğrafı oluşturma gibi bir sorumluluğumuz var. Fikrim sorulursa fikrimi paylaşıyorum.”MAKSİMUM HİZMET 

“Herkesin projesi ve düşüncesi sınırsız. Ama bu projeler vatandaşa dokunmuyorsa zaten bir ehemmiyeti yok. Önemli olan sınırlı bütçeyle hizmetlerinizi maksimum düzeyde yapabilmek. Bu aile içinde de böyledir, önemli olan huzurlu ve bereketli yaşamak. Biz ilk 3.5 sene boyunca ne yaptıysak son 1.5 senede de aynısını yapacağız. Bizim her günümüz çok değerli, olağanüstü bir durumumuz yok. Aynı hassasiyet ile yolumuzda yürüyeceğiz. İlk günkü duruşumuz ve hassasiyetimizle görevimizi tamamlayacağız.”

ARTI BİR OY ÖNEMLİ

“Sokağa çıktığımda güçleniyorum, belediyeye şarj olarak dönüyorum. Vatandaşımızın bize ve belediyemize olan sempatisi, gözünün içindeki ışık bizi daha güçlü kılıyor. Biz vatandaşlarımıza ne kadar hizmet etsek de teşekkürümüz yetmez. Bize oy veren vermeyen bütün vatandaşlarımıza hizmet etmek bizim görevimiz, biz bu anlayışla çalışıyoruz. Biz seçime çok yakın bir zamanda arkadaşlarımızla, dostlarımızla durum değerlendirmesi yapacağız. Anketlere bakacağız. Eğer bizim tekrar seçime girmemiz konusunda oluşan olumlu bir tablo varsa ve bu olumlu tablo Türkiye’de genel seçime bir oy bile artı sağlayacaksa ona göre değerlendirme yapacağız. Ama bizim dışımızda bir arkadaşımızın partinin ve Hayır Cephesi’nin güçlenmesi yolunda bir duruşu olursa önümüzü ilikleyip hem parti hem de vatan görevimizi tamamlamış olacağız.”

GÖNLÜMÜZDEN AZİZ BAŞKAN GEÇİYOR

“Aziz Başkan Bornovamızın bir değeri. Varlığı Bornovalılar için çok önemli. Bizim dileğimiz ve arzumuz Başkanımızn görevine devam etmesidir. Bizim gönlümüz, arzumuz dileğimiz Aziz Başkanın görevine devam etmesi, İzmir’in başarılarının taçlanmasıdır. Dürüst ve adaletli hizmetin artarak devam etmesi ülke insanı için de bir umut ve moral kaynağıdır. Anketlerde ortaya çıkan sonuçlara göre Türkiye’de pek çok kentte yaşayan önemli yetkili kişilerin yüzde 75’i İzmir’de yaşama arzu ve isteği var. Bu İzmir’in insanı, iklimi, demokratik yapısından kaynaklı. En önemli etkilerinden birinin de İzmir’deki yerel yönetimlerin başarılı çalışmaları olduğunu düşünüyorum.”