"İŞLETMELERİMİZİ TUVALETE ÇEVİRELİM!"
Belediyenin Kordon’a kendi işletmelerinin açması, ucuza ürün satacak olmasına ne diyorsunuz?
Ben Aziz Bey’in böyle bir şey söylediğine inanmıyorum. Orada 50 kuruş çay satacağız demiş. Buna anlam vermek gerçekten zor. O zaman ben ona şunu sorarım: Madem insanlara hizmet etmek, ucuza ürün satmak istiyorsunuz. Neden Grand Plaza’da, Yasemin Kafe’de, Asansör’de gıdaları ucuza satmıyorsunuz. Neden orada 50 kuruş değil. O zaman İzmir’in her yerinde bu tür yerler aç. Ben de senin dürüstlüğüne inanayım! Eğer 2.5 TL’ye alkol satarsanız, gençler burada içip sarhoş olacaklar. Yaşanacak olayların önüne geçemezsiniz. Ailelerin de huzuru kaçar. Her gece kavga çıkar. Kordon’da tuvalet sorunu da var. Eğer onlar Kordon’a kafe açar ucuza mal satarlarsa biz de işletmelerimizi tuvalete çevirelim öyle para kazanalım. Bu iş böyle olmaz, böyle gitmez. Sorunları böyle çözemezsiniz. İşin ekonomik boyutu da var. Siz oraya kafe açacaksınız 50-60 kişi çalıştıracaksınız. Ama diğer yandan 3 bin-4 bin kişiyi işsiz bırakacaksınız. Onların aileleri var. Bizim tedarikçi firmalarımız var, onların da aileleri var. Ortalamaya vuracak olursanız 100 bin kişiyi mağdur edeceksiniz. Burası bacasız bir sanayi. Sen böyle yaparak bu sanayiyi yok edeceksin.
Kordon’daki temizlik sorununa nasıl çözüm getirilebilir?
Biz zamanında dedik ki: Çöp kutuları yer altına insin. Hem daha temiz bir ortam olur, hem de çöp toplayan kişiler otomatikman ortadan kaybolur. Çöp toplayanlar ne yapıyor? Oradaki çöpleri karıştırıyorlar, çöpleri dışarıya çıkartıyorlar. Kötü bir görüntü oluşuyor, koku oluyor. 2.8 kilometrelik alanda bir tane tuvalet yok. Yer altı tuvaletleri yapılabilir. Miting oluyor, düğün oluyor, maç oluyor herkes burada. Kordon insanların ortak kullanım olanı… Avrupa’da bile İzmir’in simgesi Kordon. Ama temizlik adına hiçbir şey yapılmıyor. Kaldırımlar da dökülüyor, alt yapı da yok… Yağmur yağdığında insanlar sek sek oynuyor resmen. Kordon deniz seviyesinin altında olduğu için en ufak bir rüzgarda kanalizasyondaki su yüzeye çıkıyor. Venedik’e dönüyor. Kordon İzmir’in vitrini, gerdanı. Onu korumalısın. Sadece işletmelere değil, Kordon’un görüntüsüyle de ilgilenmek gerekir. Evlerin panjurlarından tutun, mekanların tabelalarına kadar her şey tek tip olmalı.
"ASIL PATRON MÜŞTERİ"
Neler yapılması gerekir sizce?
Ben tüm mekanlara bir bayrak ya da bir simge verilmesi taraftarıyım. Hizmet kalitesine göre mekanlar ödüllendirilmeli, belli bir standarta bağlanmalı. Böylece işletmenin kurallara uyduğunu, sorunsuz olduğunu insanlar anlayabilecek. Mesela bizim en büyük ayıbımız engelli tuvaletimizin olmaması. Ben bundan utanıyorum. O yüzden belli kriterler olsun mekanlara. Her işletme sağlık kontrolünden geçsin, İngilizce bilen personel bulundursun. Yerine getirmeyenler bu bayrağı kazanamasın. Biz burada patron değiliz. Asıl patron müşteridir. Onlar bize gelmezse para vermezse, biz de işletmemizi çeviremeyiz, personelimize maaş veremeyiz.
Kordon’un daha iyi hala gelmesi için nasıl bir reçete önerirsiniz?
- Hava koşullarına uygun, görüntü olarak rahatsız etmeyen tente sistemi bir an evvel yapılsın.
- Temizlik sorunu çözülmeli, tuvaletler yapılmalı.
- Faytonlar daha modern olmalı, idrar kokusu engellenmeli. Faytoncuların sosyal güvencesi olsun.
- Kaldırımlar düzenlenmeli.
- Her mekanın saksıları ve tabelaları tek tip olmalı.
- Alt yapı sorunları acilen çözülmeli.
- Kordon turizme kazandırılmalı. Boş duran yeşil alanlara İstanbul’daki Miniatürk benzeri bir yapı oluşturulmalı. Açık hava müzesi olmalı.
- Işık oyunları yapılmalı.
MESAM ile ilgili telif hakkı konusundaki sorun ne aşamada?
Gidip ifademizi verdik. MESAM’da kendine göre telif hakkı istiyor. Ama bu rakamlar çok yüksek. 5 bin TL. yıllık sanatçı telif hakkı istiyor. Ben bu sanatçıların bandrollü orijinal CD’lerini alıyorum. Neden işletmelerden ayrıca bir para alıyorsunuz. O zaman sanatçılar her işletmeye CD’lerini göndersin. Nasıl maç yayınını paketine göre satın alıyorsam, müzik yayını için de öyle bir paket sunsunlar. Biz de alalım. Bu şekilde fikirler sunduk. Bakalım bekliyoruz şimdi ne olacak diye…
CHP İzmir Milletvekilliği Aday Adaylığı ile birlikte siyasete soyundunuz. Aday gösterilmediniz. Bir kırgınlık var mı partiye?
Kesinlikle yok. İlk kez siyasete atılan biri olarak, büyüklerimizin aldığı karara saygılıyım. Siyaset yapacak olsaydım yıllar önce gençlik kollarında başlardım. Ben Balkan Platformu’ndaki büyüklerim için siyasete girdim. Ama ben partinin neferi olmaya devam edeceğim, daha öğrenecek çok şeyimiz var.
Hükümete bakışınız nasıl? Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın İzmir’den milletvekili olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben CHP’den aday adayı olsam da hükümetin birçok uygulamasını çok beğeniyorum. Sigara yasağını desteklemiştim. Bir mekan sahibi olarak İzmir’de tek destekleyen bendim. Alkol yasağındaki yaş sınırlamasına da karşı değilim. Bu tür yasalar bizi güvence altına alıyor. Yasa, İnsanları dışarda, çimlerde içki içirtmem diyor, ruhsatı olmayan yerlerde içki satılmasını engelliyor. Ertuğrul Günay’ın da İzmir’e katkısının önemli derecede olacağını düşünüyorum.
Türk-Yunan İşadamları Derneği’ndeki başkanlık devam ediyor mu?
Hayır. Seçim döneminde derneği bıraktım. Şu anda çok başarılı bir arkadaşımız görevi gerektiği gibi yapıyor. Ben koltuk sevdalısı biri değilim...