Zencani’nin ifadesi Meclis’e taşındı: Çıray’dan çarpıcı mesajlar!

CHP İzmir Milletvekili ve Dilekçe Komisyonu üyesi Dr. Aytun Çıray, İran İslam Mahkemesi tarafından İran Petrol bakanlığına ait 2.5 Milyar doların üstüne yatmak ve dünyaya yolsuzluğu yaymak suçundan idama mahkum edilen Babek Zencani’nin geçtiğimiz günlerde medyaya düşen ‘Türkiye’de komisyon adı altında 137 milyon Doları ismini verdiği üç Bakana olmak üzere toplam 8.5 milyar dolar rüşvet dağıttığı’ şeklindeki mahkeme ifadeleri üzerine 20 CHP’li milletvekilinin imzasını alarak bir Meclis Araştırması açılmasını istedi.

CHP Parti Yönetimi tarafından hızla işleme konan Meclis Araştırma Önergesi dünkü (13 Nisan 2016) Genel Kurulda görüşüldü.

Araştırma Önergesinin hazırlayıcısı olarak CHP Grubu adına söz alan Aytun Çıray, konuşmasında Babek Zencani’nin mahkeme tutanaklarındaki ifadeleriyle 17/25 Aralık olayları, Rıza Sarraf’ın  Amerika’da tutuklanması ve cumhurbaşkanının politikaları arasında çarpıcı ilişkiler kurdu.

Konuşmasının başında sızdırılan Panama belgelerinde İngiltere Başbakanı David Cameron’ın küçük bir tasarrufunun babası tarafından Panama’da off-shore hesaplarında değerlendirdiğinin ortaya çıkmasının İngiltere’de büyük bir hadise haline geldiğini belirten Çıray, bütün gürültünün esasen illegal hiçbir yönü olmayan bu 19 bin sterlin tutarındaki küçük kazancın seçimlerden önce İngiliz seçmenine açıklanmamış olmasından kaynaklandığına dikkat çekti.  Bu miktarı  Zencani’nin Türkiye’de dağıttığını söylediği  8.5 milyar dolarla kıyaslayan Çıray  “Bu kadar para bırakın bodrumu, gökdelene sığmaz gökdelene!” dedi. 

NE İRAN NE ULUSLARARASI SİSTEM BUNU YAPANLARIN…
Bu kadar paranın ne İran, ne de uluslararası sistem tarafından yiyenlerin yanına bırakılmayacağını, ‘burunlarından fitil fitil getirileceğini’ belirten Çıray, Rıza Sarraf’ın ABD’ye sığınmasını bunun başlangıcı olarak değerlendirdi. Bütün bunları devletin rehin kalması olarak niteleyen Çıray, Türkiye’nin partiler üstü bir milli güvenlik sorunuyla karşı karşıya olduğunun altını çizdi. 

Çıray bu sorunun merkezinde o zat diye zikrettiği saray yerleşiğinin bulunduğunu işaret ederek durumun vahametini şu cümlelerle tasvir etti:

“O zat” cürümlerini örtbas etmek için daha büyük cürümler işledi, korkuyor.                                                                                                         

Başkanlık adı altında kuvvetler birliğini ele geçirdiği bir koruma zırhı istiyor.

Zaaflarını bilen dış güçler de ona “yeni Türkiye için yeni anayasa” yap diyorlar…

Ona ulus devleti, üniter devleti, lâik devleti yıkacak bölücü bir anayasaya yaptıracaklar.

Ey AKP’nin vicdanlı ve Allah korkusu olan milletvekilleri..

Her şey gözlerinizin önünde oluyor.

Biliniz ki…
Üç günlük koltuk sevdası için böyle bir anayasaya boyun eğenlerin mezarlarını gelecek nesiller sürerler.

İktidarıyla muhalefetiyle tüm milletvekillerine soruyorum:

Bırakın anayasanın nasıl bir anayasa olacağını…

Kısmen mi tamamen mi değiştirileceğini…

Sizce bu ülkede anayasa değişikliği yapılabilecek meşru bir siyasi ortam var mı?

Haber alma özgürlüğü var mı?

Adil propaganda hakkı var mı?

Hak, hukuk, anayasal düzen var mı?

Her gün 3-5 şehit verdiğimiz…

Büyükşehirlerimizde bombaların patlatıldığı…

Güneydoğu’da PKK’ya kaybettiğiniz egemenliğin geri alınması için çatışmaların yaşandığı…

Güvenliğin olmadığı…

Ahalinin göç etmek zorunda kaldığı…

Venedik kriterlerinin yerle yeksan olduğu bir ortamda ille rejim değişikliği gerçekleştirecek bir anayasa yapacağım diyorsanız…

Bu ülkeyi işgal edeceksiniz demektir ki…

Bu bir savaş nedenidir.”

TİLKİNİN ÖMRÜ ASLAN UYANANA KADARDIR
Aytun Çıray milletvekili olarak buna razı olamayacağı vurgulayarak, konuşmasını şu çarpıcı cümlelerle noktaladı: Hep aldatıldığı numarasına yatanların aslında sürekli aldattığının anlaşılmasının eli kulağındadır.

“O zat” bu yüzden başta Başbakan olmak üzere tüm AKP gurubunu başkanlık anayasası sürecinin hızlandırılması için sıkıştırıyor.

Artık zamanın tükendiğini hissediyor.

Ancak zamanın akışı bir kere hızlandımı artık durdurulamaz..
Türk Milleti, kendisini isminden dahi mahrum etmek isteyenlerin hakiki niyetlerini öğrenmiş ve büyük uyanışın eşiğine gelmiştir.

Unutmayın.
Tilkinin ömrü aslan uyanana kadardır.