Vekil Arslan’dan net 8 Şubat mesajı: Deniz Yücel’in arkasındayım!

EGEDESONSOZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Ednan Arslan Sonsöz TV’de yayınlanan Günaydın Ege programına katıldı. Partisinin yaklaşmakta olan il kongresi hakkında konuşan Arslan, “Deniz Yücel’in arkasındayım” mesajını verdi.

Vekil Arslan dış politika, güvenlik, iktidarın uygulamaları konularında da açıklama yaparken ayrıca kentte tartışılan Urla ile Çeşme’de 511 parseli kapsayacak acele kamulaştırma kararına da değindi. Arslan, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Menderes’te hayata geçirilecek olan katı atık entegre bertaraf tesisi için de görüşlerini bildirdi.

DENİZ YÜCEL’İN ARKASINDAYIM!
Arslan, 8 Şubat Cumartesi Günü gerçekleşecek il kongresi için açıklama yaparken mevcut İl Başkanı Yücel’in durumunu da değerlendirdi. Arslan, “Çok güzel bir il kongresi olacağına inanıyorum. Bizim partide aday olunmaz aday gösterilir. Biri niyet açıklar ya da birileri divana önerir. Ben mevcut il başkanımızın iyi bir başkanlık dönemi geçirdiğini düşünüyorum. Genç kardeşlerimize çok güzel örnek oldu. İnşallah 8 Şubat’ta da seçilecek. Aldığı sorumluluğu çok güzel yerine getirdi devamını da getirecektir. Bu geminin kaptanı Deniz Yücel’dir. Başarılıdır, çalışkandır. Deniz başkanımızın niyeti varsa onun yanında olacağımı söylemiştim. Başarılı olan bir insan böyle takdir edilir. Ben arkasındayım. Seçimler için aday belirleme süreçlerinde Deniz Yücel’in etkisi oldu konuştu ilçelere gitti bir takım değerlendirmeler yapıldı. Arkadaşlarına yol açmak için değil partinin bayrağını kim daha ileri götürür diye yaptı bunu. Birçok insanla bu konuda görüştü. Sonuçta siyaseten bir başarı varsa bunu herkes sahiplenir. Başarısızlığın faturası siyasiye kesilir. Sonuçta fatura keseceğiniz bir kişiye başarılı olduğunda bu senin başarın al devam et denir. Hem eğitimi hem aileden aldığı partililik bilinci ile İzmir’de güzel işler yapmaya devam edecektir. İl başkanlığına aday olurken büyük şehir belediye meclis üyeliği koltuğunu bıraktı bu çok kıymetli bir süreç. Genç ve başarılı bir insanın bir daha seçilmesi çok kıymetli... Bizi rol model olarak gören çok insan var onların yolunu açarız örnek. Tunç Soyer’le bir sıkıntısı olduğunu düşünmüyorum kulis iddiaları bunlar. Tunç beyin olumsuz bir dileği olduğunu görmedim. Kimseye de ne oluyor diye sormadım. Ben Deniz Yücel’in bu görevi çok iyi yapacağına inanıyorum 42 yaşında genç bir kardeşimin burada olması çok ümit verici ve başarılı olacaktır. Bu tabi ki bir ekip işidir. Bu kararlar bir takımla ulaşıyor. Ben genel başkana bir konuşmamda başarılı olduğunu söylediğimde o da başarılı genç olduğunu düşündüğünü söyledi. Ben düşüncemi söyledim bu konuda devamının faydalı olacağını söyledim o da buna paralel düşündüğünü söyledi. Zaten kongrelerden çıkan sonuç Deniz Yücel’in devamlılığı konusunda. Partide kamplaşma değil yarış var. Herkesin gönlünde bir aslan yatar” dedi.

ADAYLIK CÜNEYT OĞUZ’UN EN DOĞAL HAKKIDIR!
Kurultay değerlendirmesiyle birlikte, İl Başkan Yardımcısı Cüneyt Oğuz’un kongre için adaylığını ilan etmesi karşısında açıklama yapan Arslan, “ Biz genel başkanın başarılı olduğunu biliyorduk. Biz onların söylemlerine katılsak bu dönem İstanbul’u alamazdık. Genel başkanı değiştirmekle olmuyor. Genel başkanımız iyi örgütlenme yarattı demokrasi isteyen hak hukuk isteyen insanlarla yürümese bu iklim böyle olmazdı. Genel başkanın yanında durduk partinin önünü açan bir dönem yaşandı. İmza sürecine müdahale etmedi ve biz devam ettik. Diyet falan siyasetten karşılığı olmayan sözlerdir. Kurultayda birileri aday olabilir. Tüzüğümüz çok açık. Muharrem Bey aday olmak istiyorsa çıkar olur demokratik hakları. Kimse neden çıktı yarışıyor diyemez karar veren delegedir. Cüneyt Bey aday oldu, çok da severim, en doğal hakkıdır seçilirse olur ama görünen tablo Deniz Bey’in devamıdır” diye konuştu.

GENEL BAŞKAN BU GÖREVİ KİME VERİRSE O KİŞİ GURUR DUYAR
“Kurultayda Parti Meclisi’ne aday olacak mısınız?” sorusunu yanıtlayan Arslan, “Bunlar onurlu görevlerdir. Siyaset hedef işidir. Çok büyük bir onurdur parti meclis üyesi olmak. Milletvekilinin zaten bir görevi vardır. Partinin üst yönetiminde görev almak çok onurlu bir iştir buna karar verecek olan genel başkandır. Tabii ki herkesin gönlünde vardır. İzmir tabi ki MYK da temsil edilmeli. İzmir’de bu görevi yapan arkadaşlar bu görevi başarıyla yaptılar. Temsiliyet anlamında bir sıkıntı yok. Genel başkan bu görevi kime verirse o kişi gurur duyar. Onur duyulan bu göreve seçilene destek vermektir. Ekonominin kötü olduğu iflasların arttığı insanların cebine harçlık koyamadığı bir dönemde görev düşünmeyiz. Ülkenin yüzde 60’ını yöneten bir parti haline geldik. Vatandaştaki bu umudu daha da yeşertmeli onlara karşılık vermeliyiz. Şu an tek adam yönetimi var maalesef. Bir kişinin iki dudağı arasında bir rejim yarattık. İnsanlar açım diyemiyor depremle ilgili konuşamıyor. Korkuyorlar dava açılmasından. Depremle ilgili yazanları evden alın demek yerine onlara kulak vermesi gerekirken onlar baskılanıyor. Vergi verenin en doğal hakkıdır hesap sormak” ifadelerini kullandı.

ACELE KAMULAŞTIRMA İÇİN FLAŞ İDDİA: ENSAR VAKFI’NA VERİLEN ARSA VAR!
İzmir’in gündeminde olan Çeşme ve Urla’daki bazı parselleri kapsayan acele kamulaştırma kararlarıyla ilgili konuşan Arslan, “Acele kamulaştırma olağanüstü durumlarda kullanılması gereken bir yöntem. Burası bir turizm bölgesi ama bu parseller neden aceleyle kamusallaştırılıyor? Tamam yapın planlama bu araziler köylününken de yapılabilir. Gelin çok acilse o günkü dahilinde verin bedeli. Alıp da bu bölgeyi kime vereceksiniz? Oraya deniz kuvvetleri ile ilgili bir tesis kurulacaktır ve kritik bir yerdir o zaman acele kamusallaştırma yapılabilir. Ama köylünün mülkiyeti onlardayken yatırımcı kimse gelsin köylüyle konuşsun. O bölgeler zamanında sit alanı ilan edilmiş. Üzerinde çok düşünülerek karar verilmesi gereken bir bölge orası. Herkesin katılımıyla ölçülüp biçilmesi gereken bir konuyken bir anda acele kamusallaştırma yapılıyor. Bazı projeler çıktı sayın bakan bizim değil diyor o zaman sayın bakan paylaşsın kendi projesini. Bakalım neymiş onların planı! Orada yıllardır yaşayan köylünün malını kimse gasp ederek almamalı. Benim bildiğim kadarıyla Ensar Vakfı’na verilmiş bir arsa ve AKP’ye yakın iş adamlarına ait parsellerin acele kamusallaştırmaya dahil edilmediği söyleniyor. Yakında bunlar iddia olmaktan çıkıp kanıtlanacak” dedi.

İNSANLARA HAK ETTİĞİNİ VERİN! HUKUKİ SÜRECİ BAŞLATACAĞIZ!
Arslan açıklamalarını sürdürdü, “Bir an önce gündemden düşürüp istediklerini yapmak istiyorlar. Yandaşlara da büyük rantlar yaratacaklar. Partimizin çalışması var il başkanlığımız da bunla ilgili bir dosya hazırladı. Bu 511 parsel vatandaşın elinde kalmalı. Yerel dinamikler ve belediyeyle birlikte bu süreçler planlanmalı. Çeşmenin doğası bozulmadan oraya bir turizm girişimi gerçekleşebilir. Ama devlet bilmez oraya kim gelecek ne yapacak. Devlet kördür bu konuda. Belediyeler köylüler yok sayılarak bu yapılamaz. Bunu yaptırmayız demiyoruz acele kamulaştırma yanlıştır. Siz planlamayı yapın ama vatandaşın hakkını gasp etmeyin. Tamam önemli bir yatırımcı var ama bu insanlara hak ettiğini verin. MYK’da bir komisyon kuruldu ve bu işin hukuki süreci başlatılacak hem söylemle hem fiili olarak orada olacağız. Karşımızda sabıkalı bir iktidar var. 3 havalimanı, 3. Köprü yararı olmayan bir sürü proje. Dolarla ihale verdiler ekonomik krize girildi. Ama dolarla ihale alan kimse bunu çevirmedi. Şehir hastaneleri yapıldı hasta garantili ama bunun belgelerini görmedik. Daha şehir hastanelerinin nasıl yapıldığıyla ilgili belge bilgi yok. Ne yaptığını bizden, vatandaştan, Sayıştay’dan saklayan bir iktidar var. Sayıştay’ın bu usulsüz harcamaları bulması gerekir ama bakıyoruz kim bir usulsüzlük bulursa görevden alıyorlar. Kanal İstanbul dediler yok yatırımcı yok başkası en son kendimiz yapacağız dedi 75 milyar nasıl yapıyorsun? “ açıklamasını yaptı.

TARTIŞMALI ÇÖP TESİSİ İÇİN: DAHA İYİ FİKRİ OLAN GELSİN
Büyükşehir Belediyesi tarafından Menderes’e yapılması planlanan çöp tesisi ve gelen tepiler üzerine konuşan Arslan, “Çöp sorunu herkesin birlikte çözmesi gereken bir sorundur. İlk Aziz Bey bu işi Torbalı’da bir bölgede planlamaya çalıştı, tepkiler geldi olmadı, sonra Yamanlar gündeme geldi, ardından vazgeçildi. Şimdi Menderes söz konusu… Çöp sözcüğü doğal olarak insanları korkutuyor tepki gösteriyorlar, bu da en doğal haklarıdır. Bu insanların ikna edilmesi lazım… Buranın çöp depolama alanı olmadığı, bir pislik olmadığı kanıtlarla gösterilmeli. Bu durumu siyasete malzeme yapanlara soralım. Bize önersinler; ne yapalım? Bir fikir versinler onu tartışalım, diyelim ki ‘evet daha iyi onu yapalım’. Bu sorunun çözülmesi lazım! Artık Çiğli bunu kaldıramaz. Kokusu, pisliği olmayan, geri dönüşümün yapıldığı modern bir tesise ihtiyacımız var. İnsanlar yapılmasını istemeyebilir. Yapılması gereken gidip insanlara bu durumun anlatılmasıdır. Mamak’ta ki tesis kanaat önderlerine gezdirilebilir. Bu hepimizin çöpü, hepimizin sorunu... Buna daha sağduyulu siyasete malzeme yapmadan çözmeliyiz. Daha iyi fikri olan gelsin, dinleyelim masaya yatıralım. Biz dünyanın çöpünü satın alıyoruz. Irak’ın çöpünü satın alıyoruz. Bizim ülkemize sıkıntılı bir çöp geliyor ve geri dönüşüm yoluyla ekonomiye kazandırılıyor. Daha kendi çöpümüzü ayrıştıramıyoruz Irak’tan çöp alıyoruz. Biz kendi çöpümüzü ayrıştırmalı ve bunu ekonomiye kazandırmalıyız.  Öteki türlü bu çöp nereye gidecek mecburuz bir katı atık bertaraf tesisi yapmaya. Kentin en uygun noktasına yapılmalı. Siyaset üstü bu meseleye sağduyulu yaklaşmalıyız” ifadelerini kullandı.

REJİMLE ATEŞ HALİNDEYİZ
İdlib’ten gelen üzücü şehit haberlerine ilişkin konuşan Arslan, ayrıca iktidarı uyguladığı dış politikadan dolayı eleştirdi. Arslan, “Şehit askerlerimize Allah’tan rahmet ailelerine baş sağlığı yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Olayın asıl dikkat edilmesi gereken şu artık rejimle bir çatışma var. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Şam’la iletişime geçilmesi gerektiğini söylemiştik. Oradaki askerlerimizin kanı yerde kalmayacaktır. Bunun hesabı sorulacak ama buralara gelene kadar yapılması gerekenler yapılmadı. Hatay sınırımızın bulunduğu yer ve kontrol noktalarımızın bulunduğu bir yer. Daha önce sınırdan içeri girenler mağdurdu ama İdlib biraz farklı orada cihatçı gruplar var masum insanların arasında ülkemize cihatçı gruplar girebilir. Tabii ki oradaki mağdur insanlara yardım edilmeli ama sınırımızdan biraz daha ötede yapılmalı. İdlib farklı şeylere gebe bir bölge orada bir an önce barışın sağlanması gerekiyor. Her geçen gün farklı bir durumla karşılaşıyoruz. Bir an önce herkesin yapılan mutabakatlar çerçevesinde hareket etmesi gerekiyor. Biz partimizle de birçok çalışma yaptık muhalefet diye dinlememezlik yapılmamalı.  Milli güvenliğimizi tehdit eden ekonomik olarak bizi çökerten bu olay için harekete geçilmesi gerekiyor” dedi.

İNSANLARI TABUTTA YAŞAMAYA MAHKUM ETTİK
Elazığ’da meydana gelen depremle ilgili temennilerini dile getiren Arslan, vergi üzerinden yaşanan tartışmaya da değindi. Arslan, “Elazığ ve Malatya’da meydana gelen deprem bizi gerçekten derinden üzdü. Bu son olsun derdik ama bu bir gerçek. Sonu gelecek bir şey değil. Türkiye deprem ülkesi… Bizim bunla yaşayabilmemiz lazım. Yapılacak şey mühendislik ve bilime kulak vermek. Altyapı çalışmalarının yapılması lazım... Yaraları sardıktan sonra yapmamız gerekenleri unutuyoruz. Deprem vergileri çok önemli… Ecevit döneminde tek seferlik bir vergiydi daha sonra kalıcı hale geldi ve bu paralar deprem için harcanmalıydı. Şimdi görüyoruz ki cari açıkları kapatmaya gitmiş, başka şeylere gitmiş. Bir de imar bağışı diye bir şey çıkardık. Resmen insanların yaşadıkları tabutlar yarattık. Sonuç olarak olaya bakışımız çok sığ. Bilimle ilgilenen ülkeler gibi bakamıyoruz maalesef. Siyaset üstü bir meseledir bu. Bu deprem vergileri de amaçlarına uygun kullanılmalı. Otopark vergisi alıyoruz ortada otopark yok, deprem vergisi alıyoruz deprem için çalışma yok’’ ifadelerini kullandı.

GÖNÜL İSTERDİ Kİ GİTMESEYDİ, İMAMOĞLU ÖZ ELEŞTİRİ YAPMALI!
Elazığ depremi sonrası bölgeye giden ve ardından kayak tatili için Erzurum’a geçen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili konuşan Arslan, “Deprem olduktan sonra bütün illerdeki arkadaşlarımız ya bizzat oraya gitmiş ya da gerekli yardımları yapmıştır. İmamoğlu da oraya gitti. Gönül isterdi oradan sonra tatile gitmeseydi. Ama yapmış olduğu fiilde kimseye zarar vermemişti. Bir öz eleştiri yapabilir. İptal edebilirdi etmemiş de olabilir, kimseye bir zararı olmamıştır ve Elazığ’da ki vatandaşlarımızın an be an yanındaydı. Duygusal olarak baktığımız için sıkıntı çıkıyor. Keşke bu olayı bu kadar büyütenler Ensar Vakfı’nda tecavüze uğrayan çocuklarımızı dert etseler, deprem vergisi nerede deseler, Çorlu tren kazasına enerjilerini verseler. Ekrem Bey bunun öz eleştirisini yapar, yapmıştır da… Ama buna bu kadar kafa yoranlar ülkedeki ciddi konulara kafa yorsalar. Saklama, gizleme yok… Büyükşehir Belediyesi bütçesinden gidilmiş değil. Cumhuriyet Halk Partililer üzerinde büyük bir büyüteç tutuluyor ve nasıl itibarsızlaştırabiliriz diye bakıyorlar ama gerek yok. Anketler geliyor elimize. İnsanlar bizim belediye başkanlarımızdan memnun.  Her yerde memnuniyette ciddi artışlar var. Alınan belediyeler de enkaz belediyelerdi. Ağzına kadar personelle dolu belediyeler var ciddi sıkıntılar var. Adana’da parası verilmiş ama açılmamış kuyular var Ankara’da da her geçen gün bir yolsuzluk çıkıyor” şeklinde konuştu.