TBMM Başkanvekili Aydın’dan İzmir’de CHP’ye ‘367’ göndermesi!

TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, İzmir programı kapsamında Buca ve Balçova ilçelerinde sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarla bir araya geldi.

Aydın, halk oylamasında  herkesin kendisine, daha güçlü bir Türkiye'ye oy vereceğini kaydeden Aydın, "Çocuklarımızın huzur içinde yaşayabileceği güzel bir ülke için oy vereceğiz. Derdimiz bu, yeni Türkiye, güçlü Türkiye oluşturmak. O halde her birimiz bir Recep Tayyip Erdoğan olarak kapı kapı dolaşmalıyız. Bu 'evet'ler o Batı'ya, Haçlı zihniyetine, Avrupa'ya inen birer Osmanlı, birer Selçuklu, büyük Türkiye tokadı olacak." ifadelerini kullandı.

Bugüne kadar birilerinin hep millete yön tayin ettiğini, millet adına karar verdiğini anlatan Aydın, milletin seçip, Ankara'ya gönderdiği kişilerin kurduğu hükümeti yıkıp, ayak ayak üstüne atıp, bir hükümet kurduklarını ifade etti.

Aydın, Türkiye'de her darbenin ülkeyi 10 yıl geriye götürdüğünü ifade ederek, darbeyi yapanların kendi anayasalarını inşa ettiğini belirtti.

Darbe yapanların milletin iradesine şirk koştuklarını dile getiren Aydın, "Darbe anayasaları öyle inşa edildi ki cumhurbaşkanı sadece asker, oligarşik bürokrasiden gelenler olacaktı. Sorumluluğu olmayan, yetkileri çok olan cumhurbaşkanlığı kadrosu inşa ettiler." diye konuştu.

Türkiye'de cumhurbaşkanı seçimlerinin her zaman problem olduğunu belirten Aydın, "2007'de Abdullah Gül cumhurbaşkanı adayı olunca  'Başı örtülü birinin eşi Çankaya'ya çıkamaz.' Asker olsaydı seçilirdi, Anayasa Mahkemesi Başkanı olsaydı seçilirdi ama sivil siyasetten gelen biri olursa hele de eşinin başı örtülü olursa onu seçemezsin. O gün aslında cumhurbaşkanlığı sisteminin temelleri atıldı. Farkında olmadan o şerden bu hayır çıktı. Net bir şekilde söyleyeyim, bu sistem değişikliğinin somut adımlarını 367 krizini çıkartmakla CHP atmıştır." şeklinde konuştu.

Aydın, artık krizler, kaos, terör olmamasını istediklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Artık cumhurbaşkanları ile başbakanlar kavga ederek bu millete zaman kaybettirmesin. Yasama, yürütme, yargı güçlü olsun ama birbirlerinin işine karışmasın. Herkes işini yapsın. Artık kimse siyasete müdahale etmesin, bizlerin inançlarıyla dalga geçmesinler. Yapmaya çalıştığımız bu."