Kutay GÜROCAK/EGEDESONSÖZ - Kısa süre önce başlayan 'av sezonu' ile birlikte balık ve deniz ürünleri tezgahtaki yerlerini alırken; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın çıkarttığı Su Ürünleri Genetik Kaynaklarının Korunması ve Sürdürülebilir Kullanımı Hakkındaki yönetmelik ile Hamsi'den Çipura'ya Levrek'den Palamut'a kadar birçok türün genetik kodları koruma altına alınacak. Yönetmelikle deniz canlılarının embriyo, sperma, ovum, hücre, doku, DNA ve genetik materyalleri yapay yöntemlerle Gen Bankaları'nda koruma altına alınırken; kurulacak 'Ulusal Komite' ile koruma faaliyetlerinin politikaları belirlenecek. Ayrıca komite, genetik kaynakların yurt içi ve yurt dışı kullanımı, ithalatı ve ihracatı ile ilgili tavsiye kararları da alabilecek.
Çıkartılan yönetmelikle ilgili değerlendirmelerde bulunan Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Tokaç, yürütülen çalışmaların son derece yerinde bulduklarını söyledi. Tokaç, genetik kaynaklarının korunmasının son derece önemli olduğunu ifade ederek, "Bakanlık tarafından çıkarılan yeni bir yönetmelik bu. İçeriği itibariyle de derece önemli düzenlemeler getiriyor. Çünkü genetik kaynaklarının korunması doğal hayat için büyük bir önem taşıyor" diye konuştu.
Genetik kaynakların önemi hakkında bir örnek veren Tokaç, "Bunun önemli olmasının nedeni şuradan kaynaklanıyor: Örneğin, denizlerdeki çiftliklerde yetiştirilen balıklar kimi zaman kaçabiliyor. Bu durumda ise denizdeki balık ile çiftlikteki balık arasında bir etkileşime neden olabiliyor. Dolayısıyla bu etkileşimin olmaması için son derece dikkat etmek gerekiyor. Sonuçta, doğal hayatta bir gen havuzu var. Bunu da sizin bozmamanız gerekiyor" dedi.
Daha önce benzer hataların yapıldığını hatırlatan Tokaç, "Bir ara denize kerevit atılmıştı. Bu atılan yabancı tür, yerli türe zarar vermişti. Popülasyonun içinde etkileşim söz konusu olduğundan bu tür olayların önlenmesi ve planlı bir organizasyon içinde genetik kaynaklarnın korunması adına çıkarılmış bir yönetmelik bu" ifadesinde bulundu.
"ORTAMA ZARAR VERİYOR"
Önceki yıllarda balık ithalatının zor olduğunu fakat günümüzde bunun kolaylaşmasından dolayı bir takım sorunların yaşanabildiğine işaret eden Tokaç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Vatandaşın beslemek için aldığı balıklar bile kimi zaman sıkıntı yaratıyor. Bir süre önce Sakarya nehrinde pirana bulunduğuna dair bir haber yayınlandı. Bu çok tehlikeli çünkü, bulunduğu ortama ve çevreye müthiş zarar veriyor. Benzer şekilde lesepsiyen adını verdiğimiz ve Kızıldeniz üzerinden Süveyş Kanalı ile Akdeniz'e gelen bu tür, geldikleri ortamı değiştiriyorlar."
Bu ve benzeri sorunların sadece Türkiye'de değil dünyanın diğer ülkelerinde de yaşandığının altını çizen Tokaç, kültür balıklarının doğal ortamda büyüyen balıklara göre daha dayanıksız olduğunu aktardı. Tokaç, bunun nedeninin doğal seleksiyona bağlı olduğu bilgisini verdi.
ULUSAL KOMİTENİN GÖREVLERİ NE OLACAK?
Yeni yönetmeliğe göre genetik kaynakların korunması amacıyla çalışacak Ulusal Komite'nin görevleri ise şöyle olacak:
a) Koruma faaliyetleri ile ilgili ilkeleri, hedefleri ve politikaları belirlemek,
b) Konu ile ilgili önceki dönem çalışmalarını değerlendirmek ve sonraki dönem çalışma programını yapmak,
c) Uygulamada karşılaşılan sorunlar ve bunların çözümleri ile ilgili teklifleri hazırlamak,
ç) Koruma ve Su Ürünleri Genetik Kaynakları(SÜGK)’nın yetiştirilmesi faaliyetleri ile ilgili araştırma ve eğitim çalışmalarında ana hedefleri belirlemek,
d) Koruma amaçlı olarak, SÜGK’nın envanteri, tespiti, değerlendirilmesi ve hedeflere ulaşılabilmesi için önerilerde bulunmak,
e) Gerektiğinde, SÜGK’nı koruma ve sürdürülebilir kullanım ile ilgili konularda tavsiye komisyonlarını oluşturmak ve bu komisyonların çalışma konularını belirlemek,
f) SÜGK’nın yurt içi ve yurt dışı kullanımı, ithalatı ve ihracatı ile ilgili tavsiye kararları almak,
g) Ulusal Komite çalışmalarında nesli tükenmekte veya tehlikede olan SÜGK’na öncelik vererek, önerilerde bulunmak.