Soyer: İzmir’de alternatif ulusal medya yaratabiliriz

Soyer’in İGC ziyaretinde, İGC Başkanı Misket Dikmen, Başkan Yardımcısı Dilek Gappi, Genel Sekreter Gaye Karadağ, Sayman Sadık Pala, Genel Sekreter Yardımcısı, İlkses Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Erek, Yönetim Kurulu Üyeleri, Gazete 9 Eylül Genel Yayın Yönetmeni Murat Attila, Cumhuriyet Gazetesi İzmir Temsilcisi Hakan Dirik, Hatice Bülbül ve Sadık Uçar’ın hazır bulundu.

İGC Başkanı Misket Dikmen, ziyarette, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) işbirliğinde oluşturulan AB destekli  “Basın Özgürlüğü için Örgütlü Gazeteciler ve Güçlü Dayanışma Projesi” hakkında bilgi verdi. “Sizin Akdeniz Kentler Birliği ve uluslararası açılımınızı biliyoruz. Projemizin detaylarını ve uluslararası çerçevede nasıl bir iş birlikteliği yapabileceğimizi seçildiğiniz takdirde sizinle görüşmek , fikir alış verişinde bulunmak istiyoruz. Proje kapsamında kurulan İGC Basın Akademisi’nde önümüzdeki ay eğitimlere başlayacağız. Güncellemelere ilişkin mesleki ve kişisel donanımı artıracak eğitimlerimiz olacak. Cemiyetin ve kentin görsel arşivine katkı sağlayacak bir stüdyo kuruyoruz. Cemiyet tarihimizin en önemli projesi olacak. İGC’nin gücünün artıracak bir proje” diye konuştu.Gazete 9 Eylül Genel Yayın Yönetmeni Murat Attila, yerel medyanın önemine değinerek “İzmir’de gazetecilik istihdamının yüzde 65’ini yerel medya sağlıyor. Ulusal medya bölge eklerini kapatıyor, ajanslardan yararlanarak yayın yapıyor. Gazetecilerin mesleklerini yapabilecekleri 7 yerel gazete var. Bu nedenle yerel gazetelerimize destek bekliyoruz” dedi.

Tunç Soyer de, İGC Akademi’de eğitim alacak gazetecilerin çalışma alanlarının çeşitlenmesi ve zenginleşmesinin önemli olduğunu belirtti. Seçildiği takdirde, Akademi’yi uluslararası platforma taşıma konusunda iş birliğinde olacağını belirten Soyer, şunları söyledi:“İzmir Türkiye’nin içinde bulunduğu konjoktürde yeni bir ulusal medyaya ev sahipliği yapabilir.  Bir yandan yerel medya güçlenerek devam etmeli, işbirliği ağları güçlendirmeli bir yandan da İzmir Türkiye’ye bir şey söylemeye başlamalı.  İzmir Türkiye’ye demokrasi ile ilgili yepyeni şeyler söyleyebilir. Kentte sanayi, ticaret, turizm, tarım gibi alanlarda üretimi artırmayı, kanalları açmayı hedefliyoruz.Bütün bu kollektif güçle birlikte buradan bir ulusal medyayı doğurmak çok mümkün. Çünkü hepsinin ortak talebi hem bilgilenmek hem de hükümeti, Türkiye’yi ve işbirliği potansiyeli olan zeminleri bilgilendirmek. İzmir’de buna kafa yormak zorundayız. Bunlar mümkün, biz sadece odağı nereye koyacağımızı, nereye konsantre olacağımızı, nereyi hedefleyeceğimizi netleştirmeliyiz. İzmir, özellikle tarımsal kalkınmada ve demokrasi politikalarında Türkiye’yi peşine takabilecek potansiyelde bir kent. İzmir’in Türkiye’ye buradan vereceği bir ses, bir söz olması lazım. İzmir bunu yaratmaya muktedir. İzmir Türkiye’yi değiştirmeye muktedir. Bunu anlatmamız lazım.  Alternatif ulusal medya kollektif güçle İzmir’den çıkar. Seçim sonuçlarında, başka bir kucaklayıcılık ve kapsayıcılık çıkacak, bunda İzmir’in nasıl Türkiye’ye model olacağının ipuçları olacak. İzmir ortak paydasında herkesi buluşturmamız gerek.”