Soğuk hava ve stres etkisi: Ayaklarınızı üşütmeyin!

Menduha Ceylan/EGEDESONSÖZ- Soğuk hava etkisiyle beraber idrar yolları rahatsızlığı şikayetleriyle hastanelere başvurular arttı. Özellikle kadınların yakındığı şikayetler arasında; idrar yaparken sızlama, karın ağrısı ve mide bulantısı bulunuyor. Hastalık önüne geçilmediği takdirde de ciddi rahatsızlıklara sebebiyet verebiliyor.

Kış aylarında özellikle kadınlarda meydana gelen sistitle ilgili uzmanlar; idrar torbasının herhangi bir nedenle iltihaplanması sonucunda sistit kadınlarda daha sık görülür. Her kadın ömrünün herhangi bir döneminde sistitle bir şekilde tanışır, ifadelerini kullanıyor.

“İŞKENCE HALİNE BİLE GELEBİLİR”
Kadınların genital bölgedeki anatominin doğal sonucu olarak bu enfeksiyona erkeklere oranla daha eğilimli olduğunu belirten uzmanlar, “Sistitin en önemli işaretleri, sık ve ağrılı idrardır. Bazen ateş, karın ağrısı, iştahsızlık ve bulantı da olabilir. Ağır bir sistit hali söz konusuysa, tuvalet ziyaretleri oldukça sıktır. Hatta bazen bir işkence haline bile gelebilir. Mesanedeki enfeksiyonun yukarıya, böbreğe doğru yol alması, ana idrar kanalları ve böbreği de etkilemesi halinde üşüme, titreme ve ateş gibi daha ağır belirtiler ortaya çıkar” şeklinde açıklamalarda bulunuyor.

“İZMİR’DEKİ AFETLER ÇOK BÜYÜK STRES YARATTI”
Soğuk hava ve yoğun stresin önlem alınmadığı takdirde vücutta bazı farklı sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyleyen Op. Dr. Şahbal, İzmir'de yaşayan vatandaşların koronavirüs ve doğal afetlerden büyük ölçüde etkilendiğini söyledi. Op. Dr. Şahbal, “Enfeksiyonların artışının sebebi ise muhtemel olarak ayak üşütmesi. Strese bağlı olarak da nörojen mesane rahatsızlığı ile vatandaşlar karşı karşıya kalabilmekte ancak bu konu çok geniş bir konu. 30 Ekim tarihinden bu yana yaşadığımız doğal afetler çok büyük stres yarattı insanlarda bunlar gözardı edilemez. Stres yaşayan kişilerde özellikle sistit ve nörojen mesane rahatsızlıkları görülebiliyor” dedi.

Nörojen mesane hastalığının sinirsel temelli ve çok geniş bir konu olduğunu belirten Op. Dr. Şahbal, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

 “Oldukça geniş kapsamlı bu başlık için kitaplar yazılmaktadır. Nörojen mesane eğer merkezi sinir sistemine bağlıysa yani beyinden kaynaklanıyorsa çoğu zaman diğer belirtilerle birliktedir. Hastalar Ürolojiye genel olarak ya beyin cerrahisinden veya nörolojiden gelirler. Bu aynı zamanda periferik nörojen mesanelerle ilgili durumlarda da geçerlidir. Bu tip tedaviler genellikle kaynak kökenli tedavilerle birlikte ve iki branş hekimin birlikte hareketiyle olmaktadır. Diyabete bağlı nörojen mesane çoğu kez eski şeker hastalıklarında karşımıza çıkabileceği gibi az da olsa diyabetin farkında olmadan ilk bu belirtilerle gelen hastaların diyabet tanısını biz ürologlar koymaktayız. Mesanenin kendi dokusundan kaynaklanan nörojen mesane ise tamamen üroloji hekimin ilgi alanıdır.”