Sertel'den Basın İlan Kurumu'na sert çıkış: Şaibeli Hazirun...

İşte Sertel’in Basın İlan Kurumu’nu yerden yere vurduğu yazısı….

Şaibeli Hazirun olsa da kazanacağız

Biliyorum ki duymadınız.

Basın İlan Kurumu'nun seçeceği Anadolu temsilcileri seçimi sizi hiç ilgilendirmiyor.

İlk iki satırı okuduktan sonra başınızı kaldırıp okumaktan vazgeçmediyseniz ne olur bu yazıyı sonuna kadar okuyun.

Çünkü bu satırlar Türkiye'de dönen dolapların, haksızlığın, hukuksuzluğun da bir örneği olarak belleğinizde yer etsin.

Önce bilmeyenler için kısaca açıklayayım. Basın İlan Kurumu ülkemizde resmi ilânların dağılımını sağlayan, günlük yayınlanan ve resmi ilan alan gazetelerin kurallarına göre hareket edip etmediğini kontrol eden önemli bir kurum. Bu kurumun işleyişinde 36 kişiden oluşan Genel Kurul üyelerinin de önemli bir rolü var.

Genel Kurul üyelerinin 12'sini iktidar belirliyor. Genelde devlet bürokrasisinde üst düzey görevliler atanıyor. 12'si tarafsızlar grubundan oluşuyor. Barolar Birliği Genel Başkanı’ndan, İletişim ve Hukuk Fakülteleri dekanlarına değin seçilmiş kişiler var. Diğer 12 kişi ise Basın Grubu olarak tanımlanıyor.

İstanbul, Ankara ve İzmir Cemiyetleri’nden birer seçilmiş ile tirajlarına göre gazetelerin sahipleri seçilerek görev alıyor. Anadolu temsilcileri de gazete sahiplerinin temsilcilerinin katıldığı bir yarış sonrası yani bir seçim sonrası görev alıyor.

BÖYLE DÖNEM YAŞANMADI
İşte üç kişinin seçileceği ve Anadolu'da bin bir sıkıntı içinde günlük yayınlanan gazetelerin temsilcilerinin belirleneceği böyle bir yarıştan söz etmek istiyorum.

Bu seçimde yarışan altı adaydan üçü seçimi yapacaklar tarafından kayırılıyor, kollanıyor. Her seçim öncesi uygulanan vekalet sistemi gereği Anadolu'yu karış karış gezerek gazete sahiplerinden vekaletname, imza sirküleri ve gazete örnekleri alan üç aday Yılmaz Karaca, Mehmet Ali Dim, Kemal Kapaklı ve onlarla birlikte bu yarışta olan İbrahim Aslan'ın topladıkları vekaletnameler Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nce yok sayıldı.
Gazete sahiplerine antetli vekaletname örneği göndereceğini söyleyen genel müdürlük yetkilileri Yılmaz Karaca, Mehmet Ali Dim ve Kemal Kapaklı'nın güçlü olduğu illerdeki gazetelere vekaletnameleri çok geç ulaştırdı ve pek çok gazete sahibinin bu seçime katılmasının önünde engel oluşturdu.

Adayların kendileriyle görüşmelerini reddeden Genel Müdürlük yetkilileri üç arkadaşımıza randevu dahi vermezken, diğer üç aday ise genel müdürlüğün yumuşak koltuklarında ağırlandı.
BİK Yönetim Kurulu üyeliği ve genel kurul üyeliklerini kendi çıkarları ve iktidarın payandası olmakla eşdeğer gören bir anlayışla hareket etmeyeceklerini ve Anadolu'da sıkıntı içindeki gazetecilerin temsilcileri olmak istediklerini her platformda haykıran Yılmaz Karaca, Mehmet Ali Dim ve Kemal Kapaklı'nın seçilmemesi için verilen uğraşlar boşa çıkacaktır.

SÜREKLİ KARTLARI VERMEYEN MÜDÜR
Basın Kartları Komisyonu'nun sürekli kartları vermesine rağmen "Ben bu kararı imzalamıyorum" diyerek 94 gazeteciyi mağdur eden Genel Müdür şimdi de Basın İlan Kurumu seçimlerinde taraf olup arkadaşlarımızın seçilmemesi için her türlü uygulamayı hayata geçiriyor.
Kısacası; her türlü engellemeye rağmen BİK seçimlerini arkadaşlarımız mutlaka kazanacaktır.
Şimdiden açıkça söylüyorum ki; BİK seçimlerinin Anadolu temsilcileri bizim arkadaşlarımız olacaktır.
Her türlü kayırmaya, her türlü korumaya rağmen bu seçimleri Anadolu'nun gazeteci temsilcileri alacaktır. Kazanan Anadolu, kaybedenler ise kayırılan yandaşlar olacaktır.
Basın İlan Kurumu'nun bu seçimlerinin sonuçları da Türkiye'nin aydınlanmasının yolunu açacaktır.
Hak edenlere sürekli basın kartlarını vermeyen genel müdür bu seçimleri arkadaşlarımız kazanınca acaba yine çıkıp, "İmzalamıyorum. Bu seçimleri yok sayıyorum" diyecek midir, işte ben asıl bunu merak ediyorum.
Seçime katılan arkadaşlarımız, " Hazirun şaibeli de olsa biz kazanacağız" demektedir.
Bu iddia da en çok genel müdürü korkutmaktadır.
Ama korkunun ecele faydası yoktur.