Sendika Başkanı Doğruyol: İzmir sağlık yatırımları yönünden şanslı bir kent değil!

EGEDESONSÖZ- Türkiye Kamu-Sen İzmir İl Temsilcisi ve Türk Sağlık-Sen 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, Sonsöz TV’de yayınlanan ‘Günaydın Ege’ programına konuk oldu ve Aslı Eren’in sorularını yanıtladı.

Doğruyol, Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile çıkartılan taşeron düzenlemesi hakkında açıklamalarda bulundu.

Doğruyol ayrıca, devletin yürüttüğü FETÖ ile mücadele, sendikal çalışmalar, bulaşıcı hastalıkların artması ve sağlıkta şiddetin yaygınlaşmasına ilişkin konuştu.

İzmir’deki sağlık yatırımlarını değerlendiren Doğruyol net mesajlar verdi.

PEK ÇOK ARKADAŞIMIZ GÜVENLİK SORUŞTURMASI NEDENİYLE KADROYA GEÇEMEDİ
Taşeron düzenlemesi üzerinden konuşan Doğruyol, “Kadroya alınmalarla ilgili mevcut iktidar yollardan bu yana ara ara dillendirilmiştir. Soma’dan sonra süreç hızlandırılmıştı. Gelinen noktada kadroya alınanlarımız var alınmayanlarımız. Devletin asli işlerinin taşeronlar tarafından yapılması bize göre sağlıklı değildi. Bunlar devlet memurları aracılığıyla yapılması gereken işlerdir. 2 Nisan tarihiyle çok sayıda taşeron arkadaşlarımız kadroya geçildi. Pek çok arkadaşın da güvenlik soruşturması nedeniyle kadroya geçmediğini biliyoruz. Geçmiş yıllardaki kıdem tazminatından vazgeçilmesi noktasında evrak imzalatıldı. Kıdem tazminatı bir haktır. Taşeron arkadaşlar bunları imzalamış oldularsa da hukuki yollarla haklarını alacaklardır. Tedirginliğe gerek yok. İş mahkemelerinden alacaklarını alacağını düşünüyoruz. 4/C’li arkadaşlarımızın da kadroya geçme durumu oldu. 4/B statüsünde daimi olarak çalışan arkadaşların kurumları özelleşince 4/C’ye zorunlu geçirilmişti. 4/C’li arkadaşların kadroya geçirilmesi söz konusu oldu” dedi.

SUÇU SABİTSE BİR KİŞİNİN GEREKİRSE İDAM EDELİM!
Devlet tarafından yürütülen FETÖ ile mücadeleye değinen Doğruyol, “İdareci arkadaşların daha vicdanlı ve mevcut hükümetin daha hassas olması gerektiğini düşünüyorum. Kimsenin kul hakkına girilmesin. Şu an 107 bin memurumuz ihraç edildi. Bu ülkeye kimsenin ihanet etme lüksü yok. Suçu sabitse bir kişinin gerekirse idam edelim. Okula giden bir çocuğun stajını FETÖ kurumlarında yaptı diye annesinin işe alınmaması doğru bir yöntem değil. Yasalar OHAL’den dolayı askıya alınmış durumda. Bu ülkede bir hastane, okul açıksa her vatandaş gidip hizmet alabilir. Kaliteli bir dershane varsa, geçmiş dönem için söylüyorum, benim çocuğum iyi bir eğitim alsın diye düşünür insanlar. En kısa sürede bu OHAL’den çıkarak ülkenin zeminin sağlıklı bir yapıya kavuşması gerekiyor. Vatandaşlarımız kesinlikle haklarından vazgeçmesin. Yasal olan her yolu denesinler” diye konuştu.

GEÇMİŞTE ERGENEKON’U ALKIŞLAYANLAR BUGÜN AYNI ŞEYİ YAŞIYOR
Doğruyol, “Geçmişte de Ergenekon diye bir terör örgütü oluşturuldu. O gün alkışlayanlar bugün aynı şeyleri yaşıyor. Biz o dönem de herkesin kulağından tutularak içeri atılmasının doğru olmadığını söylemiştik. Ülkeye ihanet etmeyen herkesin başımızın üstünde yeri var. İnsanlar farklı olabilir” açıklamasında bulundu.

‘SAKAL-KRAVAT MEMURDA SERBEST BIRAKILSIN’ DİYOR, BUGÜN DERDİMİZ BU MU?
Memur-Sen’i eleştiren Doğruyol, “Kamu-Sen memurla hareket eden bir sendika. Geçtiğimiz kadar yüzde 3-5’lik zamlarla bugüne geldik. Geçtiğimiz yıllarda sendikacılık tarihinde örneği olmayan bir şekilde hükümet 100 lira vereceğim derken 80 liraya imza atmıştır. Sendika hükümet 1 veriyorsa 2, 2 veriyorsa 3 istemek zorundadır. O sendikanın başkanı bugün milletvekilliği yapmaktadır. Ali Yalçın memurlarda sakal-kravat serbest bırakılsın dedi. Bizim derdimiz bugün bunlar değil. 657’deki değişikliğe destek veriyorsunuz. O yapılırsa memur kavramı ortadan kaldırılacak. Kamu çalışanı denecek memur ve işçiler arasında ayrım ortadan kalkacak. Sendika başkanı bizim kırmızı çizgimiz var dese de hükümet onlara o fırsatı vermeyecektir” dedi.

HÜKÜMETİN BU KONUDA ÇOK LAÇKALAŞMAMASI LAZIM
Doğruyol, “Kılık kıyafetinde bir düzenleme olmasında fayda görüyorum. Başörtüsüne ya da başka bir kıyaefete inancından,i kültüründen dolayı itirazımız olmadı olamaz. Fakat bir karış sakallı da oturmasın. Yırtık pırtık kıytaefet memurun otoritesini sarsar. Bazen gittiğimiz yerde arkadaşları uyarıyorum. Görüntünüz düzgün olsun diyorum. Hükümetin bu konuda çok laçkalaşmaması lazım. Memurların bir ton sıkıntısı varken sakal kravat derseniz bu işin rayından çıktığını düşünürüm. Biraz dizayna ihtiyaç var” yorumunu yaptı.

İRDELENMESİ GEREKENLER VAR
Son dönemde yaygınlaşan sağlıkta şiddet özelinde konuşan Doğruyol, “Sağlıkta şiddet en büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi. Sağlık hizmetleri sunumunun ticarileşmesinin payı var. Sağlığın siyasi rant olarak kullanılmasının payı var. Mesela İzmir’de 112’de günde 16 bin civarında çağırımız var. Bu 16 binin 550-600 tanesine ambulans gönderiliyor. Gerçekten gitmesi gereken 150-200 civarında. Bunun irdelenmesi gerekiyor. Bu arkadaşların vakaya giderken güvenlik önlemlerin alınması gerekiyor” dedi.  

SURİYE SINIRI YOLGEÇEN HANI OLDU
Bulaşıcı hastalıkların artış göstermesine ilişkin açıklamalarda bulunan Doğruyol, “Bulaşıcı hastalıkların Türkiye’de hortlaması konusu var. Türkiye Cumhuriyeti tarihten gelen köklerinden dolayı komşu ülkelerde yaşayan vatandaşlara yardımcı olmasında yarar var. Irak’tan gelenlere yıllar önce yapıldı. Suriye’den gelenlere yapıldı. O insanları ölümle baş başa bırakmamalıyız. Ama Türkiye’ye geçişlerde tampon bölge oluşturulması gerekiyordu. Ne oldu Suriye sınırı? Yolgeçen hanına döndü. Oradan geçen insan bir bakıyorsun İstanbul’da bir bakıyorsun İzmir’de bir bakıyorsun Samsun’da. Göç ilk geldiğinde çocuk felci görülmesiyle ilgili gelişmeler oldu. Çünkü yıllar önce bitmişti. Suriyeli mültecilerle girdi. Daha sonra aşı çalışmaları yapıldı. Çok büyük masraf ve rakamlara ulaştı. Sadece Suriyeli çocukları aşılamadık, tüm çocukları aşıladık.  Büyük tedbirler alınması gerekiyor. İzmir’de sokak sokak Suriyeli aradık. Nüfusta görünmese de bir sürü Suriyeli yaşıyor. İnsani olarak tüm gayreti sarf edelim ama bunu yaparken insanımız sağılığını tehlikeye atmayalım” ifadelerini kullandı.

İZMİR SAĞLIK YATIRIMLARI YÖNÜNDEN ŞANSLI BİR KENT DEĞİL
Kente yönelik sağlık yatırımları hakkında konuşan Doğruyol, “İzmir bana kalırsa sağlık yatırımları yönünden şanslı bir kent değil. Daha doğru düzgün il sağlık müdürlüğü binamız yok. Şu an müdürlük yeni bina arıyor. Çok kötü de değiliz ama iyi olduğumuzu da düşünmüyorum. Daha iyi olabiliriz. Derme çatma 112 istasyonlarında gidiyoruz. O kadar kötü şartlarda hizmet vermeye çalışıyorlar ki çocuklar. Sağlık müdürlüğü olarak çalışma yapalım belli bir standarttaki binalarda hizmet versinler. Bunlarla uğraşalım. Sağlıkta yatırım demek daha fazla para kazanmak değil. Vatandaşa hizmet verelim” dedi.