Sinan DOĞAN/EGEDESONSÖZ - Organize sanayi bölgelerinde üretim yapan sanayiciler, tek katlı fabrikaların olduğu bölgelerde dikey yapılanmanın önünün açılmasını istedi.
600'den fazla fabrikanın olduğu İzmir'in en büyük organize sanayi bölgesi İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nin Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş, sanayi bölgelerinin toplumsal ve iktisadi gereksinimlere göre biçimlenmesi gerektiğini söyledi. Uğurtaş, sanayi bölgelerinin dikey büyüdüğü Çin gibi ülkelerle rekabet etmek ve tarım alanlarının yok olmaması için dikey yapılanmanın tartışılmasını istedi.
EKONOMİYE FAYDA
Yüzde 99’unu KOBİ’lerin oluşturduğu Türkiye'de sanayi yapısının en büyük sıkıntılarından birinin yetersiz finans gücü olduğunu belirten Uğurtaş, "Özellikle yeni kurulan veya gelişen-büyüyen işletmelerde sabit yatırım kalemlerinden olan arsaların değeri çok önemli. Hele, o kuruluşun arsası genişleme alanı olmayan ve arsa metrekare değerleri göreceli yüksek olan bölgelerde ise bu alanların verimli kullanımı daha da önemli hale geliyor. Elbette, yüksek yapıların her sektör için uygun olduğu söylenemez ancak metrekare başına düşen çalışan sayısı yüksek olan, iş süreçleri çok katlı bir yapılanmaya müsait olan sektörlerin de sahip oldukları alandan azami fayda sağlaması ülke ekonomisi açısından faydalı olacaktır" dedi.
ÇİN MODELİ
Bugün başta Çin ve Güney Kore olmak üzere, üretim ve istihdam patlaması yaşayan ülkelerde dikey olarak büyüyen organize sanayi bölgelerininin olduğunu vurgulayan Uğurtaş, organize sanayi bölgelerinin dikey büyüyememesinin tarım alanlarını da tehlikeye soktuğuna işaret etti. Uğurtaş, şunları söyledi: "Ülkemiz sanki arazi zengini bir ülkeymiş gibi sanayi yatırımları tarım arazilerine kayıyor. Tarım arazileri hem ülkenin stratejik önemdeki kaynaklarıdır hem de değerleri bakımından yüksek maliyettedirler. Bu nedenle sanayicimizin üretim faaliyetlerine daha iyi entegre olması, sermayesinin çoğunu toprağa vermemesi için üretim süreçleri uygun olan sektörlerde işletmelerin dikey olarak büyümesinin önünün açılması gereklidir.
Dikey büyümeden beklentimiz çekme mesafelerinin değiştirilerek çalışma ve çevre güvenliğini tehdit edici yapılar oluşması değildir. Çekme mesafeleri ile oynamadan uygun işletmelerin çok katlı hale getirilebilmesidir. Böylece, arsa maliyetleri makul seviyelere çekilecek, üretim verimliliği ve maliyetleri bakımından avantajlar sağlanabilecektir."
HAKSIZ REKABETE DİKKAT
Organize sanayi bölgelerinde uygulanan emsal oranlarına bakıldığında çok farklı uygulamaların olduğunu ifade eden Uğurtaş, "Bazı bölgelerde emsal 2, bazı bölgelerde 0,75 olarak uygulandığı gibi, aynı OSB içinde bir kısımda emsal yokken, diğer kısımda emsal uygulaması vardır. Tüm bu farklılıklar yatırım alanı rekabetinde OSB’ler arasındaki eşitliği bozmaktadır. Belli bir standart oluşturulmamıştır. Bazı OSB’lerde ise özel sektör eliyle, emsal oranlar ile uyuşmayan yapılanmalar gerçekleştirilerek gayrimenkul sektörü içinde piyasaya sunulmaktadır" diye konuştu.