HABERLER>SAĞLIK
29 Mart 2020 Pazar - 10:51

Plastik eldiven virüsten korur mu?

Corona virüsle mücadelede alınan önlemler kapsamında vatandaşlar ve özellikle market çalışanları tarafından plastik eldivenler, yaygın olarak kullanılıyor. Ancak uzmanlar, virüsün plastik materyaller üzerinde daha uzun süre yaşadığını vurgulayarak, plastik eldivenlerin yersiz ve yanlış kullanımı konusunda uyarılarda bulunuyor.

Plastik eldiven virüsten korur mu?

Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Yeşim Altıntepe, "Plastik eldivenler insanlarda yalancı bir güven hissi yaratıyor ve eldivenle dışarıya çıktığımızda, daha korkusuzca her şeye dokunabilir oluyoruz" dedi.

''AYNI ELDİVENLE MİKROBU BİR YERDEN BAŞKA BİR YERE TAŞIMA RİSKİ DAHA YÜKSEK''

Corona virüs ile mücadelede sık sık plastik eldivenlerin yersiz ve yanlış kullanımını gözlemlediklerini vurgulayan İstanbul Gönüllüleri doktorlarından Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Yeşim Altıntepe, "Unutmayın yanlış kullanım hem sizin hem de çevrenizin sağlığını tehdit edecektir. Neden mi yanlış? Aslında günlük kullanımda, toplu taşımada, çarşıda-pazarda böyle eldivenlere ihtiyacımız var mı? Hayır yok. Bizim gözlemimiz bu eldivenler takıldığında tüm gün boyunca kullanılıyor. Aynı eldiven ile pazara gidiliyor, pazardan markete, marketten bankaya oradan postaneye gidilebiliyor. Bu eldivenler gereğinden uzun kullanılıyor ve aynı eldiven ile mikrobu bir yerden alıp, diğer tarafa taşıma olasılığınız çok yüksek" şeklinde konuştu.

"İNSANLARDA YALANCI BİR GÜVEN HİSSİ YARATIYOR"

Virüslerin plastik materyaller üzerinde daha uzun yaşadığını dile getiren Dr. Altıntepe, "Bu eldivenler plastik materyallerden oluşuyor ve dolayısıyla bilgilerimiz doğrultusunda virüsün plastiklerin üzerinde daha uzun yaşadığını söyleyebiliriz. Bu eldivenler insanlarda yalancı bir güven hissi yaratıyor ve eldivenle dışarıya çıktığımızda, daha korkusuzca her şeye dokunabilir oluyoruz. Eldiven uzun süre elimizde kalıyor hatta biz elimizi yüzümüze, burnumuza, gözümüze getirmememiz gerektiğini de unutuyoruz. Bu bizim için tehlikeli çünkü biliyoruz ki virüs gözümüzden, burnumuzdan ve ağzımızdan bulaşmakta" ifadelerini kullandı.

"ELDİVEN YERİNE SU, SABUN VE KOLONYA KULLANIN"

Eldiven kullanmanın belirli kuralları olduğunu ve corona virüs ile mücadelede eldiven kullanımından ziyade su, sabun ve kolonya ile elleri dezenfekte etmenin daha doğru olduğunu söyleyen Altıntepe, şunları söyledi:

"Eldiveni doğru takıp çıkartıyor muyuz? Hayır. Bunun da kuralı var. Eldivenler ne zaman takılır? Ne kadar süre ile takılır? Kime karşı takılır? Hangi ortamda takılır? Hangi çöpe atılır? Ve nasıl takılıp çıkarılır? Bunların hepsi kurala bağlıdır. Bu tek kullanımlık eldivenlerin kullanımı Tıp Fakülteleri'nde teorik ders ile öğretilir. Daha sonra bu bilginin davranışa geçirilebilmesi için uygulamalı dersler ile bilgiler pekiştirilir. Eldiveni yıkayıp tekrar tekrar kullanmak mümkün değil. Bu eldivenle pazara gidip tezgahtan tezgaha geçerken "Eldivenim var, bir de kolonya ile dezenfekte edeyim' demeyin. Bu da mümkün değil. Doğru bilgiyi takip etmeli, bilimsel bilgi ile hareket etmeliyiz. Kurallara uymalıyız. Corona virüs ile mücadelede inanın 20 saniye boyunca ellerimizi su ve sabun ile yıkamak daha hijyenik, uygulaması daha kolaydır. Çünkü eldiven taktığınızda, her eldiven takmadan önce ve taktıktan sonra ellerinizi yıkamalısınız. Bakkaldan çıktığında, bankadan çıktığında, manavdan çıktığında eldiven değiştirmek mümkün değil. Her eldiven değiştirmede ellerinizi yıkamanız da mümkün değil. Oysa, ellerinizi evde su ve sabun ile yıkayın, dışarıya çıktığınız zaman yanınızda bir kolonya bulundurun ve bu kolonya ile ellerinizi sık sık temizleyin. Virüsün çevresi yağ ile kaplı ve bu yağlı zar sabun ve alkole dayanmaz. Su, sabun ve kolonya virüsü öldürür."

''GÜVENLİK ALANLARI YARATMAYA ÇALIŞIRKEN 'SAHTE KONTROL YÖNTEMLERİ' KULLANILIYOR''

Eldiven kullanımının kişilerin güvenlik alanları yaratmaya çalışırken, aslında sahte bir kontrol yöntemi kullanarak virüsün yayılma tehlikesini artırdığını, hatta uzun dönemde kaygılarının büyümesine neden olduğunu anlatan Psikiyatri Uzmanı Dr. Gizem Güneş ise, şöyle konuştu:

"Çok zor bir dönemden geçiyoruz. Bir virüs ile mücadele etmeye çalışıyoruz. Bu dönemde de hepimizin ortak hissettiği bir şey var ki o da kaygı. Kaygı tabii ki tehlikeler karşısında insanın otomatik olarak devreye giren duygusu. Ve bizi bir anlamda aslında önlem almaya iten ve tehlikelere karşı korunmamız açısından sinyal görevi gören bir duygu. O sebeple bu duygudan kurtulmaya çalışmak yerine, onunla nasıl baş edeceğimizi düşünmemiz gerekiyor. Burada tabii hepimiz baş etmek anlamında birbirinden farklı yollar izliyoruz. Bu son derece evrimsel ve evrensel olan kaygı duygusunu kabul etmek yerine, onu yok etmeye çalışıyoruz ve kaygıdan kurtulmaya çalışırken de hepimiz geçmişten bugüne getirdiğimiz bilgilerimiz ile mücadele vermeye çalışıyoruz. Bazılarımız tehdidi inkar ediyor, 'Sokağa çıkma' uyarılarına uymuyor. Bazılarımız kendimize göre bildiğimiz yöntemlerle olayı kontrol altına almaya çalışıyor. Mesela eldiven takma gibi ki, uzmanlarca, bilim kurulunca önerilmemesine rağmen biz hala bunu sürdürüyoruz. Bu çok normal çünkü bu güne kadar biriktirdiğimiz bilgiler ile aslında sahte bir güvenlik alanı yaratmaya çalışıyoruz kendimize, bunun her ne kadar gerçek olduğunu sansak da. Ama şunu biliyoruz ki, bu güvenlik alanını yaratmaya çalışırken kullanmaya çalıştığımız 'Sahte kontrol yöntemleri' veya inkar etmek hem salgının yayılması ile birlikte tehlikeyi büyüterek hem de geçici bir süre bizi 'kaygıdan kurtulmuş gibi' hissettirerek uzun dönemde kaygımızı daha çok artırıyor. Ve dolayısıyla aslında biz hem tehdit ile baş etme yöntemlerini kullanırken bizim için hiç akılcı olmayan ve uzun dönemde işlevsiz olan yöntemler seçmiş oluyoruz. Böylece tehdidi büyütüyoruz. Bu sürecin ve kaygımızın da uzun sürmesine sebep oluyoruz. Burada en akılcı olan bilim kurulu veya Sağlık Bakanlığı'nın bize önerdiği şekilde hareket etmek gibi duruyor. Şu an burada alabileceğimiz önlemler bunlar. Bu tehdidi kabul etmek ve bilimsel bilgilerin doğrultusunda ilerlemek bizim için baş etme açısından en akılcı yöntem gibi duruyor."

''BELİRSİZLİĞİ BELİRLİ HALE GETİRMEYE ÇALIŞMAK YERİNE 'BUGÜN NE YAPABİLİZ' SORUSUNA ODAKLANIN''
Dr. Güneş, sözlerine şöyle devam etti:

"Çünkü biliyoruz ki şu anda hem fizyolojik anlamda bir bağışıklık mücadelesi veriyoruz, bir virüs ile baş etmeye çalışıyoruz dünya olarak. Aynı zamanda bir 'Duygusal bağışıklık' mücadelesi veriyoruz. Aslında benim 'duygusal bağışıklık' olarak tariflediğim ancak 'psikolojik dayanıklılık' olarak tariflenen kavramın da uzun dönemde, geçmiş bilgilerimiz ışığında baktığımızda, toplumsal travmaları eğer işlevsel ve akılcı bir şekilde yönetirsek, uzun dönemde bu tip travmalarla bağışıklığımızın güçlendiğini biliyoruz. Bu noktada da akılcı yöntem, bunu bir değişim süreci olarak görmek ve kendimize odaklanmak. Gelecek hakkında düşünmek, belirsizliği belirli hale getirmeye çalışmak yerine 'Bugün ne yapabiliriz' buna odaklanmak ve kendimizle ilgili baş etme yöntemlerini bilimsel bilginin doğrultusunda belirlemek dışında pek de bir yol var gibi görünüyor."(DHA)

 
Kuzey Kore'de yeni füze denemesi
 
ABD'de acile alınmayan sigortasız genç öldü!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Rusya'dan çarpıcı iddia: İlacı bulduk!
Rusya, dünya çapında 650 binden fazla kişiyi etkileyen, 30 binden fazla ...
İl Sağlık Müdürlüğü'nden psikolojik destek hattı
İzmir İl Sağlık Müdürlüğü tarafından koronavirüs salgını sırasında ruh ...
Bilim Kurulu üyesi Çelik: Çocukların virüsü daha fazla kişiye bulaştırma olasılığı var
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, ...
 
İzmirli doktor Savran'dan çağrı: Çocuklarımı göremiyorum, dışarı çıkmayın!
Koronavirüs salgını nedeniyle yaptığı açıklamalarla dikkat çeken Dokuz ...
Mehmet KARABEL yazdı... Eczacılar soruyor, niye bize alkış yok?
Mehmet KARABEL yazdı... Eczacılar soruyor, niye bize alkış yok?
DSÖ'den virüs aşısıyla ilgili açıklama!
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, ...
 
Sıtma ilacı corona virüs aşısı mı olacak?
Corona virüs ile mücadelede aşı bulma çabaları tüm hızıyla devam ediyor. ...
TEB’in 'eczaneler test yapsın' önerisine İzmir’den tepki: Onaylamıyoruz!
Türk Eczacılar Birliği’nin “koronavirüst testleri eczanelerde yapılsın” ...
İzmir'de aşı için düğmeye basıldı!
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, yeni tip koronavirüs ...
 
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Erken seçim hangisine yarar?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Endüstriyel futbol öğütüp yutuyor!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva