İZMİR - 3 yıllık bir çalışma sonucu yaklaşık 1 yıl önce 77 üye tarafından kurulan Anadolu Otizm Vakfı, en büyük tedavi yöntemi eğitim olan otistik çocuklar için harekete geçti. Geçtiğimiz mayıs ayında düzenlenen tavla turnuvası ile ilk kaynağı oluşturan vakıf, kuracağı eğitim kampusü ile otizm konusunda İzmir'den Türkiye'ye model olmayı hedefliyor.
ÖNCE ÖĞRETMENLER
Yeni Asır’dan Sinan Doğan’ın haberine göre önce otistik çocukları eğitecek öğretmenleri eğitime tabi tutacak olan vakıf, ekim ayı sonunda 60 çocukla eğitime başlamayı planlıyor. 1 yıl içinde Güzelbahçe'de bir kampus kuracak olan vakıf, bu süre içinde eğitim vereceği bir yer arıyor. Bugüne kadar İzmir Valiliği'ne ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne başvurduklarını ancak kesin sonuç alamadıklarını belirten Anadolu Otizm Vakfı Başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Burhan Özfatura, "İzmir'de 5 binden fazla otistik çocuk var. Eğitim alacakları nitelikte hiçbir okul yok. Bu çocukları düşününce uykum kaçıyor" diyor.
Belediye başkanlığı döneminde sorumluluk sahibi insanların başını çektiği sivil toplum örgütleriyle engelliler için çok güzel çalışmalar yaptıklarını belirten Özfatura, "Menemen'deki Sabahat Akşiray Otizm Okulu'na ciddi katkılarımız oldu. Ama işin bu kadar vahim boyutta olduğunu Allah biliyor bilmiyordum. Çünkü çoğu aileler içine kapanıyor. Sanki utanılacak bir şeymiş gibi gizliyorlar. Türkiye'de de bu yüzden ne makro ne mikro seviyede ciddi bir altyapı yok. 7 yaşındaki oğlu Ege de otistik olan mimar Nüvit Uyar bana vakıf projesini ve otizm hakkındaki vahim durumu anlattı. Anadolu Otizm Vakfı'nı başta Ulaştırma ve Denizcilik Bakanı Sayın Binali Yıldırım, İzmir ve çevre ilçe belediye başkanları, kentin önde gelenleri ve otizmli aileler ile birlikte kurduk" dedi.
"MİLLİ DAVAMIZ"
Yeni Asır'ın tavla turnuvası ile çok ciddi kaynak sağladığını, 400 bin liralık bir kaynak oluşturduklarını belirten Özfatura, "Hüseyin Özdilek, Rıza Akça, Mesut Sancak ilk büyük desteği verdiler. Salih İşgören rahmete kavuşmadan önce bizim arkadaşlarımızın nezdinde 500 bin lira verilmesi konusunda vasiyette bulunmuş. O vasiyetinin de en kısa zamanda yerine getirileceğini umut ediyoruz. ESBAŞ bize çok destek verdi. Vodafone, ING Bank, Türk Ekonomi Bankası ile temasımız var. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Ulaştırma, Denizcilik, Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ziyaretimize geldi. Ellerinden gelen yardımı yapıyorlar. Bu milli bir dava. Herkes bu işte gönüllü olacak" şeklinde konuştu.
"Bunların yüzde 10'u dahil"
Otizm konusunda en büyük sıkıntının eğitim olduğuna dikkat çeken Özfatura, "Geceleri uykularım kaçıyor. İzmir'de 5 binden fazla otistik çocuk var. Türkiye'de ise 450 bin otistik birey var. Ancak doğru dürüst okul yok. Olanlar bakım evleri gibi eğitim ve tedavi merkezi değil. Bu işi ne devlet politikası ne de özel bazda bugüne kadar gerektiği gibi ele almamışız. Çocukları çok küçük yaştan itibaren ele alırsak, eğitim ve tedavileri için gereken gayreti ve ortamı sağlarsak yaklaşık yüzde 70'i Allah'ın izniyle kendine yeter hale gelebiliyor. Otistik çocukların yüzde 10'a yakını da dahi. Amerika'da bilişim sektöründe otistik çocuklar çalışıyor. Biz bir eğitim ve tedavi kampusü kurmak istiyoruz. Ancak ondan önce eğiticileri yetiştireceğiz" diye konuştu.
BÖLÜM AÇILACAK
Eğitimde bir otistik çocuğa 1.5 eğitmenin düştüğünü vurgulayan Özfatura, Türkiye'de ilk kez Anadolu Üniversitesi'nde engelliler ile ilgili bölüm kurulduğunu, Ege Üniversitesi'nde de bir çalışma yapıldığını açıkladı. Özfatura, "Sağolsun Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz'ın girişimiyle Ege Üniveristesi Eğitim Fakültesi bünyesinde engelliler ile ilgili bir bölüm açılacak. YÖK başkanından da yardım istedik. İnşallah bunu da İzmir'e kazandıracağız. Ayrıca eğitici yetiştirmeyi başarabilen Tohum Otizm Vakfı var. Anadolu Üniversitesi'nden başarılı olanları yurtdışında eğitime göndermiş. Onların altyapısı var. Bizim eğiticilerin yetiştirilmesine de yardımcı olacaklar. Kendilerine minnettarız. Eylül ayında eğiticilerimizi eğitmeye başlayacağız. 5 haftalık sıkı bir eğitim programı uygulayacağız" dedi.
"Büyükşehir bir arsa bulamadı"
Kampus yeri için arsa ve bina için vali ve belediye başkanına başvurduklarını dile getiren Özfatura, ancak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'ndan yeterli desteği göremediklerini söyledi. Özfatura, "Belediyeye yazılı olarak da başvurduk. 'Böyle bir yerimiz yok' diye bizi şaşırtan cevabi yazı geldi. Yapma, ben 10 sene belediye başkanlığı yaptım. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin nerelerde hangi arsasının, binasının olduğunu biliyorum. Bugüne kadar kimseye yalvarmadık, şimdi de yalvarmayız. Allah'a, İzmir halkına ve kendimize güvenerek yola çıktık. Hayatta sağlık konusundan daha büyük hayır duası alınacak şey yoktur" diye konuştu.
YAŞAM KOÇLARI
Yer bulamadıkları için morallerinin bozulduğunu belirten Özfatura, "Aynı zamanda vakfın mütevelli heyet üyesi olan Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan kardeşimiz bize alternatif sundu. Güzelbahçe'de 5 bin metrekarelik arsayı Vakfımıza okul yapmak için tahsis etti. Bu bizi hedeflerimize çok yaklaştırdı. Güzelbahçe'de 500-600 kişilik kampus kuracağız. Yatırım süresi 1-2 yılı bulacak. Burada tedavi, eğitim, meslek edindirme, spor her şey olacak. Otistik çocuklarımız suyu seviyorlar. Burada bir yüzme havuzu olacak. İlköğretim eğitimini tamamlayan otistik çocuklarımız için de yaşam koçlarının nezaretinde yaşam köyleri kurmayı planlıyoruz. Anneler babalar 'Ben ölürsem çocuklarım ne olacak?' diye bir endişe içindeler. Bu endişeleri ortadan kaldırmak hedefimiz" şeklinde konuştu.
İSTEYİNCE KIYMETE BİNDİ
Kampusü etap etap kuracaklarını belirten Özfatura, ekim sonunda eğitime başlamayı planladıklarını söyledi. Özfatura, "Bunun için kiralık da olsa bir binaya ya da boş arsaya ihtiyacımız var. Boş arsaya prefabrik bina da olsa bir eğitim merkezi kuracağız. İl Özel İdaresi'ne ait Sümerbank'ın kullanılmayan kreşini istedik. Ayrıca Halkapınar'daki yıkık bir eski yapıya talip olduk, kıymete bindi. Herkes talip oldu. Özel İdare'ye Sümerbank'taki yer başka şey için kullanılırsa burayı boşaltacağımızı söyledik. Ancak anladığım kadarıyla sıcak bakmıyorlar. Talebimizi komisyona havale ettiler. Bazıları rant diye tutturmuşlar. Bunda ne rant olacak? Benim ailemde otistik çocuk yok ama ben bu sıkıntıyı yüreğimde hissediyorum" dedi.
İzmir'den Türkiye'ye yayılacak bir model
İzmir'den Türkiye'ye yayılacak bir model kurmak istediklerini belirten Özfatura, çalışmaları bir noktaya getirince bütün vilayetlerin vali ve belediye başkanlarına otizmle ilgili rapor vereceklerini açıkladı. Özfatura, "Biz, 'Durumun vehameti budur, çözüm budur. Emrinize amadeyiz. Biz bunları yaptık. Lütfen siz de kendi vilayetinizdeki otistik çocuklarla ilgili bu sistemi uygulayın' diyeceğiz. Bu yüzden vakfın adını İzmir Otizm Vakfı değil Anadolu Otizm Vakfı yaptık. İşin en zor kısmını; ideal örnek oluşturma görevini yüklendik" dedi.
"Devletin önüne model koyacağız"
Anadolu Otizm Vakfı Kurucu Koordinatörü ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nüvit Uyar, Türkiye'nin otizm eğitimi konusunda en başarılı vakfı olan Tohum Otizm Vakfı'nı kendilerine örnek aldıklarını ancak daha fazlasını yapmak için yola çıktıklarını belirtiyor.
ÜÇLÜ BİRLİKTELİK
Amaçlarının eğitim imkanı olmayan otistik çocuklara bu fırsatı yaratmak olduğunu dile getiren Uyar, "Bu yıl en az 40, en fazla 60 öğrenci kabul edeceğiz. Seçilmiş 30 öğretmenimiz, alanında başarısını kanıtlamış 7-8 kişilik akademisyen kadromuz var. Ekim ayı sonunda okulu açacağız. İkinci yıl 120 öğrenci alacağız. Tam gün okul programı ve yarım gün okul programı olacak. Önümüzdeki yıldan itibaren, vakıf yatırımlarını bitirince öğrencilerin yarısına ihtiyaçlarına uygun şekilde muhtelif burslar verilecek. Çok kapsamlı bir Etik Kurul tarafından bursu hak eden öğrenciler-ihtiyaç sahipleri seçilecek. İlköğretim çağı sonrasındaki otizm problemine müdahale edecek çözümleri geliştireceğiz" dedi.
Yapacakları çalışmalar ile otizm eğitiminde model ortaya koymak istediklerini belirten Uyar, "Maalesef 3.5 milyonluk İzmir'de olması gereken nitelikte otizm okulu yok. Biz devletin önüne bir model koymak istiyoruz. Böylece milli eğitimin politikası değişebilir. Ayrıca kuracağımız okul, üniversitenin uygulama okulu olacak. Başarmak için üçlü sacayağı olan otizmli aileler, hayırseverler ve devlet bir araya gelmeli" diye konuştu.
Otizmin psikolojik bir bozukluk veya ruh hastalığı değil nörolojik bir farklılık olduğunu ifade eden Uyar, otizm konusunda bilinçlenmeye ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Otizm konusundaki bilimsel araştırmalara da destek olacaklarını dile getiren Uyar, genetik araştırmalar ve öğretmenlerin bilinçlendirilmesi konusunda Avrupa Birliği fonlarından yararlanmak için iki çalışma yaptıklarını söyledi.
4 MİLYON LİRA LAZIM
Kampüs inşaatı için en az 4 milyon liraya ihtiyaç olduğunu açıklayan Özfatura, "Bir inşaatçı kardeşimiz veya bir firma 'ben yaparım' derse eğitim merkezine adını veririz. Onu reklam gideri olarak da yazabilir. Biz henüz kamu yararına bir dernek değiliz ama en kısa sürede bu statüye ulaşacağız. Ayrıca çocuklarımıza burs vermeyi planlıyoruz" dedi.
Otizm psikolojik bir bozukluk veya ruh hastalığı değildir
Otizm ruh hastalığı ya da psikolojik bir bozukluk değildir. Nörolojik bir farklılıktır ancak belirtileri nedeniyle bazı ruh hastalıklarına veya zeka düşüklüğüne benzetilebilmektedir.
Otizme neden olan bir gen bulunmuş değildir. Ancak bazı genetik yatkınlıkların otizmin ortaya çıkmasında etkili olduğu düşünülmektedir. Doğum öncesi veya sonrası çevre kirliliği etkilerinin nörolojik yapıda değişikliğe ve zarara neden olduğu bilinmekte, benzer etkilerle beynin ve merkezi sinir sisteminin yapısında organik bir farklılık ya da bozulma sonucu oluştuğu öngörülmektedir.
Otizm bireyin dış dünyadaki uyaranları algılamasını ve aldığı uyaran bilgilerini düzenleyip kullanmasını etkileyerek yaşam boyu etkisini sürdürebilen bir gelişim zorluğuna neden olur.
Otizmin kesin tedavisi için henüz geliştirilmiş bir yöntem ya da ilaç yoktur. Bilinen en iyi mücadele eğitimdir.
Otizm, günümüzde rastlanan en yaygın nörolojik bozukluktur ve her 100 çocuktan birini etkilediği kabul edilmektedir. Otizmin erkeklerdeki yaygınlığı, kızlardan üç-dört kat fazladır.
Otizm, sosyal gelişim ve iletişim becerilerinin gelişmesini engelleyerek öğrenme güçlüğüne, tekrarlayıcı hareketlere, kısıtlı ilgi alanlarına, konuşma ve davranış bozukluğuna neden olur.
Otizm zeka geriliği değildir. Otizmlilerin yüzde 10'unda güçlü bellek, matematik, müzik yeteneği gibi üstün özellikler görülür. Erken, yoğun, sürekli eğitim otizmin bilinen ispatlanmış tek mücadele yöntemidir. Otizmli ailesinin de eğitilmesi ve işbirliği şarttır.
Sağlıklı istatistik bir bilgi olmamakla birlikte Türkiye'de 450 bin otistik birey olduğu, bunun 125 bin kadarının ilköğretim (0-14) yaş grubu içerisinde olduğu düşünülmektedir. Otizmlilerin çok azı gereken eğitimi alabilmektedir. (Yeni Asır)
11
5
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri