MHP’li Kalyoncu'ndan Soyer'e yaylım ateşi! 'Terör sevici, HDP yancısı...'

EGEDESONSÖZ – MHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hasan Kalyoncu, CHP’yi kendi belediyesine karşı çevreci olmamakla eleştirdi. CHP’nin çevre hassasiyetinin sadece hükümetin yaptığı yatırımlara karşı olduğunu belirten Prof. Dr. Kalyoncu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ÇED raporsuz ihaleye çıktığını ve bu duruma CHP’nin sessiz kaldığını dile getirdi. ‘CHP’nin çevreciliği İzmir’de buharlaşıyor’ diyen Prof. Dr. Kalyoncu, CHP’nin her yerde sıkı çevreci kendi belediyelerinde serbest anlayışıyla hareket ettiğini iddia etti.

Prof. Dr. Kalyoncu ayrıca İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i hedef alarak şatoda yatan, resmi bayramlarda otobüs üzerinde tepinen, festival diyerek Türk ve İslam düşmanlarına kapı aralayan bir başkan olarak nitelendirdi.

Prof. Dr. Hasan Kalyoncu’nun sosyal medya üzerinden paylaştığı mesaj şu şekilde:

“CHP’nin çevre hassasiyeti sadece hükümetin yaptığı yatırımlarda kendini gösteriyor. Kendi uygulamalarında çevreyi katletmek serbest. ÇED raporu konusunda kıyameti koparırlar fakat İzmir Büyükşehir kanuna aykırı şekilde ÇED raporsuz ihaleye çıkınca gözlerini kapatırlar.

Bu CHP, İzmir Büyükşehir belediyesi depreme karşı önlemleri almazken ses çıkarmaz, depremden sonra enkaza ilk ulaştık diye övünürler. Menderes’te vatandaşlarımız selden ölür. Belediye başkanı orası kuru dere yatağıydı der, CHP’de ses yok.

Körfez kimliğinden, Harmandalı çöplüğünden, Tahtalı barajındaki kirlenmeden, kanalizasyona bağlanmayan foseptiklerden, kanalizasyondan, arıtma tesislerinden söz eden yok. CHP’nin Çevreciliği İzmir’de buharlaşıyor. Kendi belediyelerinde her şey serbest, diğer yerlerde sıkı çevreci..

İzmir’de su kesintilerinden bahseden yok ama CHP su sorununu gündeme alıyor. Ülke geneli için şikayetleri var ama öneriler yok. İzmir’de su sorununa karşı hangi uygulamalar var? Bunlardan bahseden yok. Çünkü dertleri sorun çözmek değil.

CHP’nin İzmir’i yönetim şekli aslında her şeyi ortaya koyuyor. Çevre yaklaşımlarını da, şehircilik anlayışını da hepsini ortaya saçıyor. İzmir’de sadece şatoda yatan, resmi bayramlarda otobüs üstünde tepinen, festival diyerek Türk ve İslam düşmanlarına kapı aralayan bir Başkan var. “Bu program iptal edilmelidir” demiştik. İzmir Mizah Festivali programındaki Türk ve İslam düşmanları ve cinsiyetçi ırkçı tiplerin toplandığı etkinlik iptal edilmiş. Bu haber, İzmir Valisi'nin sosyal medya paylaşımından kamuoyuna duyuruldu.

Soyer için, bu göreve aday olduğu günden beri, İzmir böyle bir başkanı hak etmiyor diyoruz. Terör sevici, HDP yancısı, Kıbrıs’ta Rumcu ve milletimizin her türlü değerine karşı bu şahıs, mizah maskesiyle aleni Türk düşmanlarına kapı açmıştı. Bu kapı, sağduyulu İzmirlilerin tepkisi sonucu kapanmıştır. Bu Soyer’in ilk yanlışı da değildi. 

Aday olduğu günlerde ‘Artık odun koysan seçilir dönemi geçti ‘’ diyerek kendinden önceki belediye başkanlarına da odun demiştir. Ayrıca İzmir için ‘’uyuyan güzeli uyandıracağım’’ diyerek senelerdir İzmir’in uyutulduğunu söylemiştir. CHP’nin tamamını İzmir’i uyutmakla suçlamıştır. Fakat CHP’nin hiçbir yerinden ses gelmemiştir. İzmir’e ayrı bayrak, ayrı para dedi CHP yönetiminden ses gelmedi. Anlaşılan o ki ya CHP’yi Soyer şekillendiriyor ya da CHP tamamen Soyer çizgisinde.

Bunların tümü bir arada düşünüldüğünde kapanmayan Soyer ve CHP yönetiminin kafasındaki karadeliktir. İçlerinden birisi ses vermiş: Bu Türk düşmanları programdan çıkartılınca İzmir’in özgür, demokrat ve huzurlu havası bozulmuş. İptal edilen rezalete dur diyenlerden rahatsız oluyorlar. Bu koroya İzmir Belediyesinden nemalananlar da katılmış ve partimize laf etmeye kalkışmıştır. MHP politikalarını eleştirmek haddiniz değil. 
Kendi politikalarınızla ilgilenin. 

Mesela Serok Ahmet, Babacan ve HDP ile nasıl bir birlikteliğiniz var. Konuşuyor olmak doğru söylediğiniz anlamına gelmez. Vatandaşımıza reva gördüğünüz trafik sorununu, kirlilik sorununu, çarpık şehirleşmeyi anlatın. Ne kadar tarım arazisini imara açtığınızı, ne kadar kaçak yapıyı yıktığınızı bir anlatın da İzmir’li vatandaşlarımız öğrensin.

Tekrar söylüyorum: İhanetin hiçbir maskeyle saklanmasına izin vermeyeceğiz. İhanete dur demek, özgürlük, huzur ve demokrasinin teminatıdır. Kara mizah aktörleri ile şakşakçıları anlamasa da halkımız bizim tavrımızı anlıyor. İzmir’li bölücülüğe geçit vermez, evet hoşgörülüdür fakat vatana ve millete düşmanlık yapanları denize dökmesini çok iyi bilir."