İçinden gelmese…

O’nun yüreğinde “üzüm” bir meyveden öte…

Aslında bir “nimet” olmasa…

İzmir’in dünyaca ünlü “Kavacık Üzümü” için…

“Ter dökmesi benden, bereketi Allah’tan…” deyip…

Niyaz eder gibi…

Mor siyah buğulu salkımlara “babalık” yapar mıydı?

Bence yapardı…

Çünkü…

Doğduğu, büyüdüğü topraklar…

O’na “üzüm”ün…

Altın kadar değerli olduğunu öğretmişti…

***

Malatyalı’ydı, aslen…

“Üzüm’ün Sultanları”nın memleketinden geliyordu…

Say, desen…

Ezbere bilirdi, Arapgir Köhnü Üzümü’nü…

Pütürge Kırmızısı’nı…

Kureyş Üzümü’nü…

Bitmedi…

Banazı Karası’nı… Tahannebi’yi… Hacı Kıran’ı… Hatun Parmağı’nı… Mazırım’ı… Aşık Beyaz Üzümü’nü…

***

Şu işe bakar mısınız?

Kayası başkenti Malatya’da…

Evliya Çelebi’ye göre…

Taaaa 400 yıl önce bile binlerce bağ varmış…

Öykümüzün kahramanı, işte o topraklardan geliyor…

***

Malatya’yı, kendi haline bırakıyor…

İzmir’e uzanıyoruz…

***

Yine taaaa fi tarihinde…

Bugünkü Karabağlar İlçesi sınırları içinde kurulmuş…

Yaşı, başı, eskiliği ve dahi güzelliği bozulmamış…

Şahane bir köy var…

Adı; “Kavacık”…

Denizden 30 kilometre uzakta…

Karabağlar’ın zirvesinde, Efem Çukuru’na sırtını vermiş…

O mor/siyah dayanılmaz…

Enfes (Kavacık) Üzümü’nün ana vatanı…

Kimbilir kaç asır önce…

Fransa’dan kökünü / çubuğunu İzmir’e kimler getirmiş?

Orijinal adı “Alphonse Lavallee”…

Salkımdaki her taneye “bıngıl” derler ya…

Allah inandırsın…

Kavacık Üzümü, dedin mi…

O bıngılların her biri 10 gramdan fazla çekiyor…

Bi’de lezzetli ki…

Yeme, yanında yat misali…

Hani, bazı kızlar için söylenir; bilirsiniz…

“Üzüm Buğusu gibi gözleri var…” diye…

İşte; öyle bir üzüm…

*** 

Kavacık diye, şapırdata şapırdata yiyoruz ya…

Aslında…

Nam-ı diğer “Enfes Üzüm”e…

Tacını ilk takan…

Konak’ın 20 küsur yıl önceki belediye başkanı ve…

Meslektaşım Erdal İzgi’dir…

Ne yaptı, İzgi?

“Bu üzümü tanıtmak gerek!” dedi…

Kavacık Festivali, ilk O’nun sayesinde 2000 yılında başladı…

Köyün görmüş/geçirmiş yaşlılarından jüri oluşturdu…

Kavacık Üzümü’nün kralını/kraliçesini seçtirdi…

Kavacık birden hareketlendi; kanatlandı, uçuşa geçti…

***

Ve, geldik bugünlere…

Önce ilçe sınırları değişti; Üzüm Buğusu Enfes Kavacık…

İzmir’in o tarihlerde…

Yeni kurulan ilçesi Karabağlar’da kaldı…

Kavacık Üzümü’ne…

Gözü gibi bakma nöbeti…

Seç-beğen üzümleriyle dünyaca ünlü Malatya kökenli…

Karabağlar’da ikinci dönemini sürdüren…

Muhittin Selvitopu Başkan’a geçti…

***

O benzersiz üzüm’ün “altın gibi değerli” olduğunu…

Çok iyi biliyordu Başkan Selvitopu…

Bu çok özel nimete hakkını vermek için çırpındı…

Kavacık Üzüm Festivali’nin…

Türkiye’nin her köşesinde tanınmasını sağladı…

Göreve geldiği 2014’ten itibaren…

“Kavacık Üzümü”ne ayrı bir parantez açtı…

Üzüm Festivali’ni yeniden canlandırdı…

Yalnız İzmir’den mi?

İstanbul’dan, Ankara’dan hatta Karadeniz’den…

Kavacık Üzümü’nün ana vatanını görmek için geliyorlardı…

Ortalık bir anda hareketlendi…

Başkan Muhittin Selvitopu, sonra ne yaptı?

Köyün dokusunun bozulmasına fırsat vermedi…

Kavcık 50 yıl önce nasılsa bugün de öyle…

Üzümcü’ye acayip destek verdi…

Köyün kadınlarını sosyal yaşamın içine kattı…

Kooperatif kurmalarına destek oldu…

Dünya güzeli o köy için proje üstüne proje üretti…

Kavacık’a özel “Enfes Üzümü”nü…

Yalnız Türkiye değil, Dünya da tanısın diye kolları sıvadı…

En önemli işi halletti…

Kavacık Üzümü’nün “Coğrafi İşaret” almasını sağladı…

Çok yakında, kısmetse “Avrupa Birliği İşareti” de gelecek…

Ayrıca…

Pek yakında…

Kavacık Kentsel Tasarım ve Gelişim Projesi yolda…

***

İzmir’in renkli ve lezzetli Kavacık Köyü’nde…

Her yıl üç bin tona yakın üzüm hasat ediliyor…

O toprak öyle bir toprak ki…

Tadıyla, şekeriyle, aromasıyla…

Kavacık Üzümü’ne bambaşka büyülü bir lezzet katıyor…

Enfes Üzümü’nü “ayrıcalıklı” kılıyor…

Ne güzel, di’mi?

***

Peki…

Bunca emek neyi getirdi?

Kavacık Üzümü’nün taçlanmasını sağladı…

Fransa’dan çıkan…

İzmir’de kendini bulan bu “enfes üzüm” artık…

Dünya kadar ailenin sofrasına kraliçe oldu!

Damaklarda şölen tadı bırakmaya başladı…

Herkes şunu belledi:

Kavacık demek, “Lezzet Şampiyonu Üzüm” demek…

***

Bitiriyoruz; sözün özü şu:

Karabağlar’ın CHP’li Reisi Muhittin Selvitopu…

Gönülden “babalık” yapmasa…

Kavacık’ın eşsiz bağları…

Bu kadar “enfes” bir lezzeti bizlere armağan eder miydi?

Ne güzel söylemiş eskiler:

“Bakarsan bağ, bakmazsan değ olur…” diye…

Karabağlar’ın Reisi, “Kavacık Üzümü”ne gönül gözüyle bakıyor…

İşin sırrı burada!

Nokta…

Sonsöz: “Güz sabahı üzüm bağında… Sıra sıra büklüm büklüm… Kütüklerin tekrarı… Kütüklerde salkımların, salkımlarda tanelerin, tanelerde aydınlığın… / Nazım Hikmet…)