Her şey, 2018’e veda etmemize…

120 saat kala başladı…

27 Ocak’ta toplanan CHP Parti Meclisi…

18 saat süren mesai sonunda…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı’nın adını…

Tunç Soyer olarak duyurdu…

10 yıldır Seferihisar Belediye Başkanı’ydı Soyer…

Ertesi gün…

Perdeyi MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman araladı:

“Adaylığı açıklanan zatın babası, hukuku katletmiş bir kişidir!”

Kıyamet koptu…

Tunç Soyer'in, 12 Eylül mahkemelerinde görev alan ve ülkücülerin davasına bakan başsavcı Nurettin Soyer'in oğlu olması…

Bazı çevrelerde eleştiri konusu olmaya başlamıştı…

İlk “sağlam” açıklama…

Siyasi liderlerden önce…

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray’dan geldi:

“CHP'ye bırakılan İzmir’in adayı Tunç Soyer'i destekleyerek kararımızın arkasında duracağız…”

Ertesi gün Meral Akşener konuştu:

“Babadan oğula suç geçmez ama Nurettin Soyer bir vaka…”

Ortada Tunç Soyer ile ilgili bi’şi yok…

Ama…

Babası üstünden yağmur gibi suçlama geliyor…

Tarih; 1 Şubat CHP Lideri Kılıçdaroğlu devrede:

“Tunç Soyer'e yönelik eleştirilerin tamamı haksız eleştiriler... Bir belediye başkan adayının bu kadar haksız, hukuksuz, adaletsiz eleştiriye muhatap olmasının özünde yatan şu; bu kişi çok çok değerli, İzmir'de yüksek oy alacak, dolayısıyla bunu bugünden başlayarak yıpratmak için kampanya açtılar…”

İşin komik bi’yanı daha var…

Sözü edilen süreçte…

Yani…

Nurettin Soyer’le ilgili anılan dönemde bile…

Henüz doğmamış bazı yorumcular…

Ekranlardan Tunç Soyer’e “atış serbest” gönderme yapıyor!

Tunç Soyer’e salvolar…

Merhum babasının üstünden hala ufak ufak sürüyor…

İnsan merak ediyor haklı olarak…

Tunç Soyer 10 yıl İzmir’de belediye başkanlığı yaptı…

Bi’kez olsun babasıyla ilgili “eski defterler” açılmadı…

Peki, şimdi neden?

***

İşte o “nokta atışı” soruyu…

Önceki gün çayımızı içmek için gelen…

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray’a sordum:

“Tunç Soyer on yıldır Seferihisar Belediye Başkanı’ydı… Neden Nurettin Soyer hiç konuşulmadı da şimdi gündeme geldi?”

Deneyimli siyasetçi Çıray…

“Sizin sorduğunuz sorunun cevabını herkes merak ediyor…” diyerek söze başladı ve gerisini şöyle getirdi:

“Tunç Soyer’in adaylığının belirlenme süreci uzayınca siyasetin karakterinde olan negatif rekabet başladı… Kimbilir, kendi partisi içinde siyaset yapan kimileri de de bunu pompalamış olabilir… Sonra, yıllar öncesinden gelen kinleri ile FETÖ’cüler bayrağı devraldı… Bunu öngören iktidar danışmanları derhal buna uygun bir strateji ürettiler... Strateji aslında Millet İttifakı’na yönelikti... Benzerini 2010 Referandumu’nda MHP’ye yapılan operasyonda görmüştük… O zaman da eski ülkücülerin AKP ile ilişkide olanları televizyonlara çıkarılıp, “Yetmez ama evet’çi” olmuşlar ve MHP aleyhine konuşturulmuşlardı…”

Aytun Çıray’ın yorumu ilginçti… “Peki, çarkın dişlileri nasıl dönmeye başladı?” diye sordum… İşte, cevabı:

“Güya merhum Nurettin Soyer hedef alınarak, Tunç Soyer üzerinden çapı İzmir’i de aşan bir operasyon başlatıldı… Bu öyle bir stratejiydi ki, (Babasının yaptıklarından oğlu sorumlu tutulamaz…) savunması ile başa çıkılamazdı… Yapılması gereken bunun bir FETÖ intikam operasyonu olduğunu ortaya koymaktı… İşte ben bunu ortaya çıkardım… Tekrar ediyorum; Tunç Soyer bahane, FETÖ’cü intikam şahane… Soyer’in bu aşamadaki tek hatası, büyük sahnede ilk defa bir role çıkmasıdır… Diğer faktör ise esasen çok başarısız olan AKP’nin kutuplaşma üzerinden seçmenlerini stabilize etme isteğidir…”

“Ya HDP yakıştırması; o n’olacak?”

“FETÖ’cü girişim yeterli olmayınca bu defa B Plânı’na geçildi... Bir takım montajlarla sevgili Soyer PKK’lılara yakın gösterilmeye çalışıldı... Ben bu nedenle HDP İzmir Yönetimi’nin (Soyer’i destekliyoruz…) beyanının zamanlamasını ilginç buluyorum… Destekten çok köstek bence…”

“Peki bunlar tamamen nasıl aşılır?”

“Soyer’in seçim gündemini ele alması ve yönetmesi ile aşılır... İzmir’in en az bir hayal projeye ihtiyacı var… Bu karşılanmalı ve tartışılmalı…”

“Ya sizin şu aşamadaki duruşunuz?”

“Bana gelince, İzmirli bir seçmen olarak Sayın Tunç Soyer’ile birlikte esasen hakkın ve adaletin yanındayım... Ben Allah’ın kulu, Cumhuriyet’in siyasetçisi, Atatürk’ün bendesiyim… Gerisi teferruattır…”

***

Hayat, hepimize bir nefes kadar uzak!

Siyaset, sadece dostlarla / dost bildiklerle birlikte yapılmıyor…

Nerede okumuştum, hatırlamıyorum ama…

Şu söz önemli:

“Politikada hiçbir şey kazayla olmaz… Olmuşsa, öyle planlanmıştır…”

Nokta!

Sonsöz: “Bazı insanları her zaman, bütün insanları da bazen kandırabilirsiniz; ama bütün insanları her zaman kandıramazsınız… / Abraham Lincoln / ABD’nin 16. Başkanı…”