Çok değil; 10 gün öncesine kadar…

“Corona Maskesi”ni takmak…

Allah Allah bir uyarı olmadığı için…

Hepimiz için az biraz “keyfe keder” bir durumdu…

Şimdi uzmanlar, “maske şart” diyor…

Neden bu ani “U” dönüşü?

Meğer Dünya Sağlık Örgütü hepimizi şaşırtmış…

Neyse…

Takalım bari!

***

Böyle bir giriş yaptık ama, derdimiz şu…

Her gece her TV’de yeni bir “corona uzmanı” ya da…

Bilim kurulu üyesini izlemenin yarattığı…

Dayanılmaz bir “baş dönmesi” yaşıyoruz…

Dünyanın 180 ülkesi

Koronavirüs tehdidi altında…

Öyle ki…

Süper ülke Amerikan’ın nev-i şahsına münhasır Başkanı Trump bile…

15 gün içinde 150-200 bin vatandaşının öleceğinden dem vuruyor!

***

Aslında…

Biz nasıl her gün onlarca bilim insanına kulak kabartıyorsak…

Koca Birleşik Devletleri’nde de…

330 milyon Amerikalı bir Türk’e dikkat kesilmiş durumda…

Kim o tıp adamı?

Mehmet Öz…

***

60 yıl önce babasının görev yaptığı ABD Ohio’da dünyaya geldi…

Harvard Üniversitesi'nden mezun…

Columbia Üniversitesi’nde başkan yardımcısı ve cerrahi profesörü...

Halen…

New York Presbyterian Hastanesi’nde…

Kalp ve Damar Enstitüsü ve Tamamlayıcı İlaç Programını yönetiyor…

Amerikalılar O’nu seviyor; çok tutulan bir TV programı var…

Her gün, “Acaba bu salgın için ne söyleyecek?” diye…

Prof. Mehmet Öz’ün ağzının içine bakıyorlar…

Herkes verdiği bilgileri dikkatle dinliyor ve…

Çözüm yolları için Dr. Mehmet Öz'ün önerilerini referans gösteriyor...

***

Hepimizin aklına gelip…

Ne yazık ki…

Aynı soruya farklı farklı cevaplar aldığımız bir süreç yaşıyoruz…

Bu nedenle…

Tedirginiz ama umutsuz değiliz…

Her fırsatta, “Yeneceğiz bu mereti” derken…

Bi’kulağımız da Dr. Mehmet Öz’de…

***

Mesela…

En çok şu soruluyor Dr. Öz’e:

“Bu koronavirüs salgını ne zaman bitecek?”

Cevap:

“Tahmin etmek çok zor… Nisan ve Mayıs’ta sosyal mesafe kuralları koronavirüsü etkileyecek ve yayılmasını yavaşlatacak… Bazı sağlık uzmanları, havanın ısınmasıyla (Mayıs-Haziran-Temmuz) virüs yayılmasının yavaşlayacağını düşünüyor... Çünkü virüs kabaracak ve havada dolaşmayacak… Ancak havaların soğumasıyla virüs dönebilir... Sağlık sistemi buna hazırlıklı olmalı…”

***

Mesela, bi’de şu soru var:

“Bu salgını önlemek için insanoğlunun elinde etkin bir silah var mı?”

Cevap:

“Virüse karşı en iyi silahımız evde kalmak, kalabalık ortamlardan uzak durmak ve iki metrelik sosyal mesafeyi korumak… Ellerinizi en az 20 saniye yıkayacakınız ve evde nereye dokunuyorsanız; orayı sileceksiniz…”

***

En taze soru…

“Maske takın diyen de var, takmayan diyen de… Doğrusu nedir?”

Cevap:

“Daha önce hastanedeyken maske takmanızı öneriyorduk ancak yeni veriler bu kuralı değiştirdi… Virüsün bu kadar hızlı yayılmasının sebebi semptom (hastalık belirtisi) göstermeyen taşıyıcılar olabilir… Bu nedenle tüm kapalı ve açık alanlarda herkes yüz maskesi takmalı… Maske takarak hem kendinizi hem de karşınızdaki insanı korursunuz… Ayrıca maske takmak ellerinizle yüzünüz arasındaki teması da azaltır...”

***

Mesela; en hayati soru:

“Aşı çalışmalarında umut var mı?”

Cevap:

“Aşının, 12-18 ay arasında hazır olacağını tahmin ediyorum... Çünkü aşının güvenliği ve etkisinin ispatlanması lazım…”

***

Mesela, umutla benzenmiş bi’soru daha:

“Bu günlerde gündeme gelen plazma tedavisi işe yarıyor mu?”

Cevap:

“Plazma tedavisi, bağışıklık sistemi tarafından virüse saldırmak için üretilen antikorların (proteinler) hastalıktan iyileşmiş olan insanlardan alınıp, virüsü henüz geçirmemiş olan insanlara aktarılması anlamına geliyor… Dünyadaki birçok tıbbi sağlık merkezi plazma tedavisinin çalışıp çalışmayacağıyla ilgili deneyler yapıyor… Umut verici…”

***

Amerika’daki Prof. Dr. Mehmet Öz’e son bir hayati soru:

“Gerçekten ABD’de 250 bin kişi ölebilir mi?”

Cevap:

“Maalesef, böyle bir ihtimal olduğunu düşünüyorum… Eğer insanlar uzmanların önerilerini izler, yerine getirirse, yüksek ölüm oranlarının önüne geçebiliriz… Unutmayın; Korona’ya karşı en etkin silah evde kalmak…”

***

Uzmanların öğütlerini dinleyeceğiz…

Biraz daha dişimizi sıkacağız…

Başka çaresi yok!

Nokta…

Sonsöz: “Korona’dan korunmak için yapacağınız ilk iş, evinizin sınırlarını kapatmak… / Prof. Dr. Mehmet Öz…)