Mehmet KARABEL
Bak yüzbaşı; Beni iyi dinle!
8 Aralık 2019 Pazar

Bugün Pazar...

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...

Atatürk’ü bu köşede anma ve hatırlama günü...

Bir kez daha...

Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım...

Bunu yaparken de...

Bu özel anıyı günümüze taşıyan…

“Atatürk’ün Sofrası” kitabının yazarı…

İsmet Bozdağ’ı

Saygıyla analım...

***

1933 yılının 29 Ekim gecesi…

Cumhuriyet’in 10’uncu yılı coşkuyla kutlanıyor…

Ankara Palas’ın koca salonları…

Konuklar için yetmemiş…

Ziraat Bankası’nın giriş holünde ayrı bir balo düzenlenmiş…

Atatürk, eserinin 10’uncu yılını…

Ankara Palas’ta adeta iliklerine kadar yaşıyor…

Yabancı ülke temsilcileri ile şakalaşıyor…

Konuşmalar yapıyor…

Şerefine kadeh kaldırılıyor…

Gazi, bir ara etrafındakilere…

“Bizimkiler nerede?” diye soruyor…

Yakın arkadaşlarını…

Salih Bozok’u, Kılıç Ali’yi, Nuri Conker’i ve Recep Zühtü’yü…

Arıyor gözleri…

Ziraat Bankası’ndaki baloya gittiklerini öğreniyor…

“Ha’di öyleyse…” diyor…

“Ne duruyoruz burada? Biz de oraya gidelim…”

***

Ziraat Bankası’ndaki balo o kadar kalabalık ki…

Girmek, adeta imkansız…

İnsan selini yararak, ilerliyor Atatürk…

Her tarafta bir alkış bir kıyamet kopuyor…

Atatürk, gülümseyerek bakıyor, olup bitene…

Yanındakilere dönüyor…

“Bana bir masa iki de sandalye getirin” diyor…

O sırada müzik ara veriyor…

Gezi, oturuyor ve…

Mavi gözlerini balo konuklarının üstünde gezdirerek soruyor:

“Bana soracak bir şeyi olan var mı?”

Bir el kalkıyor havaya…

Dikkatle bakıyor Gazi…

Konuşmak isteyen bir deniz yüzbaşısı…

Atatürk, önündeki sandalyeyi gösteriyor:

“Gel bakalım, otur…”

Yüzbaşı oturur oturmaz konuşmaya başlıyor:

***

“Gazi Hazretleri! Siz 34 yaşında iken Anafartalar Komutanı’ydınız… Emrinizde bir ordu vardı… 35 yaşında başınızda bir zafer tacı taşıyordunuz… Ben, bugün 36 yaşındayım… Gördüğünüz gibi bir yüzbaşıyım… Benim değil bir filoya, bir gemiye komutan olabilmem için daha 20 yıl beklemem lazım… 20 yıl sonra, yani 56 yaşında benden ne hizmet beklenebilir? Bütün enerjimi tüketmiş olacağım… Kazandığım komutan meviinde kaç yıl kalabilirim? Siz Cumhuriyet’i büyük nutkunuzda gençliğe emanet ettiniz… Ben de bir Cumhuriyet genci, yüzbaşıyım… Emanetinizi korumak ve yaşatmak istiyorum… Fakat bunu en iyi biçimde yapabilmem için selahiyetim (yetkim) olması gerekir… Bu sebeple sizden istirham ediyorum… Ordu terfi bareminde yeni bir ayarlama yapılması için emir veriniz… Gençler iş başına geçsin… Sizin elde ettiğiniz hizmet fırsatlarını, sizin eserlerinizi koruyacak olan gençlik elde etsin…”

***

Yüzbaşı susuyor, önüne bakıyor…

Salon ölüm sessizliğine bürünmüş halde…

Atatürk’ün yüzü kırışmış, başı öne düşmüş...

Çatık kaşlarının altında mavi ateşler gibi yanan gözlerini yüzbaşıya dikerek soruyor:

“Başka?”

Genç yüzbaşı, “Başka yok paşam” diyor…

Atatürk, gözlerini salondakilerin üstünde gezdiriyor…

Sonra denizciye dönüyor…

“Bak, dinle yüzbaşı” diyor ve arkasını şöyle getiriyor:

***

“Benim 34 yaşında komutan olmam yanlış… Senin 36 yaşında yüzbaşı olman yanlış değil… Sen, olağanüstü günlerle, sıradan günleri birbirine karıştırıyorsun… Bir ihtilal ortamı ile bir düzen ortamının ne demek olduğunu bilmiyorsun… Benim komutan olduğum yıllar, bir imparatorluk çatırtılar içinde batıyordu… Vatan hercümerç (darmadağınık) içindeydi… Dünyanın en büyük devletlerinin gemileri, askerleriyle Çanakkale Boğazı’nı zorluyordu… Sen ana-baba gününün ne demek olduğunu bilir misin? O günlerde rütbe, mevki düşünülmez… O günlerde her fert, bulunduğu yerde ölüme kadar ne yapması gerekliyse onu yapar! Ben, böyle bir ortamın içinde komutan oldum, zafer kazandım… Sen benim sadece yaşıma bakmışsın… Yaşıma bakacağına, içinde yaşadığım hercümerce baksana! Sen elbette bir filo komutanı olmak için daha 20 yıl bekleyeceksin… Ancak o zamana kadar elde edeceğin bilgi ve tecrübeden bu memleket istifade edebilir… Gençlik pazuda değil, kafadadır… Sen bunu kavrayamamışsın! Teklifiniz reddedilmiştir… Buyrun efendim yerinize!”

***

Yüzbaşı, süklüm püklüm yerinden kalktı… Atatürk’tan özürler dileyerek kalabalığın arasına karıştı… Salona derin bir sessizlik çökmüştü…

Nokta…

Sonsöz: “Savaşta yağan mermi yağmuru, o yağmurdan ürkmeyenleri ürkenlerden daha az ıslatır… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk – 1918 İstanbul…)

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Sarı Çizmeli Memed'A. 8 Aralık 2019 Pazar 21:17

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'le ilgili sayfalarınızı beğeniyle karşılıyoruz Sn.KARABEL... Ancak, bazı "güya anılar" konusunda Kaynak??? rümuzlu sayın yorumcu gibi düşünüyoruz.

Yorumu oyla      5      5  
Kaynak??? 8 Aralık 2019 Pazar 16:20

Atatürk’ün iyi bir asker, dirayetli bir komutan, zeki bir diplomat, muhteşem bir devlet adamı ve kâmil bir insan olması özelliklerinin bilinciyle, Atatürk’ün hele öyle özel bir günde, böyle bir ego gösterisinde bulunabileceğini hiç mi hiç sanmıyorum. Ya da basit bir söyleşiyi sahne şovu şeklinde aktaran yanılıcı bir kaynağınız var. Dahası, son birkaç yazınıza bakarak, sanırım doğrulanmış anekdotlar yerine abartılmış söylentilere kaldınız. Belki böyle farz-ı mahal hikayelerin kaynağını da yazarsanız daha doğru olur.

Yorumu oyla      8      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva