HABERLER>POLİTİKA
13 Nisan 2017 Perşembe - 09:21

Kılıçdaroğlu'ndan İzmir'de çarpıcı mesajlar: Mitinglerine bakıyorum, ana tema benim!

İzmir'de iş dünyasıyla buluşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu partisinin yeni anayasa teklifine 'neden hayır' dediğini anlattı. 18 madde üzerinden detaylı açıklamalar yapan Kılıçdaroğlu, "Onların mitinglerine bakıyorum ana tema benim" dedi.

Kılıçdaroğlu ndan İzmir de çarpıcı mesajlar: Mitinglerine bakıyorum, ana tema benim!

Mehmet İŞLER / EGEDESONSÖZ - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan’da gerçekleşecek anayasa değişikliğinin tarihi referandumu öncesinde İzmir’e geldi.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu kentteki iş dünyasının temsilcileri ve kanaat önderleriyle Kaya Termal Otel’de bir araya geldi.

CHP Lideri, CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekilleri Kamil Okyay Sındır, İzmir İl Başkanı Asuman Ali Güven, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, il yönetim kurulu üyeleri, milletvekilleri, belediye başkanları, ilçe başkanları, ilçe yönetim kurulu üyeleri, kadın ve gençlik kolları temsilcileri tarafından karşılandı.

Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Odası, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Deniz Ticaret Odası, İzmir Ticaret Borsası temsilcileri ve çok sayıda vatandaşın katılım gösterdiği zirvede konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu halk oylaması ve sürecine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

HEPİMİZE AĞIR BİR SORUMLULUK DÜŞÜYOR
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Kısa bir süre sonra 16 Nisan’da sandığa gideceğiz ve oyumuzu kullanıp Türkiye’nin kaderini birlikte belirleyeceğiz. Hepimize ağır bir sorumluluk düşüyor. Burada bir partinin genel başkanı olarak değil sizler gibi ülkesini bayrağını insanını seven demokratik bir ortamda her türlü düşünceye saygı göstermeyi isteyen bir vatandaş kimliğiyle konuşacağım” dedi. 

BİR MİLLETİN KADERİNİ MAHKEME DEĞİL MİLLET KENDİSİ SEÇER!
“Çünkü biz bir partiyi seçmiyoruz” diyerek konuşmasına devam eden Kılıçdaroğlu, “Bir kişiyi seçmiyoruz. Bir tercihte bulunacağız. Demokratik parlamenter sistem devam mı etsin tek adam rejimim mi olsun? Bu olay TBMM’den çıktıktan sonra bize değişik çevreler ‘Niçin Anayasa Mahkemesine gitmediniz?’ diye sordular. Onlara şu cevabı verdik; bir milletin kaderini bir mahkeme değil o milletin kendisi seçer. O millet kendi kaderini kendisi belirler. Ön yargılarımızdan arınıp üyesi olduğumuz partileri bir tarafa bırakıp belli bir ortak paydada uzlaşabilirsek çözemeyeceğimiz hiçbir şey yoktur.  Kimliklerimiz görüşlerimiz inançlarımız farklı olabilir ama bir arada huzur içinde yaşamak istiyoruz. Bunun temel normu da demokrasidir. Bunun korunup korunmaması benden çok sizlerin elinde. Ve bu kararı 16‘sında hep birlikte vereceğiz” açıklamasını yaptı. 

BİR KİŞİ ARZU ETTİĞİ KADAR YARDIMCI BELİRLESİN DİYORSANIZ…
Yeni sisteme ilişkin teknik konularda bilgi veren Kılıçdaroğlu, “Benim sorumluluğum var ama en az benim sorumluluğum kadar her bir bireyin kendi sorumluluğu da var. Olay düşünme ve karar verme zamandır. Sloganlar atma alkışlama bunların hiçbir önemi yok. Önemli olan ayın 16’sında sandığa gidip inandığımız değerleri sandığa yansıtmaktır. İşin özeti budur.  Bu 18 madde Türkiye Cumhuriyeti’nin hangi sorununu çözüyor? Benim gördüğüm okuduğum tartıştığım kadarıyla Türkiye’nin hiçbir sorununu çözmüyor. Yaşadığımız sorunların hiçbirisine çözüm getirmiyor. Tam tersine Türkiye’yi sonu belirsiz bir süreç içine sokuyor. Neden diyeceksiniz? Bu kanıya nereden vardın diyeceksiniz. Şuradan vardım; 80 milyonu bir kişiye emanet ediyoruz. 80 milyonun düşüncesi bir tarafa 1 kişinin düşüncesi dominant olarak öne çıkacak. Ona derse o olacak. Akıl akıldan üstündür kavramı önemini kaybediyor. Bir kişiyi seçtik artık o her şeyi bilir tüm kararları alır aksine kimse bir şey söyleyemez. Bu nokta doğru mudur yanlış mıdır? Bunun tercihini göreceğiz. Ne tüm yetkileri bir kişiye veriyoruz? Başbakanlığın olmadığı bakanlar kurulunun olmadığı bir düzen geliyor. Bir kişi arzu ettiği kadar başkan yardımcısı bakan sayısı belirleyebilecek. Sayı? Belli değil. Bir kişinin taktirinde. Bu çok güzel bir şey diyebilirsiniz. Bırakalım bir kişi arzu ettiği kadar yardımcı ve bakan belirlesin diyorsanız o ayrı bir şey…” diye konuştu. 

AMCASININ OĞLUNU MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINDA MÜSTEŞAR OLARAK ATAYABİLİR
Kılıçdaroğlu, “Bakanı belirlese ne olur? Bugün kim bakan sayısını belirliyor? Bugünkü parlamenter sitemde her bakanlığın bir yasası vardır. Yasalarda tek tek bakanlıkların ve bakanın müsteşarın genel müdürlüklerin görevi tanımlanmıştır. Yetki TBMM’dir. Tek adam rejiminde bu yetki tümüyle alınıp bir kişiye veriliyor. Sen arzu ettiğin makamı kendin oluşturabilirsin deniyor. Mecliste olsaydı ne olurdu tek adam belirseydi ne olurdu? Şimdi yasa gelir komisyonlarda tartışılır. Bu komisyonlara ilgili meslek kuruluşları sendikalar davet edilir, görüşleri alınır. Değişik partilerden milletvekili görüşlerini beyan eder, varsa hatalar düzeltilir. Genel kurula gelir görüşülür ve yasalar. Süreçte gazeteler yazı yazar, öğretim üyeleri görüşlerini beyan ederler. Yasalaşma süreci toplumsal bir olgunlaşma sürecidir.  Tek adam rejiminde bunların hiçbir olmayacak. Sadece bir resmi gazete açtığınızda orada yazılanları göreceksiniz. Yani ortak akıl olmayacak. Bu doğru mudur yanlış mıdır? Bunun partisi var mı? Hayır. Bir kişiyle mi ilgili? Hayır. Tamamen demokrasiyle ilgili. Sandığa giderken hepimizin düşünmesi lazım. Ülkemizin geleceği için karar alacağız. Sıradan bir seçim değil. Anaya değişiklikleri hem kolay kolay değişmez değiştirilmesi de çok zordur. Ve bütün yasalar anayasa uygun olmak zorundadır.  Sadece bu yetkiyi mi veriyoruz? Hayır. Devletteki liyakat sistemini belirleyecek cumhurbaşkanı. Mevcut parlamenter sistemde az önce söyledim. Şube müdürüne kadar nitelikleri yazar. O niteliklere uygun atamaları yürütme organı atar. Yasada uygun görüşmeyen bir kişiyi atayamaz. Tek adam rejiminde bu standartları bir kişi belirleyecek. Amcasının oğlunu milli eğitim bakanlığında müsteşar olarak atayabilir. Dayısının oğlunu milli savunma bakanlığına atayabilir.  Kararımızı ona göre vereceğiz. Devlette liyakatın önemi nedir? Devletin ön yargısız yurttaşlarına hizmet etmesi demektir ve işi bilen tarafından bu hizmetin gerçekleşmesi gerekir. Ben ameliyat yapamam doktor değilim ben resim yapamam ressam değilim. Beste de yapamam bestekar değilim. Ama ben kamu maliyecisiydim onu iyi bilirim” diye konuştu.

2017’DE YETKİYİ PARLAMENTODAN ALIP BİR KİŞİYE VERİYORUZ!
“Türkiye’yi ne kadar tehlikeli bir süreci beklediğini hepinizin bilmesini isterim” diyen Kılıçdaroğlu, “Bu tamamen demokrasiyle ilgili bir oylamadır. Deniyor ki Mustafa Kemal Atatürk tek adamdı... Kendi tarihini Kılıçdaroğlu bilmiyor diyorlar. Ben söylemeyeceğim.  Nilüfer Gürsu’nun ifadesi Demokrat Partili. En büyük rakibi de CHP. Celal Bayar’ın kızı. Ne ANAP’ın ne o zamanki Demokrat Parti’nin hepimiz biliyoruz ki cumhuriyetle, Atatürk’le bir sorunu yoktu. Ne diyor o Nilüfer Hanım? Atatürk tek adamlığı aklından geçirmemişti. Evet geçirmemişti. Bunu en iyi bilen Celal Bayar’dır. Erzurum ve Sivas kongresinde tek adam mı vardı? TBMM açıldığında tek adam mı vardır? Tam tersine tüm yetkiler TBMM’deydi. Başkomutanlık yetkisini de meclis verdi ve engelledi.  Şimdi biz parlamentodan bu yetkiyi alıp saraya veriyoruz. Nasıl veriyoruz? Çünkü o kişi aynı zamanda partinin de genel başkanı olacak. O bir kişi parlamentoyu hiçbir gerekçe göstermeden arzu ettiği şekilde feshedebilecek. Bu yetki Atatürk’e verilmemiştir. 2017’de biz bu yetkiyi parlamentodan alacağız bir kişiye vereceğiz. Doğru mudur yanlış mıdır? Buna karar vereceğiz. Bunun bir partiyle kişilerle ilgisi var mı? Hayır devlet yönetimiyle ilgili” dedi.

ÇİFT BAŞLILIK BU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ KABUL EDİLİRSE OLACAK!
Kılıçdaroğlu, “Neden bir rejim değişikliğine ihtiyaç duyuyoruz? Ben bunu hala öğrenmiş değilim, bilmiyorum. Efendim deniyor ki çift başlılığı kaldıracağız… Nerede çift başlılık var? Devlette çift başlılık yok. Kaç cumhurbaşkanı var? Bir tane. Kaç başbakan var? Bir tane. Kaç meclis başkanı var? Bir tane. Nerede çift başlılık? Aynı işi iki yapmaya başlarsa çift başlılık olur. Cumhurbaşkanının görevleri anayasada yazılı. Başbakanın görevleri yazılı. Biri diğerinin işine müdahale etmediği sürece bir şey yok.  Çift başlılık bu anayasa değişikliği kabul edilirse olacak. Cumhurbaşkanı aynı zamanda partisinin genel başkanı olacak. İki şapkası olacak. Biz cumhurbaşkanı tarafsızlığını her ortamda savunduk. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana cumhurbaşkanları hep tarafsız olmuşlardır.  İşin özü şudur. Cumhurbaşkanlığı makamı bizim ortak değerimizdir. Devletin sigortası cumhurbaşkanıdır. Devlette en temel krizler çıktığında iktidarı muhalefeti herkesi çağırır ‘Türkiye derin bir travmadan geçiyor biz bunu nasıl aşarız?’ der. En son örnek 15 Temmuz sonrasında yaşandı. İktidar muhalefet toplandı ‘neden bu noktaya geldik ve bunu nasıl aşarız?’ dedi. Oturduk konuştu. Bunu ancak tarafsız birisi yapabilir. Cumhurbaşkanının tarafsızlığı neden daha önemli? Aynı zamanda yargıç hakim atayacak.  Bir parti genel başkanı olduğu taktirde cumhurbaşkanının atayacağı hakim yargıç bağımsızlığa gölge düşürür. Bu doğru değil. O yüzden cumhurbaşkanını tarafsızlığı önemlidir” açıklamasını yaptı.

ABDULLAH GÜL’E KARŞIYDIK AMA…
Cumhurbaşkanı tarafsızlığını koruduğu taktirde her zaman saygıyla karşıladıklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Sayın Abdullah Gül’e biz karşıydık. Ama seçildikten sonra asla ve asla eleştirmedik. Tam tersine tarafsız kaldığı sürece bütün saygıyı gösterdik. Davet ederdi giderdik. Görüş söylerdi, gizli kalmasını istediği zaman saygı duyardık. Çünkü devlete saygı gösteriyoruz. Ama bir partinin genel başkanı olarak oturduğu zaman çift başlılık çıkıyor. Tabanda da çift başlılık olacak. Çünkü bu kişi hem valiyi hem partisinin il başkanını tayin edecek. Sadece tepede değil aşağıda da çift başlılık olacak. Neden? Hangi ihtiyacımızı karşılayacak? Hepimizin oturup düşünmesi lazım. Sıradan bir değişiklik yapmıyoruz. Bir rejimi değiştiriyoruz.  Sayın cumhurbaşkanına bu kadar yetki verilebilir, verelim, bizim de düşünmeye ihtiyacımız yok. Bırakalım Türkiye’yi tepe tepe kullansın… Bu da bir tercihtir. Soru ne? Bu tercih Türkiye’yi nereye taşır? Doğru mudur yanlış mıdır? Anayasalar neden önemli? Anayasaların temel özelliği devlet aygıtının karşısında vatandaşın haklarını güvenceye alır. Devletin tüm organları var vatandaşın hiçbir şeyi yoktur” dedi.

ÖRNEĞİN İZMİR’DE OHAL İLAN ETTİM DİYEBİLİR
Olağanüstü Hal ilan etme yetkisinden örnek veren Kılıçdaroğlu iş dünyasının yeni değişiklik sonrasında sıkıntılar yaşayacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Yeni anayasa değişikliğine göre bir kişiye yetki verdik. Tek başına OHAL ilan etme yetkisi… Türkiye’nin milli güvenlik siyasetini tek başına belirleme yetkisi. Belki inanmayacaksınız ama öyle. Neden? Bugün nasıl ilan ediliyor? Önce Milli Güvelik Kurulu’nda görüşülüyor. Bakanlar kurulunda tavsiyede bulunuyor. Meclise gelir 550 milletvekili oturur üstünde tartışır ve hükümete OHAL ilan etme yetkisi verilir ya da verilmez. 550 MGK bir tarafa bırakıyorsunuz. Örneğin İzmir’de OHAL ilan ettim diyebilir. Bir kişi böyle bir şeyi asla kullanmaz diyebilirsiniz. Bir kişi gelir kullanır. Ölçüsü zamanı, görüşülecek bir organ var mı? OHAL’in önemi nedir? OHAL’in önemi kişi hak ve özgürlükleri ve siyasi konularda tek başına karar alabilir.  Bu yetkiler verilsin ne olacak diyebilirsiniz? Faturası şu… hata yaparsa faturayı 80 milyon ödeyecek. Sadece kendisi değil. O açıdan hepimizin oturup düşünmesi lazım. Bunun sağı solu ortası, milliyetçisi, ülkücüsü, sosyal demokratı, liberali yok. Bu bizim ortak sorunumuz ve memleket meselesidir. Eğer Türkiye böyle bir sürecin içine girerse dikta toplumu haline geleceğiz. Demokrasisi gelişmiş tüm ülkeler Türkiye’yi eleştirecek. Türkiye’de demokrasi yok diyecekler. Türkiye’ye çıkacak bu fatura çok ağır bir fatura. Bu faturayı en başta iş dünyası ödeyecektir.  Sizin ürünleriniz büyük ölçüde alınmayabilir. Turist gelmeyebilir. Yabancı sermaye hiç gelmez. Can ve mal güvenliği yok ki. Bir kişiye bu kadar yetkiyi verdikten sonra mal varlığına el koydum diyecek. Hak, hukuk yok. Anayasa mahkemesine gidebiliyor musunuz? Oda oraya bakıyor. Kendisini atayan o. Denetlenmesi hemen hemen imkansız olan bir mekanizma getiriyorsunuz. Cumhurbaşkanına sorumluluk getiriyoruz diyorlar. Yüce divana gitmesi için 400 milletvekilinin oyuna ihtiyaç var. Şimdi 276 oy yetiyor. Neden 400? Hangi gerekçeyle 400? Hesap vermeme üzerine inşa edilen bir demokrasi anlayışı olabilir mi? Apartman yönetiminde bile yönetim kurulu seçiyoruz. Koskoca Türkiye’de denetlenmeyen bir mekanizma seçiyoruz. 15 hakimin 12’sini kendisi tayin ediyor. Benim tayin ettiğim hakim beni nasıl yargılar? Bir parti genel başkanının tayin ettiği bir hakim o genel başkanı nasıl yargılar? Bunu hepimizin düşünmesi lazım” açıklamasını yaptı.

SEN MİSİN AHLAK KANUNUNU MECLİSE GETİREN? SARAY DARBESİYLE GİTTİ!
“Ön yargılardan arınarak sandığa gitmemiz lazım” diyen Kılıçdaroğlu, “Ben falan kişiyi çok seviyorum o istedi diye oy veriyorum. Falan kişiyi çok sevebilirsiniz ama önce evlatlarınızı, Türkiye’yi, vatanınızı, demokrasiyi düşünmek zorundasınız. Çocuklarınıza nasıl bir Türkiye bırakmak istiyorsunuz? Bunu düşünmek zorundasınız. Tek partili yaşamdan çok partili rejime geçtik. Bu ülke kendi iradesiyle çok partili rejime geçti. Demokrasi de eksikliklerimiz var. Elbette giderilmeli. Binali Bey, Davutoğlu’na en az 50 kez hatırlattım. Bu ülkenin demokrasisi niye 3’üncü sınıf? Bu ülke bu demokrasiye muhtaç mı dedim.  Oturalım hep beraber Avrupa’da hangi standartla varsa ülkemize getirelim. Niye birisi bize dayatsın? Bizim irademiz yok mu dedim. Milli irade diyorsunuz yüzde 10’un altında oy alan parti parlamentoya gelemiyor. Hangi milli iradeden bahsediyorsunuz? Yüzde 1 alan partinin genel başkanı meclise gelsin ne olacak? Demokraside bir kaybımız mı olacak? Tam tersine milli irade parlamentoya tam yansımış olacak. Siyasi ahlak kanunu neden çıkmaz? Bunu istiyoruz. Getirin diyoruz. Hakkını yemeyeyim Sayın Davutoğlu bunu getirdi. Siyasi etik kanununu getirdi. Bir saray darbesiyle gitmek zorunda kaldı. Sen misin siyasi ahlak kanununu meclise getiren? Gelmek zorunda... Siyaset topluma hizmettir. Siyaset cebnini düşünmez. Siyaset yapan kişi adanmışlığı düşünecektir. Temiz, dürüst olacaktır. Malı götüren adamdan siyasetçi mi olur?” dedi.

SİZİN TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NDEN ALIP VEREMEDİĞİNİZ NEDİR?
Cumhurbaşkanı Danışmanı Mehmet Uçum’u hedef alan Kılıçdaroğlu, “Sayın cumhurbaşkanının bir danışmanı var. Mehmet Uçum… '16 Nisan’da halk kendi devletini kurmak için adım atıyor' diyor. Biz devletimizi ne zaman kurduk? Acıyla göz yaşıyla kurduk. Şehitlerimiz gazilerimiz var. Bu devlet sıradan bir devlet mi? Amasya tamimi boşuna mı? Erzurum, Sivas kongreleri boşuna mı? 23 Nisan 1920’de meclisi boşuna mı açtık? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni boşuna mı kurduk? Yeni devlet arayışı hangi gerekçeyle çıktı? Yeni bir devlet yeni bir rejim inşa etmek istiyorlar. Kendileri söylüyorlar. Sizin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden alıp veremediğiniz nedir? Ben bunu anlamış değilim. Yeri geldi Türkiye Cumhuriyeti’ni sildiniz. Bu devletten, bu cumhuriyetten bu parlamentodan rejimden ne istiyorsunuz? Bu cumhuriyet aldı size imkanlar sağladı. Geldi bakan, başbakan, cumhurbaşkanı yaptı.  Ne istiyorsunuz, neleri istiyorsunuz? Düşüncelerinizi özgürce ifade ediyorsunuz kimse karşı çıkmıyor. Tek adam rejimi gelsin ekonomi düzelecek diyorlar. 15 yıldır bu ülkeyi Fransızlar mı, Almanlar mı Amerikalılar mı yönetiyor? Bütün bakanlar size bağlı. Bütün bürokrasi, valisi, kaymakamı, bankalar size bağlı. Siz ekonomide istikrarı sağladınız da biri karşı mı çıktı? Yok böyle bir şey. Terör bitecekmiş… Siz bitirdiniz de birisi karşı mı çıktı? Kanun yaptınız da biri karşı mı çıktı? Ben defalarca ama defalarca terörü bitirmek için bizden ne istiyorsanız gereken desteği vereceğiz dedim” diye konuştu. 

YETKİLİ BİRİSİ OLSA YETKİLİ DİYECEĞİM AMA YETKİLİ DE DEĞİL!
Kendisine yöneltilen eleştiriler için de konuşan Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım’a yüklendi. Kılıçdaroğlu, “Kılıçdaroğlu doğru söylemiyor, yalan söylüyor diyorlar. Hangi cümle? Bana şu cümle yanlış deyin ben de öğreneyim. Sıradan bir değişiklik yapmıyoruz rejimi değiştiriyoruz. Size çok büyük bir fırsat veriyorum gelirsiniz bir televizyon kanalında oturup medeni insan gibi 18 maddeyi konuşuruz. Zor değil 18 madde. Beni mahcup edin. Deyin ki sen bilmiyorsun 18 maddeyi bile okumadın deyin. Söz verdim yarım saat konuşun 15 dakika konuşacağım. Yeter ki oturup konuşalım. Binali Yıldırım, ‘16 Nisan’dan sonra oturup konuşuruz’ diyor. Yetkili birisi olsa diyeceğim yetkili birisi. Ama yetkili de değil. Buna rağmen başımın üstüne. Medeni insanlar gibi bir araya gelir oturur konuşuruz, vatandaş da dinlemiş olur. Kim doğruyu söylüyorsa çıkar. Emin olun anlamakta zorluk çekiyorum. Bazen hayretler içinde kalıyorum. Miting yapıyorlar. Mitingin ana teması anayasa değişikli ne getiriyor ne götürüyor. Onların mitinglerin bakıyorum ana tema benim. Bazen düşünüyorum yahu arkadaş ben ne yaptım acaba? Bürokrasi de çalıştık siyasete girdiğim gün mal varlığını internet sitesine koydum. Karımın bileziğine kadar söyledim. Dürüst namuslu görev yaptım. Onların sayesinde 7 sülalemiz incelendi bir şey yok. E yok kardeşim kabahat bende mi?” dedi.

REKLAMLARIMIZDA TÜRK BAYRAĞI KULLANAMIYORUZ AMA ONLAR KULLANIYOR!
“Anayasa değişikliğini anlatmıyorlar” diyen Kılıçdaroğlu, “Onlara göre 18 madde var, 18’i de Kemal Kılıçdaroğlu’yla ilgili. Bu anayasa değişikliğinin ülkeye ne getireceğini anlatmaları lazım. Ben nasıl anlatıyorsam anlatmaları lazım. Ama onlar anlatmıyor anlatmıyorlar. Bu değişikliğin nasıl bir felaket getireceğini aslında onlar da biliyor. Binali Bey ne diyor? Biz hele çıkaralım aksayan yönleri olursa düzeltiriz… Yahu sıradan bir kanun mu yapıyorsun? Bu bir anayasa değişikliği… Bunun ne kadar ciddi olduğunun farkında bile değiller. Ne demek otururuz düzeltiriz?  Bütün bunları yaparken devletin bütün imkanları kullanılıyor. Arabalar, uçaklar, valiler devletin tüm imkanları kullanılıyor. Eşit olmayan koşullarda referandum yapıyoruz. Biz kendi reklamlarımızda Türk bayrağı kullanamıyoruz. Ama onlarınkinde kullanılıyor” açıklamasını yaptı. 

İSTERİM Kİ SANDIKTAN YÜZDE YÜZ ÇIKSIN!
Kılıçdaroğlu ayrıca, “Ben bu memlekette yaşayan tüm inşaların bilgisine ferasetine inaıyorum. Gerekli dersi demokrasiye sahip çıkarak bu halkın vereceğine inanıyorum. Biz bir demokrasi destanı yazmak zorundayız. Tüm baskılara imkansızlıklara rağmen bu ülkenin insanı demokrasi destanı yazmak zorunda. Aksi halde sonumuz felakettir. Annelere sesleniyorum freni olmayan araca çocuklarınızı bindirir misini? 80 milyonu freni olmayan ve nereye gittiği belli olmayan bir yola göndereceğiz. Bu çok tehlikelidir. Bir ülkenin geleceği bir kişiye teslim edilemez. Bir ülkenin geleceği dengelere bağlıdır. Yasam yürütme yargı niye vardır? Birisinin yaptığı hatayı biri düzeltsin diye vardır.  İzmir’e güveniyorum. İzmir’e inanıyorum. İzmir’den en küçük bir kuşkum yok. İsterim ki sandıktan yüz de yüz hayır çıksın” ifadelerini kullandı.

 
Sahnede hayranını yumrukladı!
 
Birkaç tespit daha
YORUMLAR
Toplam 5 yorum var, 5 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
REİS 13 Nisan 2017 Perşembe 21:59

8.yenilgiye hazır ol Kılıçdaroğlu,kalmış şimdi 18 maddeyi anlatmaya çalışıyor..sen değilmisin radyo proğramında gelecek olan sistemde başbakan cumhurbaşkanı ayrı partilerden olursa kargaşalık çıkar diyen..yeni sistemin işte bunu kaldıracağını dahi bilmiyorsun ve bu devleti yönetmeye talipsin...

Yorumu oyla      11      11  
Başka 13 Nisan 2017 Perşembe 21:47

Seçim başka 16 nisan başka bunu dile getirenler ekonominin verileri bunun temel nedeni adınada kararsız diyorlar

Yorumu oyla      11      5  
13 Nisan 2017 Perşembe 18:11

sakinliğini koruduğun için seni takdir ediyorum. saldırganlaşmak bir lidere yakışmaz!

Yorumu oyla      18      5  
Geçim sıkıntısı 13 Nisan 2017 Perşembe 17:56

İktidar hatipleri ekonominin durumunu hiç anlatmıyorlar ama millet ne yaşadığını biliyor sizden de toplumun her kesiminden insanlar ekonominin gerçek halini gündeme getirmenizi bekliyorlar çünkü hala kararsız sayısı çok fazla seçim ayrı bu ayrı diyor insanlar

Yorumu oyla      17      5  
İnsaniyet 13 Nisan 2017 Perşembe 17:27

Eveti savunan liderler her mitingte sizin gıybetinizi yapıyorlar dün istedikleri her ortamda canlı yayına çıkalım çağrısı yapmışsınız cesaretiniz için tebrik ederim.Dinimize göre gıybet günahtır

Yorumu oyla      18      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
CHP’li Güven: Cumhurbaşkanı ve başbakan da hayır için çalışıyor!
CHP İl Başkanı Asuman Ali Güven, “Başbakan ve cumhurbaşkanı meydanlara ...
Kılıçdaroğlu İstanbul için oran verdi!
İstanbul Maltepe'de partililerine seslenen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ...
CHP Konak'tan "Koyverme oy ver" çağrısı
CHP Konak İlçe Örgütü, İzmir'deki tarihi Kemeraltı Çarşısı girişinde, ...
 
Pekdaş Malatya’da sahada: Bu pakette adalet yok!
Referandum çalışmaları kapsamında Malatya’ya giden Konak Belediye Başkanı, ...
CHP'li Sındır: Bütün yetkiler tek bir adama bırakılamaz
CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, Avrupa Alevi Düşünce Derneği tarafından ...
Tanrıkulu’ndan ‘16 Nisan’ mesajları: Kargaşa sona erer!
Tanrıkulu, "Bir tarafta yetkilerini halktan aldığını söyleyen, yüzde 52'ye ...
 
Başbakan Yıldırım: Evet çıkarsa biz onları yanaklarından öpeceğiz!
Yıldırım, “Hayır çıkarsa düşmanı İzmir’den denize dökmüş gibi sevineceğiz ...
Erdoğan: Bizim rejimle bir sorunumuz yok
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim rejimle bir sorunumuz yok. Türkiye'de rejim ...
Ve 'yurt dışı oyları' Türkiye'ye geldi
Türk Hava Yolları (THY) uçağının Esenboğa Havalimanı'na getirdiği 190 ...
 
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva