HABERLER>POLİTİKA
28 Ekim 2013 Pazartesi - 08:10

Kılıçdaroğlu'ndan adaylık hakkında son söz!

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "A mı aday olsun B mi, 'Bu benim yakınımdır' türü tartışmaların benim için geçerliliği yok. Eğer bir aday adayı anketlerde diğerlerine olağanüstü fark atmışsa o bizim adayımızdır. Bitti" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu ndan adaylık hakkında son söz!

ANKARA - Yerel seçimlerle ilgili aday belirleme çalışmaları devam eden CHP'de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, hafta sonu yaptığı açıklamada ayrışmaya değil, birleşmeye ihtiyaç olduğunu vurgulayarak Türkiye Değişim Hareketi'ne kapılarının açık olduğunu vurgulamıştı.

Seçim çalışmalarıyla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, aday adayı belirleme yöntemini değiştirdiklerini belirterek, "5 kişilik bir komisyon kurduk. Her biri seçim çevresini tek tek ele alıyor. Diyelim ki Beşiktaş yahut İstanbul Büyükşehir. Verdiğim talimat şu: En çok oyu alacak adayla yola çıkacağız! Buna göre her aday adayı için çalışma yapılıyor. Bazen anket, bazen eğilim yoklaması... Ayrıca o bölgenin il başkanı, milletvekili ve parti meclisi üyesinin de görüşü alınıyor. Sonuçlar MYK’ya geliyor ve aday belirleniyor. Dolayısıyla “A mı aday olsun B mi”, “Bu benim yakınımdır” türü tartışmaların benim için geçerliliği yok. Eğer bir aday adayı anketlerde diğerlerine olağanüstü fark atmışsa o bizim adayımızdır. Bitti" diye konuştu.

Radikal gazetesinde Ezgi Başaran'a konuşan Kılıçdaroğlu'nun sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
CHP içinde Sarıgül’ün adaylığına tepki veren, bildiriler hazırlayan gruplar var. Bunu ‘parti içi demokrasi’ deyişini kullanmadan açıklayabilir misiniz?

Tabii. Aday adayı belirleme yöntemi çok değişti. 5 kişilik bir komisyon kurduk. Her biri seçim çevresini tek tek ele alıyor. Diyelim ki Beşiktaş yahut İstanbul Büyükşehir. Verdiğim talimat şu: En çok oyu alacak adayla yola çıkacağız! Buna göre her aday adayı için çalışma yapılıyor. Bazen anket, bazen eğilim yoklaması... Ayrıca o bölgenin il başkanı, milletvekili ve parti meclisi üyesinin de görüşü alınıyor. Sonuçlar MYK’ya geliyor ve aday belirleniyor. Dolayısıyla “A mı aday olsun B mi”, “Bu benim yakınımdır” türü tartışmaların benim için geçerliliği yok. Eğer bir aday adayı anketlerde diğerlerine olağanüstü fark atmışsa o bizim adayımızdır. Bitti!

Öyleyse partideki bu nümayiş ne?
Eski alışkanlıklar… “Genel Başkan’a söylerim, söz alırım, aday olurum” gibi şeyler yok şimdi. Diyelim ki “A aday olmasın” deniliyor. Ben de sorarım, “Neden?” “CHP’ye uymaz!” Yine sorarım, “Niye uymasın?” Beni ve 5 kişilik komisyonu ikna etmeleri lazım. Edemiyorsan, adaydır. Geçmişteki kavgalardan kalan sorunları bir kenara bırakmalıyız. O çatışmalar artık bizim için lükstür. Eski çatışmacı kültürümüzden aslında koptuk ama hâlâ gidecek yolumuz var.

Şu anda CHP’de kan gövdeyi götürmüyor diyorsunuz…
Yok o kadar da değil. Ama itirazlar var. Bunu da doğal karşılıyorum, insanlar yıllardır benimsediği bir kültürü bir gecede terk edemiyor. Her şeyi de son dakikaya bırakmış değiliz. Şu ana kadar ön seçimle 300 adayı belirledik.

İstanbul adayının sizin aldığınız oyu aşacak biri olmasını mı istiyorsunuz?
Hayır, benim aldığım oyun üstüne çıkmak yetmez. Kazanacak adayı istiyorum.

Sarıgül ismini özellikle mi kullanmamaya çalışıyorsunuz?
Hayır. Sarıgül başarılı ve sosyal demokrat biri. Ama CHP üyesi olmadığı için çok fazla yorum yapma hakkım yok. Bakın bizim bölünme lüksümüz yok. Sadece Sarıgül için demiyorum. Türkiye Değişim Hareketi’yle de güçlerimizi birleştirmeliyiz.

İstanbul yarışına yerel seçim ötesinde önem atfedilmesi neden sizce?
Genelde, Türkiye nereye gidiyor endişesinin sonucu olduğu düşünülüyor. Ama özelde şu da var: İstanbul’u son 20-25 yıldır aynı zihniyet yönetiyor, harcanan paranın hesabı verilmiyor. Çözülen tek sorunu yok. Artık kimliği de yok. Bunları düzeltmenin yolu da ülkeyi düzeltmenin yolundan geçiyor. Dayatmacı kültür yerine uzlaşmacı kültürü getirerek. Türkiye şu anda bir tek parti devletine dönüşmüş durumda. Valisi AKP’li, kaymakamı AKP’li, emniyet müdürü AKP’li, memuru, sendikası AKP’li, hâkimi, savcısı AKP’li, YÖK AKP’li… İnsanlar görünecek bir yerden bu zincirin kırılmasını istediği için bu kadar önem veriyorlar bu seçime. Sonuçta şu söyleniyor: “Demokrasinin güvencesi için AKP’nin oyları mutlaka geriletilmeli.” Bunda CHP’nin de aydınların da sendikaların da sorumluluğu var.

CHP’nin kökündeki ulusalcı politikalarla bu sorumluluğu yerine getirebileceğinizi düşünüyor musunuz?
Ulusalcılığı ben yurtseverlik olarak tanımlıyor, dolayısıyla CHP’nin tekelinde olmadığını düşünüyorum. Benim için ulusalcılık asla kafatasçılık değildir. Bu ülkenin her karışında hepimizin yurtseverlik ölçüsü eşittir. Kimse kimseden daha ulusalcı değildir. Hitler’in milliyetçilik anlayışı ile CHP’nin ulusalcılık anlayışı arasında hiçbir bağ yoktur.

Yurtsever bir parti olarak Kürtlerin hak taleplerine daha farklı yaklaşmanız gerekmez miydi?
17 maddelik özgürlük ve demokrasi manifestomuz var, orada bu taleplerin hepsinin karşılanması için önerilerimizi sıralıyoruz.

Orada da yine anadilde eğitim meselesine “Eğitim olmasın da öğretim olsun” diyorsunuz…
Hayata gerçekçi bakmıyorsunuz. Kürtçe eğitim veriliyor diyelim. Sonra bunun sınavı var, iş hayatı var… Bu sisteme ne altyapı ne öğretmen olarak hazır değiliz. Ayrıca çift dilli ülkelerin, örneğin Belçika’nın yaşadığı sorunları da görüyoruz.

Ama siz teknik yetersizlikler nedeniyle değil, prensip olarak anadilde eğitime karşısınız sanıyorum…
Biz ilke olarak anadilin öğrenilmesine, kullanılmasına asla karşı değiliz. Ama eğitim konusunda ikili bir yapının sorun yaratacağını düşünüyoruz. Bizim siyaset üretmemiz için bilimsel yanını düşünmemiz gerekiyor. Türkiye’de sanıldığının aksine bu konuda çok az çalışma var. Sloganlar üstünden sorunlarımızı çözemeyiz. Ayakları yere basan siyasetten yanayım. Bakın yerel yönetimler kanununun çıkması gerektiğini söyledim. Bize oy mu geldi? Hayır. Ama demokratikleşme için bu adımların atılması gerekiyor. Yine aynı mantıkla örneğin Batman’daki belediye başkanlarının tutuklanmasını eleştirdim.

Bunları yapmanız, hatta Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’i ziyaret etmeniz bile partinizde sorun olmuyor mu?
Bunlardan rahatsız olan arkadaşlarımız varsa gelip bana sebebini anlatırlar. Biz CHP’yiz, ülkenin birliğinin sağlanması açısından sorumluluğumuz var. Kullanılan dilin asla Kürt yurttaşlarımızı rahatsız etmemesi lazım. Madem ulusal mücadeleyi birlikte verdik, bu birlikteliği sarsmayacak dil her siyasetçinin sorumluluğudur. Eğer bir ötekileştirmeye, duygusal kopuşa zemin hazırlarsanız, Türkiye’yi bölen siz olursunuz.

“Türk’üm, doğruyum, çalışkanım” diye başlayan andımızın kalkmasını da eleştirmemeniz gerekmez miydi aynı mantıkla? Bu CHP’yi MHP’nin yamacına düşürmüş olmadı mı?
İlköğretimdeki çocuklara farklılıklardan önce birliktelik öğretilir. Giyilen formadan, beslenme çantasındaki yiyeceklere kadar benzerlik vardır. Bu, ağacın gövdesini oluşturmak içindir. Kız-erkek, Alevi-Sünni, Çerkes-Laz, Kürt-Türk gibi farklılıklar ağacın dallarıdır. Gövdesi güçlü olan ağacın dalları da huzurla serpilir.

Türk olmayan çocuğa her sabah “Türk’üm” dedirtmekle birliktelik sağlanacağına emin misiniz?
Biz, andımızın içeriği aynı kalsın demedik ki. Ulusal bağımsızlık savaşımızdan, mazlum ülkelere örnek oluşundan, çağdaş uygarlığı hedef belirlememizden bahseden bir metin de oluşturulabilir. Bunu söylüyorum diye niye MHP’nin yanına düşeyim?

CHP sizin özgürlük anlayışınızı değiştirdi mi?
Üniversitede her türlü özgürlüğün var olmasını, başörtülü kızların okumasının engellenmemesi gerektiğini savundum. Eleştirildim mi? Evet. Ama ben savunduğum şeye inanıyorum. Yine aynı şekilde… Diyarbakır Cezaevi’nin müze olmasını savundum, Başbakan “Diyarbakır’a yeni cezaevi yapalım” dedi. O yeni cezaeviyle oy alıyor, ben müze olsun diyorum oy almıyorum! Bu akıl tutulmasıdır, kimse kusura bakmasın.

Size göre Kürtler niye CHP’ye oy vermiyor?
İki ayrı ekip oluşturup Doğu ve Güneydoğu illerini ziyaret etmelerini istedim. Gidip halka özgürlük ve demokrasi manifestosunu anlattılar. Halkın arkadaşlarımıza söylediği şuydu: Bu manifestonun altına imzamızı atarız. Bunun üstüne arkadaşlarımız soruyor: “Peki bize oy verir misiniz?” “Hayır vermeyiz!” Evet, Kürtler bize oy vermiyor… Çünkü ‘Bizim partimiz var’ diyorlar. CHP’nin böyle bir manifesto hazırlamasını ise doğal görevi görüyorlar, “Siz sosyal demokratsınız, yapacaksınız” diyorlar. Karşılaştığımız tablo bu.

Bu tabloyu değiştirmek için bir plan var mı, yoksa kabullendiniz mi?
Hayır kabullenmedik ama hak ve özgürlük önerilerimizi, çalışmalarımızı oya dönüşsün diye yapmadığımızı anlatmaya çalışıyorum.

Dersim katliamı için özür dilemek gibi sembolik jestlerin bir başlangıç olabileceğini düşünmüyor musunuz?
Bu noktada bir yanlış anlama var… Tayyip Erdoğan, Dersim için özür dilemedi, diledi sanıyorlar. Ve bana “Dersim için özür dile, niye dilemiyorsun” diyorlar. Ben bu işin mağduruyum. Mağduru olarak nasıl özür dileyeyim? Ayrıca bu tür olayların günlük siyasete malzeme yapılmasına karşıyım. Ama Dersim’le ilgili arşivler açılsın isterim. Defalarca Başbakan’a “Aç arşivleri incelensin” dedik, önerge verdik, kanun teklifi verdik. Yok açmıyor. Ama yeri geldikçe diline Dersim’i doluyor. Dersimlileri çok sevdiğinden mi? Hayır, ben Dersimliyim diye. Sanıyor ki böyle yaparsa Dersim’den oy alabilecek. Mümkün değil alamaz.

CHP’nin de dindarlardan oy alması için “Mümkün değil” diyenler vardır…
Laikliğin dinsizlik olarak algılanmasını değiştirmemiz gerekiyor. Bunu CHP yıllar yıllardır anlatamadı çünkü CHP’nin rakibi olan partiler karşı propaganda yaptılar. ‘CHP’nin yolu Moskova’nın yolu’ sloganından başlayın, ‘CHP camileri yıktı’ya kadar gelin, halkın beynine işlenmiş bir imaj var. İnanç söz konusu olduğunda bu tür karşı imajların halkta yerleşmesi çok daha kolaydır. Düzeltilmesi ise bir o kadar zor. CHP bugüne kadar dini asla siyaset aracı yapmadı. İsmet İnönü’ye Konya mitingi öncesinde “Paşam, burası çok dindar bir bölge, konuşma sırasında Allah’tan bahsedersen faydalı olur, yoksa hiç oy alamayız” diyorlar. “Din ve devleti ayırmak için bu kadar uğraştık, şimdi oy için nasıl yapayım” diye cevap veriyor fakat yalvarıyorlar. Peki deyip kürsüye çıkıyor. Konuşma boyunca tabii ki hiç dini referans yok. Sonunda “Allahaısmarladık” dedikten sonra partililere dönüyor: “Alın işte istediğinizi yaptım, Allah’tan bahsettim.”

CHP’nin başörtülü kadınlarla ilgili negatif tavrı sadece rakip parti propagandasından geliyorsa 28 Şubat’taki ikna odaları nedir?
Etki-tepki meselesi. Sağ partilerin başörtüsünü siyasi malzeme yapmasına karşı da böyle bir tepki oluşmuştur. Ama zamanla aşılacağını düşünüyorum. Tekrar ediyorum, başörtülü kızların üniversiteye girmesini destekliyorum. Bir kadının ne giyeceğine, kendi nasıl ifade edeceğine, nasıl güzel hissedeceğine erkeklerin ve siyasetin karışmasına da karşıyım. Bizim artık CHP olarak belli konularda bir duruşumuz olmalı. O da çağdaş uygarlıktır. Çağdaş uygarlık ancak kadının eğitildiği bir toplumda var olabilir. Bizim siyasette ortak paydayı genişletmemiz gerekir. Halbuki daraltıyoruz. Kimimiz sadece bayrak üzerinden, kimimiz din üzerinden, kimimiz de laiklik üzerinden siyaset yapıyoruz. Oysa hepsini kapsayacak genişlikte bir ortak alanımız var.

Artık hiç yolsuzluk dosyaları açıklamıyorsunuz, niye?
Yolsuzluk yapanların prim yaptığı bir ülke haline dönüştük. ‘Yiyor ama iş de yapıyor’ diye bir kültür gelişti. Benim bu kültürü anlamam mümkün değil.

Partinin başına geçtiğinizde ‘yeni CHP’yi oluşturacağınızı söylemiştiniz. Başardınız mı?
Üç yılda çok şeyi değiştirdik ama daha gidecek yolumuz var. Değişim ve dönüşüm tamamlanmadı.
Bunun için gençlere bir de buradan çağrı yapıyorum: CHP’de köklü bir değişim, hatta devrim mi istiyorsunuz? Gelin CHP’ye güçlü gençlik örgütleri kuralım, birlikte değişelim. Yeni demokrasi ve özgürlük alanları yaratalım.
 

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
Toplam 7 yorum var, 7 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
AK kıllı olacaz artık.... 29 Ekim 2013 Salı 00:58

istanbul gene akpartinin ke-mal sür eşşeğini kağıttepene..:)

Yorumu oyla      11      5  
Bilal-İzmirli 28 Ekim 2013 Pazartesi 19:00

Kılıçdaroğlu'ndan adaylık hakkında son söz!...??...Sayın Genel Başkanım daha ilk söze cevap alamadıkki nemi soru siz DEMOKRATMISINIZ MUHAFAZAKARMI.CEVAP NE DUYAMADIM.CHP Delegesi CHP Vatandaş.

Yorumu oyla      18      7  
izenerji 28 Ekim 2013 Pazartesi 17:19

içci emek ve işçi düşmanlarını sandıkta hesap soracaktır

Yorumu oyla      25      8  
TC. Öz Vatandaş. 28 Ekim 2013 Pazartesi 15:48

Sn. Editör yazım biraz uzun oldu ama derdimi anca anlatabildim, yayınlarsanız memnun olurum. Yıllardır söylediğimi yine tekrar ediyorum, CHP artık parti içinde iktidar olmayı değil Ülkede iktidar olmayı kafasına koymalıdır. Şimdi bunun provası yerel seçimlerde yapılacak ve sonuca göre genel seçim için bir gösterge teşkil edecektir. CHP Atatürk'ün kurduğu ve geliştirdiği parti olmaktan çıkmış her kesimin kendi ekseninde guruplaştığı bir parti haline gelmiştir, kimse kusura bakmasın delege olan her partili acaba neyi nereden kaparım'ın kavgasını yaptığı sürece sular durulmayacak ve eksen maalesef ama maalesef Atatürk çizgisinden uzaklaşacaktır. Yaşım 56 ve şimdiye dek oy verdiğim partimin bu gidişatı beni endişelendiriyor. Aday Adaylarının adaylığının belirlenmesi esnasında kişilerin dürüstlüğü, aile yaşantısı, çevresindeki kişiler ile ilişkilerinin düzeyi (İş,mali,dürüstlük, ahlak gibi), adaylığı açıklandığı an gerçek mal bildiriminin şeffaf olarak alınıp kamu oyuna açıklanması yapılmalı ve aday seçilirse Genel Merkezce gerekli takibinin devam etmesi sağlanmadığı sürece köşe kapma telaşı devam edecektir. Eski veya Yeni yönetim diye birilerini suçlama yerine Atatürk'ün kurduğu CHP nin bir Türkiye partisi olduğunu cümle aleme ilan etme zamanıdır, şayet yerel seçimde başarısız olunursa mevcut yönetim derhal istifa etmeli ve partiyi yeni bir kan ile Genel seçime hazırlamalıdır, bunlar yapılmadığı taktirde ve gidişat köşe kapmaca'dan hizmet anlayışına dönüşmediği taktirde bir partili olarak CHP baraj altında kalır ve bu vebal yönetim ve delegeler üzerinde kara leke olarak kalır diyorum. CHP ye oyumun devam edip etmeyeceği yerel seçimlerin sonucuna bağlıdır, umarım bu uyarılarım dikkate alınır ve şimdiden her aday adayına başarılar dilerim. Zaman Atatürk'ün partisini ayaklandırma zamanıdır.

Yorumu oyla      24      5  
ergin öztürk 28 Ekim 2013 Pazartesi 13:23

eskiden (baykalı kastediyor) çatışmacı anlayış varmış iyi o vardıda abd elçileriyle kafa kafaya siyaset yoktu.

Yorumu oyla      20      12  
eda 28 Ekim 2013 Pazartesi 13:11

Genel Başkanımıza önerimizdir.Devlette 65 yaşını dolduranlar zorunlu emekli ediliyor.65 yaş ve üstündekiler aday yapılmamalı ya da TAM sağlık raporu istenmelidir.Bu yaş ve üstündekiler iş yapma özelliklerini kaybediyorlar ve kavgacı oluyorlar.Ayrıca çok 'BEN BEN'ci oluyorlar.

Yorumu oyla      27      8  
şinasi kardeş 28 Ekim 2013 Pazartesi 11:27

bir yere not edin: ibb: abdül batur konak: hüseyin aslan narlıdere: engin önen buca: priştina'nın oğlu devamı gelecek...

Yorumu oyla      18      19  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Sarıgül'den Kılıçdaroğlu'na çarpıcı yanıt
Mustafa Sarıgül, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun çağrısına yanıt verdi. Sarıgül ...
CHP'li Türeli'den hükümete Bütçe ve Sayıştay göndermesi
CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Rahmi Aşkın ...
Eski bakan İdris Naim Şahin: Beni takip ediyorlar
AK Parti’li Milletvekili İdris Naim Şahin, gittiği yerlerin izlenip not ...
 
Moroğlu'dan Avcı'ya 'promosyonlu imam-hatip' sorusu
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, Narlıdere Oğuzhan Ortaokulu'nda ...
'Hatta ateistin de hukukunu koruyacağız'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Van'ın Özalp ve Erciş ilçelerinde toplu ...
Eski bakandan 'Öcalan' önerisi: Vatandaşlıktan...
Datça’da Milli Merkez Kurultayı yapıldı. Ecevit Kültür Merkezi'ndeki ...
 
Sarıgül her şeyi anlattı: Bütün hayatım boyunca...
CHP'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olması beklenen ...
CHP'li Susam EBSO meclisinde: İzmirli sanayiciye...
CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın ...
Gül rahatsızlandı Kayseri gezisi iptal
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bugün Kayseri'de yapması planlanan programları ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
N'oluyor o balkonda?
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Kazanan yok, kaybedenler Gazze’deki Müslümanlar
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İki yüzlü ahlak her yerde…
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Koltuklar devredilirken!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva