Karayalçın’la A’dan Z’ye: CHP isimler değil yapı değişmeli!

EGEDESONSÖZ - Karşıyaka Belediyesi’nin konuğu olarak kente gelen ve Yerel Yönetimler ve Demokrasi konulu konferans veren Eski Başbakan Yardımcısı CHP Eski Milletvekili Murat Karayalçın, Egedesonsöz’ü de ziyaret etti.

Egedesonsöz Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Dokak, Genel Yayın Yönetmeni Fatih Yapar ve Gazeteci Gönül Soyoğul’un sorularını yanıtlayan Karayalçın, ülke ve parti gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu.



Başkanlık sisteminde kentsel dönüşüme, seçimlerden laiklik tartışmalarına, terör sorunundan dokunulmazlık tartışmalarına ve yaz aylarında yapılacak olan Tüzük Kurultayı’na kadar birçok konuyla ilgili mesajlar verdi.

BAŞKA KAYGILARIMIZ VAR
Yeni Anayasa hazırlık süreci ve başkanlık sistemi tartışmalara değinen Eski Başbakan Yardımcısı CHP Eski Milletvekili Murat Karayalçın konuyla ilgili kısa bir değerlendirme yaptı.

Amerika’daki başkanlık sisteminin olağanüstü yürütüldüğünü ifade eden Karayalçın, oradaki önseçimlerde vatandaşların yurttaşlık numarasıyla oy kullandığını ifade etti.

Karayalçın, “Bizim kaygımız sadece demokrasi olmaması değil, Başka kaygılarımız var. Demokrasiyi merkezi yönetim yerine yerel yönetimlerde yerelleştirmek gerekiyor” dedi.

TEMEL EKSİKLİK VATANDAŞLA KARAR ALINMAMASIDIR
İzmir’de ve Türkiye’nin birçok yerinde kentsel dönüşüm yasalarıyla ilgili problemler devam ederken, konuyla ilgili konuşan Karayalçın, kentsel dönüşüm ifadesini ilk defa belediye başkanlığı zamanında kendisinin dile getirdiğini ifade etti.

Karayalçın, “İstanbul’dan hareketle söylemek gerekirse, temel eksiklik vatandaşla karar alınmamasıdır. Çok vahim bir eksiklik. Çünkü halkın örgütlenmesi enerji katıyor. Temel yanlışlıklardan bir diğeri ise finans yönünden yoğunluk artışından karşılamaya çalışılmasıdır. Yeni yasada yapılan kentsel dönüşüm değil. Böyle bir şey olamaz. Projelerin yasaya ihtiyacı yoktur. Projelerin yasası yapılabilirlik oranıdır. Kentsel dönüşümü ilk ben dile getirdim. Parsel bazında kentsel dönüşüm uygulamasının teknik olarak ve toplumsal olarak açıklanabilir bir yanı yok. Şehirler tıkanmaya başladı. İnsanlar ‘eskiden böyle bir şey yoktu’ demeye başladı. Birkaç yıl içinde daha net şekilde göreceğimiz katliamlar olacak. Kadir Topbaş çok beyefendi birisi. İstanbul Fikirtepe’de uygulamaya başladı. Diğer yerlere örnek olması açısından İstanbul halkını da oraya, izlemeye çağırdı. AKP yöneticileri vatandaşa ‘bir verip, iki alacaksınız’ şeklinde projeyi anlattılar. Bu anlayışı getirdiler. Şimdi tıkandı gitmiyor, 7 yıldır ilerlemiyor. Herkes şimdi pazarlık içinde. Müteahhit üzerinde yapmak sıkıntılı” ifadelerini kullandı.

UCUNA KADAR GELİYORUZ
Ülkenin durumunda endişeli olmadığını ve herhangi bir kaygı taşımadığını söyleyen Karayalçın, 2009 yılındaki seçimlere değindi.

Karayalçın, “2009 yılında Ankara alınabilirdi fakat olmadı. Alınsaydı şu an Türkiye farklı bir noktadaydı. 1999 yılında da aynı şey oldu. DSP ve CHP Melih Gökçek’ten fazla oy almıştı. Ucuna kadar geliyoruz, geri dönüyoruz. 7 Haziran’da muhalefet hükümet kuracaktı. AKP’nin uzaklaştırılması sağlanarak, hükümetin kurulması sağlanacaktı. CHP dışı nedenlerden dolayı gerçekleşmedi. Buna şanssızlık, kötü talih, bilinçsizlik ve algısızlık diyebiliriz. Ama bir yerde yakalanacak, bu böyle gitmeyecek. 1993 yılında Başbakan Yardımcılığı yaparken dış açık yüzde 3’tü. Dediler ki bu sayı 4 olursa Türkiye’nin ateşi 40 dereceye fırlar. AKP döneminde dış açı milli gelirin yüzde 9,5 üzerine çıktı. Fakat dünyada o kadar çok para vardı ki, öyle bir ortamda görev yaptılar” diye konuştu.

TÜRKİYE BAŞLANGIÇ AYARLARINA DÖNMELİ
TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın laiklik üzerine söylediği, ‘Laiklik yeni anayasada olmamalıdır’ ifadelerini değerlendiren Karayalçın, nitelikli olan tüm şeyleri anayasa yazmak zorunda olduğunu ifade etti. Karayalçın, “Laikliği koymazsan tarifi yapmamış olursun. Bir tarafı eksik olur. Laiklik olmazsa olmaz. Laik olmayan toplumun nasıl olacağını dünyada görüyoruz. Biz bu zamana kadar cumhuriyetin temel değerleriyle ayakta kaldık. Laiklik bir joker gibi oldu. Her kuruma anlam veren, emek veren bir şey oldu. Israrla 4 madde değişmez diyoruz. Kurucu irade yüzde 92,5 destekle kabul ederek ‘3 maddeye dokunamazsın’ demiş. ‘Türkiye başkanlık rejimine geçebilir fakat laik, sosyal hukuk devleti olarak’ demişler. Bu değişirse beklenmedik sonuçlar ortaya çıkar. Bizi ayakta tutan cumhuriyetin temel değerleridir. Biz bundan ayrılırsak çökeriz. Bana göre Atatürkçülük de hamaset değil. Dış siyasette uygulanabilirliği çok iyi hazırlanmış. Olmazsa başarılı olamıyorsun. Yapmak istediklerini yapamıyorsun. Dışına çıktığında tutturamıyorsun. Dış siyasette şu anki kepazeliği görüyoruz. Her komşumuzla kavgalıyız, küsüz. Türkiye başlangıç ayarlarına dönmeli. Temel değerlere dokunulmamalıdır. Değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. Türkiye ayağa kalkar” şeklinde konuştu.

TERÖR KONUSUNDA 3 ÖNERİ
Ülkede yaşanan terör konusuna da değinen ve AK Parti’nin yanlış politikaları sonrası terörün hortladığını söyleyen Karayalçın, “Muhalefetin taleplerini göz göre göre reddettiler. Ülke terörist yuvası haline getirilmiş. Biz sürecin nasıl olması gerektiğini açıklıyoruz. Kendi önerilerimiz var. Önerilen çalışma sistemi üzerine ‘ben böyle düşünüyorum’ demeye gerek yok. Bizim birlikte nasıl yaşayabiliriz sorusunu sorarak değerlendirmemiz gerek. Pazarlık değil, kardeşçe nasıl yaşayacağımızı müzakere edelim. Bu konuda 3 önerimiz var. TBMM’de tüm siyasi partiler bir masaya oturalım. Buna MHP de dahil… İkincisi, dışarıda sivil toplum örgütleri kendi aralarında kurul oluştursun, tartışsınlar. Son olarak ise Gerçeklik Komisyonu kurulsun ve bu komisyon bugüne kadar yapılanları ve yanlışlıkları tarasın. 1991 yılında hazırladığımız rapordan sonra herkes bize saldırdı. Hain olduk, bölücü olduk. Sonra 1999 yılı Aralık ayında Helsinki’de Avrupa Birliği talebiyle hazırlanan raporda bizim o dönemki önerilerimizin bir bölümü olduğu gibi vardı. Sorun nasıl birlikte yaşayacağımız. Terör başka, Kürt sorunu başka... Terörle anladığı dilden, sonuna kadar mücadele etmemiz gerek. Kürt sorununda ise bilinçli olarak hareket etmemiz gerek. Ben Rizeliyim. Bana diyorlardı ki, ‘Ya sen Rizelisin, ne Kürt sorunu?’ Ben de diyorum ki, Kürt sorunu Rizeli Murat Karayalçın’ın sorunudur. Ben böyle bakmazsam kim çözecek bu sorunu? Rusya mı, Amerika mı çözecek? Öncelikle ben dememiz lazım. AKP’nin yanlış politikalarının bedelini ödüyoruz. Kemal Bey Başbakan’ı ziyaret etmişti. ‘Bizim önerilerimiz bu değil, şunlara şunlara dikkat edin’ demişti. Bize ve TBMM’ye bilgi verin demişti. Yani sürecin içine bizi de dahil edin demişti… Şimdi şehit verir duruma geldik. Sorumlusu bunlar. Buradan çıktıktan sonra, terör def edildikten sonra oturup çözmek için yeniden kolları sıvamak gerekecek” dedi.

DOKUNULMAZLIK TERÖRE DE BARIŞA DA KATKISI OLMAZ
Meclis’te yaşanan dokunulmazlık tartışmaları konusunda da dosyaların tümü yerine tek tek ele alınması gerektiğini ifade eden Karayalçın, “Doğrusu her dosyanın ayrı ayrı bakılarak ele alınmasıdır. Tümünün kaldırılması diye bir şey olur mu? Meclis yargı organı değil. Bu konuda 2 noktaya bakmak lazım. Terörle yaptığım mücadeleye katkı koyacak mı? Kardeşliğimize ve barışa olumsuz etkisi olacak mı? Bunlara bakarak dosya dosya incelemek lazım. Benim şahsi düşüncem terörle mücadeleye de barışa da bir katkısı olmaz. Kin duygusuyla, öfkeyle karar alınmaz. Sağduyu olmalıyız” diye konuştu.

YENİ YAPI YENİ KADROLAR... 
Yazın yapılacak tüzük kurultayı öncesi partinin durumunu ve genel başkan tartışmalarını da değerlendiren Karayalçın, 'Yapı değişikliği' vurgusu yaptı. 

Karayalçın, zaman zaman kendisinin adının da genel başkanlık için anılmasını da değerlendirerek, Buraya gelişimin adaylık ile ilgili bir bağlantısı yok. Yeniden bir yapılanma yapmak zorundayız. Yeni program, yeni örgütlenme ve yeni siyasi söylem. Bunu yapmadan başarılı olamayacağımız kanısındayım. Yapı değişmeli… Biz A gitsin, B gelsin demiyoruz. Daha önce denildi… Gelmesi gerekenlerin tamamı geldi. Bu işlemin başarı getirmediği de ortada… Bu yapı değiştiği zaman yeni yapı yeni kadroları da doğurur, yeni lideri de getirir… Böylelikle gerekirse lider de değişecektir” şeklinde konuştu.

HEM FIRSAT VERECEKSİN HEM DE YETİŞTİRECEKSİN
Son olarak kadrolarda gençlere yer verilmesi meselesine de açıklık getiren Karayalçın şu ifadeleri kullandı: “Genç kadrolar konusunda yer vermekten çok yetiştirmek lazım. 17 komisyon var. PM 200 kişi olsun. 81 ilden performanslarına göre PM üyeleri seçilsin. Gençler o komisyonlarda görev alsın. Tarım Komisyonu’nda olanlar Konya’ya gitsin mesela… Yetiştirme böyle oluyor. Hem fırsat vereceksin hem de yetiştireceksin.”