İZMİR - İZÖDER, dershanelerin özel okula dönüşmesini kolaylaştıracak çalışmaya tepki amacıyla, kentteki otobüs duraklarındaki bilboardlara, "Yasak hemşehrim! Sınavlar var, kurslar yasak" yazılı ilanlar verdi. Aynı konuda ayrıca 500 bin el ilanı bastıran dernek, bunları da üye dershaneler aracılığıyla veli ve öğrencilere ulaştırmaya başladı.
İZÖDER 2. Başkanı Hidayet Erdoğan, dershanelerin kapatılarak özel okula dönüşmeleri yönündeki çalışmanın gündeme gelmesinin ardından dernek üyeleriyle gerçekleştirdikleri toplantıda, konu hakkındaki düşüncelerini kamuoyuna duyurmak amacıyla böyle bir çalışma yapma kararı aldıklarını söyledi.
Yetkililer tarafından konu hakkında kamuoyuna çelişkili bilgiler sunulduğunu ve dershane işletmecileri olarak işlerine sahip çıkmaya çalıştıklarını ifade eden Erdoğan, şu görüşleri savundu: "Dershanelerin özel okula dönüşmesini gerçekçi bulmuyoruz. İzmir'deki özel okulların çoğunun yüzde 40-50 kapasitesi boş. Bu aldatmaca. Açık lise yapın diyorlar. Sanki açık liseye rağbet var. Herkes normal liseye gidiyor, açık liseye kimse gelmez. Açıkçası dershaneler olarak devreye girmemiş olsaydık, bir gece yarısı torba yasanın içerisinde çıkarıp dershaneleri kapatacaklardı. Biz de bunu haber alınca kamuoyu oluşturuyoruz. Yasal haklarımızı kullanacağız."
Erdoğan, Özel Dershaneler Birliğinin (Özdebir) yılda bir defa yapılan olağan gelen kurulunun yarın Ankara'da toplanacağını ve tarihi çok önceden belirlenmiş genel kurulda, doğal olarak bu tartışmanın gündemin ağırlıklı konusu olacağını kaydetti. Dershanelerin, "özel okula dönüştürüyoruz" denilerek kapatılmasına karşı olduklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yasal bir iş yapıyoruz ve ruhsatımız var. Çocuklara eğitim-öğretim veriyoruz. Matematik, fizik, fen öğretiyoruz. Yasa dışı bir iş yapmıyoruz. Arz ve talep meselesi. İnsanlar kendi isteğiyle bize geliyor. İsteyen kayıt sildirebiliyor. Diploma da vermiyoruz ama buna rağmen reğbet var. Genellikle de özel ders alamayan, dar ve orta gelirli ailelerin çocukları geliyor. Dolayısıyla böyle bir durumdan en fazla onlar etkilenir. Bu dershaneler kapanmış olsa fakir fukara, orta gelirli ailelerin çocuklarının, iyi bir üniversiteye, ODTÜ'ye, Boğaziçi'ne Bilkent'e girme şansı sıfıra iner."
OLAN YİNE DAR GELİRLİYE OLACAK
Aydın Dershaneler Birliği (AYDERBİR), hükümetin dershanelerin kapatılması ile ilgili yaptığı çalışmalara tepki gösterdi. AYDERBİR Başkanı Ali Karimiş, “Dershaneler kapatılırsa olan yine dar gelirli öğrencilere olacak” dedi.
Turistik Park Restoran’da bugün düzenlenen kahvaltılı basın toplantısına AYDERBİR üyeleri ve dershane temsilcileri katıldı. Dershanelerin 1960’lı yıllarda açılmaya başlandığı ve yaklaşık 50 yıllık bir tarihe dayandığını belirten AYDERBİR Başkanı Ali Karimiş, “Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile müsteşarların söyledikleri birbirini tutmuyor. Mademki özel kurumlar kapatılarak kamulaştırılacak, özel hastanelerde sorun yok mu? Özel bankalar vatandaşa sıkıntı yaratmıyor mu? O zaman bizler gibi onlara da el atılsın. Öğretmenler ve halkın büyük bir kesimi dershanelerin kapatılmasına karşı” dedi.
“MEB MASA BAŞINDA KARAR ALIYOR”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) kendilerine sormadan böyle bir işe başladığını söyleyen Karimiş, “Bakanlık masa başında karar alıyor. Bu konuda bizler bir kez dahi aranmadık. Milli eğitim müdürlerimizin de görüşleri alınmadı. Bu karar hepimizi etkileyecek. Türkiye genelinde birçok şubesi bulunan zincir dershane temsilcileri, 2 yıldır bu konu hakkında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan randevu alamıyor. Bizler ailemizden çok, öğrencilerimizle ilgileniyoruz. Onların özel ve okul yaşamlarını biliyoruz. Okuldaki öğretmenlerine anlatamadıklarını gelip bize anlatabiliyorlar. Bir bakıma ağabeylik, ablalık yapmış oluyoruz. Kötü alışkanlıkları varsa onlardan uzak tutmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
67 DERSHANEDEN SADECE 1'İ OKULA DÖNÜŞEBİLİR
Aydın’da toplam 67 dershane bulunduğunu ve sadece bir tanesinin özel okula dönüşebilecek yeterli fiziki alanının bulunduğunu belirten Ali Karimiş, “Dershanelerin kapatılması bizim daha rahat çalışmamızı sağlar. Dershanelerde dersi toplu olarak veriyoruz. İstesek bir daire tutar, saatini 6-7 lira civarında verdiğimiz dersi 100-150 liradan verir kazancımıza kazanç ekleriz. Dershaneler her yıl düzenli olarak devlete vergi vermektedir. Böyle bir uygulama ile hem vergi vermemiş oluruz hem de elektrik, su ve sekreterya gibi giderlerimiz olmaz. Bizler dar gelirli öğrencilere fırsat eşitliği sağlıyoruz. Eğer kapatılırsak olan yine dar gelirli aile çocuklarına olacak. Geçmişte olduğu gibi parası olanın okuduğu ve iş sahibi olduğu bir ülke haline geliriz. Üniversiteler sürekli çoğalıyor. Öğrencilerimiz de daha iyi bir üniversiteye gitmek için kendi aralarında sürekli bir yarış halindeler. Eğer bizler kapatılırsak onlarca öğrenciye Milli Eğitim Bakanlığı nasıl yetecek? Dershanelerin ve kursların yasaklandığı başka bir ülke yok. Bu yanlıştan biran önce dönülmesini bekliyoruz” dedi.
KİMSEYİ ZORLA DERSHANEYE GETİRMİYORUZ
Denizli Dershanecileri ve Eğitim Yatırımcıları Derneği (DEYDER) Başkanı Gökhan Aydın, dershanelerin kapatılmalarının kabul edilemez olduğunu söyledi.
DEYDER’e üye dershane temsilcileri Denizli Gazeteciler Cemiyeti'nde basın toplantısı düzenledi. Burada konuşan Gökhan Aydın, dershanelerin 12 Eylül askeri darbe döneminde de kapatılmak istendiğini hatırlattı. Toplumların ihtiyaçlarından doğan kurumların, hükümetlerin zorlamasıyla değil, halkın talep etmemesiyle ortadan kalkabileceğini söyleyen Aydın, "Özel işyerlerini kapatma da ancak diktatörlük rejimlerinde görülür" dedi. Öğrencilerin bilgi edinme haklarının ellerinden alınamayacağını belirten Aydın, "Kimseyi zorla dershaneye getirmiyoruz. İstek doğrultusunda öğrencilerimize yardımcı oluyoruz. Fırsat eşitliği sağlayan bu kurumlar kapatılmamalıdır. Bu yanlıştan dönüleceğine inanıyoruz. Drshanelerin kapatılmaları kabul edilemez" diye konuştu. (aa)