Gökhan KOÇ/EGEDESONSÖZ – Gazeteci-yazar Uğur Mumcu katledilişinin 23’ncü yıl dönümünde İzmir’de anıldı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Barosu, DİSK, KESK, TMMOB, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Uğur Mumcu Araştırma ve Gazetecilik Vakfı tarafından düzenlenen programa İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arsalan, İzmir Baro Başkanı Aydın Özcan, Karabağlar CHP İlçe Başkanı Ali İhsan Yıldız, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, KESK Dönem Sözcüsü Bahri Akkan, CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir ve vatandaşlar katıldı.
Anma töreni Türkan Saylan Kültür Merkezi önün başlayan ve Vasıf Çınar Meydanı’nda son bulan yürüyüşle başladı. Kitle Mumcu’nun fotoğrafı yer alan ve “Vurulduk ey halkım unutma bizi” yazan pankart ardında kortej halinde alana yürüdü.
Alanda İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen’in yanı sıra Sivas katliamı kurbanı şair Şair Behçet Aysan’ın kızı Eray Aysan, 1996 yılında öldürülen Gazeteci Metin Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe ve Gazeteci Serdar Kızılok da bir konuşma yaptı.
İŞTE O MESAJLAR
Şair Behçet Aysan’ın kızı Eray Aysan: Acıların dinmediği yıllar geçirdik. Yılladır süren ve 7 Haziran’dan sonra başlayan katliamlarla gencecik insanlarımızı canlarımız kaybettik. Ülkemiz açık hava mezarlığına döndü. Uğur Mumcu simge bir isimdi. Yitirdiğimiz canlarımız, onlar hayatta olsaydı bambaşka bir ülke olacaktı. Yitirdiklerimizin ölüm tarihlerinde bugün çabuk bitsin derim hep. Az kişiyiz ama nitelikliyiz. Umut sizlersiniz.
Metin Göktepe’nin Ablası Meryem Göktepe: Ne yazık ki canlı yayınlarda gözlerimizin içine baka baka Suruç’ta, Ankara’da, Tahir Elçi katliamları gibi yanı başımızda arkadaşlarımızı kaybettim. Bu kadar karanlık, umutsuz konuştuğumu düşünmeyin. Ama bir zulmün sonu vardır. Ateş düştüğü yeri yakmayacaksa sıranın bize gelmesini beklemezsek umut oradadır. Ben attığım her adımda Metin olsaydı ne yapardı diye düşünürüm. Onun adına konuşup yazan biriyim. Belki az kişiyiz ama nitelikliyiz.
Gazeteci Serdar Kızık: Bu ülke yedi düvele karşı savaşarak kuruldu. Ne yazık ki Uğur abinin dediği gibi görevimizi tam anlamıyla yaptığımızı düşünmüyorum. Cumhuriyetin bütün kurumları kuruluş felsefesinden uzaklaştırılmıştır. Uzaklaştıranlar küresel egemenlerle iş birliği yapan iktidardır. Hala da adım adım cumhuriyetin kazanımlarına karşı operasyonlarını sürdürüyorlar . Biz Uğur Mumcu’yu okuduk fakat toplum olarak anladığımız sanmıyorum. Her şeye karşı bu ülke karanlık ortamlarda kuruldu. Kuşkusuz bugün ki gibi hatta bundan daha karanlıktı. Uğur abiye ve özgürlük mücadelesi veren devrimcilere selam olsun. Son sözüm umut…
İzmir Gazeteciler Cemiyet Başkanı Misket Dikmen: Basın özgürlüğünü, düşünce özgürlüğünü yaşamlarıyla ödeyen aydınlar o kadar çoklar ki… 1909 yılında bu yana 65 gazeteci katledildi. Öldürülen her gazeteci aydınlığa ve özgürlüğe sıkılan bir kurşun gibi. Sadece gazeteciler değil, özgürlüğü, barışı, hukuku ve ulusal çıkarları korumaya çalışan herkes hedefti. Bu işlene cinayetlerin, yargısız infazların sonu gelmeyecek gibi. Bunları yapanlar ya derin devlet, ya istihbarat örgütleri, ya da mafyalar. Uğur Mumcu’nun geleceğe dair saptamalarının ne kadar doğru olduğunu görüyorum. Aydınlarımız gazetecilerimiz gibi Uğur Mumcu da faili meçhul cinayetlere kurban gitti. Örnek ve önder olmuş bir gazeteci. Katilleri bulunmasa da satır aralarına baktığımızda faillerinin kim olduğunu biliyoruz. Uğur Mumcu şöyle ifade ediyor. Aydınlar asılrık çınar ağaçlarına benzerler. Kalemler inanç heykelleri gibi dimdik ayakta dururlar.
Konuşmaların ardından “Uğursuz Yıllar” isimli fotoğraf sergisi açıldı. Sergi açılışının ardından anma etkinliğine katılanlara “Ben Uğur Mumcu’yum” kitabı dağıtıldı. Uğur Mumcu’ya ait fotoğrafların sergilendiği sergi 5 Şubat tarihine kadar ziyaret edilebilecek.
.jpg)
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri