İzmir'in duayen hekimi net konuştu: Aşı karşıtı miting yasaklansın!

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Türkiye'de 17 Ekim pazar günü 3'üncüsü düzenleneceği duyurulan 'aşı karşıtı miting' için birçok alandan tepkiler gelmeye devam ediyor.

İzmir Gündoğdu Meydanı'nda gerçekleştirilecek mitinge Yeniden Refah Partisi İzmir İl Başkanlığı'nın destek görmesi ve parti olarak katılım sağlanacağının duyurması sonrası İzmir Tabip Odası eski Başkanı ve Hekim Güçbirliği Başkanı Doktor Suat Kaptaner'den gerek bakanlığı gerekse İzmir Valiliğini sert bir dille eleştirdi.

Egedesonsöz'e açıklamalarda bulunan Kaptaner, "Aşı karşıtlığı gerçekten gerçekte millet ve vatan karşıtlığıdır. Her gün bir uçak dolusu insanın öldüğü, her gün ortalama 30 bin insanının hastalandığı ülkede, okulda gençlerin hastalandığı ve bir sınıf açılıp bir sınıfın kapanması gerçekten vatan ve millet düşmanlığı ile eşdeğerdir" dedi.

VALİ, İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VE SAĞLIK BAKANLIĞI BUNA MÜSAADE EDEMEZ
Mitinge katılanların maskesini takmadığını belirten Kaptaner, bunlara müdahale edilmemesini eleştirirken, "1933 yılında çıkarılan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu var. Kanunu verdiği yetki var, 'toplum sağlığını tehdit edecek eylemler yasaklanır' diye. 90 yıllık kanun! Allah'tan korkun! Valilik derhal bu eylemi yasaklamalı.  Bugüne kadar pandemiden beri bütün eylemler kongreler, yürüyüşler, basın açıklamaları yasaklandı. Bunlar yasaklanıyor da, mitinge gelenler kapıda polisten maske alıyor içeri girerken atıyor, buna nasıl müdahale ediyor polisler? Müdahaleye gerek yok, valilik yasaklamalı. Toplanmayı da herkesi nasıl dağıtıyorsa onları da öyle dağıtsın. Herkesi dağıtabiliyor da bunlar da gayrimeşru toplanmaya kalkarsa  dağıtılmalı. Türkiye'nin ulusal çıkarlarına karşı eylemli bir faaliyettir. Burada Türkiye, millet karşıtı eylem yapıyorlar. Buna Vali, İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı müsaade edemez" dedi.

SAĞLIK BAKANLIĞI'NIN 'AŞIYA İNANAMADIĞI'NIN GÖSTERGESİDİR
Sağlık Bakanlığı'nın planlanan eyleme izin vermesini çelişki olarak yorumlarken, "Burada sağlık bakanlığının tutumu da anlaşılır değil. Bir bilim açısından anlaşılır değil, ikincisi akıl ve mantık açısından anlaşılır değil. Aşı karşıtlığının Türkiye'de bu kadar ölüm ve hastalığa neden olduğu ülkede, milyarlarca liranın tedavilere, aşılara ve yoğun bakımlara harcandığı bir durumda aşı karşıtlığına izin vermek kendi kendisi ile çok büyük çelişki içinde olmaktır. Demokratik hak olarak miting derken, bir sürü mitingi, mitingi bırakın en ufak açıklamayı bile pandemi gerekçesi ile yapılmazken, valilik tarafından bakanlıklar tarafından yasaklana biliyorken, sağlık çalışanlarının pandemi ile ilgili açıklamaları yasaklanırken, aşı karşıtlarının mitingi sağlık bakanlığının 'aşıya inanmadığının' belirtisidir. Aşının Türkiye için yaşamsal önem taşıdığına inanan bakanlık, bu mitinge izin vermemelidir" ifadelerini kullandı.

Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nu hatırlatarak siyasilerin halkın çıkarını düşünmek zorunda olduğunu belirten Kaptaner,  "Türkiye'de 1930'larda çıkan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu var. Aşı karşıtlığı bireysel bir özgürlük değildir! Bu 100 senedir Türkiye'de böyledir. Eğer toplum sağlığı riske düşüyorsa, devlet bu konuda önlem almak zorundadır.  Difteri, tetanoz aşısının karşıtlığı yapılsa, bunun mitingine ve açıklamasına izin verirseniz, ölümlerden kim sorumlu olur? Türkiye aşılarla kızamıktan ölen binlerce bebeği kurtarmıştır. Türkiye veremi büyük ölçüde silmiştir. Türkiye büyük ölçüde sıtmayı silmiştir. Sağlık Bakanlığı bu nedenle e böyle mitinglere izin veremez. Verirse onlarla aynı duruma düşersin. Zaten açıklama yapanlar bundan cesaret alıyor. Oy kaybederim, tabanımı kaybederim diye düşünmeyecek. Bir taraftan 3 kuruşluk oy çıkarı diğer tarafta sağlık varsa milleti seçeceksin. Devlet adamı milleti seçer, ucuz politikacı da oyu seçer. Bu budur" şeklinde konuştu.

AŞI KARŞITI DA SİYONİZMİN YANINDA TÜRKİYE'NİN DÜŞMANIDIR
Yeniden Refah Partisi'nin koronavirüs aşısı için 'Siyonizmin sıvısı' yorumuna aynı sertlikte yanıt verirken, "Biz dini referans vermeyiz bilim insanı olduğumuz için ancak,  Hz. Muhammed 'Bilim Çin'de dahi olsa gidip öğreneceksin' demiş. Dünyada milyonlarca  insan ölüyor, hastalanıyor, sen hakla akla hizmetle  karşı çıkabiliyorsun. Aşıya  karşı çıkan adam Siyonizmin yanında yer alır. Çünkü Siyonizm Türkiye'nin düşmanıysa, aşı karşıtı da Siyonizmin yanında Türkiye'nin düşmanıdır. Kimse ucuz siyaset yapmasın, kimse palavra atmasın. Çünkü yazık, günahtır. Ölen bir çocuğun, yaşlının günahı bunların tepesindedir. Benim odamda 21 yıllık oda arkadaşım doktor hayatını kaybetti. Aşı olsa hayatını kaybeden 140-15 sağlıkçı kurtulmuştu. Bugün ölen sağlıkçı yok. Aşısı eksik olan ya da aşı yaptırmayanlar ölüyor. Yoğun bakımların yüzde 70-80'i aşısız insanlar" dedi.

CAHİLLİĞİN KABAHATİ YOK
Aşı karşıtları tarafından aşıyı savunan bilim insanlarına karşı 'bunlar gerçek bilimci değil' yorumları hakkında ise, "Kendileri getirsinler o zaman bilim insanlarını. Bütün bilim insanları 1,5 yıldır aşı ve ilaç bulalım diye yırtınıyor. Bunlar hiç doktora gitmiyor mu, ilaç almıyor mu? Ağır kesicinin de yan etkisi var. Bunu herkes biliyor ve kabul eder. Bu yaşamsal bir olay. Bunlar kanser aşısı bulunsa yine aşı karşıtı olacaklar. Bunların derdi başka. Bunlar 3 tane oy hesabı, bir de cahil ve cühelayı toparlıyor. Hangi bilime inanıyorlar? Ben bunlarda kabahat bulmuyorum, cahilliğin kabahati yok. Burada devlet sorumlu. Buna prim vermeyecek. Eğer aşı yapıyorsan ve binlerce liramızı aşıya harcıyorsan ki bu helali hoş olsun, binlerce insanı tedavi ediyorsak ki bunun için sağ olsun, buna müsaade edemezsin. Bunun karşıtının nedeni buymuş, şuymuş bunlar hep palavra. Valilik bunu yasaklamalı. Aşının karşıtlığı olamaz. Eylemli olarak yürüyüş, miting… Bunları yapamazsın" açıklamasında bulundu.

BU 'KAHROLSUN TÜRKİYE, TÜRK MİLLETİ ÖLSÜN' MİTİNGİDİR
Kaptaner ayrıca mitingin yapılması halinde izin verenler hakkında suç duyurusunda bulunulacağını belirtirken, "Ben İzmirli hekim olarak TTB'ye başvurucum ve bu mitinge izin verenler hakkında suç duyurusunda bulunulmasını isteyeceğim. Hekim olarak, eğer buna müsaade eden hangi makamsa onun hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Milletini vatanını seven biri olarak yargıya gideceğiz. Çünkü bu durum kanuna aykırı bir durumdur. Valilik, İçişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı, 'kahrolsun Türkiye, Türk milleti ölsün' diye bir miting yapılmak istenirse buna izin verecek mi? Vermez. Bu da aynıdır. Bu 'Kahrolsun Türkiye, Türk milleti ölsün' mitingidir" dedi.