İzmir Emniyeti'nden siber suç raporu: 39 saniyede 1 suç işleniyor!

Diren ÇELİK/ EGEDESONSÖZ- İzmir İl Emniyet Müdürlüğü ve İzmir Ticaret Borsası iş birliğinde siber suçların gerçekleşmeden engellenmesi, maddi ve manevi zararların en aza indirgenmesi, güvenli internet kullanımı için kullanıcılara yol göstermesi, kişisel veya şirket olarak internet üzerinden karşılaşılan saldırılara karşı farkındalık oluşması amacıyla şirket sahiplerine ve ilgili çalışanlarına yönelik olarak İzQ İnovasyon Merkezi’nde “Şirketlere ve Kişilere Siber Saldırılar ve Alınabilecek Önemler” konulu seminer düzenlendi.

Etkinliğin açılış konuşmalarını İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, İzmir İl Emniyet Müdür Yardımcısı Gülden Türkal gerçekleştirirken, Verinin ve Veri Güvenliğinin Yönetimdeki Değeri'ni ise İzmir Ticaret Borsası Genel Sekreteri Dr. Erçin Güdücü anlattı. Programda ayrıca, Kişisel ve Kurumsal Verilerin Korunması İçin Alınabilecek Önlemleri hakkında İzmir Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nden Sadettin Karatepe ve Onur Durukan katılımcılara sunum gerçekleştirdi.

KRONİKLEŞEN BİR SORUN
Açılış konuşmalarını gerçekleştiren İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Kestelli siber suçların kronikleştiğini ifade ederek, “Güvenlik, en temel insani ihtiyaçların başında geliyor. Her birey; evinde, işinde, sokakta kendini güvende hissetmek istiyor. Aslında bu, binlerce yıldır değişmeyen ancak hızlı kentleşme, artan nüfus ve komşuların bile birbirlerine yabancılaşmasıyla giderek kronikleşen bir sorun. Sınırlarda silahlı kuvvetlerimiz, sokakta emniyet mensuplarımız, şirketlerde ve oturduğumuz sitelerde özel güvenlik görevlileri bizlere gözle görebileceğimiz, hissedebileceğimiz güvenli bir ortam sunmak için 24 saat aralıksız çalışıyorlar” dedi.

YENİ NESİL HIRSIZLIK
"Yine de kendimizi tedirgin hissedersek çelik kapı, kilit üstüne kilit, alarm gibi ek tedbirlere başvuruyoruz ve tüm bunları görülebilen riskleri önlemek adına yapıyoruz" diye konuşan Kestelli, ”Şahsi olarak bizleri, birikimlerimizi, iş yerimizdeki stratejik bilgiyi, hatta özel hayatın gizliliğini hedef alanlara karşı ne yapıyoruz? Camı kırıp eve girmeyi deneyen bir hırsızdan söz etmiyorum. Dünyanın çok uzak bir köşesinde, odasındaki güçlü bir bilgisayarın başında oturan hackerlardan, yeni nesil hırsızlardan, tekno casuslardan, korsan yazılım üretenlerden bahsediyorum” ifadelerini kullandı.

VPN PROGRAMLARI GİZLİLİK İHLALERİNE DAVETİYE ÇIKARIYOR
"Dünya artık sadece bildiğimiz, görebildiğimiz klasik risklerin değil her gün bir yenisi eklenen dijital tehditlerin dünyası" diyen Kestelli, “Küresel olarak herkesi etkileyen pandemiyle birlikte dijital dönüşümün ciddi şekilde hızlanması, dijital risklerin de katlanarak artmasına neden oldu. Evden çalışma, online toplantılar, cep telefonlarında kullanılan sosyal medya platformları, sözlü ve yazılı haberleşme uygulamaları, bazı iletişim engellerini aşmak için indirilen VPN programları gizlilik ihlallerine adeta davetiye çıkarır oldu. Kişilerin tedbirsizliği, anti virüs programları kullanmamaları veya bedava diye tercih ettikleri programlar artık hem bireyleri hem de onlar üzerinden çalıştıkları kurumları sonu belirsiz bir girdabın içine sürükledi” şeklinde konuştu.

SİBER SALDIRILAR GERİ DÖNÜLMEZ KAYIPLARA YOL AÇABİLİR
Bu durumun çoğu kişiler tarafından önemsenmediğini kaydeden Kestelli, “TÜSİAD’ın yayınlamış olduğu 2020 Türkiye Siber Risk Algı Araştırmasının sonuçları da bunu doğruluyor. Türkiye’de risk yönetiminden sorumlu ekiplerin ve Bilgi Teknolojileri çalışanlarının sadece yüzde 9’u kurumunun karşı karşıya olduğu en büyük riski siber tehdit olarak görüyor. Dünyada ise bu oran yüzde 22 düzeyinde. Türkiye’deki şirketlerin eğilimi “bekle-gör” davranışı üzerinden şekilleniyor. Şirketler, kendileri, birlikte çalıştıkları yahut bildikleri bir diğer şirket bir tehditle karşılaşmadan aksiyon almıyor. O güne kadar herhangi bir siber saldırıya maruz kalınmamış olması, siber güvenlik konusunun şirket gündeminde alt maddeler arasında yer almasına sebep oluyor. Oysa tam tersi olmalı. Çünkü bir siber saldırı bir kişi, kurum veya şirketi geri dönülmesi zor maddi ve manevi kayıplarla baş başa bırakabilir. Hatta önceden tedbir almak için harcanmayan bedelin kat be kat fazlasını harcamak bile yaraların sarılmasına yetmeyebilir” İfadelerini kullandı.

Başkan Kestelli konuşmalarının devamında şu ifadeleri kullandı:

Bu nedenle sadece patronların, bilişim teknolojileri departmanı uzmanlarının değil, en deneyimli çalışandan o şirkette veya kurumda staj yapanlara kadar herkesin siber riskler hakkında bilgi sahibi olması; bir mail uzantısını açarken bile durup düşünecek bilince erişmesi şart.

Bugün, İzmir Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü uzmanlarının bizlerle paylaşacağı bilgileri, yaşanmış örnekleri ve dikkat edilmesi gerekenleri can kulağıyla dinlemeniz bu açıdan çok önemli. Hatta burada öğrendiklerinizi mutlaka dostlarınızla da paylaşın ki kulaktan kulağa yayılacak bir bilgi transferinin gerçekleşmesini sağlayalım. Konunun öneminin herkes tarafından fark edilmesinde bizim de payımız olsun. İzmir Emniyet Müdürümüze işbirliği için teşekkür ediyorum.

39 SANİYEDE BİR SİBER SUÇ İŞLENİYOR
Emniyet Müdür Yardımcısı Gülden Türkal ise konuşmalarında Dünya Ekonomik Forumunda açıklanan siber saldırı raporlarının verilerine değinerek, “Dünyada 39 saniyede 1 siber suç işleniyor. Bir günde 2 bin 215 siber saldırı gerçekleştirilmesi anlamına geliyor. 2022 raporlarının henüz yayımlanmadığını düşünürsek, bu sayının bu yıl itibariyle çok daha yüksek olduğunu söylemek yanlış olmaz. Hızlı şekilde gelişen teknolojiye ek olarak, geçirdiğimiz pandemi sürecinin de etkisiyle dijital alandaki kullanıcı ve veri akışındaki artış siber anlamdaki bilgisayar korsanları ve siber suçlar için kişisel saldırı yüzeyi yaratmıştır. Özellikle yakın gelecekte, internet ortamındaki yapay zeka destekli sistemlerin yaygınlaşmasıyla kişilerin, kurumların ve devletlerin karşı karşıya kalacağı risk zarar ve maliyetin daha da artacağı tartışılmaz bir gerçektir” dedi.

SUÇLULARA ULAŞMAK DAHA ZOR
"Bilişim teknolojileri bazı klasik suçların daha kolay işlenmesine imkan vermesinin yanında yeni tür suçların da ortaya çıkmasını sağlamıştır" diyen Türkal, “Bu sorunları en yakın biz yaşıyoruz. Uzun yıllardır teşkilatta görev yapıyorum her gün yeni bir şuçla karşılaşabiliyoruz. Yarın da ne yaşayacağımızı bilmiyoruz. Siber suçları işleyenler her zaman bizden bir adım önde gidiyor. Vargücümüzle onları yakalamaya çalışıyoruz. Bu durumların oluşmasında suçların gerçek ortama kıyasla sanal ortamda daha az iz bırakması ya da bırakılan izlerin takibinin daha zor olmasına neden oluyor. Gerçek suçlar olmasına rağmen ne yazık ki çok daha uzun bir süreçte suçlulara ulaşılıyor. Diğer suçlara oranla siber suçlarda failin yakalanma oranının daha az olduğu bilinmektedir. Bu durumun temel nedenleri arasında suçların dünyanın her yerinde erişiminin mümkün olması ile ülkeler arası yasal prosedürlerden kaynaklı aksaklıkların yaşanmasıdır. Bazı yazışma sürelerimiz bir-iki yıl sürerken bazen cevapsız bile kalabiliyoruz. Bu süreçleri yönetmek göründüğü kadar kolay değil. Teknolojiye olan bağımlılığın giderek artması, bireylerin ve kurumların suç mağduru olma riskinin yanında siber alanında ulusal güvenliğin önemli bir parçası haline gelmiştir. Dijital 2021 raporunda, internet kullanımında dünya ortalamasının günlük 6 saat 54 dakika olduğu görülürken Türkiye’de bu saatin 7 saat 57 dakika ile dünya ortalamasının üzerinde olduğu görülmüştür. Sosyal medyada geçirilen günlük süre, dünyada kişi başı 2 saat 25 dakikayken Türkiye’de 2 saat 57 dakika ile yine dünya ortalamasının üzerindedir.Bu da siber suçlarla karşılama riskini artırmaktadır” İfadelerini kullandı.

YÜZDE YÜZ KORUMA MÜMKÜN DEĞİL
Türkal, "Bireysel anlamda işlenen siber suçlarda; taciz, cinsel istismar, şantaj, tehdit, hakaret, bilişim sistemleri kullanılarak yapılan dolandırıcılıklar ön planda iken, kurumsal anlamda zararlı ve fidyeci yazılımlar, verilerin ele geçirilmesi, sistem erişimini engelleme gibi suçlar öne çıkıyor" dedi.

Son zamanlarda araya girme olarak bilinen, kullanıcılar arasında iletilen verilerin bilgisayar korsanları tarafından ele geçirilmesinin artan bir ivme kaydettiğini aktaran Türkal, “Siber güvenlik son yıllarda tartışılan konuların başında gelmektedir. Siber saldırılara karşı hiçbir zaman yüzde yüz koruma mümkün olamayacağı gibi, mevcut riski en aza indirmek için kararlı, verimli ve güncel bir ağ sistemi oluşturmak önemlidir. Siber saldırıdan zarar görmeden önce alınacak önlemlerin maliyeti, siber saldırıdan sonra karşılaşılan zararın oldukça altında kalmaktadır. Unutmayalım ki sanal ortamda işlenen suçlar gerçek suçlardır ve kendinizi korumak için yapılacak tedbirlerin maliyetinden kaçınmazsanız bunun sonucu çok daha güzel dönecektir” diyerek sözlerini sonlandırdı.