İzmir’de korona patlaması: Günde 1000 pozitif vaka!

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ - İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, hafta sonunda, Covid 19 salgınında İzmir'de vaka artışlarının ciddi boyutlara geldiğini açıkladı. Vali Köşger'in, "Son 20 günde 3.5 kat, 10 günde ise 2 kat artış görüldü. 15 hemşehrimiz de son 10 gün içinde hayatını kaybetti" şeklindeki açıklaması, korku yarattı. İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, bu artışların sürpriz olmadığını belirterek, "Biz Tabip Odası olarak zamanında uyarmıştık" dedi.

SONBAHARA GİRERKEN BUNLARIN OLACAĞINI BİLİYORDUK
Vali Köşger, maske, sosyal mesafe ve temizlik kurallarına tüm İzmirlilerin harfiyen uymasını isterken, İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Evet; son 10 günde 15 kişi hayatını kaybetti.Artış oranları da doğrudur. Rakamlar, bizim sahadan elde ettiğimiz verilerle bire bir örtüşüyor. Biz daha yaz aylarını yaşarken, bugünleri işaret ettik. Sonbahara girerken, vakaların artacağını, bunun için de şimdiden bazı yapısal, ciddi önlemler alınması gerektiğini belirtmiştik. Pandemiyi bir bütün olarak ele alıp, sahadan alınan verilerin bilimsel bir şekilde yorumlanmasıyla birlikte, bu tedbirlerin hayata geçirilmesinin önemine vurgu yapmıştık. Günübirlik, geçici tedbirlerin çözüm olmadığını ifade ettik."

GÜNLÜK POZİTİF VAKA SAYISI, 1000'E DAYANDI
İzmir'de, Ağustos ayından itibaren vaka artışlarının tırmanışa geçtiğini hatırlatan İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, "Normalleşme sonrası, eylül ayında yüzde 50'lik bir azalma ortaya çıktıysa da, ekim ayının başından itibaren tekrar artış olacağını öngörmüş ve bu görüşümüzü kamuoyuyla paylaşmıştık. Dolayısıyla açıklanan rakamlar, bizce sürpriz değil. Bugün, günlük pozitif vaka sayısı kentimizde 1000'e dayanmış durumda. Bu veriler bizimle paylaşılmasa da gerçek budur. Artık bu verilerin ışığında, Bu verilerin ışığında, yeni bir değerlendirme ve yeni tedbirlerin hayata geçirilmesi gerekiyor" dedi.

KAYGILARI BIRAKIN, TOPLUM SAĞLIĞINI ÖN PLANDA TUTUN
"Başından beri söylediğimiz gibi, ekonomik kaygılar, eğitim, hepsi önemli olmakla beraber, toplum sağlığı birinci planda düşünülmeli. Bu yüzden, okullarda yüz yüze eğitim de dahil olmak üzere, AVM'ler, restoranlar, kafeler, eğlence merkezleri, düğünler, bu bağlamda yeniden ele alınmalıdır. Toplu yaşam alanları ve toplu çalışma koşulları mutlaka gözden geçirilmeli. Özellikle fabrikalar, işyerlerinin pandemiye uyumları denetlenmeli. Toplu taşımaya olan talep azaltılmalı. Esnek mesafe, evden çalışma, mesainin kademelendirilmesi gibi düzenlemeler artırılmalı. Maske, hijyen ve sosyal mesafe kurallarına katı bir şekilde uymak gerekiyor. İnsanlar artık toplumsal sorumluluklarını hatırlamalı. Bu kurallara uymanın, bireysel bir tercih değil, toplumum diğer bireylerine karşı bir sorumluluk ve bir zorunluluk olduğunu unutmayalım. Mart ayında başlayan salgında günde 4 bin 500 vakaları görmüşken, haziran başında sayıları 600'e indirmiştik. Gerçekçi verilerin ışığında tekbirler alınırsa ve genişletilirse, yine başarırız. Sağlığı yönetenlerin de insanları rehavete sürükleyen açıklamalardan kaçınmaları gerekiyor. Daha geçen haftalarda, İzmir'de yüzde 50'lik azalma olduğu dönemde, 15 gün daha dişinizi sıkın, sabredin, dendi. Bu tür rehavete yol açan açıklamalar yapılmamalı."

TÜRKİYE, NEDEN BU KADAR AZ MİKTARDA AŞI ALDI?

Grip aşısı konusuna da değinen İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lüfti Çamlı, koronaya karşı alınan önlemlerin, gripten de koruyacağını hatırlatarak şunları söyledi:

"Grip aşısı uygulaması, en kırılgan, en riskli gruptan başlandı. Türkiye'nin 30 milyon doz aşıya ihtiyacı var ama 10 milyon doz bile olsa, rahatlayacaktık. Maalesef 1 milyon 350 bin doz aşı alındı. Bu sayı, neye göre belirlendi? İngiltere, 30 milyon doz aşı sağlarken, İran 7 milyon doz aşı alırken, biz neden 1 milyon 350 bin dozluk aşı alıyoruz? Sağlığımızı yönetenlerin, bu soruların cevaplarını vermelerini bekliyoruz."