İZMİR - Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, İsrail'in protesto edilmesi konusunda "boykotla" ilgili söylemlere dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, "Bizim kınadığımız, vahşetle, katliamla suçladığımız İsrail hükümetinin yanlış uygulamalarıdır. 5,5 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip iki ülkenin şirketleri ve insanları hedefimiz ve kastımız değildir" dedi. Zeybekci, Türkiye'nin AB'ye üye olacağı beklentisiyle serbest bölge yatırımlarını ihmal ettiğini de belirterek, İzmir'in bir serbest bölgeler şehri olmasını istediklerini de ifade etti.
İzmir'in orta ve uzun vadeli projelerinin değerlendirilmesi amacıyla İzmir Ticaret Odası (İTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), İzmir Ticaret Borsası (İZTB) ve Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) ile Yeni Asır Gazetesi tarafından düzenlenen "İzmir Ekonomi Zirvesi"ne katılan Bakan Zeybekci, 4 saat süren konuşmaların ardından söz aldı.
Toplantıda siyasi anlamda yapılan konuşmalara İzmir'e olan saygısından dolayı cevap vermeyeceğini ifade eden Zeybekci, her seçim öncesinde ülkenin seçimlerden sonra kötüye gideceği iddialarının ortaya atıldığını, bunların tersi gelişmelerin yaşandığını ifade etti.
Bölge coğrafyasının sıkıntılı günler yaşadığını, pergel ve cetvelle yeni sınırların belirlenmeye çalışıldığını, bu ortamda Türkiye olarak, bu yeni oluşan sistem içinde belirleyici olmanın gayreti içinde olduklarını anlatan Zeybekci, muhalefet partisi temsilcilerinden yöneltilen ve ülkenin kötülüğünü isteyen bazı beklentilerin "parlamenter sistemin tıkandığını" gösterdiğini savundu.
Cari açığa yönelik uluslararası bazı kuruluşların yaptığı tahminlerin önümüzdeki dönemde aşağı yönlü revize edileceğini ifade eden Zeybekci, açığın yıl sonu itibarıyla orta vadeli programda yer alan yüzde 6,4 tahmininin de altına ineceğini, yüzde 5,5 seviyesine yaklaşır biçimde sonuçlanacağını söyledi. "Türkiye kötü olacak diye el ovuşturanlar için üzülüyorum" diyen Zeybekci, ülkenin sene sonunda hiç beklenmedik yerlerde olacağını söyledi. Irak'taki olayların olumsuz etkisine rağmen alternatif pazarların genişletilmesi sayesinde dün itibarıyla ihracatın yüzde 10 arttığını ifade eden Zeybekci, dünya genelinde serbest ticaret anlaşmaları imzalamak üzere bir seferberlik başlattıklarını kaydetti.
İSRAİL'İ PROTESTO
Bakan Zeybekci, İsrail'in Gazze saldırısı sonrası "boykot" söylemlerine dikkat çekerek bu söylemlere dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti.
Zeybekci, şöyle konuştu: "Bizim kınadığımız, vahşetle, katliamla suçladığımız İsrail hükümetinin yanlış uygulamalarıdır. 5,5 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip iki ülkenin şirketleri ve insanları hedefimiz ve kastımız değildir. Attığımız adımları, söylediğimiz sözleri iyi söylemek, kimseyi incitmeden bunları yapmak zorundayız. Biz yine bu sıkıntılı dönemlerin geçeceğine, iki ülkenin ekonomik ve siyasi ilişkilerinin yeniden iyi noktalara geleceğine inanıyoruz. Bazı yerlerde sanki hükümetimiz boykot çağrısında bulunmuş, boykot yapılmasını istiyormuş gibi birileri ön alıp da 'boykot yanlış olur' gibi yanlış anlamalara neden olacak şeyler söylenmiş. Biz öyle bir şey söylemedik. Başbakanımız tam tersine, benim söylediğim sözler paralelinde şeyler söyledi. Onun için çok dikkat etmemiz lazım."
İZMİR'E SERBEST BÖLGE
İzmir'in karmaşa, dağınıklık ve ihmal edilmişliğine rağmen muhteşem zenginliğe sahip bir "başkent" olduğunu anlatan Zeybekci, İzmir'e yönelik tüm planlamaların tüm Ege Bölgesi'ni içine alarak yapılması gerektiğini ifade etti.
Ege'nin enerji ve hammadde kaynaklarının giriş ve çıkış kapısı olabilecek bir coğrafyada olduğunu anlatan Zeybekci, mevcut teşvik sisteminin üzerinde düzeltmeler yapılabileceğini, ancak mantığının doğru olduğunu, İzmir'in mevcut sistem içinde daha fazla teşvik alabilmesi için planlamalar yapılması gerektiğini, bunlar yapılırken Denizli, Manisa, Aydın ve Uşak'ın da dahil edilmesi gerektiğini söyledi.
İzmir'de serbest bölge yatırımlarını öncelikli olarak düşündüklerini kaydeden Zeybekci, şöyle konuştu: "İzmir'in bir serbest bölgeler şehri olmasını istiyoruz, bunun için dünyayı inceliyoruz. Serbest bölgeler anlamında dünyada bundan çok büyük menfaatler sağlamış ülkeler var. Türkiye AB'ye girecek ve müktesebatta serbest bölgelerin yeri yok diye, serbest bölgelerimizi ihmal ettik, böyle bir hata yaptık. 53 yıldır kapısında beklediğimiz ve ne zaman gireceğimiz belli olmayan, bir 53 yıl daha sürme ihtimali olan bir AB'nin müktesebatında yok diye, böyle bir hata yapmaya kimsenin lüksü yoktur. Türkiye olarak serbest bölgelerden sonuna kadar yararlanacağız. Serbest bölgelerdeki imkan ve teşvikleri olabildiğince geliştireceğiz."
İzmir'de Ege Serbest Bölgesi benzeri limanlara çıkışları olan bölgeler dışında gelişmiş ülkelerden tedavi ve yaşlı bakımı amacıyla kullanılacak sağlık serbest bölgelerin de kurulabileceğini dile getiren Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gelin bu işleri hep beraber geniş bir havzada yapalım. Birinci önceliğinizin İzmir olması gerektiğini biliyorum. Epeyce ihmal edilmişlikten dolayı da sizlerin sabırsızlandığını görüyorum. Öncelikli olarak İzmir'i planlayalım. Bakanlık olarak biz terzi üretimi teşviklere de varız. Nerede, nasıl, neyi teşvik edeceksek tüm kuralları zorlayalım. Bunları yapmaya varız. Bunu da başaracağımıza inanıyorum. Küllerini üstünden kaldırdığınız zaman altında muhteşem bir zenginlik var, burası kadim bir kent."
İZMİR'İN TALEPLERİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu ise toplantıda yaptığı konuşmada Manisa ile İzmir arasındaki teşvik farklılığının artık kalkması gerektiğini, İzmir Körfezi'nin yaklaşım kanalı projesinin başlaması ve limanın büyütülmesi gerektiğini kaydetti.
İzmir'de sağlık turizmi için 400 hektar alan belirlendiğini, planlamalarda 300 dönümlük alanda alışveriş merkezi yapılmasının dayatıldığını savunan Kocaoğlu, "Birbirine zıt iki şey aynı alanda olmaz. Akıl, bilim ne diyorsa onu yapmamız gerekiyor. Bizim istediğimiz tek şey bu" dedi.
İzmir'de ekonominin geliştirilmesi anlamında yaptıkları yatırımları anlatan Kocaoğlu, jeotermal tarım için Seferihisar'daki hazine arazilerinin tahsisini istediklerini, Valiliğin bu tahsisi yapmadığını, kente yapılacak iki stadyum konusunda da yerel yönetimin görüşlerinin dikkate alınması için bakanlıklara başvuruda bulunmasına rağmen yanıt alamadığını söyledi.
Kocaoğlu, İzmir İl Genel Meclisi'nin tüm görevleri büyükşehire verilirken hiçbir tapusunun, iş makinesinin belediyeye verilmediğini, bunun Bakanlar Kurulu nezdinde sorgulanması gereken bir olay olduğunu söyledi.
İZMİR, AKIL TERİ YATIRIMLARA YÖNELMELİ
Ak Parti'nin yatırımlardan sorumlu Genel Başkan Danışmanı, İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, yatırım için çözüm sürecine dikkat çekerek, yatırımcının riskli yere gitmediğini ifade etti. Yıldırım, İzmir'in akıl teri yatırımlara yönelmesi gerektiğini, lojistikte gelişebileceğini belirterek, "Yatırımcının önünü açmak yerine gereken her türlü eziyeti gösteriyoruz. Yerel yönetim genel yönetim değil, genel bir aksaklığımız var. Bunun bilinmesi lazım. Zaman ekonomisi bürokraside yok. Memur için zaman 65 yaş, siyasetçi için dört yıl. Bu iki zaman birbirine uymadığı için işler yapılamıyor. Bizim siyasetçiler olarak görevimiz çözüm üretmektir. Süreçleri anlatmak değil. Zaman ekonomisinin paradan daha önemli olduğu gerçeğini görüp hızlı hareket etmek lazım" dedi.
"İZMİR - MANİSA ARASINDA ASİMETRİK TEŞVİK VAR"
Teşvik sisteminde Manisa'nın 3. bölge İzmir'in 1. bölgede yer alıyor olmasının İzmir'in aleyhine işlediği gerçeğini onaylayan Başbakan Yardımcısı ve Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, "Sabuncubeli Tüneli ile 2 şehir birleşmiş olacak. Türkiye'de birbirine bu kadar yakın hiçbir şehir yok. Bu gerçeği göz ardı etmeyin. 10 binden fazla nüfus Manisa'ya her gün çalışmak için gidip geliyor. İki şehir arasında asimetrik teşvik olması İzmir'in aleyhine gelişiyor. Bunu görmek lazım" dedi.
YATIRIMCIYA HALI SERİN
İzmit Körfez geçişi ile İzmir- İstanbul arasının 3.5 saate düşmesi, yüksek hızlı tren ile İzmir'in Anadolu'ya bağlandığını ve havayolu ile artık yatırımcının önünün açıldığını vurgulayan Yıldırım, "İzmir'in hak ettiği yatırımları alabilmesi için altyapı yatırımları hakkında görevlerimizi yaptık. Artık yatırımcı gelmesini beklemeyin. Gelip yatırımcıları kendiniz arayıp ikna edin. Gerekirse halı bile serin" dedi.
LOJİSTİK, BİLİŞİM VE ALTERNATİF ENERJİ VURGUSU
İzmir'in ticareti Türkiye'ye öğrettiğini ancak geride kaldığını belirten Yıldırım, kentin gelişme sürecinde yeni alanların olması gerektiğini kaydetti. Yıldırım, kentin turizm, lojistik, bilişim ve alternatif enerjilere odaklanması vurgusu yaptı. İzmir'de kamuda enerjinin yatırımcının önünün açmak yerine eziyet edilmek üzere kullanıldığı öz eleştirisini getiren Yıldırım, zaman ekonomisine geçilmedikçe fırsatların kaçacağı vurgusunu yaptı.
"TEŞVİK DEĞİL KAPILAR AÇILSIN YETER"
CHP Genel Başkan Yardımcısı, İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Yıldırım'ın ardından çıktığı kürsüde konuşmasına "Yıldırım'a katılıyorum. Demek ki bazı şeyleri fark etmek için bazı makamları bırakmak gerekiyormuş. Yeni iktidara gelen bir partinin milletvekili gibi konuştu" diyerek başladı.
Çıray, İzmir'in yüzde 15.4 işsizlik oranı ile Türkiye rekoru kırdığını belirterek, Ankara'daki kapıların İzmir için açılmasını istedi. Çıray, şöyle konuştu: "Biz İzmirliler, teşvik, destek beklemeyiz. Biz önümüzün açılmasını bekleriz. Bizim iktidardan isteğimiz Ankara'da kapılar bize açılsın. İşlerin hızlandırılmasını bir an önce yapılmasını istiyoruz. Sekiz yıldır şokla yatıp kalkıyoruz. Yarın sabah kapı çalındığında sütçü mü polis mi gelecek diye endişe duyulan adeta darbe dönemlerinden geçiyoruz. Çözüm sürecinden söz ediliyor, ama dün iki şehit cenazesi oldu. Siyasi istikrarın olmadığı yere yabancı yatırımcı gelmez. Türkiye'de hukukun üstünlüğünden kimse söz edemez. Başbakan 'Obama'yı aradım telefonuma çıkmıyor' diyor. Bunu siyaset olsun diye değil ekonomiye etkisi olduğu için söylüyorum."
ODA VE BORSA BAŞKANLARI SORUNLARI ANLATTI
Her dört firmadan birinin zarar ettiği bir ortamda 2023 hedeflerimiz doğrultusunda yeni bir teşvik sistemi istediklerini söyleyen EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, bu sistemin ihracat, ithalat, organize sanayi bölgeleri ve yatırım anlamında yeniden düzenlenmesi önerisini getirdi. Teşvikler ile yatırımların artmasını ve OSB'lerde yatırımların yapılması gerekliliğine işaret eden Yorgancılar, şunları kaydetti; "Sınır illerde yaratılan haksız rekabetin önlenmesi için OSB'ler dolana kadar komşu ilin teşvik oranlarından faydalanılmalıdır. TOKİ'nin müşteri portföyüne OSB'leri alması. İzmir serbest şehire dönüştürülmesi. ESBAŞ'ın başarısı dikkate alınarak İzmir'in pilot il seçilerek Aliağa Bölgesi'nin Özel Ekonomi Bölgesi'ne dönüştürülmesi sağlanmalıdır" dedi.
İzmir'in işşizlik oranı en yüksek 7. il olmasından dolayı özel istihdam desteği talebini de ileten Yorgancılar, 500 milyar dolar ihracat hedefi için ise KKDF oranının kaldırılması ve teminat mektupların ve nakit teminatların online takibi isteğini dile getirdi.
BİZ NEYİN MERKEZİYİZ!
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli de, "Biliyoruz ki İstanbul Türkiye'nin finans, sanayi, kültür ve turizm merkezi. Ankara ülkenin yönetim merkezi. Antalya turizm merkezi. Kocaeli ve Bursa sanayi merkezleri. İzmir için cevabını aradığımız temel soru şu: Biz neyin merkeziyiz? İzmir'de her şeyden biraz var ama ne yazık ki hiçbir şeyden tam yok. Bu yapısıyla İzmir yarım kalmış bir şehir görünümünde. Özetle İzmir, sahip olduğu büyük potansiyeli, çeşitli nedenlerle kullanamayan bir mega kent adayı. Bu anlamda ekonomi yönetiminin, gerçekten cazip vaatlerde bulunan teşvik sisteminde ince ayarlar yapmasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum" dedi.
"LİMANLAR GELİŞTİRİLMELİ"
Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Savaş Ercan, Türkiye'nin 2023 yılı hedefinde denizcilik sektörünün önemli bir rol üstlendiğini söyledi. Teşvik sisteminin İzmir'i olumsuz etkilediğini ve İzmir'in işsizlik rakamlarının yükselmekte olduğunu vurgulayan Ercan, İzmir'i cazibe merkezi haline getirecek politikalar talep etti. İzmir Alsancak Limanı ve Çandarlı Limanı için yatırımların acilen hayata geçirilmesi çağrısında bulundu. Ercan, Çandarlı Limanı'nda yapılan ihalede teklif verilmediğini, ihale şartlarını teklifi özendirecek şekilde düzenlenmesi gerekliliğinin altını çizdi.
DEMİRTAŞ'TAN MANİSA SİTEMİ
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, teşvik sistemi ile Manisa'ya karşı İzmir'in sırtına basıldığını öne sürerek şunları söyledi: "Yatırımcı İzmir yerine daha fazla teşvik alan illeri tercih ediyor. Çünkü, İzmir'in sırtına basılmış durumda. Tabii arkasından dolanıp iki puan alıyorlar. Örneğin İzmir'in ilçesi Kemalpaşa birinci bölge desteklerinden yararlanıyorken, Manisa ilçesi Turgutlu üçüncü bölge desteklerinden yararlanıyor. Kınık birinci bölge desteklerinden yararlanıyorken, kapı komşusu Manisa ve ilçeleri üçüncü bölge desteklerinden yararlanıyor. Kim gider Kınık'a, kim gelir Manisa yerine İzmir'e. Siz de sanayicisiniz. Manisa varken gelir misiniz İzmir'e? Durum ortada."
Toplantı sonrası tüm katılımcılar iftar programına geçti. (dha, aa)