İzmir Barosu Başkanı Yücel'den eleştirilere yanıt: Ya cehalet ya art niyet!

EGEDESONSÖZ-İzmir Barosu Başkanı Avukat Özkan Yücel, SonsözTV’de yayımlanan Günaydın Ege programına konuk olarak katılarak Gazeteci Fatih Yapar ve Aslı Eren’in sorularını yanıtladı.

Yücel, Suriye’de düzenlenen Barış Pınarı Harekatı açıklamalarına gelen tepkiler üzerine ve ülkemizdeki hukuk düzenlemeleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

"ELEŞTİRİLER YA CEHALET YA ART NİYETTEN"
Suriye’de düzenlenen Barış Pınarı Harekatı’na ilişkin tepki çeken açıklamaları hakkında konuşan Baro Başkanı Yücel, “Biz İzmir Barosu olarak bu açıklamayı yaparken tarihi misyonumuzu göz önünde bulundurarak hukuksal bir açıklama yaptık. Bunu eleştirenler ya cehaletinden ya da art niyetinden dolayı eleştiri yaptılar. Açıklamamız üzerine sosyal medyada başlayan linç kampanyası, metinde geçen ‘savaş’ sözcüğü içindi. Diyorlar ki karşımızda bir ülke olmadığı için savaş değil harekatmış. Verem diye de bir ülke yok ama Verem Savaş Derneğimiz var. BM çatısı altında hazırlanmış sözleşmelerde ülkelerden söz etmez, çatışan taraflardan bahseder savaşlarla ilgili. Bizim askerimiz topuyla, tüfeğiyle, uçaklarıyla orada, bu halde bunun savaştan farklı neyi var. İçinde silah barındıran her mücadele aynı zamanda yaşam hakkını, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını ve yurttaşların sahip olduğu öncelenmesi gerektiği haklarını ihlal eder. Silahlı bir çatışma ortamı var orada, birbirlerine leblebi atmıyorlar. Mehmetçiklerimiz şehit oluyor. Tam bir çatışma ortamından bahsediyoruz, tam olarak Cenevre sözleşmesinin bahsettiği olay. Hukuksal olarak savaş olması için karşıda devlet olmasına gerek yok. Bunun en önemli kanıtı savaşlar tarihi 15 bin yıldır, devletlerin tarihi ise 5 bin yıl. Terör operasyonu veya savaş biz buna gerek var mıydı konusunu değerlendiriyoruz. Ülkemiz bu yalnızlaşmaya sürüklenmemeliydi. Başka yolları vardı bu işin. BM 150 kişilik bir heyet oluşturdu ve Suriye’nin dönüştürülmesi için çalışıyorlar” dedi.

GARDROP ATATÜRKÇÜLER GİBİ DAVRANIYORLAR
Yaptıkları açıklamanın dayanağının Atatürk olduğunu ifade eden Yücel, “Bu açıklamayı yaparken dayanağımız da çok önemliydi . Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ordusu, istilâlar yapmak veya saltanatlar kurmak için şunun, bunun elinde ihtiras aleti olmaktan uzaktır. İnsanca ve müstakil yaşamaktan başka gayesi olmayan milletin aynı ideale bağlı ve yalnız onun emrine tabi ve sadık öz evlâtlarından mürekkep muhterem ve kuvvetli bir heyettir’ sözünden yola çıktık. Bunu biz demiyoruz, Mustafa Kemal Atatürk diyor. Atatürk ilkelerine sahip çıkacaksanız sokakta da sahip çıkacaksınız. Adının önüne Cumhuriyet koyunca olmuyor o işler. Her yıl yaptıkları işler vardı, gardrop Atatürkçü denir ya öyle işler. Göstermelik işler yapıyorlar” diye konuştu.

İZMİR BAROSU BİZİMLE BİRLİKTE SESİNE KAVUŞTU
İzmir Barosu’nun kendi yönetimlerinde daha önceden çıkmayan sesine yeniden kavuştuğunu ifade eden Yücel, “İzmir’de yurttaşı önceleyen, insan haklarını önceleyen bir baronun varlığı çok da alışılmış bir şey değil. Daha önceki dönemlerde İzmir Barosu’nun adını hiç duyuyor muydunuz diye sordum. İzmir Barosu sesini kaybetmişti. Ancak şimdi bizim yönetimimizle İzmir Barosu önemli ses getiren açıklamalar yaptı. Bakın Yargı Yılı açılışında ilk tepki veren Baro İzmir Barosu olmuştu. İnsan haklarını yüceltmek anlamında yaptıklarımız şeyler var. Avukat olmak muhalif olmaktır, düşünmektir, eleştirmektir. Neden biz hedef gösterildik, çünkü burada tam bir kötü niyet var” açıklamasını yaptı.

“SAVAŞ İÇİN KARŞIDA ÜLKE OLMASINA GEREK YOK!”
Yaptıkları tepki çeken açıklamada suç unsuru bulunmadığını belirten Yücel, “Birilerinin vatan haini demesi bizi vatan haini yapmaz. Bizim bu ülkeyi ne kadar sevdiğimiz tartışılmaz. Bu ülkeyi sevmek demokrasisine sahip çıkmaktır. Bugün ülkemizde milliyetçilik rüzgarı esiyor. Aksi sözü söyleyenin sesini kesiyorlar. İnsanları yargı ile tehdit ediyorlar. Yargıyı insanları korkutma, susturma aracı olarak kullanılıyor. Aleyhte söz söyleyen insanlar hakkında soruşturma başlatacağız demek adalete sığar mı?Bizi halkı kin ve düşmanlığa yönlendirmekten suç duyurusunda bulunmuşlar. Biz tekrar tekrar baktık neresi halkı kin ve düşmanlığa yönlendiriyor diye bir şey göremedik. Tutturmuşlar savaş diyorlar diye. Bilmediğiniz konularda konuşmayın, savaş olması için karşınızda ülke olmasına gerek yok. Biz ölen vatandaşlarımız için de bu açıklamanın hemen ardından bir açıklama yaptık ve İzmir Barosu çark ediyor dediler. Hayır biz her alanda insanların ölmesine karşı olduğumuz için bu açıklamayı yaptık. İzmir Barosu Irak savaşı döneminde de tepki göstermiş, milletvekillerine tek tek mektup göndererek mecliste hayır oyu vermelerini istemişti” ifadelerini kullandı.

BARO SEÇİMİ İÇİN BU LİNÇ KAMPANYASINI BAŞLATTILAR
Yapılan açıklamanın ardından teröre destekle suçlanması hakkında konuşan Yücel, “Bu ithamla karşı karşıya kalmak istemem ama bu ithamı gerçekleştirenlerin iyi niyetli olmadıklarını ve bir yerlerden nemalanma hevesinde olduklarını düşünüyorum. Burada hala grubumuzu zayıflatarak baro seçimini kazanma niyetindeler. Ancak şunu bilsinler, baro seçimini kaybedeceğimi bilsem yine de doğru bildiğim açıklamaları yapmaya devam ederim. Onlara cevap vermek onları insan yerine koymak anlamına gelir. Bana göre açıklamalarının zerre kadar değeri yok. Biz her fırsatta her biçimiyle terörü lanetledik. Bunun için bu açıklamaları yapan 3-5 soytarıya pabuç bırakacak değiliz. O yazıları yazanların bir kısmı, o metnin tamamını okumamıştır. Biz zaten herkes okumayacaklarını bildiğimiz için kısa tutuyoruz açıklamalarımızı. Okumadıkları için sadece savaş meselesine takılıp kalıyorlar, başka bir sözümüze itirazları yok” dedi.

BEN ÜNİVERSİTEDEKİ ÖZKAN YÜCEL İLE AYNI KİŞİYİM
Üniversitede sınıf arkadaşı olan AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’nin de Baro’nun açıklamalarına cevap vermesi üzerine konuşan Yücel, “Beni arayabilirdi, siyasi davranıyorlar. Ben üniversitedeki Özkan Yücel ile aynı kişiyim, o günden bugüne değişen bir Özkan Yücel yok. Hamasete, ucuz kahramanlığa verecek primimiz yok. O sosyal medya açıklamalarına biz hiç karılık vermedik ancak meslektaşlarımız bizi savundu. O doğruları savunanlar her geçen gün artacaktır” açıklamasını yaptı.

BARONUN SESSİZ KALMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ
Kendisine istifa çağrısında bulunulması konusunu değerlendiren Yücel, “İstifayı gerektirecek bir şey göremiyorum. Meslektaşlarımız bu cesur davranışın yanında durdular. Cumhuriyetçi grubundaki arkadaşlar dikkatli olsunlar, isimlerinin başında Cumhuriyet olması, cumhuriyetçi olmaları anlamına gelmiyor. Cumhuriyet kazanımlarını yerle bir eden iktidar ile aynı görüşleri savunuyorlar. Ama biz baronun yeniden sessiz bir hale gelmesine izin vermeyeceğiz. Biz hiçbir şey söylemeseydim, belki burada programda bile olmazdım, baroda çayımı kahvemi içiyor olurdum. Hem zaten diğer 60-70 baromuzdan da ses çıkmadı. Bizde susardık her şey devam ederdi, ama böyle bir şey yok” diye konuştu.

DOĞRU BİLDİKLERİMİZİ SÖYLEMEYELİM Mİ?
Kendisine yöneltilen tehditler için konuşan Yücel, “Hiçbir korkum yok, ne yapayım belime silah mı takayım. Bireysel silahlanmaya karşıyım, bunun için böyle bir şeye ihtiyacım yok. Bu konuda korkum da yok, istediğim yere yürüyüp gidiyorum. Avukat olarak silah taşıma hakkım var ancak böyle bir ihtiyaç duymuyorum. Herkesin kaybedecek bir şeyleri var ancak ne yapalım, doğru bildiğimiz şeylerin peşinden gitmeyelim mi. Söylemeyelim mi doğru bildiklerimizi? Adaleti sopa gibi kullanıyorlar, özgürlüğünüzü kaybedebilirsiniz diye korkutuyorlar. Siyasi iktidarın sözlerinin aksine bir şey söylerseniz, başınıza bir şey gelecek korkusu taşımıyor mu insanlar. İşte bu yüzden barolar avukatlar işlerini yapmalı ki, insanlar haklarını kullanabilsinler. Yalnızca benim gibi düşünüyorsan konuşabilirsin diyorlar. İfade özgürlüğünden bunu anlıyorlar” ifadelerini kullandı.

FEYZİOĞLU HAKKINDA NE SÖYLESEM BOŞ
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun açıklamalarını değerlendiren Yücel, “Sivillerin haklarını korumak zorunda değildir diyen bir hukukçu hakkında ne söylesem boş. Bana bir tane metinde bunu yapmak zorunda değildir cümlesi bulsunlar oturup konuşalım. Kendisi sınıra gitti pozlar verdi. Kötü hissediyorum kendimi. Türkiye’nin en önemli kuruluşlarının çatı örgütünden bahsediyoruz ve bu örgütün başındaki isimden yapılmış bu açıklamaları çok büyük talihsizlik olarak görüyorum. Bu barolar için bir güçsüzlük hali” diye konuştu.

HUKUKU BİR YERE TAŞIMAK İSTİYORSANIZ FAKÜLTELERİN SAYISINI AZALTMAKLA BAŞLAYIN
Hukuk Fakültelerine veterinerlik ve farklı bölümlerden dekanlar atanması konusunda açıklamalar yapan Yücel, “Fakülteler böyle olduğu için yorumlar böyle oluyor. Yargı reformu denen ucubenin hiçbir şeyi düzelteceği yok. Hukuk fakültesinde felsefe dersi vermek üzere ilahiyattan hoca gönderiyorlar. Tartışmalar da bu konu üzerinden başladı. Hukuk fakültesine giren hevesli öğrenciler 4 yıl boyunca profesör bile görmeden mezun oluyor. Şu an 85 tane öğrenci alan hukuk fakültesi var. Hukuk fakültesini henüz kurmamış 138 üniversite daha var. Biz eskiden 4 tane üniversiteden hukukçu ihtiyacını karşılayabilen bir ülkede buraya geldik. Biz gerçekten hukuku bir yerlere taşımaktan yanaysanız hukuk fakültelerinin sayısını azaltmakla başlamalısınız dedik. Her yıl 20 bin hukuk öğrencisi alınıyor, nasıl eleyeceğiz. Bu genç arkadaşları nereye koyacaksınız? Yeterli öğretim görevlisi görmeden mezun olmuş arkadaşlar ile iyi bir eğitim almış mezunları nasıl aynı sınava tabi tutacaksınız? Niyet varsa, siyasi irade varsa çözülür ancak şu anki siyasi irade tam tersine işliyor. Oralarda hep ilahiyatçı hocaların olması zaten iktidarın hedeflediği bir şey” dedi.

TEKSAS’TA BİLE ÇATIŞMALARIN BİR RACONU VARDI!
Ülkemizdeki güvenlik endişeleri ve kadın cinayetleri hakkında açıklamalarda bulunan Özkan Yücel, “Teksas’ta bile silahlı düellonun bir raconu vardı, çatışma çıkmadan orada neler olacağı belli olurdu. Kimse kimsenin arkasından ateş etmezdi ama Türkiye’de bugün gücü yeten diğerini öldürüyor. Silahlanma öldürür. Elinizde silah varsa, dahil olmayacağınız bir olaya da müdahil olabilirsiniz. Silahsızlanmak bu işin kesin çözümüdür. Yumruklaşma öldürmez ama silah varsa orada ölüm olur” diye konuştu.

İNSANLAR HAKLARINI BİLMEDEN HAK TALEP EDEMEZ
Ülkemizde insanların haklarının farkında olması gerektiğinin altını çizen Yücel, “İnsanlar haklarını bilmeden, hak talep edemez. Bunun için hak eğitimi verilmesi gerekiyor, haklarının farkına varmaları gerekiyor. Sokakta engellilerin hiçbir sorunla karşılaşmadan yolda ilerlemeleri gerekiyor. Bunu sorunları belediyelere bıraktığımızda olmuyor. Hatta İzmir’de bir insan hakları üniversitesi kurulabilir” açıklamasını yaptı.