İYİ Partili Ulupınar’dan hükümete taşeron çıkışı: Yaptıkları siyasi hokkabazlıktır!

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- İYİ Parti İzmir İl Başkanı Yıldırım Ulupınar, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilen, taşeron işçilerle ilgili düzenleme kapsamında önemli açıklamalarda bulundu.  

Belediyelerde taşeron olarak çalışan personellerin sorunlarının çözülmediğini ifade eden İl Başkanı Ulupınar hükümeti hedef aldı.

Başkan Ulupınar, emekli olan, emekliliği hak eden ve eski hükümlü olan işçilerin iş akitlerinin askıya alınması ve sendikanın verdiği bilgiye göre İzmir’de şu ana kadar 2 bin 500 işçinin mağduriyet yaşaması karşısında net ifadeler kullandı.

ÇÖZÜLMÜŞ GİBİ GÖSTERİLDİ, OLDUBİTTİ YAPILDI
AK Parti Hükümeti’nin kamuoyuna işçilere yapılan bir lütuf gibi sunduğu, kadro bekleyen 850 binden fazla taşeron işçiyi kapsayan taşeron işçilere kadro konusu, 24 Aralık 2017 tarihinde Resmî Gazete yayımlanan 696 sayılı torba Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile düzenlendi. Öncelikle ilk sorun ilgili düzenlemenin anayasaya aykırı biçimde bir ‘oldubitti’ yapılarak KHK ile yapılmış olmasıdır. Konunun KHK ile “çözülmüş gibi” gösterilmesinin nedeni olması gibi yapıldığında yani konu TBMM’ne getirildiğinde, sendikalarla ve bilim insanlarının içinde yer aldığı geniş tabanlı bir ortamda görüşüldüğünde ilgili düzenlemenin açıklarının gizlenmesi amaçlıdır” diye konuştu.

YAPTIKLARI SİYASİ HOKKABAZLIKTIR
Ulupınar, “AK Parti’nin kamuoyuna pompaladığı sloganları ne idi? ‘Tüm taşeron işçilere koşulsuz kadro’. Peki öyle mi oldu? Yani tüm işçilere koşulsuz biçimde kadro mu verdiler? Tabi ki hayır. Yaptıkları siyasi hokkabazlıktır” dedi.

TÜM İŞÇİLERE KOŞULSUZ KADRO DEMEK HOKUS POKUS DEMEKTİR
Ulupınar, “Sloganları olan “tüm taşeron işçilere koşulsuz kadro”  ifadesi aslında “hokus pokus” demektir. Bakın aslında şu oldu; 850 bin işçinin 450 bini kamu işçisi kadrosu alamadı! Yani belediye ve il özel idarelerinde çalışan yaklaşık 450 bin taşeron işçiye kamu işçisi kadrosu vermediler.  Bu işçi kardeşlerimiz yerel yönetimlerin şirketlerinde işçi olacaklar. KİT’lerde taşeron işçi olarak çalışan kardeşlerimiz ile özel bütçeli kuruluşlarda çalışan taşeron işçi kardeşlerimizde tamamen yasa kapsamı dışında bırakıldı. Hani bunlar koşulsuz kadro vereceklerdi ya; kapsama alacaklarına sınav şartı getirdiler. Yetmedi bunları bir de sözlü sınava alacaklar. Bitti mi? Bitmedi. Bir de güvenlik soruşturması yapacaklar. Yani kardeşim şuna “partizanlık yapacağız”, “adaletsiz davranacağız”, “ayrımcılığın alasının yapacağız” desenize! Bir de bu işçi kardeşlerimiz mevcut hak ve ücretlerle geçişlerini yapacaklar! Necip Fazıl’ın bir ifadesi vardır “bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa!” diye. Bu konu şirazeden çıkmış ve ülkede yaptığı kutuplaştırmayı, ayrımcılığı bu defa birinci sınıf kamu işçisi, ikinci sınıf kamu işçisi biçimde işçilerimiz arasında da yaparak iş barışını dinamitlemiştir. Hokus pokus bununla da bitmemiştir. Bu işçi kardeşlerimizden geçmişe dönük haklarını talep edecekleri davalar dahil olmak üzere, açtıkları davlardan vazgeçmeleri isteniyor.  Yani işçilerden geçmişe dönük haklarını unutmaları ve haklarını dahi aramamaları talep ediliyor” yorumunu yaptı.

KANDIRMACADAN İBARET!
Ulupınar, “Konunun teknik detayları tamamen taşeron işçilerin aleyhine ve büyük bir kandırmacadan ibaret. Çözümü mümkün mü derseniz. Elbette mümkün. Her şeyden önce kurnazlık peşinde, siyasi kandırmacalar peşinde olmamak lazım. “İyi olmak lazım”. İyi niyetli olmak, iyi çözümler üretmek lazım. Bu konu AK Parti eliyle çok karmaşık bir duruma getirilmiştir. Bu karmaşıklık mutlaka çözülmelidir. Bunun çözümü ise kamu işçileri arasında ayrımcılık yapmadan, bütünsel ücret ve haklar standardını getirmektir. Bu ise partizanca kadrolaşmak yerine çalışanların haklarını koruyacak ve geliştirecek bakış açısına sahip siyasi bir irade ile gerçekleşebilir” açıklamasında bulundu.