İYİ Partili Kırkpınar’dan 'komisyon' çıkışı: Pazarlık yapacak ahlakta değiliz!

EGEDESONSÖZ - İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, Sonsöz TV'de önemli açıklamalarda bulundu. Gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtlayan Kırkpınar, gündemi değerlendirdi.

HEPİMİZ, HER ZAMAN SAHADAYIZ
İlçe kongrelerini 15 Şubat 2020'de başlattıklarını, 8 Mart'ta tamamladıklarını, 21 Haziran'da da il kongresini gerçekleştirdiklerini belirten Hüsmen Kırkpınar, "Bir ilke imza atmıştık, il kongresini açık havada yaparak... 30 ilçemizin 30'unun da desteğiyle yeniden bana görev verildi" dedi.

İZMİR’İN TOMOGRAFİSİNİ ÇIKARIYORUZ
Arkadaşlarıyla birlikte komisyonlar oluşturup ilçelere gittiklerini, halkın sorunlarını yerinde gördüklerini belirten Kırkpınar, şunları söyledi:

"Ziyaretlere Foça'dan başladık. Bu ülkenin, bu coğrafyanın, Ege'nin, İzmir'in çiftçisinin durumunu öğrenmek istedik. İlgili İl başkan yardımcımız, ilçe başkanımız ile beraber tarlaları, bahçeleri, üretim alanlarını gezdi, onları dinledi ve rapor haline getirdiler. Sonrasında benim de ziyaretinde bulunduğum Bayındır ilçesinin üretici pazarını gezdik. Ayrıca orada çiçek konusunda Türkiye'nin hemen akla gelen ilçelerinden biridir Bayındır ve ayrı zamanda tarım ve hayvancılıkla uğraşan iki köyümüzü gezdik. Çiftçinin içinde bulunduğu sıkıntılı durumları yerinde gözlemlemekle yüreğimiz yandı biraz... Çünkü hakikaten o raporların genel merkeze gittiğinde meclisin kürsüsünde dile getirilecek ya da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kürsüsünde Milletvekillerimiz açıklanacağını kanaatindeyim. Bu programlarımız devam ediyor. Parti programı ve İYİ Parti'nin gelecek ile ilgili projelerini bizim anlatmamız için önce bizim derdi sahada dinlememiz lazım.  Bu veriler üzerinden giderek genel merkezimize İzmir'in tamamını anlatan dosya vereceğiz. İzmir'in tomografisini çekmiş oluyoruz. Yaşanan dertleri, sıkıntıları birinci ağızdan kaleme alınmış şekilde göndereceğiz. Onlar da çözümlerini bize gönderecek. Biz de o çözümler üzerinden tekrar bir tur yapıp sıkıntılarının nasıl aşılabileceğini, bu hükümetin neler yaparsa bu sıkıntıların çözülebileceğini araştıracağız. 1 Ekim'de parlamento açılırsa orada da Türkiye genelinden toplanmış verilerle bugün ekonominin hangi boyutta olduğunu gözler önüne serip milletimizle olan buluşmamızı yani saha gezimizi sonlandırmış olacağız."

İNSANLAR O KADAR ÇARESİZ Kİ...
"İçler acısı bir durum var. Biz ana muhalefet partisi değiliz, iktidar partisi değiliz, muhalefet partisiyiz. Yerelde bir tek Millet İttifakı'nın Tire Belediyesi var. İnsanlar o kadar çaresiz ki Büyükşehir Belediye Başkanlığı başta olmak üzere tüm belediye başkanlıklarına yüzlerce, binlerce, on binlerce iş başvurusu var. İşsizlik, doğrudan ekonomiye bağlıdır. Bunun temel sebebi hükümetin, yani Cumhur İttifakı'nın büyük ortağı AK Parti iktidarının 2002'den bu yana izlediği başarısız ekonomi politikalarıdır. Cumhurbaşkanlığı sisteminde Bakanlar Kurulu kavramı yok. Cumhurbaşkanlığı kabinesi var. Kabineden kasıt, bir masa etrafında toplanmış bakanlar tarafından yapılmıyor. Burada ilgili bakanlar, bakanlıklar var, tamamı bakanlık olarak Cumhurbaşkanı'na bağlı. Halbuki eski sistemde Bakanlar Kurulu toplandığı zaman ülkenin sorunları tartışılırdı. Orada bütün meseleler ortaya konur, mütalaa yapılırdı. 9 Temmuz 2018'de kabine kuruldu. Hepsi atamayla geldi. Milli Eğitim Bakanlığı'na okulları olan bir akademisyen, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na otelleri ve acentaları olan, Sağlık Bakanlığı'na hastaneleri olan biri atandı. Devletin iç işleyişiyle dışarıdaki ekonominin kendi çarklarıyla başarılı olmuş insanların getirip oraya yerleştirirseniz, gelip bir gün canlı yayında Kültür Turizm Bakanı, Fatih'in İstanbul'u işgal ettiği dönemlerde de bunlar yaşanmıştı diye bir cümle kurar, sonra düzeltmeye çalışır. Bana göre devlet çarkı şu anda işlemiyor çünkü bazı bakanlıklar kaldırıldı. Şimdi sistem niye çalışmıyor? 33bin imza meselesi çıktı. Sayın Cumhurbaşkanı'nın, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı'nın devletin işlerini yürütürken imzaladığı günlük imza sayısının 33 bin olduğu söyleniyor. Diyelim ki 33 bin değil de 15 bin... e imza bile olsa yüklü bir miktar. Sistem bu şekilde tıkandı, ayrıca hukuk ve adalet yönünden bu ülke çok büyük sıkıntılar yaşıyor. Bu sıkışık, kırılgan dönemde ekonominin 2018'in sonlarında başlayıp 2020'nin Mart ayına kadar olan süredeki sıkıntılarını anlatayım. Sayın Berat Albayrak, Hazine ve Maliye Bakanı, 11 tane program açıkladı canlı yayınlarda. Şu maddeler şöyle gerçekleşecek, bunlar böyle olacak, falan filan. Hiçbiri, evinde oturan insana, emekliye, esnafa çare olmadı. Bu arada bir de pandemi geldi. Sayın Genel Başkanımız, 'Memleket masası kuralım, etrafında toplanalım' çağrısında bulundu. Gelecekle ilgili plan yapalım, dedi. Kimse dikkate almadı. Hatta, bunu teklif ettiği için hainlikle suçlandı genel başkanımız. Sizin yüzde 51'iniz varsa, yüzde 49 da size oy vermeyen insanlar var. Bu 49'u da bir dinleyin.

"EVİNİZE DÖNÜN" ÇAĞRISINI ERDOĞAN SÖYLETTİRMİŞ GİBİ GÖZÜKÜYOR
İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e "Evinize dönün" çağrısını da yorumladı:

"Cumhur ittifakı, Millet ittifakından önce kurulmuş bir ittifaktır. Cumhur ittifakı kurulunca Millet ittifakı kuruldu. Parti kurulmadan önce verilen mücadelenin içinde ağır hakaretlerle yüzleştik, söylemediklerini bırakmadılar. Hukuk çiğnendi mi? Çiğnendi. Bugün MHP'den ayrılan Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt'un açıklamaları var. Şimdi sayın Devlet Bahçeli'nin evinize dönün çağırısını, Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı tarafından söylettirilmiş gibi gözüküyor. Bu benim, kişisel kanaatimdir. Çünkü niye? Genel başkanımızın dediği gibi, bu sistem doğru bir sistem değil, bu ülke bu sistemi kaldırmaz. Henüz partisi yokken, parti kurulmamışken yaklaşık 45-50 ilde meydanlara topladı insanları Meral Hanım... Bu işin yürümeyeceği, bu Cumhur ittifakı'nın da tartışmaya açıldığı zaman da yine sayın Devlet Bahçeli tarafından dile getirildi. Bu ortamda, bu süreçte memleket masası teklif etmek zillettir veya neyse bir sürü hakaretler. Şimdi sayın Recep Tayyip Erdoğan da, sayın Devlet Bahçeli de bu sistemin yürümeyeceğini biliyor. Bu sistemin bu ülkeye siyaset, ekonomi, aklınıza gelebilecek bütün politikaların üretilip halkın huzurunu temin ve halkın mutluluğunu, refahını arttıracak bir sistem olmadığı ortaya çıktı. Çünkü bu saydıklarımın olması için o ülkede 1. sınıf demokrasi, hukukun üstünlüğü ve gerçekleşmesi gereken adaleti bekliyor insanlar. Bu çağrı, eve dön çağrısı değil. Bu çağrı aslında parlamenter sisteme dönüş talebiyle gelin diye yapılan bir çağrıdır. Kendileri söyleyemeyeceği bir şeyi, birinden bekliyorlar. Siz söyleyin, biz de onun üzerinde bir müzakere geliştiririz, belki görüşmeler sağlarız gibi. Bana göre bu açıklamayı o yüzden yaptı."

AK PARTİ, MECLİSTE TOPAL ÖRDEK
"En son ankete göre, Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminden halkın memnuniyeti yüzde 36... Yani sisteme olan inanç, 30 bandına düşmüş. Bunu kendileri de görüyorlar. Sistem öyle bir sistem ki, 51'i gördü kendi Cumhurbaşkanı oldu, kendi bakanlar kabinesini açıkladı. Şu anda zaten mecliste topal ördek AK Parti... MHP olmayınca AK Parti herhangi bir yasa konusunda mecali yok. Seçim kararı bile alamazlar. Toplamları 340... Karar almaları için 360 lazım. Ancak 360 için dışarıdan destek bulurlarsa seçime öyle gidebilirler. Kimsenin de seçim falan istediği yok. İYİ Parti olarak biz seçim falan beklemiyoruz, istemiyoruz. Ama görünen o ki ortak kanaat gelişmiş. Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin artık bu ülkeyi bir yerlere taşıyamayacağı anlaşılmıştır. 2023 hayal, mümkün değil. Bu sistem, ülkeyi 2023'e taşıyamaz. Bu anlayışla, bu mantıkla, bu yönetim anlayışıyla 2022 bile çok zor. Hızlı alınan bir karar var. İçişleri Bakanı diyor ki, hafta sonu sokağa çıkma yasağı var. Sonra da, ben erken karar verdim, suç vebal benim... Halbuki Cumhurbaşkanı'nın talimatları doğrultusunda verdiği açık net ortada. Şimdi bu tip kararlar hızlı alınıyor, içeride yargılanmayı bekleyen tutuklular, sadece bir yazı yüzünden o tutukluların yargılanmasıyla bu görülen hızlı kararlar oralara işlemiyor. Doların cumhurbaşkanlığı sistemine geçişten pandemi başlangıcına kadar artış oranı, tam yüzde 41. Buna karşılık borsa yüzde 24 büyümüş, dolayısıyla borsa dolar bazında zarar ettirmiş. Borsanın yüzde 24 artmasına karşılık yabancı portföydeki hisse senedi 36.1 milyar dolardan 22.3 milyar dolara düşmüş. Sadece 51 milyar dolar olması gerekirken demek yabancılar ciddi bir kaçış yaşamış. Onun dışında borçlanma stokları da ortada. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geldiğimizde Haziran 2018'de yüzde 15 civarında bir enflasyon varken bugün 11.76 enflasyon düşmüş gibi gösteriliyor. Gelişmiş ülkelerde enflasyon, yüzde 1... Merkez Bankası'nın net rezervi 32 milyar dolardan 27 milyar dolara düşüyor. Başkanlık rejimi artı değer yaratamadığı gibi aslında paranın azalmış olma sebebi swaplar da çıktığında 9.5 milyar dolara düşüyor Merkez Bankasının rezervi. Elde avuçta kalmadı. Bir fon oluşturdular. Anonim şirketin başındaki kişi AK Parti Genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.. Yönetim kurulu başkanı, vekili kim? Berat Albayrak. Şimdi bu varlık fonunu kredibiliteyi açmak, dışarıdan yatırımcı getirebilmek mümkün değil. Yatırımcı olsanız devletin varlık fonu dediği bu fonda yönetiminde aynı zamanda Devlet Başkanı'nın olduğu yerde ne yaparsınız, ne düşünürsünüz?"

GÜNLÜK HAYATTAKİ İYİLEŞMEYİ ARTIRMALIYIZ
"İYİ Parti, Tire'de iktidarda. Başkanımızın sıkıntıları var. Büyükşehir'in kısmen ve zaman zaman katkıları olmakla beraber İller Bankasından paralar gecikti. Bunun dışında bir sıkıntısı yok başkanımızın... Millet İttifakı'nın bileşenleri olarak, bizlerin, halkın günlük hayatındaki iyileşmeyi biraz daha yukarıya doğru taşınması konusunda beklentilerimiz var. Mesela ulaşım konusunda. Ulaşımı günlük hayatın içerisinde görmezden gelmek çok büyük bir yanılgı olur. Yani Metropoldeki akslara baktığımızda daha öncelerde sabah trafiği sıkışıklığı sonrasında akşam trafiği sıkışıklığı olurdu, şimdi öğle saatlerinde de oluyor. Buna raylı sistem dahil edildikten sonra kısmen belki bir iyileşme oldu. Fakat yeterli değil."

İLÇE BELEDİYELERİ İLE İLGİLİ PROBLEM VAR
"Büyükşehir'le ilgili düşüncelerimizi her fırsatta söylüyoruz. Partililerimiz, CHP'liler soruyorlar. Biz İYİ Parti olarak, istihdam için CHP ile ittifak yapmadığımızı dile getiriyoruz. Demokrasi adına ittifak kurduk. Partimizden hiç kimseyi de işe almayabilirlerdi. Biraz iletişim kopukluğu yaşandı ama şimdi düzeliyor. Herhangi bir sorun söz konusu değil. Biz 2 buçuk yıllık partiyiz. Bizim ittifak yaptığımız, ittifakın büyük ortağı olan Cumhuriyet Halk Partisi 100 yıllık bir parti. Yaklaşık 25 yıldan beri de İzmir'de yerel yönetimlerde bir devamlılık arz eden bir iktidar var. Bizim duruşumuz belli, siyasete bakışımız belli, Genel Başkanımızın siyasete bakışı belli. Biz karşılanmayacak taleple hiç kimsenin kapısını çalmayız. 1. dönemde, Büyükşehir hariç ilçelerde belediye meclis üyelerimiz ilçe başkanlarımız ve bizim de görüşümüz kısmen alınarak kurulan komisyonlarda görev aldılar. Süre bittiğinde pandemi vardı. 1 Temmuz'da yeniden meclisler toplandı, yeni komisyonlar oluşturuldu. Ama burada 1. dönemdeki hassasiyetlerini göremedik. Örnek vereyim Buca, siyasi geçmişi, deneyimi, tecrübesi olan orada bir belediye meclis üyemiz var. Kendisi yaklaşık 20 yıldır mali müşavirlik yapıyor, aynı zamanda bir işadamı. Encümendekini encümenden indiriyorsunuz, diğerini uyuşturucuyla mücadele komisyonuna veriyorsunuz. Toplantı bile yapmıyorlar. Bizim seçkin, seçilmiş, teklif edilmiş meclis üyelikleri yapacak arkadaşlarımızın tamamına kefilim. Hepsi kendi alanlarında başarılı insanlar. Daha aktif komisyonları 1. dönemde veriyorsunuz 2. dönem vermiyorsunuz. Biz  bunun pazarlığını yapacak bir siyasi ahlakta değiliz. Biz bu işi ilçe Belediye Başkanına ve Meclis üyelerine bırakırız. Biz ittifaksak, bizden faydalanmak istiyorsanız, yerelde belediyeye katkısı olacaksa kendi alanlarıyla ilgili yerlere verin. Büyükşehirle ilgili bir problemimiz yok, ilçelerle ilgili."

İKTİDAR ODAKLI BİR PARTİYİZ
"Yeni kurulan iki parti var. İYİ Parti'den oy alacaklarını iddia ediyorlar. Şimdi bir siyasi parti kurmanın kuralları ve uygulamaları vardır. Bunları yerine getiren herkes parti kurabilir. Türkiye'nin ihtiyacı var mıdır yeni partiye? Onu millete bırakacağız. Peki millete bırakacağız da onu ne zaman göreceğiz? Sandıkta göreceğiz. Biz 5 buçuk 6 aylık partiyken bir ittifak vesilesiyle 5 buçuk 6 milyon oyun, kendi iradeleriyle 5 milyon oy verdiler bize. Biz bu konuda önü açılmış, iddialı, iktidar odaklı bir siyasi partisiyiz. Deva Partisi ya da Gelecek Partisiyle ilgili İzmir'de, yerelde bir şey ifade etmem için bir kere kadrolarını ve yönetim kurullarını görmek lazım. Henüz oluşturulmamış. Demokrasi adına bu ülkenin hukukun üstünlüğünü tekrar tesis edip adaleti sağlayacak sisteme dönüş açısından baktığımız zaman burada yer alırlarsa elbette ki bizim düşüncemize göre yer bulmalarında fayda var diyoruz. Muharrem İnce de parti kuruyor söylemleri var. Ben bu hareketi, Mustafa Sarıgül'ün başlattığı harekete benzetiyorum."