HABERLER>MUTFAK
1 Nisan 2017 Cumartesi - 09:19

İyi günde kötü günde İzmir Lokması

En mutlu günümüzden en acı günümüze kadar hayatımızdaki önemli günlere eşlik eden İzmir lokması artık coğrafi tescil için gün sayıyor… Yüzlerce yıldır her evde ya da köşe başında dökülen İzmir lokması kentin en güzel ve yaşayan geleneklerinden biridir…

İyi günde kötü günde İzmir Lokması

“Adettendir” denilerek, başta sünnet düğünleri olmak üzere, mevlit, kandil gibi dini öneme sahip günlerin başlıca lezzeti olan İzmir lokması, kentin önemli ritüelleri arasında yer alır. Türkiye'nin her yerinde vefat edenler için 7, 40 ve 52. günlerinde helva hazırlanırken İzmirli lokma tercih eder. Bu lokmayı da hayır olarak tanıdık tanımadık ayırt etmeksizin sokaktan geçen herkesle paylaşır.

Eğer İzmirli değilseniz ve bir köşe başında sıraya girmiş insan kalabalığı görürseniz şaşırmayın! Siz de o sıraya girin ve buluşacağınız sıcacık lezzet için sıranın size gelmesini bekleyin. Çünkü “adettendir” denilerek, başta sünnet düğünleri olmak üzere, mevlit, kandil gibi dini öneme sahip günlerin başlıca lezzeti olan İzmir lokması, kentin önemli ritüelleri arasında yer alır. İyi günde, kötü günde tatlı bir paylaşım için dökülen lokma, halka ücretsiz dağıtılır ve damaklarda bıraktığı eşsiz tat dualarla birleşerek sonsuzluğa uzanır. Adı İzmir ile özdeşleşen lokmanın anlamı bir İzmirli için tatlıdan çok daha fazlasıyken, bu lezzetle buluşan yabancılar için ise İzmirlilerin hoşgörülü, paylaşımcı ve duyarlı yapısının en güzel yansımasıdır.

BUĞRA’DAN LOKMAYA…

Gazeteci ve İzmir Mutfağı kitabının yazarı Nedim Atilla, lokmanın öyküsünü şöyle anlatıyor:

‘’Evliya Çelebi, İstanbul esnaf loncalarını uzun uzun anlatırken, ‘lokmacıyan esnafından’ da söz eder. Sayıları hayli fazladır ve hemen her milletten lokmacı vardır… Türklerin lokma merakının kökeninde 9. yüzyılda Doğu Türkistan İmparatoru olan Buğra Bey’in olduğu söylenir. Buğra Bey, düzenlenen bir törende özel olarak yaptırdığı ıslak hamurları, kızgın yağın içine atmış, daha sonra da üzerine o zaman Çin’e bile ihraç edilen pekmezden döküp yemelerini buyurmuş. (Kaynağımız Ahmed Cavid Bey’in 15. yüzyılda yazdığı Tercüme-i Kenzü-l İştihâ adlı eser…) Dilimizdeki börek ve borani yemeğinin kökeninde de Buğra Bey var.

19. yüzyıl İstanbul’unda ise bu kez meşhur lokmacıların İzmirliler olduğunu görürüz… İzmirli ustalar, kullandıkları ham zeytinyağı-susam yağında kızaran ve üzerine taze üzüm şırası dökülen lokma ile meşhur olmuşlar. Her yerde İzmir lokması aranır olmuş. Doğru bir İzmirli tarifi var: Gördüğü lokma kuyruğuna, ne kadar çok işi olursa olsun girene İzmirli denir.’’

SARAYDAN YAYILDI

Lokma, çoğul  un, maya, tuz ve şekerle hazırlanan hamurun, sıvı yağda kızartılmasıyla hazırlanan, şerbetle tatlandırılarak servis yapılan bir Türk tatlısıdır. Türkiye'deki bazı yörelerde şerbet dökülerek tatlı olarak yenilmesine rağmen, bazı yörelerde pişi gibi şerbetsiz peynir ya da zeytinle yenilmektedir.

 Ortası delikli yuvarlak şekilde ve küre şeklinde iki tipi vardır. Halk arasında küre şeklinde olana Saray lokması denir. Kaynağı Osmanlı Sarayına dayanmakla birlikte halk arasında da yapımı yaygınlaşmıştır. Özellikle İzmir kültürünün vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir . Bu yüzden İzmir Lokması olarak da bilinir. İzmir'de dini öneme sahip günlerde her köşe başında pişirilen lokma tatlısının halka ücretsiz dağıtıldığı görülebilir. Özellikle sünnet düğünlerinde Lokmanın taze olarak hazırlanması, pişirilmesi ve davetlilere dağıtılması adettendir. Lokma'nın birçok çeşidi de bulunmaktadır. Ankara'nın Güdül-Ayaş yörelerinde Bırtlak diye bilinen bir lokma çeşidi vardır.

 Lokma kelimesi bir ağız, bir yudum, bir parça yemek anlamına gelen Arapça'daki "lukma" kelimesinden gelmiştir. Lokmanın bir çeşidi olan bugün Arap kültüründe varolan "kadı lokması" El-Bağdadi tarafından 13. yüzyılda tarif edilmiştir.

ZENGIN DE FAKİR DE YER

 Yunancada lokma ile ilgili "ise büyük loş loku mas" (yani "Sen büyük bir lokmasın" sözü vardır. Günümüze bu şekilde ulaşan İzmir Lokmasını  kentin gecekondu bölgesinde de en lüks sitelerinde de kaldırımda görmek mümkündür.

Lokma Izmir'de para ile satılmaz. Çünkü o hayır için yapılır ve ücretsiz dağıtılır. Öğrenci kızım İstanbul Beşiktaş'da lokma piştiğini görünce gidip aldığında 7 TL ödediğini anlattı. Hayatında ilk kez para ile lokma yiyen kızım anısını anlatınca bu yazı da bana farz oldu.

COĞRAFI TESCİL

İzmir Ticaret Odası tıpkı şambali, gevrek ve boyoz gibi izmir'e özgü bu yiyecek için de Marka ve Patent Enstitüsü'ne başvuru yaparak coğrafi tescil işareti istedi. Çünkü lokma yapımı, geleneği ve özellikleri ile tümüyle İzmir'e özgüdür.

İzmir'de yaşayan Amerikalıların popüler donut tatlısına benzetmesi nedeniyle bu hayrın yapıldığı yerde hemen kuyruğa girmesi ise İzmirlileri gülümseten bir başka anıdır.

 
ETİK’ten ‘Booking.com krizi’ne reçete!
 
Bakan Işık’ın konvoyunda kaza: 4 yaralı
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kebabistan gibiyiz
"Kebap" ateşin bulunuşundan beri insanoğlunun en eski pişirme yöntemi.
Kemeraltı klasiği: Gül Kebap
Kemeraltı’nda, bugün dördüncü kuşağa teslim edilen Gül Kebap farklı lezzeti ...
Kazak Sofrası: Dastarhan
Anadolu Türklerine at eti dışında hiç yabancı olmayan Kazak sofrasında ...
 
Türk halkının vazgeçilmez üçlüsü: Kuru fasulye, baklava, çay
Dünyanın en zengin mutfaklarından biri olmamıza rağmen Türk halkının en ...
Aşklarından ‘lezzet buketi’ yaptılar!
Ünlü bir restoran zincirinin mutfağında çalışırken tanışan mühendislik ...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva