HABERLER>GÜNCEL
27 Mayıs 2020 Çarşamba - 12:48

İl Koordinasyon Kurulu'ndan hükümete 'Çeşme' çağrısı: Çılgın projelerden vazgeçin!

Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı Dr. İlker Kahraman, Çeşme Projesi ile ilgili yaptığı açıklamada, “Salgın sürecinde çok daha görünür olan kırsal kalkınmanın ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu nedenle İzmir’de korunması gerekli su kaynakları, tarım alanları, orman alanları, doğal sit alanları vb. kullanımları tehlikeye düşüren, doğanın ve toplumun yararına olmayan ‘çılgın proje’lerden vazgeçilmelidir” dedi.

İl Koordinasyon Kurulu ndan hükümete  Çeşme  çağrısı: Çılgın projelerden vazgeçin!

EGEDESONSÖZ-TMMOB'a bağlı odaların oluşturduğu İl Koordinasyon Kurulu, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından uygulanacak olan Çeşme Projesi ile ilgili açıklama yaptı. Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un bizzat İzmir’e gelerek anlattığı son toplantıya katılan oda görüş ve önerilerini kamuoyuyla paylaştı.

TMMOB,  İzmir Barosu, EGEÇEP derneği, Yeşiller ve Sol Parti, İzmir Tabip Odası ve üç tekil şahıs tarafından “Acele Kamulaştırma” kararına karşı dava açılan projeyle ilgili konuşan Mimarlar Odası Başkanı İlker Kahraman çekincelerini anlattı.

Mimarlar Odası'na ait İzmir Mimarlık Merkezi'nde oda başkanlarıyla birlikte açıklama yapan Kahraman, “TMMOB Yasası’nın değiştirilmeye çalışıldığı bugünlerde politikacıların kendi isteklerini, toplumun isteğiymiş gibi göstermeye çalışmaları “normal” görünebilir. Ancak, bilimsel gerçeklerin, toplumsal ve vicdani sorumlulukların, popülist siyaset adına görmezden gelinmesi TMMOB'nin geleneğinde yer almamaktadır. Bu bakış açımız nedeniyle hedefe alınan meslek odaları olarak, söz konusu projeye ilişkin değerlendirme ve görüşlerimiz; bilimsel gerçekler, yasal mevzuat ve kamu yararı gözetilerek değerlendirilmiş ve aşağıda aktarılmıştır. Toplumun gündemine yerleştirilen büyük ölçekli kentsel projelerinin, tek sayfalık yapılacak listesi sunumu şeklinde değil,  bölgeye ilişkin yürürlükteki plan kararları, yapılmış planlama çalışmaları, bölgeye ilişkin yazılmış bilimsel kaynaklarının incelenmesi ve değerlendirilmesi ile oluşturulması gerekmektedir. Toplantılarda tarafımızca yapılan eleştirilere karşın hiçbir değişiklik yapılmadan sürekli aynı beyanın tekrarlanmasının TMMOB bileşenlerince kabul edilmesi mümkün değildir” dedi.

MEVZUATA AYKIRIDIR!
Projeye ilişkin ayrıntılı değerlendirme yapan Kahraman, “Yarımadanın yaklaşık yüzde 55’ini kapsayan “Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi”ndeki ormanlık alanları; içinde nadir ve endemik türler barındıran, kendine has yaban hayatı ve habitatlar oluşmuş uluslararası öneme haiz doğal ve bakir, korunması gereken alanlardır. Bu alanlarda turizm vb. amaçlı tesislerin yapılmasına izin verilmesi, bölgenin büyük çapta zarar görmesini kaçınılmaz hale getirecek olup, taraf olduğumuz Biyolojik Çeşitlilik Yasası’na ve anayasaya aykırı bir uygulama olacaktır. Alaçatı Önemli Doğa Alanı sınırları içinde kalan bu alan, hassaslık ve benzersizlik kriterleri ile uluslararası öneme sahiptir. Tescil edilen tarihi, arkeolojik ve doğal sitlerin, bütüncül koruma anlayışına aykırı olarak turizm amacına yönelik yapılaşmaya açılması, başta yarımada olmak üzere İzmir’in geleceğini ilgilendiren son derece tehlikeli bir müdahale olup, geri dönülmez sonuçları olabilecek hatalı bir karardır. Parsel bazında tahsis yöntemiyle ihale edileceği belirtilen alanların özel mülkiyetin kullanımına verilmesi ve kamu kullanımından alınması başta Anayasa olmak üzere ilgili tüm mevzuata aykırıdır” diye konuştu.

HALK YARARLANAMAYACAK
Oda Başkanı Kahraman, “Kamu kullanımına açık ve devlete ait olan kıyıların ve hatta tapuda kaydı olmayan deniz alanlarının turizm amaçlı bölge ilan edilmesi ve hatta özel kullanıma tahsis edilmesi, başta Anayasa olmak üzere mevzuata aykırı olduğu gibi, bu kamusal alanların İzmir halkı tarafından kullanılamaması sonucunu da doğuracaktır. Proje ile ilgili bilgilendirmelerde kıyı alanlarının halkın kullanımına açık olacağı ifade edilmiş olsa da, projenin içeriği ve hitap edeceği ‘üst düzey gelir grubuna’ yönelik bilgilendirmeler değerlendirildiğinde; İzmir halkının buradan yararlanamayacağı açıktır. Yarımadanın önemli bir bölümünü yapılaşmaya açacak böyle bir proje, İzmir’i kısa sürede çok büyük bir nüfus yoğunluğu ile karşı karşıya bırakacağı gibi, yarımada tamamen yapılaşma baskısı altında kalacak, yaşanan olağanüstü nüfus artışı kent kimliği ve kent kültürünü yok edecektir” dedi.

GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYACAK
Katıldıkları ve ayrıntılı şekilde gördükleri toplantıya ilişkin fikirlerini de anlatan Kahraman, “Bakanlık sunumunda proje kapsamında 100.000 kişilik bir istihdam öngörüsü ile söz konusu alanda hastaneler, tema parkları vb. yapılacağı belirtilmektedir. Bir şehir yaratılması anlamına gelen bu durum, bölgenin kendi itfaiyesi, kendi polis karakolu, kendi ibadethanesi, lojmanları ve 12 ay kalacak personeli için yapılacak okullarıyla en az 4 milyon metrekarelik inşaat alanı oluşturacak ve doğanın koruma/kullanma dengesinde geri dönüşü olmayan kayıplara neden olacaktır.

Kendine özgün bir kimlik taşıyan yarımada, İzmir kent merkezinin etkilenme bölgesinde olmasına rağmen, doğal ve kültürel değerlerini günümüze kadar büyük oranda korumuştur. Bu alanın sadece İzmir için değil, bölge ve hatta ülkemiz için önemli bir yaşamsal rezerv alanı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Kaldı ki bölgede ve İzmir’in başka bölgelerinde belirlenmiş ve turizm kullanımı öngörülmüş, uygulaması tamamlanmamış alanlar dururken bu büyüklükte yeni bir turizm alanı belirlemek için hiçbir bilimsel gerekçe bulunmamaktadır.  Doğal alanlarda koruma statülerinin değiştirilmesi ya da kaldırılması, toplantılarda açıkça ifade edildiği üzere kişilerin inisiyatifinde yürüyemez. Farklı kurum ve kuruluşların destek ve ortaklaşması ile İzmir ve bölgesinin gelecek öngörüsü için hazırlanmış 1/100.000 ve 1/25.000 ölçekli planların yaklaşımı korunmalıdır. 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı, içerdiği tarım alanı, ormanlık alan, hassas koruma alanları, nitelikli koruma alanları, bölge içerisinde yer alan endemik tür bitkiler göz önüne alınarak değerlendirilmiştir. Söz konusu kararda belirtilen alanın planlama, su, tarım alanı, ormanlık alan ve korunması gereken hassas korunma alanları açısından tehlikeli ve geri dönülmez zarar verme, yok etme süreçlerini başlatacağı tehlikesi nedeniyle bilime ve tekniğe aykırı olduğu ve kamu yararı olmadığı kanaatindeyiz” ifadelerini kullandı.

Kahraman ayrıca şunları söyledi:

“Proje, İzmir ve bölgesinin gelecek öngörüsü için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmış İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisince onanmış 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni/Nazım İmar Planlarındaki plan kararlarına ve bütünlüğüne aykırı niteliktedir. Kaldı ki mevcut 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının genel kapsamda sorunlu kararları, TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubemizce dava konusu edilmiş olup, hukuki süreç devam etmektedir. Anılan planda dahi bölge için tarım alanları, orman alanları, mera alanları, ağaçlandırılacak alanlar, içme ve kullanma suyu koruma alanlarına yönelik kararlar getirilmiştir. Bu proje ile korunması öngörülen, nitelikli doğal koruma alanları ve bölge içerisinde yer alan endemik tür bitkilerin bulunduğu alanları yok edecek uygulamalar öngörülmektedir.

Çeşme-Karaburun Yarımadası’nda yer alan yerüstü ve yeraltı su kaynaklarının potansiyeli, adanın mevcut kullanımına yönelik içme, kullanma ve tarımsal su ihtiyaçlarını karşılamamaktadır. Bölgenin mevcut su ihtiyacı Alaçatı Barajı ve Ildırı kaynaklarından karşılanmaya çalışılmaktadır. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından, COVID-19 gündeminde daha yoğun temizlik yapıldığı için, su kaynaklarında “orta ve uzun vadede” bir azalma olabileceği açıklanmışken, proje kapsamında öngörülen tesis ve kullanımların yaratacağı ilave su ihtiyacına yönelik değerlendirmeler yetersizdir. Mevcut su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması sürecinde mevcut durumda yaşanan kirlilik ve miktar sorununun proje kapsamında yapılacak uygulamalar ile daha da büyüyeceği ortadadır.

Proje kapsamında yapılması planlanan golf sahaları bile tek başına en az 15 milyon metreküp su tüketecek ve bununla birlikte bu alanların devamlılığını sağlamak için kullanılacak ola kimyasal gübre ve ilaç takviyeleri yüksek oranda su ve toprak kirliliğine sebep olacaktır. Proje kapsamında ihtiyaç duyulan suyun mevcut kaynaklardan sağlanacağı, ilave ihtiyacın ise deniz suyunun arıtılması ile temin edileceği belirtilmektedir. Planlama ve etüt çalışmaları yapılmadan temel kullanıma tahsis edilmesi gereken su planlamasının, ilk yatırım maliyetinin binlerce metrekare alanın tahsis edilmesi ile mümkün olacağı ifade edilen denizden su temini gibi maliyetli projeler ile karşılanamayacağı, bu anlayışın kamu yararı taşımadığı gerçeği göz ardı edilmiştir.

Turizm dışında bir kalkınma stratejisi sunamayan, tarımsal destekleri her geçen yıl azaltan, tarımı ve sanayiyi dışarıya bağımlı kılan yaklaşımların İzmir halkının geleceğini tehlikeye atacağı tartışmasız bir gerçektir.

Salgın sürecinde çok daha görünür olan kırsal kalkınmanın ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu nedenle İzmir’de korunması gerekli su kaynakları, tarım alanları, orman alanları, doğal sit alanları vb. kullanımları tehlikeye düşüren, doğanın ve toplumun yararına olmayan “çılgın proje”lerden vazgeçilmelidir.

İzmir’de de ülke genelinde olduğu gibi çözüme kavuşturulması gereken çok sayıda sorun bulunmakta iken, kamu kaynakları bu tür projeler yerine var olan bu yaşamsal sorunları çözmek amacıyla, doğa ve toplumdan yana kullanılmalıdır.

Sonuç olarak; sadece mesleki açıdan değerlendirdiğimizde bilimsel dayanaktan yoksun olarak gördüğümüz söz konusu proje, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve yürürlükteki yasal mevzuata aykırı olması nedeniyle uygulanabilir olmadığı gibi; kamu ve doğa yararına da aykırıdır. TMMOB'ye bağlı meslek odaları olarak bilgi birikimimizi, kentimizin kalıcı çıkarları için kullanmak, sermayenin saldırılarına karşı kentimizi ve doğamızı korumak toplumsal sorumluluğumuzdur.

Sürece ilişkin yaşanacak gelişmelere bağlı olarak kamuoyuna gerekli bilgilendirmeler yapılacak olup, başta üyelerimiz olmak üzere, tüm İzmir halkını ve ilgili bütün kurumları bu sorumluluğa ortak olmaya davet ediyoruz”

GEREKİRSE KÖYLERİ GEZERİZ
Toplantıda, oda başkanları da kendi uzmanlık alanlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Melih Yalçın ve Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkan Yardımcısı Melih Yalçın, bölgenin SİT derecesinin göz önünü alınması halinde bir yapılaşmanın yapılamayacağının altını çizdi.  Yalçın, “Biz bilim adına konuşuyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Çeşme Belediyesini de ziyaret ederiz. Gerekirse köylere gider orada anlatırız. Bu mevzu öyle yabana atılacak bir şey değildir. Kesinlikle ve kesinlikle bilinmelidir ki anlatılan proje bu alanda olmaz. Toplantılara katılıp görüşlerimizi yine anlatacağız. Sayın bakan geldiğinde hayallerini ve kafasındakileri anlatıyor. İzmir’deki projeyle ilgili ‘Dubai yapacağız, Antalya gibi olacak’ diyor. Biz Dubai olmak değil İzmir kalmak istiyoruz” dedi.

Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helin Hilal Kınay da bölgede doğal yaşamın tehlikeye gireceğini söylerken ekolojik yaşam alanlarının zarar göreceğini söyledi. Kınay, “Planlar belli olmadı, imar durumu netleşmedi diye bir şey yok. Biz şimdiden çekincelerimizi söylüyoruz. Burası doğal bir yaşam alanıdır” dedi.

Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan da su kaynaklarının yetersiz olduğunu söylerken bölgede ciddi sorunlar yaşanacağını ifade etti. Murathan, “Golf alanları yapılacağı belirtiliyor. Çeşme’dekiler tercih yapacaklar. Ya su ya golf sahaları. Bu alanlarda su problemi varken ‘denizden arıtırız’ demek mantıksız. Türkiye Kuzey Kıbrıs’a su temini için milyarlarca dolarlık yatırım yaptı. Madem ki denizden arıtılacaktı niye Kıbrıs’ta yapılmadı. Biz bu projenin yer altı ve yer üstü sularına zarar vereceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

Öte yandan Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Mutluer,  Orman Mühendisleri Odası Başkanı Sebahattin Bilge ve Peyzaj Mimarları Odası Şube Başkanı Elvin Sönmez Güler de projeye ilişkin fikirlerini paylaştı.  Oda başkanları raporun tüm ayrıntılarıyla hazırlandığını projenin bilim esaslı yürütülmesini istedi. 

 
Belediyelerde dengeleri değiştirecek düzenleme: Meclislerde 'başkanlık sistemi' yolda!
 
Konak’ta camiler ibadete hazır hale getirildi
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Gürkan 27 Mayıs 2020 Çarşamba 16:02

bu şehirde hâlâ modern bir katı atık bertaraf tesisi yapılamadı. Konuyla ne alakası var demeyin; çok alakası var.

Yorumu oyla      3      5  
Uğur 27 Mayıs 2020 Çarşamba 15:06

Tüm turizmi aynı alanda toplama yanlışından vazgeçmemiz lazim. Tamam sağlık turizmi çok önemli, pandemi süreci sonrası daha da önem kazandı ancak Antalya, Bodrum, çeşme gibi odaklanmalardan vazgeçelim artık. İnciraltı sağlık turizmi odaklı planlanirsa İzmir merkezi de turist kazanır esnaf kazanır İzmir kazanır....

Yorumu oyla      3      5  
istemezük 27 Mayıs 2020 Çarşamba 14:10

kıyı, liman ve Türkiye'nin 3.büyük şehrine 1 milyondan az turist geliyor. doğa, çevre, cart- curt diyenler her türlü çevreye zarar veren şeyleri kullanırlar ama diğer yandan çevre edebiyatı yaparlar. çoğunun yazlığı, arabası vardır. en basiti klima; neredeyse olmayan yok. açma da göreyim.

Yorumu oyla      6      7  
Z.B 27 Mayıs 2020 Çarşamba 13:13

Kamu yararını ve doğayı esas alan yaklaşımlarda bulunan TMMOB bunun için yeni düzenleme ile susturulmak isteniyor. Rant amaçlı ve İstanbul Kanal Projesi benzeri bir Proje olan Çeşme Projesi ile yine birileri zengin edilmek istenmektedir. Dünyanın ve doğanın hoyratça ve birilerinin çıkarı için tahrip etmenin bedelini, CORONA VİRÜSÜ gibi sorunlarla tüm insanlık şu günlerde bedel ödemektedir. Tükete tükete hepimiz bu gidişle TÜKENECEĞİZ... doğaya ve diğer canlıların yaşam alanlarına saygısı olmayan bu anlayışlara artık dur demek, tüm insanların ortak derdi olmak zorunda. Yoksa gelecekte çocuklarımız bu hoyratça davranışlardan dolayı Coronadan daha beter salgınlarla boğuşmaktan yaşamlarını bile sürdüremez olacaklardır.

Yorumu oyla      8      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Bir doktor daha virüse yenik düştü
Gülhane Askeri Tıp Akademisi mezunu Genel Cerrahi Uzmanı Salih Cenap Çevli, ...
Hasadı başladı: Kilosu bin liradan satılıyor
Samsun'un 19 Mayıs ilçesinde, doğada sökümü yasak olan ancak hazırlanan ...
Kadir Şeker'in tutukluluğuna devam kararı
Konya'da sevgilisi Ayşe D.'yi (35) döven Özgür Duran'ı (32) engellemek ...
 
5 PKK'lı terörist etkisiz hale getirildi
Milli Savunma Bakanlığı, Irak kuzeyindeki Haftanin ve Hakurk bölgelerinde ...
Rusya'da 5 yaşındaki bir kedide koronavirüs çıktı
Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü’nden (DHSÖ) yapılan açıklamada, Rusya’da 5 ...
İzmir'de koronavirüsten ölen kişi sayısı açıklandı
Koronavirüs salgınında İzmir'de vefat eden kişi sayısı canlı yayında açıklandı.
 
İzmir itfaiyesinden martı operasyonu
İzmir'de bir kilisesinin çatısında ipe dolanıp mahsur kalan martı, itfaiye ekiplerince kurtarıldı.
Adım adım normalleşme: İzmir'e giriş-çıkış yasağının kalkması masada!
Bayram sonrası korona virüs vaka verileri de dikkate alınarak parklar ...
Turuncu kategorideki terörist etkisiz hale getirildi
Van'da 2016 yılında AK Parti İl Başkanlığı ile zırhlı polis aracına yönelik ...
 
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Fenerbahçe ne istiyor?
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Yarattı... Veda ederken ağlattı!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Memleketin birinde insan manzaraları(!)
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Tükeniş!
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Kara kaplı defter!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Nereden nereye?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çanakkale artık barışın merkezidir!
Kemal ARI
Kemal ARI
'Cehennem savaşı'nda ne yediler ne içtiler?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bölgecilik, mezhepçilik ve inşaatçılık...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Unutulmazlar...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva