Onur DENİZ / EGEDESONSÖZ - İzmir Ticaret Borsası’nın ev sahipliğini yaptığı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İzmir İl Kadın Girişimciler Kurulu, Türkiye’nin ilk kadın ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen’i konuk etti.
Toplantının açılış konuşmasını TOBB İzmir İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Ayşe Öztezel, “Biz kurul olarak kadının toplumsal hayatta kadınların önemli yerlere gelmesi, girişimcilerine katkı sağlamak için bu çalışmaları sürdürüyoruz. Biz kadın girişimcilerin kadınlarımızın girişimcilik ruhu ortaya çıkarıldıkça başarıya ulaşacağız. Kadın girişimciliği daha çok teşvik edilmesi bizim için umut vaat ediyor ama yeterli değil. Bugün geldiğimiz noktada görüyoruz ki gazetelerde kadınların temsili yüzde 16 buçuktur. Aynı zamanda gazetelerde çalışan kadın oranı erkeklerin oranının altındadır. Medya veya inşa sektörü olsun hiç fark etmiyor. Önemli olan tüm alanlarda kadın istihdamının artması gerekiyor. Bizim başarı öykülerine her zaman ihtiyacımız var. Bugünkü konuğumuz ise Türkiye’nin ilk kadın cemiyet başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen” diye konuştu.
BAŞARI HİKAYESİNİ ANLATTI
Toplantıda konuşmacı olarak katılan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen, katılımcılarla anılarını paylaştı. Dikmen, 45 yıllık meslek hayatında yaşadığı deneyimleri, başarı hikayelerini anlattı. Meslekte kadınların zorluklarını anlatan Dikmen,” Bir gün gazetede bir mayolu kadın fotoğrafı gördüm. Fotoğrafın altında, ‘90 – 60 - 90’ım spiker olmam için hiçbir engel yok’ yazıyordu. Sonra aynaya baktım hiçbir zaman bu ölçülerde olamayacağım dedim. Ama asıl önemli olan bu değil, donanımdı. 90 – 60 – 90 değilim Türkiye içerisinde çok önemli programlar sunmadım ama yurtdışında önemli programları sundum” dedi.
BOYUN EĞERSEK TESLİM OLURUZ
Meslekte kadınların azlığına dikkat çeken dikmen, “Cemiyetin 850 üyesi var. Burada 197’si kadın. İzmir çoğu ile göre kadın sıralamasında öndedir. Anadolu’da çok daha kötü durumda olan iller var. Kadınların cemiyet yönetimlerine gelmesi çok devrimci bir şey. Eğer cinsiyet ayrımında eril gücün üstünlüğünü kabul edip boyun eğersek, kendimizi bu sürece teslim etmiş oluruz” şeklinde konuştu.
MEDYADA KADININ TEMSİLİ
Gazetecilerin zor çalışma şartlarından söz eden Dikmen, “Kadın medyada meta olarak görülmekten kendini kurtaramıyor. Çünkü erkek egemen. Bu egemenliği hem yazılı hem görsel medyada değiştiremediğimi sürece, o dili o söylemi değiştiremediğimiz sürece hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimiz kesindir. Türkiye’de kadın cinayetlerindeki vahşet gazetelerde gözler önüne serilirken, son yaşadığımız savcı olayında görüntülerin insan hakları bağlamında yasaklanması nasıl bir çifte standardın olduğunu gözler önüne seriyor. Kadın her şey olabilir. Kadın olur, anne olur, çıplak resim olur, cinayet olur yerer ki baktırsın, reyting aldırsın. Bütün bunlardan çıkacak sonuç da gazetecilik eğitimidir. Dile çok dikkat edilmelidir” dedi.
TÜRKİYE ÖZGÜR OLMAYAN BİR ÜLKE OLDU
Dikmen konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tabi basın geldiği durumu sadece cinsiyetçi açıdan ele almamamız gerekiyor. Basın iktidar tarafından tek taraflı dizayn ediliyor. Anayasa’nın 28’inci maddesi basın hürdür sansür edilemez der. Ama bu madde nasıl bir halde görüyoruz. Türkiye basın özgürlüğü açsısından çok zor günler yaşıyor. Dünya bu görüntüyü dehşetle izliyor. Bu utandıracak sonuçlar doğuruyor. Daha önce yarı özgür olan ülkeler arasındaydık. 2014 yılı ile birlikte özgür olmayan ülkeler arasında yerimizi aldık. Düşüncenin engellendiği her alan bizim konumuzdur. Dolayısı ile bu engelleri yenmemiz için kadın ya da erkek olmamızın hiçbir önemi yok.”