EGEDESONSÖZ - Son dönemde giderek artan ve Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan’a evinin önünde yapılan çirkin saldırıyla tavan yapan basına şiddet ve baskılar ülke çapında düzenlenen eylemlerle protesto edildi.
Basın Konseyi, Türkiye Gazeteciler Federasyonu, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu, Ankara, İzmir, Afyon ve Eskişehir Gazeteciler Cemiyetleri, Fotomuhabirleri Derneği, Spor Yazarları Derneği ile IPI ve PEN Türkiye Merkezi’nin de destek verdiği eylemlerde ‘Özgür basın susturulamaz’ mesajı verildi.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti üyeleri tarafından organize edilen eylemin adresi ise Konak Meydanı’ydı… Hasan Tahsin Heykeli önünde toplanan gazetecilerin isyanına CHP İzmir Milletvekilleri Musa Çam ile Tacettin Bayır, İzmir Milletvekili Adayı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti eski Başkanı Atilla Sertel, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ve ünlü gazeteci Uğur Dündar da destek verdi.
Tüm ülkede yayınlanan ortak bildiriyi İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen okudu. Dikmen yapılan baskı, saldırı ve mesleği ayrıştırma çabalarının yerini artık fiili saldırılara bıraktığını söyledi.
Dikmen, “Halkın haber alma hakkının engellenmemesi, can güvenliğimizin sağlanması, ifade ve basın özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması, anayasal haklarımızdan taviz verilmemesi için bugün buradayız" diyerek Ankara, İstanbul, İzmir ve diğer kentlerde ortak olarak haykırıldığını söyledi.
"'VANDALİZME DUR' DEMEK İÇİN ALANLARDAYIZ"
Can güvenliklerinin olmadığı bir noktaya geldiklerini söyleyen Dikmen, "Çok ciddi endişeler içindeyiz. Son zamanlarda medyaya yönelik baskıları ve 'Onun tırnaklarını, dişlerini sökmesini biliriz, istesek sinek gibi ezeriz, döveriz' şeklinde yazan sözde köşe yazarlarının, bu demokrasi karşıtı ürkütücü ifadelerini şiddetle kınıyor, reddediyoruz. Üstelik tüm bunların sonucu, şehir eşkıyalarının durumdan vazife çıkarıp, saldırıya geçtiğini de görüyoruz. Son dönemde yaşadıklarımız apaçık gözdağıdır, basına hiza verme çabasıdır. Devletin can güvenliğimizi sağlamadığını hisseden biz gazeteciler, bugün her açıdan özgür olmadığımızı ilan ediyoruz" dedi. Siyasi iktidarın ülkeyi yöneten olduğunu söyleyen Dikmen, yaşanan olayların sorumlusu olarak iktidarı hedef gösterdi. Başkan Dikmen hükümete ve İçişleri Bakanlığına seslenerek, "Yaratılan bu Vandalizme ‘dur’ demek için meydanlardayız" ifadelerini kullandı.
"SIRANIN KİME GELECEĞİNİ BİLMİYORUZ"
Ahmet Hakan'a yapılan saldırıya değinen Dikmen, bu saldırının olacağının belli olduğunu söyleyerek, devletin onu koruyamadığını dile getirdi. Dikmen, Şimdi sıranın kime geleceğini bilmiyoruz. Başta siyasi iktidar olmak üzere, tüm yetkilileri sorumluluk bilinciyle göreve çağırıyoruz. Bu saldırılar bizleri korkutamaz, yıldıramaz. Gazeteciler, yazarlar, çizerler, düşünürler, sorumluluk sahipleri... Tek ses olduk, el eleyiz, buradayız. Her koşulda, halkın haber alma hakkını sonuna kadar yerine getirmeye kararlıyız. Bunun için bugün İzmir’den İstanbul’dan ve yurdun diğer bölgelerinden eş zamanlı sesleniyoruz. Gözdağlarına, korkutmalara karşı özgür basının yılmayacağını haykırıyoruz. Basının görevi, haber vermek, eleştirmek, halkı olaylardan haberdar etmektir. Sırf eleştirdikleri için, gerçeği yazdıkları için bugün mahkeme kapılarında yargılanan çok sayıda arkadaşımızla da dayanışma içindeyiz. Tüm bu davaların sonuna kadar takipçisi olacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz. Anayasa ve uluslararası hukuk bağlamında koruma altında olan, ifade özgürlüğü ile onun en önemli unsuru basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkı, kutsaldır. Buna sonuna kadar sahip çıkmaya kararlıyız. Yılmayacağız, korkmayacağız, mücadelemize devam edeceğiz. Saldırıya uğrayan tüm meslektaşlarımıza geçmiş olsun diliyoruz. Yaşam hakkımız kutsaldır. Can güvenliğimizin sağlanması da, ülkeyi yönetenlerin görevidir. Bunu, bir kez daha hatırlatıyoruz. Gazete binalarının basılmadığı, taşlı-sopalı saldırıya uğramadığı, gazetecilerin hedef gösterilmediği-öldürülmediği, kemiklerinin kırılmadığı, gazetecilik faaliyeti yüzünden zindanlara atılmadığı, yargılanmadığı, işsiz kalmadığı bir ülkenin gazetecileri olmak istiyoruz. Yaşasın özgür basın! Yaşasın insan hakları!" diye konuştu.
TÜNEL’DE TEK PANKART: SUSTURULAMAZ
Gazeteci örgütleri İstanbul’da Tünel’de yürüyüş düzenledi. CHP’li vekillerin de destek verdiği yürüyüşte ‘Özgür basın susturulamaz’ pankartı taşındı.