HABERLER>GÜNCEL
4 Mart 2017 Cumartesi - 14:21

FETÖ'nün suikast timinden tutarsız ifadeler!

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast girişimine ilişkin davada savunmaları alınan sanıkların tutarsız ve birbirini yalanlayan ifadeleri öne çıktı.

FETÖ nün suikast timinden tutarsız ifadeler!

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu davanın 20 Şubat'tan bu yana süren duruşmalarında, iki numaralı sanık eski Tuğgenerel Gökhan Şahin Sönmezateş, üç numaralı sanık eski Binbaşı Şükrü Seymen ile aralarında Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığının "üs imamı" olarak anılan eski astsubay Zekeriya Kuzu'nun da bulunduğu eski SAT, MAK, Özel Kuvvetler üyeleri ve helikopter pilotları savunmalarını yaptı.

İlk hafta 12, ikinci hafta 20 sanığın dinlendiği duruşmalarda, sanıkların çelişkili ve birbirini yalanlayan ifadeleri dikkati çekti.

FETÖ ile bağlantılarının olmadığını iddia eden sanıkların çoğu polis, savcılık ve sulh ceza mahkemesinde daha önce verdikleri ifadeleri reddetti. Reddetmeyenlerin de zaman zaman önceki ifadeleriyle bağdaşmayan ifadeler kullandığı gözlendi.

Kuzu'nun yalan ve hayal ürünü beyanları
Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında örgütün "üs imamı" olarak anılan "Paşa" lakaplı eski başçavuş Zekeriya Kuzu, savunmasında hiçbir memurun ya da sivilin malzemesine dokunmadığını ve gasbetmediğini ileri sürdü.

Kuzu, savunmasında, "Toplanan sivillerin kimliklerini ve malzemelerini Abdülhamit bir çantaya doldurmuştu. Bu malzemeler de çantada kalmış. Kaçış esnasında bir kısmı bölgeye saçılırken bir kısmı da arazide çantada çıktı. Ben hiçbir polis memurunun parasını da cüzdanını da gasbetmedim. Onların polis olduğunu da bilmiyordum. Arazide Şükrü Binbaşı yanımıza geldi. Birkaç gruba ayrılacağımızı söyledi. Bunun için bazı ihtiyaçların olacağını söyledi ve para toplamak istedi ancak herkesin üzerinden çok para çıkmadı. Ben de 'Abdülhamit'in çantada topladığı malzemeler arasında para var' dedim. O da buna çok kızarak serzenişte bulundu ve bu paraları kimse almadı." dedi.

Sanıklardan eski Üsteğmen Enes Yılmaz ise bu konuya ilişkin, "Arazide ikinci gün Şükrü Seymen, herkesin üzerinde ne kadar parası olduğunu sordu. Bu sırada Zekeriya Kuzu'nun polislerin bir miktar parasını aldığını duydum. Bunun üzerine de Şükrü Seymen, Kuzu'ya kızarak görevinin bu olmadığını söyledi." ifadesini kullandı.

Kuzu, ayrıca savunmasında, daha önceki ifadelerinde belirttiği zaman ve şahısların yüzde 99'unun hayal ürünü olduğunu, üzerindeki baskı nedeniyle senaryo kurguladığını ileri sürdü.

Şehit polisin ölüm raporu saati
MAK üyesi eski astsubay Abdulhamit Gülerden, savunmasında şehit polis Nedip Cengiz Eker'in hastane raporunda saat 00.43'te hayatını kaybettiği yazdığını, kendilerinin o saatte Çiğli'de bulunduklarını iddia ediyor. Gülerden'in bahsettiği raporda ise polisin şehit olduğu saat 00.43 değil, 03.43 olarak geçiyor.

"Emri bize ölü verdi" savuşturması
Çelişkili ifadeler veren sanıkların "Emri ondan aldık" dedikleri davanın iki numaralı ismi eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ise emirleri kendisiyle aynı rütbedeki Semih Terzi'den aldığını iddia etti.

Savunma yapamayacak durumdaki bir ölüyü hedef gösteren Sönmezateş, iki polis memurunun şehit olduğu gecede, görevinin Cumhurbaşkanını sağ salim almak ve Akıncı Üssü'ne götürmek olduğunu, öldürme ya da ateş etme emri vermediğini öne sürdü.

"Şarjı olmayan telefonla" havada görüşme yapmış
"Benim darbe girişiminden bilgim yoktu, sosyal medyadan görmedim. Telefonum açıktı ama şarjı çok azdı fazla kullanmadım." savunması yapan eski pilot Yüzbaşı Ali Aktürk'ün, suikast girişiminin ardından telefonla konuştuğu hem kendisinin hem de diğer sanıkların ifadelerine yansıdı.

Aktürk, savunmasında yakıt ikmali yapamayınca Ünal Coşkun ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini belirtirken, Dalaman'daki boş bir araziye indikleri sırada birlik komutanı eski Tuğgeneral Ünsal Coşkun ile Aktürk'ün görüştüğünü sanıklardan helikopter pilotu eski Yarbay Davut Uçum da dile getirdi.

Uçum savunmasında, "Dalaman'a iniş yaptığımızda karşılayan olmadı. Kuleden 'teslim olun' şeklinde çağrı yapıldı, bunu duydum. Biz indik ve tekrar kalktık. Yakıt ikmali için Imsık'a gidemeyeceğimizi söyledim. Tekrar dönmeyi teklif ettim. Ali Aktürk burada telefon görüşmesi yaptı. Görüşmeler sırasında ben telefonda Ünsal Coşkun ismini gördüm. Daha sonra tekrar meydana indik." dedi. 

Her garipliği normal karşılamışlar
Sanıkların bir kısmı, operasyondaki silah ve personel sayısı, polislerle çatışma, el bombası atılması gibi sıra dışı uygulamaları sorgulamak yerine normal ve rutin bir durum gibi algıladıklarını öne sürdü.

"Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı?"
Davanın kilit isimlerinden birisi olarak değerlendirilen ve saldırının ardından araziye çıkan darbeci askerlere, "Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı?" sorusunu yönelttiği iddia edilen eski Özel Kuvvetler Tim Komutanı Yüzbaşı İsmail Yiğit de duruşmada böyle bir cümle kullanmadığını savundu.

Bu iddiayı Zekeriya Kuzu'nun dile getirdiğini hatırlatan Yiğit, "Kuzu'nun daha önceki ifadelerinde suçladığı 55 kişinin 40'ı şu anda serbest durumda. Araziye çıktığımızda bazı kişilerde duyma kaybı olduğu söyleniyordu. Zekeriya Kuzu'ya işitme testi yapılmasını talep ediyorum." dedi.

Yiğit, Marmaris'e kendilerinden önce başka bir grubun giderek Cumhurbaşkanı'na suikast girişiminde bulunmuş ve 2 polisi şehit etmiş olabileceğini öne sürdü.

"Bizden önce bölgeye gelen birileri var"
Bir başka "tuhaf" ifadeyi ise Muharebe Arama Kurtarma (MAK) ekibinden eski astsubay Abdulhamit Gülerden dile getirdi. Gülerden duruşmada, "Mermi çekirdeği ya şehit polisin vücuduna öldükten sonra konuldu ya da öldükten sonra biri ateş etti. Bizden önce saat 00.30 sıralarında birkaç kez gelerek bölgeyi silahla tarayıp giden birileri var." iddiasında bulundu.

Eski MAK üyesi teğmen Muhammed Burak İpek, savunmasında, suikast iddiasını kabul etmeyerek, bölgeye adeta "davul zurna çalarak gittiklerini" ileri sürdü. İpek, "İnsanlar helikopterlerin sesini duydu. Bu zaten suikastın mantığına ters. Böyle suikast olmaz. Bu nedenle suikast iddiasını reddediyorum çünkü tamamen plansız bir şekilde icra edilen bir faaliyet ve hiçbir çalışma yapılmamıştı." dedi.

Arıcıdan kendilerini ihbar etmesini istemişler
Sanıklardan, eski Astsubay Yakup Özcan da duruşmadaki ifadesiyle salondakileri şaşırttı. Olaydan bir gün sonra yakalanan Özcan, barınağına girdikleri arıcıdan, kendilerini ihbar etmesini istediklerini öne sürdü.

Özcan, "Arıcı bizi gördü ve barınaktan çıkmazsak polise haber vereceğini söyledi. Biz de zaten teslim olmak istiyorduk. Polise haber vermesini istedik. 16 Temmuz'da jandarmaya teslim olduk. Daha sonra götürüldüğümüz karakolda polisler, 'Neye bulaştığınızın farkında mısınız?' diye sorunca, olayın boyutunun büyüklüğünü ve hedefin Cumhurbaşkanı olduğunu öğrendim." ifadelerini kullandı.

Birinci ve ikinci pilot birbirlerini yalanladı
Helikopter ikinci pilotu eski Üsteğmen Haydar Murat Özden, Marmaris'e personeli bıraktıktan sonra iniş yaptığı Bodrum Imsık Meydanı'nda televizyona bakınca ülkede neler yaşandığı konusunda bilgi sahibi olduğunu ileri sürdü.

Helikopterin birinci pilotu Zeki Göçmen, telefonunu kapattırdığı için ülkede olan bitenden haberdar olamadığını iddia eden Özden'in bu ifadesini söz alan birinci pilotu yalanladı. Göçmen, mahkeme heyetine, "Haydar'ın telefonu kapalı değildi. Gideceğimiz koordinatın telefonla fotoğrafını çekerek tablet bilgisayara aktardı." dedi.

Birinci pilot ile ikinci pilotun ters düştükleri başka bir konu ise Imsık Meydanı'na inen iki helikopterin bataryaları sökülerek hava araçlarının kullanılmaz hale getirilmesi oldu. Özden, bataryaları kendisinin söktüğünü iddia ederken, Göçmen bu işlemi başkasının yaptığını savundu.

Özel Kuvvetler üyesi eski yüzbaşı Mehmet Öztürk'ün de polis ve savcılık aşamasında söylediği, "Otele giriş yaptıkları sırada polislerce 'dur' ihtarı yapıldığı" ve "İsmail Yiğit'in el bombasını içeriye attığı düşüncesinde olduğu" ifadelerini mahkemede kabul etmediği kayıtlara geçti.

KPSS sorusuna cevap veremedi
Davanın sanıklarından eski Yüzbaşı Mustafa Serdar Özay, birinci derece yakınları arasında KPSS soruşturmasında tutuklu birinin bulunup bulunmadığı yönündeki soruyu yanıtsız bıraktı.

Özay'ın, "Benim ve hiçbir yakınımın bu yapıyla bir bağlantısı yoktur. Ağabeylerim bu yapının mağdurları arasındadır." sözleri üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, sanığa, "Birinci derecede yakınlarınız arasında KPSS soruşturmasında tutuklanan var mı?" sorusunu yöneltti. Özay, bu soruya cevap vermek istemediğini dile getirdi.

Yalan savunmaya mahkeme başkanından tepki
Suikast için gittikleri iddia edilen darbeci askerleri almak için geri dönen ancak polisin yoğun ateşi sonucu bunu başaramayan sikorsky helikopterin birinci pilotu eski Albay Ali Aktürk'ün çelişkilerle dolu savunması ise Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ'un bile tepkisini çekti.

Ülkede olağanüstü saatler yaşanırken "şarjı az olduğu için" telefonuna bakmadığını ve sosyal medyayı takip etmediğini iddia eden Aktürk, olayların baş rolündeki bir meslek grubunun üyesi olmasına rağmen ailesinden kimsenin kendisini arayarak durumu hakkında bilgi almadığını ileri sürdü.

Sanığın bu sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, 15 Temmuz'da saat 21.30'dan itibaren olağan dışı şeyler olmaya başladığını ve herkesin bunu merak ettiğini hatırlatarak, "Köylü Mehmet ağanın bile durumdan haberi oluyor, duyuyor. Siz hiç mi merak etmediniz, bakmadınız. Eşiniz, kardeşiniz, oğlunuz, kızınız 'öldün mü, sağ mısın?' diye merak edip arayıp sormadı mı?" sorusunu yöneltti.

Aktürk, bu soruya, "Havadaydık telefonum cebimde değildi." yanıtını verdi.

Mahkemenin geride kalan iki haftasında savunma yapan SAT, MAK ve Özel Kuvvetlerin eski üyelerinin benzer ifadeler vermeleri dikkati çeken başka bir nokta oldu. Eski SAT ekibi başından sonuna kadar Marmaris görevindeki hedefi bilmediklerini iddia ederken, Özel Kuvvetler ekibi ise görevlerinin, "Cumhurbaşkanı'nı sağ salim teslim alarak güvenli bir yere götürmek" olduğunu öne sürdü.

Depo önündeki Sönmezateş'in konuşması
Bazı sanıklar, eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in, Marmaris'e gitmeden önce depo önünde yaptığı konuşmada, "TSK yönetime el koydu, sıkı yönetim ilan edildi. Emirleri Genelkurmay Başkanından alıyoruz. Görevimiz Cumhurbaşkanını bulunduğu yerden alarak emniyetini sağlamak." dediğine ifadelerinde yer verirken, bazı sanıklar ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik bir operasyona gittiklerinden haberdar olmadıklarını, otelde Cumhurbaşkanı korumalarıyla karşılaşınca olayın farkına vardıklarını iddia etti.

Sanıkların, "görevlerinin Cumhurbaşkanını bulunduğu yerden alarak emniyetini sağlamak olduğunu" belirtmelerine rağmen, koruma polislerine hedef gözetmeksizin ateş etmeleri, otelin odalarına el bombaları atıp çatışmaya girmeleri ise asıl niyetlerini gözler önüne seriyor. (AA)

 
Erdoğan: Hani bu işlerden rahatsız olmuyordunuz
 
Bodrum'da sıcak hava keyfi 
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
FETÖ 43 yılda TSK'ya nasıl sızdı?
15 Temmuz ana karargah iddianamesinde FETÖ'nün ordunun içine 43 yılda ...
Uzay kaşifleri Bahçeşehir Güzelbahçe’de
Bahçeşehir Koleji Güzelbahçe Kampüsü, 19 Mart’ta uzay meraklılarını bir araya getiriyor.
Çakıcı 50 jandarma eşliğinde hastaneye götürüldü
Bolu F Tipi Cezaevi'nde yatan Alaattin Çakıcı, 'Kronik Obstrüktif Akciğer ...
 
İzmir’deki düğünde dehşet: Damat öldürüldü!
Aliağa ilçesinde bir restoranda devam eden düğün sırasında damat, silahlı ...
RTÜK o 3 kanalın kapatılması için devreye girdi!
RTÜK, terör örgütü PKK yanlısı News Channel TV, Ronahi TV ve Sterk TV'nin ...
Beyaz TV'de Gökçek'in katıldığı programda skandal!
Melih Gökçek'in konuk olduğu Dinamit isimli programda büyük bir skandal ...
 
İzmir'deki utanç davasına 2 bakanlık müdahil oldu!
İzmir'de 3 zihinsel engelli kız öğrenciye cinsel içerikli film izlettiği ...
İzmir'in o ilçesinden korkunç haber: Son kurban 13 yaşında!
Kız çocuklarının kaçırılarak zorla evlendirildiği İzmir’in Kiraz ilçesinden ...
'Palalı' Gezi videosuyla tehdit etmiş!
Çeteden tutuklanan ‘palalı’ Sabri Çelebi ve 2 adamının tehdit ve darp ...
 
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli bir tür
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Emek kutsaldır çünkü...
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Yumuşama mı, oyun kurmak mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bitki kıyameti
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Gerçek annelik
Kemal ARI
Kemal ARI
Şirince’de Manoli’nin izinde (1)
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'İzmirlilik nedir?'
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Türkçem benim
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva