Erdoğan'dan SP liderine Çamlıca Camii yanıtı

Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: "Bu kutlu dava yolunda verilen mücadelenin ve yapılan fedakarlığın değerini asla unutmayacağız. Pınarhisar Cezaevi'nde olduğum için evladım Bilal'in imam hatip mezuniyetine katılamamıştım. O gün için yazdığım mektupta şunları söyledim. Yanınızdayım, çünkü oğlum sizin aranızda sizden biri. Hüznünün size reva görülen muameleden dolayıdır. Bu benim de yüreğimde, cezaevinden daha ağır bir yaradır. Ama bunun üzerinden geleceksiniz. Üzülmeyin, yarına ilişkin umutsuzluğa düşmeyin. Sizler birer meşalesiniz bu karanlık günlerde. Sevgili oğullarım, kızlarım hepinizin ellerinin sıcaklığını ellerimde hissediyorum. Mezuniyetiniz aydınlık olsun derken geleceğinizin güzel olmasını diliyorum.

Ağacı yok etmenin en etkili yolu köklerini kurutmaktır. İmam hatiplere saldıranlar milletimizin köklerini kurutmak istiyordu. Çünkü bu okullar tüm eksiklerine, tüm sıkıntılarına, aldığı tüm yaralara rağmen milletimizin kökleriyle gövdesi arasındaki bağı temsil ediyor."

Bin yıl sürecek denilen 28 Şubat zihniyetinden geriye pek bir şey kalmadı. Sizlerden beklenen, sadece bu milletin değil, tüm ümmetin ve daha da ötesinde tüm insanlığın önünde bir ışık, bir rehber, bir hakikat arayıcısı olmanızdır. Üstadın deyimiyle bu gerçekten çok büyük ve aynı zamanda hor ve öksüz bir davadır.

Ne yazık ki bu camiadan mezun olduğu halde, bu kadar imam hatipe ne gerek var? diyen zavallılar da var. Sen bunu diyeceğine, bu kadar okula ne gerek var? desene. Onu diyemez. Niye? Bizim ona da ihtiyacımız var, buna da ihtiyacımız var. İmam hatip okullarının işlevinin, buradan mezun olmuş birisi olarak ne anlama geldiğinin farkında değil. Dolayısıyla biz, burada ispatla mükellefiz. Buradaki başarının her yerde nasıl olacağını da bu zavallılara göstermemiz lazım
28 Şubat döneminde, imam hatiplerin orta bölümünü tamamen kapatıp, lise bölümlerini de adeta üniversiteye geçişi imkansız hale getirerek öldürmeye çalışanların niyeti, işte bu kökü kurutmaktı. Bunu bize yaptılar. Biz direkt imam hatipten çıkıp da üniversiteye gidenlerden olmadık. Gittik bir de lise fark imtihanları verdik. Halbuki onları biz zaten imam hatipte okuyorduk.

Türkiye'nin 20 yılda nereden nereye geldiğini hep birlikte gördük. Kardeşlerim, sevgili öğrenciler... Türkiye'de imam hatip lisesi hep basit bir okul olarak lanse edilmiştir. Biz bunun nedenlerini çok iyi biliriz. Şu an ana muhalefetin başındaki zad, imam hatip okullarında hangi derslerin okutulduğunu bilmiyor. Bilir misin imam hatip okullarında matematik, fizik, kimya, okutulduğunu söyledim. Saf saf duruyor. Diyor ki Kadıköy'de 6 tane imam hatip fazlaymış. Bu hesabı bir de Kanuni'ye sorsana, Fatih'e sorsana...

İmam hatiplere saldıranlar milletimizin köklerini kurutmaya çalışıyor. İmam hatipler milletimiz ile köklerimiz arasında gövdedir. Şu an 1 milyon 300 bin öğrenci potansiyeline geldik. Ama ne yazık ki bu camiadan mezun olduğu halde, "Bu kadar imam hatibe ne gerek var?" diyen zavallılar da var. Bu okulların ne anlama geldiğinin farkında değil.

28 Şubat döneminde imam hatiplerin orta okul bölümlerini kapatıp, lise bölümlerinin üniversiteye geçişini zorlaştırmaya çalışanlar bu milletin kökleriyle bağlarını koparmaya çalışanlardır. Biz bu engellerin hepsini aştık bugünlere geldik. İmam hatiplerin kapılarına kilit vurdular ama milletimizin gönlünden silemediler. Öğrenci sayısı 64 binlere düşmüştü. Tüm lise öğrenciler arasında imam hatipliler oranı yüzde 11.8 düzeyinde. Biz skordan ziyade niteliğe önem veriyoruz.

Dava adamı önce davasının ne olduğunu bilecek. Öğrendiklerinden hareketle kendi nefsinden başlayarak ailesine, arkadaş çevresine, şehrine, ülkesine ve nihayet tüm aleme uzanan bir silsile içinde nerede durduğunun da farkında olacak. Bunun yanında davasını hayatında da yaşayacak. En ufak bir savrulmada merkezi bırakıp başka yerlere kaçmayacak. Şu anda bakıyoruz bazı yerlerde işte seçimlerde de filan falan... Allah selamet versin. Hemen anında sendika değiştirmeler, şunlar bunlar. Herkes bir yere savrulmaya başladı. Bu dava adamı olmak değil.

Son dönemde kendi içimizde de bir takım zafiyetler yaşadığımızı görüyoruz. Bu konuda diğer sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte Önder'e de büyük görevler düşüyor. Son dönemde en büyük medeniyet davamızda omuz omuza olmamız gerekirken bambaşka mecralara yönelenler olduğunu görüyoruz. Bu kısım öyle başka yerlere savrulmuştur ki, Çamlıca Camisi'ne 'gereksiz' diyecek noktaya kadar gelmiştir. Biz bu ülkede kimlerin camilerimizi ahır haline geldiğini gördük. Kusura bakmasınlar milletim onlara da gerekli cevabı verecektir. Doğrudan medeniyet davamızın sembolleri konusunda ortaya konulan tavırların hiçbir şekilde izahı olmaz.