İZMİR - Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Genel Başkanı Aykut Yenice, sokak aralarında ucuz döner ve çiğ köfte satan işletmelerin sıkı denetimden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Çarşı merkezlerinde, okul ve dershane civarındaki kafeteryalarda ve seyyar tezgâhlarda satılan fastfood türü ürünlerin ucuzluğu nedeni ile vatandaşlardan büyük rağbet gördüğünü belirten Yenice, "174 Alo gıda hattına ihbar yapmaya gerek yok. 2 liraya döner, yanında da ayran diye kim yazıyorsa oraya baskın yapsınlar. Vatandaşa et diye ne satıldığını görsünler" dedi.
"2 LİRAYA ET YİYEMEZSİNİZ"
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, gıdada taklit ve tağşiş (bir şeyin içine başka bir madde karıştırma, katıştırma) yaparak, tüketiciyi yanıltan firmaları açıklamasının iyi bir gelişme olduğunu ancak asıl önemli olanın bu tür işletmelere yapılacak sıkı denetimler olduğunu belirten Yenice, "Bugün Bakanlık dört dörtlük bir uygulama yapsa bunların hiç biri ayakta kalamaz. Bence üç tane, beş tane ismi açıklama bir yere varılamaz. Çok kapsamlı bir çalışma yapılarak, geleceğe dönük yol haritası çıkarılmalı. Bize düşen ne varsa biz hazırız. Ancak burada top yekun bir seferberliğe ihtiyaç var. Belediyelerden lokanta ruhsatı alamayanlar büfe ruhsatı alıp kaçak lokantaya açıyor. Bir döner tezgahı, iki, üç tabure koyarak satış yapıyor. Bugün etin kilosu 30 lira ama 100 gram döneri yanında ayranla birlikte 2 liraya satıyorlar. Biz yıllardır anlatıyoruz ama serbest ekonomi diye bir söz tutturmuşlar sürekli bunu söylüyorlar" diye konuştu.
BESLENME DERSİ VE KAMU SPOTU
Bakanlığın açıkladığı listede İzmir'deki bir lokantanın pidelerinde ''domuz eti'' çıkmasını da değerlendiren Yenice, "Bir et yemeğini eğer 14-15 liradan aşağı yiyorsanız o yemeği yemeyin. Çünkü yediğinizin et olmama olasılığı yüksektir. Maliyetlerin bu kadar yüksek olduğu bir ortamda size 2 liraya, 3 liraya döner satılamaz. Yıllardır halkımıza bunları anlatmaya, onları uyarmaya çalışıyoruz. Sağlıksız gıdalarla çocuklarımızın geleceklerini karartmayalım. Onların sağlıklarıyla oynamayalım. Bizim de içimizde bazı çürük elmalar var. Bunlarla bir tutulmak bizi çok zedeliyor. Burada en büyük görev Tarım, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları'na düşüyor. Nasıl ki sigarayla mücadelede kararlı bir politika yürütüldü, bunu gıda da yapmalıyız. Bu üç Bakanlık el ele vererek okullarda beslenme derslerine ağırlık vermeli. Televizyonlarda son günlerin modası olan kamu spotları bu konuyu sürekli gündeme getirmeli" dedi.
MUTFAK ZİRVESİ
Dünyanın sayılı mutfaklarından biri olan Türk mutfağının giderek yok olma tehlikesi içine girdiğini, fastfood anlayışının arttığını belirten Yenice, "Herhangi bir turiste Türk mutfağını sorduğunuz da bir tek kebap yanıtını alırız. Oysaki Türk mutfağı, özellikle de Ege mutfağı çok zengin. Eskiden annelerimiz bize yemekler yapardı, şimdi fastfood var. Çocuklarımız, ne İmambayıldı'yı, ne Şevket-i Bostan'ı, ne Kalburabastı'yı biliyor. İlkokul öğrencileriyle bir anket yapın, bu yemekleri sorun ne olduğunu bilemezler. Türk mutfağını gelecek nesillere taşıyacak, onların öğrenmesini sağlamak adına Aralık ayında Türk Mutfağı zirvesi yapacağız. 2011'de Antalya'da yapmıştı, bu yıl İzmir'de yapacağız. EXPO sürecinde İzmir'de çok sayıda ziyaretçi gelecek. Her şeyden evvel İzmir'in en önemli desteklenmesi gereken esnaf kesimi lokantacılardır. EXPO'ya da hazırlık olsun diye Türk mutfağı zirvesini İzmir'e yapmaya karar verdik. Yetkililerin de bize destek vereceğini düşünüyorum " diye konuştu. (Fırat Soylu/Egeli Sabah)