Sosyal devletin zorunlu tüketim harcamalarında özellikle dar ve sabit gelirlileri koruyup, kollaması gerektiğini, elektrik, su ve ekmeğin bu tüketim arasına girdiğini kaydeden Aslan, konutlarda tüketilen elektrik fiyatının sanayide kullanılana göre düşük tutulmasının ya da gece-gündüz farkı uygulanmasının tek başına yeterli olmadığının altını çizdi.
Tüketim tutarına KDV, katılım ve tüketim vergilerinin dahil edilmemesi gerektiğini dile getiren Aslan, " Pırlantadan KDV alınmazken kitaptan, tüpten, ekmekten, sudan, elektrikten KDV alınması büyük haksızlık. Sosyal adalete aykırı bir anlayış... Bugün ülkede 22 milyon yoksul var, 9.5 milyon kişinin de eline sadece ayda 350 lira para geçiyor" dedi.
‘SORMA VER’ VERGİSİ…
Hemen her vatandaşın evine gelen elektrik faturasını inceleyerek, haksızlığın boyutunu bizzat tespit edebileceğini ifade eden Aslan, şunları söyledi: “ Tüketim tutarı 46.45 lira olan fatura dağıtım bedelinden enerji fonuna, personel hizmet bedelinden TRT payına birçok kalemle birlikte 71.30 lira oluyor. Yani cebimizden 24.85 lira fazladan para çıkıyor. Bu yüzde 60’a varan vergi demektir. Bu haksızlıktır, ek bir yüktür ve daha da yoksullaşan insanların taşıyabileceği bir yük değildir. Kaldı ki Doğu ve Güneydoğu'nun birçok kentinde elektrik faturası ödenmediğini, bunun da yine faturasını ödemek zorunda kalan illerdeki vatandaşlara ödettirildiğini biliyoruz. Bu sürdürülebilir bir tablo değildir."