İZMİR - Barbaros Çetin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğada her canlının kendine özgü yaşama alanı bulunduğunu belirtti.
Özellikle son 20 yıl içerisinde gözlenen küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle, tropikal ve subtropikal bölgelerin genişlediğine dikkati çeken Çetin, bunun en çarpıcı örneği olarak, iki papağan türünün son 15 yıldır kara ikliminin hüküm sürdüğü Ankara gibi kentlerde bile yaşamlarını sürdürebilmesini gösterdi.
Çetin, yeryüzünde ekolojik adaptasyonu en güçlü olan canlıların başında gelen kenelerin de iklim değişikliğiyle yaşam alanlarının genişlediğini belirterek, kenelerin 20 yıl önce İsveç'in güneyinde dar bölgede yaşam alanı bulabilmesine rağmen günümüzde kutba yakın kuzey bölgelerinde dahi kene kaynaklı hastalıklara rastlanmaya başladığını kaydetti.
Türkiye'nin resmi olarak 2000'li yıllarda kene kaynaklı KKKA hastalığıyla tanıştığını hatırlatan Çetin, "Kırım'dan dünyaya 1940'lı yıllarda dünyaya yayılan KKKA, bugün 35 ülkede görülüyor. Burnumuzun dibindeki Bulgaristan'da, KKKA son 50 yıldır çok yaygın ama biz 2000 öncesini pek bilmiyoruz. Örneğin 1960-70'li yıllara ait Sivas ve Tokat tarafında kanamalı hastalıktan ölenlerin kayıtlarını biliyoruz" diye konuştu.
KENE YAPIŞMASINA 4 MEVSİM DİKKAT
Prof. Dr. Çetin, kenelerin, başta kuşlar olmak üzere, Kurban Bayramı döneminde kurbanlık hayvanlar ve insanlar vasıtasıyla sürekli taşındığını belirterek, "Bu nedenle KKKA hastalığına, Türkiye'nin hemen her bölgesinde yakalanma ihtimali bulunuyor. O yüzden (Şu ilde KKKA vardır, şu ilde yoktur) diyemeyiz" dedi.
Kenelerin, yaklaşık 5 yıl öncesine kadar kışın sert şartlarını uykuya yatarak geçirdiğine işaret eden Çetin, şunları kaydetti:
"Keneler, ancak belli bir sıcaklıktan sonra ilkbaharın sonlarına doğru ortaya çıkarlardı ama küresel ısınma nedeniyle Türkiye'nin çoğu bölgesinde 4 mevsim kene yapışması vakalarına rastlanabiliyor. Biyolog olarak korkum, küresel ısınma nedeniyle kene kökenli vektörel hastalıkların, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, ülkemizde de 5 yıl içerisinde katlanarak artması."
Çetin, Türkiye'de her yıl 1 milyon kene yapışması vakasına rastlandığını, bunlardan bin kadarının KKKA şüphesiyle tedavi gördüğüne değinerek, kene yapışması tespit edildiğinde, en yakın sağlık kuruluşuna gidilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Kene yapışmasına maruz kalanlara, "LYME testi yapılsın" önerisi
Barbaros Çetin, kenelerle birlikte bakteriyel LYME hastalığının da bulaşma riski bulunduğuna işaret ederek, LYME hastalığının, diğer hastalıkları taklit etmesi nedeniyle, doğru tanı konulmadığında taklit ettiği hastalık sanılıp yanlış tedavi uygulamasına yol açtığını belirtti.
Kene yapışmasına maruz kalanlara LYME testi yapılması önerisinde bulunan Çetin, "Eğer LYME tespit edilirse böylece antibiyotik tedavisine başlanabilir" dedi.
Çetin, bir araştırmaya göre, kene çeşitliliği ve diğer özellikler dikkate alındığında, Türkiye'de her yıl 25 bin civarında kişinin LYME hastalığına yakalanmasının beklendiğini sözlerine ekledi. (A.A)