Mehmet İŞLER / EGEDESONSÖZ - CHP Karabağlar’ın 1987 doğumlu genç ve yeni İlçe Başkanı Orhan Polat Egedesonsöz’e gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Eski İlçe Başkanı Polat Manduz’un vekil aday adaylığı için görevinden istifasının ardından Merkez Yönetim Kurulu (MYK) tarafından yeni ilçe başkanı olarak atanan Polat yönetiminde yaşanan istifalar sonucunda ikinci kez atanmasını anlattı.
![](/images/image/potlawdkj22.jpg)
Polat ayrıca İzmir siyaseti, genel siyaset, genel seçimler öncesi ön seçim ve parti içi birçok konuda da önemli mesajlar verdi.
Siyasetle yolunun nasıl kesiştiğini anlatan Polat, “10 yaşımdan beri ailemle beraber partinin içindeyim. Babam da 30 yıldır siyasetin içindedir. Aklımız erdikten itibaren siyasi çalışmalarımız oldu. Bayrak, afiş astık. Ama aktif olarak, yönetim anlamında 3 yıl önce girdim. Yapılan ilçe kongresiyle beraber bilişim sorumlusu oldum. İlçe sekreterliği görevinde de bulundum. O göreve de en genç ve erken olarak kavuştum. İlçe başkanımız milletvekili aday oldu. 3 yıl emekleri var. Farkını ortaya koydu ciddi çalışmaları var. Maddi manevi harcadı. Karabağlar’da CHP’ye büyük değer kattı. Ondan çok şey öğrendik. Polat Manduz’a teşekkür ediyorum” dedi.
NİYE EN KÜÇÜĞÜNÜZ?
İlçe başkanının istifasından sonra arkadaşlarıyla beraber 16 yönetim kurulu üyesi olarak kaldığını ifade eden Polat, “Vekaleten görev yürüttüm. Genelge dolayısıyla karar almıyorduk. 2 aday çıktık 12 kişi benimle beraberdi 3 arkadaşım da diğer adayla beraberdi” şeklinde konuştu. Karar alınamamasından dolayı arkadaşlarının beklemek istemediğini söyleyen Polat, Ankara’ya genel merkeze gittiklerini belirtti. Polat “Arkadaşlarımız Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl’le görüştüğümüzde beni konuşturmadılar. ‘Niye en küçüğünüz altında çalışmak istiyorsunuz’ diye sordular. ‘Biz kendisinin, dinamizmi, hoşgörüsü, bilgisi ve enerjisine güvendiğimiz için onunla beraber çalışmaya hazırız’ dediler. Genel Başkan Yardımcısı mutlu oldu ve ‘bu iradeye gereğini yapmak lazım’ dedi. Yolda gelirken bize MYK kararı geldi. İlk atama böyle gerçekleşti. Bu süreçte diğer 4 arkadaşımız istifa ettiler. Ben kendilerine, ‘destek vermeseniz de Ankara’ya gelin’ dedim. Gelmediler. ‘Beraber çalışalım’ da dedim kabul etmediler. Onların da çok ciddi emekleri var. Hiçbir kırgınlığım, küskünlüğüm yok. İçlerinde çok yakın arkadaşım da var. Ailece görüşüyoruz. Siyasal ayrılık olabilir kişisel olarak bir problemimiz yok. Kendileri istifa ettiler. Seçime giderken 12 kişi kaldık. Bir kişinin hastalanması, başına bir şey gelmesi sonucunda yönetim düşecekti. Ama biz bu riski göze alamazdık. Seçime bir ay kala böyle bir şey yaşanması parti için iyi olmazdı. Enerjimizi başka yerlere ayırmayalım dedik. İl başkanımızın da daveti üzerine kendisi bu konuyu ince detayına kadar inceledi bize anlattı, yanımızda oldu Bedri Serter’e çok teşekkür ediyorum. Karşı olmadı. Ortak kullandığı dilde, ‘ben değil biz olacağız’ dedi. 5 saate kadar bir toplantı yaptık ve arkadaşlarımız istifalarını sundu. Genel merkeze gitti. Genel sekreterimiz Sayın Gürsel Tekin ziyaretinde de konuştuk. Ekleme olmuyor. Tüzük ne derse onu yapmamız gerekir diye düşünüldü. Listemizi genel merkeze sunduk. Dün itibariyle MYK’dan onaylandı. İkinci atama gerçekleşti. Çalışmalarımız başladı” ifadelerini kullandı.
ARKADAŞLARIMI SATMAM KENDİMİ SATMAM DEMEK OLUYORDU
İkinci atamadan sonra da kendisine çeşitli telefonların geldiğine belirten Polat, “Telefonlarda ‘yönetimi değiştirseydi’ diyenler oldu. Benim 11 arkadaşım bu yolda 2 aylık sürede hepsi destek verdi. Kesinlikle hiçbir vaade karşı istifa etmediler. Birini satmam kendimi satmam demek oluyordu. Hiçbirinin kılına zarar gelmesini istemezdim” dedi.
MİLİTAN OLMUŞ BİR GENÇLİK BULMAK ZOR
“Genel merkez de genç yaşıma rağmen bana güvendiler ve böyle takdir ettiler” diyen Polat, “Yüzde 10 kotasına da sahip çıkmak adına Genel Başkan Yardımcımız Tekin Bingöl, Genel Sekreterimiz Gürsel Tekin ve İl Başkanımız Bedri Serter ayrı ayrı ve altını çizerek ‘sana güveniyoruz’ dediler. Zaten ben eğer bu işi yapamayacak kapasitede olduğumu hissetseydim kesinlikle aday olmazdım. Beni destekleyenlere de söylerdim. Biz gençler olarak bize güvenilmesini istiyoruz. Karabağlar’da da, İzmir’de de kendi yaşıtlarıma ışık yaktıysam ne mutlu bana. Bu ışığı yaptığım yanlışla tamamen söndürebilirim de, iyi şeylerle tamamen de açabilirim. Bıçak sırtı bir durum. Biz kolektif çalışarak, ortak olarak bu işi yapacağız. CHP’li gençlere güvenilmesini istiyoruz. Kaybetmek kolay. Motive etmek zor. Genel başkanımızın dediği gibi sempatizan değil militan olmuş bir gençlik bulmak zor. Bunun için motive lazım. Benim atamam yönetim içinden seçilmem genel merkezin de onay verip ataması bu gençleri motive etmiştir. Düşünsenize o gençlerin bu heyecanla partiye nasıl sarılacağını. Dediğim gibi elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Kimseyle problemimiz yok. CHP Karabağlar İlçe Örgütü olarak kocaman bir yüreğimiz var. Bize kızanlar olabilir, bizi istemeyenler olabilir doğaldır. 500 bin nüfuslu ilçede tek bir mütabakat olması mümkün değil. Biz herkese kucak açacağız. ‘İnsan küçülmeyle büyür’ derler ya o mütevazilikle kucağımızı açacağız. Bizi istemeyenlerin ayağına gideceğiz. Onlar bizim temel taşlarımız. Bize yardım etmelerini isteyeceğiz. Bu anlamda yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.
![](/images/image/kklkljjjjnnn.jpg)
‘YAPAMAZ’ ELEŞTİRİLERİNE CEVAP…
‘Yaşı genç, yapamaz’ eleştirilerine de cevap veren Polat, “Ben bu eleştirileri duydukça mutlu oldum. Neden? Bir; gençlerin her şeyi yapabileceğini, onlara güvenilmesi gerektiğini onlara göstereceğimiz için mutlu oldum. İkincisi; en azından hakkımda hırsız, uğursuz, dolandırıcı gibi konular olmadığı için mutlu oldum. ‘Yapamaz, genç’ desinler, yapabileceğimizi göstereceğiz. Biz birlikte bir şeyler yaparsak yapacağız” mesajı verdi.
ÇATIRDAMA SESİ HİÇ OLMADI
Parti içinde kavga olmadığını da belirten Polat, yeni ve eski il yönetimlerinde hiç çatırdama sesi duymadığını söyledi.
Polat şunları söyledi: Basında üzüldüğüm bir nokta var; sanki CHP içinde bir kavga varmış gibi bir görüntü var. Kesinlikle İzmir CHP’de kavga yok. İlçemizde de yok genelde de yok. İl başkanımız dedikodulara kavgalara izin vermeyeceğini söyledi. ‘Zaman birlik zamanı’ dedi. Hep biz diye bahsetti. Her ilçe başkanı biz derse tüm sorunlar çözülür. Kesinlikle parti içi kavgamız ve görüntümüz yok. Dışarıda öyle bir görüntü var ama kesinlikle yok. Renkli bir partiyiz. Bizde demokrasi var. Sosyal demokrat bir kökenimiz var. Herkes eleştirisini özgürce yapabilir. Parti içinde başka ortamlarda değil. Eleştiriler bize, partiye güç verir. AK Parti’nin olağanüstü kurultayını izlediğimizde Tayyip Erdoğan, Dış İşleri Bakanını işaret etti tek aday çıktı herkes oyunu kullandı. Farklı bir düşünce olmadı. Herkes aynı adayın peşinde Erdoğan’ın istediği gibi konuştu. İlçe kongreleri de tek aday oldu. Ama bizim kendimizle tatlı bir çekişmemiz, mücadelemiz var. Ama o mücadelenin sonunda bir birliktelik var. Biz bu partinin hem sosyal demokrat yapısına hem hiyerarşik yapısına uygun hareket ediyoruz. Parti terbiyesi alarak bu işleri yapacağız” dedi. Bunun dışında mütevazi, olgun, bu hayatın içinden doğru bir şekilde yetişmiş, bilgili, birikimli bir genel başkanımız var. Genel başkan yardımcıları da aynı şekilde. Yeni il başkanımız da aynı şekilde. Bedri Başkanla daha önceden de tanışıklığımız var. Yani uzun uzun oturmuşluğumuz değil kendisi de büyüğüm abim sayılır. Eski ilçe başkanımızın çok ciddi çalışmaları oldu. Ondan öğrendiğimiz çok şey oldu. İnsanlar bazen vurmak istediği yerden vuruyor. Elinde tutacak bir şey yok. Öyle vuruyor işte. Biz de biat kültürü yok. Ben yönetim içinden 12 arkadaşımın imzasını aldım. Özgür iradeleriyle beni desteklediler. Bir baskı olsaydı bu açıkça görülürdü. Bazı çevreler böyle göstermeye çalıştı. Başkanımız da tarafsız davrandı. ‘Siz en doğrusunu yaparsınız’ dedi her şeyi bize bıraktı. 24 Aralık’ta istifa etti biz ondan 15-20 gün sonra seçim yaptık. İzmir İl Yönetiminde eski ve yeni olarak çatırdama sesi duymadım. İnsanlar siyasi olarak ayrılıp kişisel olarak beraber olabilirler tam tersi de olabilir. Sosyal demokrat ortamlarda ayrışmalar olabilir. Ama bunlar CHP’de çözülür ve partinin içinde kalır. Çözüme ulaşmış biçimde dışarı çıkar. Bizim İzmir’de iktidarımız varsa bunu halka en iyi sunmamız lazım. Bunun karşılığını vermemiz lazım. Tüm arkadaşlar bu yönde çalışıyor. Böyle bir kavga ayrışma duymadım. Şahit olmadım. Çatırdama sesi hiç olmadı.
ÖN SEÇİM EN AZ YÜZDE 10 OY ARTTIRIR
Ön seçimle ilgili de açıklamalarda bulunan Polat, ön seçimin partide uzun yıllar yapılmadığını söyledi. Polat, “Ön seçim bizim partimizde 15-20 yıldır yapılmıyor. Yapılması lazım mı? Evet lazım. Neden lazım? Eğer üyeye sen yetkilisin dersen o yetkiyi verirsen adayını ona seçtirirsen kendi seçtiği aday seçilemediği taktirde bile partiye küsmez. Genel merkez ve genel başkanın bu konuda düşüncesi açık. Üye bazlı ya da delege bazlı olacağı tartışmaları var. Bizim her üyemiz bir delegedir. Her üyemiz bizim için çok önemlidir. Üye bazlı da olsa delege bazlı da olsa fark etmez iki yöntemde partinin istediğini ortaya koyar. Ön seçimde Üye seçilen insana küsmez partiye sahip çıkar. Seçilemeyen de kendini irdeler daha fazla çalışır. Seçilen de, seçilemeyen de, seçen de örgüte sahip çıkar. Ülkenin üstüne bu kadar ölü toprağı atılmışken halkın refleksleri bu kadar zayıflatılmışken biz partimizde ön seçim yaparsak coşkuyu vermiş oluruz. Bu da en az partimize yüzde 10 oy artışı getirir. Çünkü üye yetmez gider komşusunu ikna eder. Sahiplenme hissini verir dalga dalga büyür. En az yüzde 10. Ama bu sürekli hale getirmeliyiz. Her seçimde gelenek haline gelmeli. Sosyal demokrat insanlarız. Partimizin 90 yıllık bir anlayışı var. Bizler AK Parti gibi biat kültürüyle yürüyen bir topluluk değiliz. Tayyip Erdoğan’ı biliyoruz tek adam. Roma İmparatorluğu zamanın en büyük imparatorluğudur ama düşünce ve stratejik açıdan çok eksiği vardı. AK Parti’de de düşünce ve stratejik açıdan çok eksikler. Tek kişinin baskısıyla gidiyor. Bu bir yerde çatlayacak. Ömürleri çok kısa. Bizim 90 yıldır ayakta kalmamızın tek sebebi de demokrasiye önem vermemizdir. Üyeye önem vermemizdir. Onun da yolu ön seçimden geçer” diye konuştu.
SELVİTOPU DÜNYADA İLK 10’DA
Karabağlar Belediyesiyle ilgili de konuşan Polat, “Çok tecrübeli bir belediye başkanımız var. Çok değerli, örgütüne sahip çıkan bir belediye başkanımız var. Geldiğinde bizleri ziyaret etti. Mütevazi de bir belediye başkanımız var. 22 tane birbirinden değerli meclis üyemiz var. Meclis üyelerimiz ve belediye başkanımız bizim için çok değerli” dedi. Polat, “Biz 3 yıl çalıştık 30 Mart’ta çalışmalarımızın meyvesi olarak belediyeyi kazandık. Onlar da bu emaneti en iyi şekilde temsil ediyorlar. Belediyeye de sahip çıkıyorlar örgüte de sahip çıkıyorlar. Bu görevlerini de layıkıyla götüreceklerinden hiç şüphemiz yok. Halka en iyi şekilde hizmet vereceklerinden, halkın karnını doyuracaklarından hiç şüphemiz yok. Bazı sorunlar var basında ama yazıldığı gibi değil. Meclis üyelerimiz bu partinin apoleti altında meclise girmişler ve partimiz sayesinde bu belediyeyi ve unvanı kazanmışlar. 8 aydır görevi yürütüyorlar. Partimizin tüzüğüne, programına, değerlerine uygun şekilde görevlerine devam ediyorlar. Herhangi bir sorun yok. Ara sıra şikayetler geliyor. Belediye bine yakın sokakta yenileme ve çalışma yaptı. Parke taşlar döşedi. Bunların hepsini kendisinin yapması mümkün değil. Müteahhitlere ihaleyle veriyor. Müteahhit arkadaşların yanlışları oluyor. Halkta bunu belediye yapıyor diye düşünüyor. Tabi belediye yapıyor ama ihaleye vermiş. Bu şikayetler geliyor. Biz bunu belediye başkanı ve yardımcılarına ilettiğimizde hemen yerinde gereğini yapıyorlar. Kolay değil 57 mahallemiz var. Uzundere ikiye bölündü 58 mahalle… 5 bine yakın sokak var. Çok büyük bir yüzölçümü var. Karabağlar kentsel dönüşümün birinci derecede yapılması gereken bir semttir. Kolay değil. Herhangi bir devlet desteği yok. Hükümet diğer kendi kazandığı yerlerde yaptığı yatırımları İzmir’e yapmadı. İzmir halkına resmen zulmediyor. ‘Bana oy vermezseniz biz böyle yaparız’ diyor. Bunun karşılığında İzmir halkı bunun farkında AK Parti’ye karşı gereğini yapıyor basıyor tokadı gönderiyor. Belediye başkanımız Sayın Muhittin Selvitopu kentsel dönüşüm alanında dünyada ilk 10’a girmiş bir isim… Kendisi büyükşehirde bu görevi yürütüyordu. Çok kısa zamanda Karabağlar’ın tüm sorunlarını çözeceğinden hiç kuşkumuz yok. Kendisinin 40 yıla yakın belediyecilik tecrübesi var” şeklinde konuştu.
YÜZDE 50, HATTA YÜZDE 60’A ULAŞIRIZ
Karabağlar’da genel seçim için de tahminlerde de bulunan Polat, “Biz genel seçimlerde yüzde 38 bandında bir oy alıyoruz. Bunu yerel seçimlerde yüzde 42-44 arasına çıkarıyoruz. Biz yapacağımız yeni çalışmalarla bunu yüzde 50 bandına çıkaracağız. Genel seçimler için söylüyorum. Bu rakamlar Karabağlar içindir. Neden bu kadar emin konuşuyorum; çünkü profesyonel bir yapımız var. Birbirinden değerli örgüt üyelerimiz var. Toplantılarımızı artık salonlarımızda değil mahallelerde yapacağız. Evlerde ve kahvelerde yapacağız. El sıkmakta bize yetmiyor insanları motive edeceğiz. Belediye başkanımız da yeni bir çalışma yaptı. Mahallelerde anket dolaştırıyor, ‘halk ne ister’ diye sorduruyor. Bunun da yankıları bize olumlu geliyor. Halk günleri de yapıyor. Halka hem örgütle hem belediyeyle dokununca yüzde 50’ye ulaşır mıyız, ulaşmaz mıyız o artık taktir. Ben ulaşırız diye düşünüyorum hatta yüzde 60’a bile ulaşırız bu gidişle” dedi.
KOCAMAN BİR AİLEYİZ
Polat sözlerini ‘Karabağlar’ mesajlarıyla bitirdi: Altını çizerek söylüyorum. Biz Karabağlar İlçe Örgütü olarak kocaman bir aileyiz. İzmir genelinde iyilerden oluşan bir ilçeyiz. Ve CHP İzmir il olarak iyilerden oluşan bir il. Karabağlarda da bizim kocaman bir yüreğimiz var. Bize kızmış, sevmeyen olabilir, doğaldır. Biz kendilerini davet ediyoruz; gelsinler beraber çalışalım, gönüllerimizde her zaman onlara yer vardır. Onlar da yüreğinde bize yer açsınlar. Biz olarak, el ele, kolektif bir şekilde çalışalım. Yani bana kızgınlıkları varsa arasınlar ayaklarına kadar giderim. Bunu yaparım ve hiç gocunmam. Ben ilçe başkanlığı unvanını aldım. Ama tüm komisyon üyesi arkadaşlarım ve üyelerin hepsine ilçe başkanı gözüyle bakıyorum. Kol kola girip mutlaka eşitliği savunuyorum. Etikete değil kol kola girip mutlak eşitlik önderliğinde aynı çizgide yürüyeceğiz. Kolektif derken bunu kastediyorum. Her zaman her yerde birbirimize sahip çıkacağız. Ayrımcılığa izin vermeyeceğiz. Bu sizden bu bizden yok. Bizim çemberimizin üstünde insan yazıyor. Siyahla beyazdan biri olmazsa diğerinin anlamı olmaz. Herkes olacak, neşe olacak. Kesinlikle ayrımcılığa yer yok. Aynı çember, aynı ulus ve aynı değerlere sahibiz. Kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Bize sıfat takabilirler, saygı duyuyoruz ama yanlışlık varsa benimle direk görüşsünler. Önce insan diyoruz. Bu da bizim kırımızı çizgimizdir.