CHP’li Yüksel’den flaş çıkış: Genel başkan meclisi, İnce partiyi yönetsin!

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eski Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir eski Milletvekili Alaattin Yüksel Sonsöz TV’de birbirinden önemli açıklamalara imza attı.

Partinin İzmir’deki önemli isimleri arasında bulunan Yüksel, 24 Haziran seçimlerinin ardından Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve parti üst yöneticilerinin başarısının tartışmaya açılması konusunda net mesajlar verdi.

- CHP'NİN DENEYİMLİ İSMİNDEN KILIÇDAROĞLU'NA YAYLIM ATEŞİ!

ORTADA BAŞARISIZ OLMUŞ BİR YÖNETİM VAR
Yüzde 30’un üzerinde oy alan CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce özelinde konuşan Yüksel, “Muharrem İnce çok iddialı bir siyaset adamıdır.  ‘CHP 41 yıldan sonra yüzde 30 bandını aşmıştır, önümüzdeki hedef yüzde 50 bandını da aşmaktır’ diyor.  Bu iddiasını ve mücadelesini sürdürecektir. Muharrem İnce’nin 50 günde sergilediği bu lider imajının da CHP tarafından değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Seçimler öncesinde Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun attığı çok önemli olumlu adımlar var. Şimdi bu adımları partisi için de atması gerektiğini düşünüyorum. Ortada başarısız olmuş bir yönetim var” dedi.

GENEL BAŞKAN MECLİSİ, İNCE PARTİYİ YÖNETSİN!
“Daha önceki kurultaylarda ben Muharrem İnce’yi desteklemedim. Ama bugün ortaya çıkan lideri partimizin değerlendirmesi gerekiyor” diyen Yüksel, “Genel başkanın olumlu katkılarıyla Türkiye Muharrem İnce gibi yeni bir lider kazanmış. Bunu kendi içimizde bilimsel metotlarla çözmemiz gerekiyor. Şöyle bir şey olabilir mi diye aklımdan geçiyor. Genel başkan parlamentoda, Muharrem İnce değil. Sistem böyle.  Genel başkan parlamentoyla ilgilenebilir. Genel başkanları grup başkanvekilleriyle meclisi kontrol eder. Kendisi mecliste olduğu için grubunu bizzat yönetebilir. Belki Muharrem İnce’yi de partinin genel başkanı olarak değerlendirelim diye düşünebilir. Bunlar yüksek sesle benim düşündüğüm şeyler. CHP’nin başarısı ve iktidarı için düşündüğüm şeyler. Kifayetsiz muhterisler, koltuk için siyaset yapanlar gibi düşünmüyorum. Öyle yapınca partinin geleceğini de yok ediyorsun. Kiminle, neyi söylersek başarılı oluruz noktasında iyi bir değerlendirme ve yapılandırma yapıp yeni bir heyecan yakalamamız gerekiyor” açıklamasında bulundu.

Yüksel ayrıca şunları söyledi:

İKİ YIL SONRA DA BİR SEÇİM GÖREBİLİRİZ
Şu an CHP’yi Türkiye’de başarılı saymak mümkün değil. Seçmeni neden ikna edemediğimizi gündeme almak önemli… Bir hava oluştu ki sanki İnce’nin seçim kampanyasıyla birlikte coşku en üst seviyelere cıktı. Kesin kazanılacak diye bunu hala kabullenemeyen seçmenler var. Bu kez umut zirvedeydi. Üç mitingde 10 milyon insan geldi, daha da fazlaydı ama objektif değerlendirmek istedik. Bu ülkede  bu önemli bir şeydi. CHP’nin seçim kazanabileceği duygusunun yaratılması çok önemli bir şey. Bu umudu söndürmemeliyiz. Bu demokrasi devrim ilkelerinin yaşatılması umuduydu atalarımız bize bu ülkeyi böyle emanet etti. Liderimiz bugün o olur yarın o olur ama biz bu umudu İnce’yle tekrardan yeşerttik. Tüm seçim sonuçlarının soğukkanlılıkla analiz edilme ihtiyacı var. Amaç partide kaos yaratmak değildir. Soğukkanlılıkla neyi yanlış yaptık bundan sonra bunun için soğukkanlılıkla tartışıp koltuk kavgasından çıkıp konuşmalıyız. Genel başkan İYİ Parti’nin geleceği için nasıl emek verdiyse şu an partinin iktidarını amaçlayan yeni umutlar yeni heyecanlar yaratan İnce’yle bu devam etmeli. Bugünkü görüşmede de CHP nasıl yönetilir planlanacak. Hoş önümüzde beş yıl sürer mi sürmez mi bilinmez sürekli istikrar sürdüren parti bugün koalisyon hükümeti kuracak. O parti seçimi tek başına kaybedeceği gördükten sonra tek iktidardan vazgeçildi. Koalisyon konuşulmaya başlandı. Hoş iki yıl sonra da bir seçim görebiliriz. Seçim bittiği günden ertesi gün sonrası yeni seçim için hazırlanmak gerekiyor.

CHP’NİN ÖZ ELEŞTİRİ YAPMASI GEREKİYOR
CHP’nin de öz eleştiri yapması gerekiyor bilimsel olarak da iktidara nasıl gelirim diye düşünüp sağa yakın olup sağ seçmenini alırım sola yanaşırım solu alırım diye bir şey yok ortanın soluğuyla ortağa çıkılmalı el alem ne söyler acaba kimi küstürürüz diye bırakmamız gerek barıştı özgürlüktü adaleti bu kavramları daha rahat söyleyebileceğimiz bir iktidar olmalıdır. Partideki ani çıkışlar yerine soğukkanlılıkla partiyi iktidara taşıyan kişisel çıkarları olmayan kişilerle partiyi iktidara ulaştırmanın yollarını aramalıyız