CHP'li Sındır 'Çeşme Projesi'nin perde arkasını anlattı: Hep İzmir’i gavur gören bir anlayış var!

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Sonsöz TV’de yayınlanan Günaydın Ege Programı’na katıldı ve Aslı Eren’in sorularını yanıtladı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Suriye politikası üzerinden açıklamalar yapan İzmir Milletvekili Sındır, geçtiğimiz gün İdlip’ten gelen acı 36 şehit haberine ayrı bir parantez açtı.

Vekil Sındır ayrıca Çeşme Projesi ile partisinin içinde bulunduğu kurultay sürecine dair de mesajlar verdi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e proje için yönelttiği soruları paylaştı.

BU VATAN KOLAY KURULMADI
Suriye’de şehit düşen askerler için konuşan Sındır, “Bu vatan kolay kurulmadı, bu bayrak öyle kolay gönderde tutulmadı, çok şehit verdik milletimiz uğruna… Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitlerimize, vatan için gerek teröre gerek de müdafaa anlamında yitirdiğimiz tüm canlarımıza şükranlarımızı iletiyorum. Bugün karşılaştığımız felaketin ilk adımı Suriye’nin iç işlerine karışılan adımlardır” dedi.

VATANDAŞIMIZ ARTIK, ‘NE OLUYOR SURİYE’DE?’ DİYOR!
İktidarın Suriye politikasına eleştiri getiren Sındır, “Soçi mutabakatı var. Rusya ile aramızda imzalanmış Suriye’nin toprak bütünlüğüne dair bir mutabakat idi. Tabii ki bize ne içeriden ne dışarıdan kimse müdahalede bulunamaz. Genel başkanımız her fırsatta söyledi; ne işimiz var Suriye’de? Tezkereye de sınır güvenliğimizi sağlamak için onay verdik. Ama bir savaş sürecine evirilmek adına değil. Geldiğimiz nokta böyle olmadı. ÖSO’nun güçlendirilmesi anlamında tüm destekleri veriyorsunuz ve taraf tutuyorsunuz. Rejime karşı bir taraf tutuyorsunuz. IŞİD terör örgütüne karşı mücadeleden çok Suriye’de Esad rejimini devirmek olduğu apaçık ortada. Türkiye pinpon topu gibi bu süreçte bir ABD bir Rusya tarafına gitti. Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyuyor isek oranın haklarına saygı duyarak süreci götürmeliydik. Bunlar olmadı. Rus büyükelçisi öldürüldü, uçak düşürüldü. İdlib’te meydana gele n bu süreçle birlikte vatandaşımız artık, ‘ne oluyor Suriye’de?’ diyor” açıklamasında bulundu.

36 ŞEHİT DENİYOR, BİLEMİYORUZ! İDLİP GELİYORUM DİYORDU!
Sındır ayrıca, “36 şehit deniyor, bilemiyoruz. Resmi rakamlara inanmak zorundayız. Bölgede askerimiz var. Biz bir askerimizin tırnağına bir şey gelsin istemeyiz. Bırakın tırnağını moralli olmasını ve motivasyonunun düşmemesini isteriz. Bunun savaş olduğunu Tayyip Erdoğan söyledi. Böyle bir ortamda resmi makamların sunduğu rakamları kabul etmek ve itibar etmek durumundayız. Bir tabur 150-160 kişiden oluşan bir birlik. Bir taburun olduğu gibi bombardıman altında kaldığını biliyoruz. 36 şehit… Dile kolay! Erdoğan’ın birkaç şehit diyerek önemsizleştirdiği gibi bir durum değil. 1 şehit vermemek adına bu millet canını vermeye hazır. Bu süreçte bu kadar çatışma var ve açıklama yapıldı. 10 Şubat’tan beri bin 700 küsur rejim unsuru imha edildi denildi. Bunu söylüyorsunuz ve bu ülkede savaş yok diyorsunuz. Yani biz orada Soçi mutabakatı çerçevesinde Suriye rejim ordusuyla savaşmaya mı gittik? Ben katil Esed ile masaya oturmam diyor. Aslında oturuluyor. Rusya ile mutabakat yapıyoruz. İdlib geliyorum diyordu aslında, maalesef geldi. Hava savunması yok, uçaklarımız bölgeye giremiyorlar. Savunmasız Mehmetçiğimiz böyle bir durumla karşı karşıya kaldı. Yitirdiğimiz 36 şehidimizi rahmetle, saygıyla, minnetle bir kez daha anmak istiyorum. Şehidimizi tane ile tanımlayan anlayışı da şiddetle kınıyoruz. Mehmetçiğimiz bizim baş tacımız. Biz savaşa karşıyız. Biz savaş istemiyoruz. Sadece askerimiz değil bir tek insanımızın burnu bile kanasın istemiyoruz. Bölgede ateşkes bir an önce sağlanmalıdır. Bir an evvel tüm Suriye’de barışın yolu açılmalıdır. Bütün mutabakatların yerine yenilerinin konulması, yeniden ateşkes hattı çerçevesinde yeni mutabakatlar gerekli” dedi.  

BİZİM MUHATABIMIZ MECLİSTİR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı aramamasına değinen Sındır, “Meclis olağanüstü toplansın dedik, ‘ne gerek var?’ denildi. Cumhurbaşkanın gelerek bizzat bilgi vermesi ve meclisin iradesiyle yönlendirdiği sürece devam edilmesi gerekiyor. Bu milletin geleceğine dair hayati kararlar alındığı noktada meclisi yok saymak kabul edilebilir bir şey değil. Milli savunma bakanı gelip bilgi verecekmiş. Lütfedecekler! Olağanüstü toplantıya gelsin, bilgi versin diyoruz, müsait değilmiş anlamı taşıyan bir yanıt veriliyor. Bu meseleye sıradan bir meseleymiş gibi bir bakış açısına sahipler. Bu pek kabul edilebilir bir durum değil. Bu meseleler bir iç politika malzemesi yapılmamalıdır. Bu mesele bir milli meseledir. Bu durumdan çıkılmasının yetkisi TBMM’dedir. Bize göre böylesi bir milli meselede bunun karşısında siyasi ve iç politikaya ilişkin fayda sağlamak adına atılan adımları şiddetle lanetliyorum. Biz orada vatanımız için şehit olurken onun şahadeti üzerinden malzeme yapması çabası içinde olanları kınıyorum. Kılıçdaroğlu kendisini niye aramamış? Sayın cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanıdır. Bizim muhatabımız meclistir. Genel başkanımız ilk olarak meclis başkanını aramıştır. Bu milli mesele ise bunun muhatabı olan meclis başkanıdır ve genel başkanımız taziye dileklerini iletmiştir. Ne olacaktı? Bir parti genel başkanını arayarak taziye dileklerini ona mı iletecekti? Bu kabul edilebilir bir şey değil” ifadelerini kullandı.  

HEP İZMİR’İ GAVUR GÖREN BİR ANLAYIŞ VAR!
Çeşme projesi için de açıklamalar yapan Sındır, “Bakan değişik kesimlerle toplantılar yapmış. En son plan ve bütçe komisyonu olarak bizleri çağırdı ve gittik. Türkiye’nin turizme yönelik politikaları konusunda bir sunum gerçekleştirdi. Hem gecelik hem de kişi başı gelir arttırıcı politikalardan bahsetti. Diliyorum başarılı olsunlar. Biz muhalefet partisiyiz ama beklentimiz ülkeyi yönetenlerin başarılı olmasını isteriz. İnsanımız huzur ve refah içinde yaşamasını diliyoruz. Komisyonda İzmir adına AK Parti Milletvekili Yaşar Kırkpınar ve ben varım. Bakana birkaç soru yönelttim. Çeşme projesi nasıl çıktı, nerende geldi, bundan sonra nereye evirilmek isteniyor, ülkemizin geleceğine yönelik zarları ve faydaları var mıdır? Bunlar daha çok tartışılacağa benziyor. Bir inşaat projesiymiş gibi bahsediliyor. Çevresel etkileri bir kenara, inşaat faaliyetleri ve rantın hesapları yapılıyor. Bir kere Çeşme’nin su sorunu var. İzmir’in böyle bir sorunu var idi. Ama sayın cumhurbaşkanının dediği gibi İzmir’e suyu biz getirdik değil. Ben siz kimsiniz diye sormuştum. Bakana Çeşme’deki su sorununu sorduğumda bana ayakları yere basan bir cevap verdiğini söyleyemem. Yüzde şu kadarı şuradan gelecek diye bir cevap verdi. ‘Projeyi ilçe ve büyükşehir belediyeleri ile birlikte koordinasyonla mı yapıyorsunuz?’ sorusunu yönelttim. Bu birlikte bir hareket gerektirir. Çeşme Belediyesi ile konuşuyoruz dedi ama büyükşehir ile olan kısmı geçiştirdi. Sonra ben Tunç Başkana sordum, ‘size verdiği brifingi bile almış değiliz’ dedi. İçler acısı bir durum. Erdoğan zamanında, ‘sen İzmirsin büyük düşün’ demişti. Hep İzmir’i öteki gören, gavur İzmir gören, İzmir’e tahakküm kurmaya çalışan, yerel iradesini yok sayan bir anlayış var. Ulaşımla ilgili soru sordum; yazın Çeşme yolunda trafik yoğun oluyor. Temel olan ulaşım, su meseleleri ve Büyükşehir’in yerel iradesine dair koordinasyon sorunu karşımızda” dedi.

PROGRAMIMIZ MUTLAKA REVİZE EDİLECEKTİR
Sındır ayrıca 28-29 Mart’ta gerçekleşecek olağan kurultay üzerinden de mesajlar verdi. Sındır, “Heyecanla tüm örgütlerimiz kurultayı bekliyor. İlçe ve il kongresini nasıl geride bıraktıysak kurultayı da öyle bırakacağız. Süreçte antidemokratik olduğu gibi eleştiriler olsa da genel olarak parti tüzüğümüze uygun şekilde örgütlerimizin güvenoyu aldığı ya da yenilerinin geldiği bir süreç sonrasında Türkiye iktidarına yürüyoruz. Kurultayda da görev almak isteyen arkadaşlarımız adaylıklarını ortaya koyacaklardır. Kurultay en üst karar organıdır. Genel başkanımız dahil tüm organlarını bağlayan kararlar alınabilmesine sahiptir. Partimizin programını revize etme, tüzüğünü oluşturma yetkisine sahiptir. Programımız mutlaka revize edilecektir. Kurultay amacına en doğru şekilde ulaşacaktır. Partimizin iktidara yürüdüğü yolda çok önemli bir mihenk taşı olacaktır. Diliyorum ki; partimizin iktidardan önceki muhalefette kaldığı son kurultay olacaktır. Seçim 2023’te mi olur, erken seçim mi olur, ama partimiz ilk seçimde iktidara gelecektir. Bu kurultay partimizi iktidara taşıyacaktır” açıklamasını yaptı.

PARTİMİZDE ŞU AN GENEL BAŞKANLIK SORUNU YOKTUR!
Parti içi yarışa ilişkin konuşan Sındır, “Bizde rekabet yoktur, yarış vardır. Aytuğ Atıcı birlikte görev yaptığımız hocamızdır. ‘Partimizi ben daha başarılı kılacağım’ söylemi karşılık bulursa başarılı olabilir. Başkası da olabilir. Ama bana kalırsa şu an partimizin genel başkanlık sorunu yoktur. Genel sekreter olarak da yakın çalışma fırsatı bulmuştum. Genel başkanımızla birlikte iktidar olacağız. Böyle bir boşluk olduğunu düşünmüyorum. Genel başkan sorunu bana göre yoktur. Belki parti MYK’sında varsa bir düşüncesi o da genel başkanımızın takdiridir. Partimizin güçlü bir şekilde çıkacağını düşünüyorum. İktidar ne kadar çamur atsa da parti olarak cumhuriyetin koruyucusu olarak dimdik ayaktayız” ifadelerini kullandı.